Etkinlik Dosyası

Kayıtdışı 01

Tarih: Şubat 2008
4 Şubat 2008 Pazartesi

Atölye Çalışmaları
POMİ (Potansiyel Mimarlık İşliği)
POMİ kaçan duvar atölyesi ilk günü atölye mekânlarında, tanışma ve tartışma ile geçirdi, kampus gezisi yapılarak kaçan duvarlar için mekân arandı. Sabah saatlerinde atölyenin mihmandarı Atakan’ın başı arızalı kamyonla dertteydi, aldığımız duyumlara göre İstanbul’un farklı noktalarında kamyon itiyormuş galiba kendisi kaçan duvarlar temasına farklı bir bakış açısı getirmeye çalışıyor.

Re-Form
Katılımcılarla tanışıldı. Neler yapılabileceği konuşuldu. İşlemsel sanat, form, 3d, programlama, processing konuları üzerine bir sunum yapıldı. Örnekler gösterilerek üzerine konuşuldu.

"bir yer(siz)leşme deneyimi olarak Müze"
"müze"nin mekan ve yer bağlamında incelenmesi, konuşulması ve tartışılması adına kavramların üzerine gidildiği bilgi yoğun bir gün oldu. Tansel Korkmaz’ın fiziksel ve görsel sınırları öne sürerek tanımsızlığı ve sınırsızlığı "yer" ile birleştirmesinden yer(siz)leşme kavramına geçildi. Bu bağlamda ise katılımcıların biricik, hiç, hiçkimse, tek tip, tek tipleşme gibi kavramlar üzerine düşünmeleri sağlandı. Aynı zamanda katılımcılar "müze"nin mimarisinin yanında Pelin Tan ile bu sınırın da dışına çıkarak, yapılış aşamasından neden yapıldığı ve ne için-nasıl kullanıldığı konusunda belirli fikirler edindiler.

Etkileşim/Transformasyon/Nomad (Yersiz)
“Artık mimarlık kütlelerin ışıkla oyunu oldugu kadar bilginin mekan ve alanda oyun oynamasıdır.” -JOHN MITCHEL, EV Director Of MIT Bilginin her gün artan yoğunluk ve hızla hayatımızsa fırtına gibi estiği günümüzde mimarlığın buna kayıtsız kalması, mimarlığın anlam ve içeriği düşündüğümüz de imkânsızdır. Bu fırtınanın önümüze koyduğu verilerden yola çıkarak, oluşturmaya çalıştığımız bilgi katmanlarıyla yeni tasarım metodolojilerinin kavramsal olarak açıklanması ve bu verilerin fiziksel etkileşim araçlarına dönüştürülerek yeni bir gecekondu mahallesi deneyinin gerçekleştirilmesi düşünülmektedir. Biz bu yeni mahalle kavramını stüdyo kapsamımız içinde “gölge şehirler- shadow cities” olarak adlandırıyoruz.

YERSİZLEŞTİRME_SULUKULE: Kentin Merkezindeki Bir Yer Değiştirme Projesine Tüm Yönleriyle Yeniden Bir Bakış
Parantez içine kıstırılmış, bellekten silinmeye çalışılan bir “yer” sulukule, sosyal bir çöküntü alanı… Atölye ekibi Sulukule Platformu... yenileme projeleri ve katılım başlıkları üzerinden sulukulenin tarihi imajı ve ona biçilen yeni yüzüyle tanışıyor. İlk sorular… Nasıl bir koruma anlayışı? Nasıl bir kullanıcı profili? Nasıl bir kültürel iletişim? Ve sürdürülebilirlik için eleştiri değil bir çözüm aranacak “söylenen şeyle uygulanan farklı olmasın diye”

fit to scale
Dünya'daki ölçek bozma örnekleri ve farklı sanatçıların farklı amaçlarla uyguladıkları örnekler üzerine konuşulup atölyeyle olan bağlantıları incelendi. Çeşitli objelerin biçimleri, biçimleriyle işlevlerin bağlantıları, zaman ve mekanla olan iklşkileri üzerine tartışıldı ve objelerin farklı ölçeklerde nasıl özellikler kazanabileceği konuşuldu.

Timuçin Çakaloz-Heykel
“-şehrin ışıklı ve renkli cazibesi ve yığınların buna doğru hareketi-bu yığınlar arasında kimilerini çok acı sürprizler beklemektedir. Kalabalıklar arasında yalnızlaşıyor kimileri ve evsizler beliriyor. Evsizler şehrin en az tüketen bireyleri…” Atölye çalışmasında bu duruma yönelik seyyar mekân tasarımlarının üretilip, sergilenmesiyle tüketim toplumunun evsiz bireylerinin gözünden kente bakmaya çalışılacağı tartışıldı ve bu bağlamda mekânlara yönelik fikirler öne sürüldü, eskizlerle ifade edildi, kullanılabilecek malzemeler konuşuldu.

