Gündem

Tarih: Editör: Emine Merdim Yılmaz, Zeynep Alpay
Gamze Güven

İlk in Milano sergisinin temelleri nasıl atıldı? Nasıl bir araya geldiniz?
Temellerinin nasıl atıldığını tam olarak bilmiyorum, ama sonradan davet edildim ve bu tip toplu sergilere, etkinliklere inandığım ve desteklediğim için katıldım.

Bu serginin Türk tasarımı için önemi nedir?
1990’lı yıllardan bu yana ETMK Endüstriyel tasarımcılar Meslek Kuruluşu’nun düzenlediği çeşitli ulusal ve uluslararası ürün tasarım sergileri oldu. Fakat, bir kurumun önderliğinde olmadan, tasarımcıların kendiliklerinden bir araya gelerek başlattıkları bu sergi girişimi bu anlamda Türkiye’de ilktir. Çok kıymetli işler çıkaran diğer tasarımcıların ve genç tasarımcıların da katılımıyla daha da gelişerek devamının geleceğine de inanıyorum, inanmak istiyorum. Ancak bu şekilde bir araya gelinerek, işleri sergileyerek ve birilerinin de bu noktadan hareketle Türkiyeli tasarım hakkında yorumlar yapması, yazıp çizmesi ile sürdürülebilir bir ortam yaratılarak Türkiye’de ürün tasarımı kültüründen bahsetmeye başlayacağımıza inanıyorum.

Türkiye’den çıkan tasarımlar ve tasarımcılar yurtdışında çeşitli platformlarda tanınmaya başladılar, İlk in Milano ile biraraya gelmenizin avantajları neler olacaktır?
Bu coğrafyanın ve bu zengin kültürün yetiştirdiği tasarımcıların ortak ve farklı yanlarını değerlendirmek açısından sergi büyük avantaj sağlamaktadır. Bu konuda yurtiçinde ve yurtdışında düşünürlerin ve yorum yapan kişilerin çıkmasını sağlayabilir. Ayrıca yabancı basının da bu toplu çıkış ilgisini çekecek, Türkiyeli tasarım bakış açısını gündeme getirecektir.

İlk ve son tasarımlarınızı açıklayıp, karşılaştırabilir misiniz?
1990’ların başında serbest çalışan bir endüstriyel tasarımcı olarak, endüstriden özgün ürün tasarımına talep olmadığından, çeşitli kentsel tasarım ve iç mekan tasarımı projelerinde yer alan kent mobilyaları veya mobilya tasarımları gibi ürünlerin tasarımını yaptım. Bu tasarımların üretimini siparişe göre fason yapan imalatçılar bulduk. İşveren ya ben ya da müşterimdi. Bu projeye örnek Başbakanlık Özel Çevre Koruma Kurulu’na yapılan “Göcek kıyısı kentsel tasarım projesi” kapsamında 1992 yılında tasarladığım kent mobilyalarının üretimini sipariş üzerine üstlenen d-Kare firmasını verebilirim. Bu projedeki öncelikli tasarım yaklaşımım yörenin tarihini araştırarak, doğal ve insan yapımı mekana uyum sağlarken ona daha da anlamlı ve renkli bir kimlik katacak, üretilmesi belli bütçeler içinde mümkün bir kent mobilyası ailesi tasarlamaktı.Oysa 1996 sonrası üretici kuruluşlardan ürün tasarımı hizmeti almak üzere talep gelmeye başlayınca tasarım tarifnamesi (brief) üzerinden işverene tasarım hizmeti vermeye başladım. Dolayısıyla da rakiplerin ve sektörün analizi, üreticinin malzeme ve üretim yöntemi kısıtları ve markanın kimliği gibi ürün tasarımı hizmetindeki önemli kriterler de gündeme geldi. Bu tip son tasarımlar olarak da tasarladığım içki şişelerini örnek olarak “Yeni Rakı” şişesini verebilirim. Çok büyük pazar payına sahip jenerik bir markanın yeni yüzünü yaratmanın yanı sıra milli içkimiz “rakı”nın kendi normunu yaratacak hatta kült bir şişe olmasını arayan bir tasarım yapmaya çalıştık.

Türkiye’nin tasarım ve üretimi açılarından nasıl bir platform olduğunu düşünüyorsunuz?
1970’lerin kapalı ekonomisinde özellikle büyük ölçekli kuruluşlarda özgün endüstriyel tasarıma yatırım yapılmaya başlandı. 1980’ler ise Türkiye’de rekabet ile tanışılan, daha çok modelin hızla lisans yolu ile, esinlenerek, ya da kopya ederek pazara çıkarıldığı, satış yerine pazarlamanın dolayısıyla reklam, iletişim ve tanıtımın ve de dış satımın öğrenildiği yılar oldu. Dolayısıyla bu dönem Ar-ge departmanlarının kurulduğu fakat kaçınılmaz olarak sanayide “tasarımda esinlenme ve öğrenme” dönemi oldu. 1970’lerin özgün tasarımı teşvik eden girişimlerinin kesintiye uğradığı 10-15 yıllık bir süreç olarak bu dönem yaşandı. 1990’ların Gümrük Birliği’ne girme süreci Türkiye’deki endüstriyel tasarım için kırılma noktası oldu. 1995 yılında yürürlüğe giren “554 sayılı Endüstriyel Tasarımları Koruma Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” ile, artık kopyacılık dönemi sona ermeye ve kuruluşlarda tasarıma yatırım yapılmaya başlandı. Ama gene de bu dönem tarihe ”kalite seferberliği” nin yaşandığı dönem olarak geçti. Toplam kalite konusunda birçok üretici kuruluş yeniden yapılanmaya geçti ve birbiriyle olduğu kadar uluslararası şirketlerle de bu konuda açılan yarışmalarda yarıştılar.