SİNETOPYA'da "herhangi-bir-yer"den "yok-yer"e yer[siz]leşme Halleri
S
inetopya atölyesi, ilk gün kısa bir tanışmadan sonra katılımcılara atölye programının aktarılmasıyla başladı. “herhangi_bir_yer” den “yok_yer”e yer(siz)leşme halleri ile ilgili felsefenin, sinemanın ve mimarlığın öncülük ettiği disiplinlerden bahsederek katılımcılara genel bir bilgi veren Işıl Baysan, bu bilgilerden hareketle dönemlerinin önemli filmlerinden kesitler sundu.

Tartışmalar
Kayıtdışı 01 etkinliği bugün ilk tartışma oturumunu gerçekleştirdi. Organizasyon ekibinden Yelta Köm’ün açılış konuşmasını yapmasından sonra Arş.Gör.Dr. Esra Sakınç’ın konuşmacıları tanıtmasıyla oturum başladı. Oturumlara tartışmacı olarak Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Tül Akbal Süalp, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyeleri'nden Prof.Dr. Uğur Tanyeli ve Yrd.Doç.Dr. Şebnem Yalınay katıldı. İlk konuşmacı olan Prof.Dr. Tül Akbal, “Bakışın Altında Kent: Lümpen, Odaksız, Dışarlıklı” ana başlıklı konuşmasında sinema bağlamında kent ve aidiyet kavramlarını tartıştı. Konuya tarihsel bir bakış açısından da yaklaşan Akbal, öncelikle mekânların tarihsel süreçte nasıl değiştiğinden ve bu sürecin sinemaya olan yansımalarından bahsetti. Kentlerin yeni anlamları, kaybolan veya tarihsel süreçte yeni var olan mekânların bireyin özelinden sinema perdesine yansıması sürecindeki anlamları tartıştı İkinci konuşmacı olan Prof.Dr. Uğur Tanyeli “yerin ölümü” başlıklı konuşmasına, “yer” kelimesinin farklı dillerdeki etimolojik anlamlarıyla birlikte farklı disiplinlerdeki anlamlarına dair bir karşılaştırmayla başladı. Tanyeli, “yer”in günümüzdeki kullanımı ve bu bağlamdaki ölümünü konu alan konuşmasında “Ulus tahayyül edilmiş bir kültürdür. Bunu yer üzerinden ele aldığımızda yer de tahayyül edilmiş bir mekândır." diyerek yerin kimlik yaratımına benzer bir süreçte aslında yaratılan bir anlam olduğunu tartıştı ve bu anlamda “yer”i tartışmanın mümkün olmadığına değindi. Son etapta söz alan Yrd.Doç. Dr. Şebnem Yalınay “yer”i başka bir yönüyle tanımlayarak “MSN Mevcudiyeti: Facebook Cumhuriyeti” başlığı altında devinen şehir ve devinen sanal ortamı bir yer(siz)leşme olarak ele aldı. Günümüz teknolojisi imkanları altında bir bilgi akışına maruz kaldığımız ve bunun düşünme yetimizi körelttiği fikrini vurgularken bu bilgi akışının bir sonu varsa bunun bir büyük patlama ile sonuçlanacağının haberlerini verdi. Bu konuşmanın ardından tartışma günümüz koşullarının pasifliği ya da zamansal sıkışmanın yoğunluğu arasındaki gel-gitlerle yön değiştirdi. Sonuçta edinilen açılımları sıralarsak: -Sanalın bireyi pasifleştirmesi_düşünmeye bir mola vermek -pasifleşmek bir yana akıl almaz bir tüketim hızıyla bilgiyi ve hiçbir şeyi sindiremeden tüketmek. - korkutucu bir soğukkanlılık her şeye karşı şiddet ve getirdikleri… -imrenilen her şeye ulaşabilecek bir sanal ortam varken neden gerçeklikte yaşayalım. -Ya da bu sanal ortam bireyi ele geçirirken ondan kendimizi kurtarmak gittikçe daha mı imkansız olacak? -Yerleşiyor muyuz? Ya da taşınıyor muyuz ? Yersiz olana yerleşiyoruz… Facebook’ta dayalı döşeli bir odamız var. Bu da yeterince garip değil mi?

Kayıtdışı 01
Kayıtdışı 01
Etkinlik Dosyası Arşivi
Dönem içinde gerçekleştirilen etkinlik dosyalarının listesi aşağıdadır. Ayrıntılarına ulaşmak istediğiniz etkinlik dosyasını listeden seçiniz.