Son dönemde, 2000’lere gelindiğinde, ise fason imalat ve ihracat ile büyüyen birçok yerli kuruluş bu defa da “Çin faktörü” ile karşılaştı. Hemen her sektörde Çin ürünleri ile fiyat rekabetine giremeyeceklerini hızla fark eden kuruluşlar, fiyat rekabeti ile değil ürün farklılaşması ile rekabet edebileceklerini kavrayarak, özgün endüstriyel tasarıma yöneldiler. Devlet politikası olarak da son yıllarda “katma değerli ürün” ve “inovasyon” anahtar kelimeler olarak kullanılmaya başlandı. “Tasarım Yönetimi” konusunda açılan son yıllardaki yüksek lisans ve sertifika programları da mesleğin stratejik ve yönetim ile ilgili boyutunun altını çizmeye başladı. Ciddi oranda artan tasarımcı aranıyor ilanları, tasarım yarışmaları, sergi, fuar gibi etkinlikleri ile, yazılı ve görsel medyada, tasarımcı yıllıklarında birçok nitelikli işler üreten endüstriyel tasarımcıların yer almaya başlaması şunun göstergesi ki; “Türkiye’de endüstriyel tasarımın altın çağı” başlıyor. Öyle gözüküyor ki endüstriyel tasarıma talebin artışı ve mesleğin popülerleşmesi yakın gelecekte daha da artacak ve Türkiye’de oluşmaya başlayan “tasarım sektörü” hakkında tartışmaya başlayabileceğiz.

Türkiye’de de tasarıma yönelik çeşitli etkinlik ve buluşmalar gerçekleşiyor; bunun tasarımcıların ürünlerini üretilmesi ve tüketilmesi için rasyonel bir desteği oluyor mu?
Oluyor ama sadece etkinlik yapılması yeterli olmuyor. Geçmiş yıllardaki “Design week” etkinliklerinde karşılaştığımız iki ana problem oldu. Üretilmesi için üreticilerin katılmasını gerçekleştirmek gerekiyor. Ancak o zaman yeni potansiyel müşterilerle tanışmak için ürün tasarımcılarının katlımı gerçekleşir ve ürün tasarımı sektörü oluşmaya başlar. Tüketilmesi için de tüketicinin/kullanıcının aklının karıştırılmaması, neyin zanaat, neyin sanat, neyin ürün tasarımı olduğunun altının çizilmesi gerekir.

“Türkiye’de yapılması gereken çok iş var” diyen bir tasarımcı olarak 1990 yılından bu yana mesleğin pratiğini yapmanın yanı sıra tasarım ile ilgili tv programları, tasarım sergileri, tasarım ödülleri, seminerleri, tasarımcılar katalogları ve yıllıkları gibi organizasyonlarda sorumluluk alarak endüstriyel tasarımın tanıtılmasına ve talep edilir olmasına çalıştım. Tasarımcıların, bir araya gelerek düşüncelerini, yaptıklarını paylaştıklarında ve sergilediklerindeki, güçlerine inandım. Bu yüzden de bu sergiyi destekliyorum. İnanıyorum ki birçok başka dönüşümler açısından da bu etkinlik Türkiye’de endüstriyel tasarım evriminde kırılma noktası olacaktır.

Türkiye’de tasarımı canlandıracak veya teşvik edecek ne tür çalışmaların yapılmasını isterdiniz?
Tasarımcılarımızın, eğitimimizin, kurumlarımızın, tasarıma yatırım yapan ve yapmayan endüstrilerimizin değerlendirildiği kitapların basılması, panellerin daha sık düzenlenmesi, yaz okullarının ve workshopların düzenlenerek genç ve deneyimli tasarımcıları bir araya getirip çalıştırmasını isterim. Bir ülke politikası olarak, ihracat da katma değer yaratmak için acil ürün farklılaşmasına ihtiyaç duyan sektör ve üreticilerin bilgilendirilmesi ve tasarımcılar ile buluşturulması gerekmektedir.

Milano Fuarı farklı ülkelerin tasarımcılarını bir araya getiren saygın bir platform, bu sene Milano’da hangi tasarımcıların ve ülkelerin öne çıkacağını düşünüyorsunuz?
Türkiye ve Türk tasarımcıların.

Milano Fuarı’ndan beklentileriniz nelerdir?
Yabancı basının ve yabancı üreticilerin ilgisi.

Milano Fuarı’ndan sonra hedefleriniz nelerdir?
Diğer yurtdışı tasarım ve sektörel fuarlarda tasarım hizmeti veren profesyonel tasarım firmaların stand açarak tasarım hizmeti ihraç etmelerine destek olmak ve katılmak.


Gündem Arşivi
Dönem için hazırlanan gündemlerin listesi aşağıdadır. Ayrıntılarına ulaşmak istediğiniz gündem başlığını listeden seçiniz.