Gündem

Tarih: Editör: Emine Merdim Yılmaz, Zeynep Alpay
Seyhan Özdemir-Sefer Çaglar

İlk in Milano sergisinin temelleri nasıl atıldı? Nasıl bir araya geldiniz?
Ilk in Milano aslında bir sergi fikri olarak ortaya çıkmadı, ilk etapta hedef tartışan, düşünen, yazan, çizen kısaca birarada hareket eden bir tasarımcılar grubu oluşturmaktı. İnci Mutlu’nun fikrini Adnan Serbest’e açması ve tasarımcıların birbirini haberdar etmeleri ile bu grup meydana geldi.

Sizce bu serginin Türk Tasarımı için önemi nedir?
Bu sergi öncelikle bir ilk olması açısından önem taşıyor. Milano her anlamda bir tasarım şehri; moda, mobilya ve obje tasarımları çoğu zaman bu şehirde hayat buluyor ve farklı platformlarda değerlendiriliyor. Bu sebeple “İlk in Milano”nun gelişme dönemindeki Türk tasarımının, tasarım duayenleri ve dünya basını ile BİRARAYA GELMESİ açısından çok etkili olabileceğini düşünüyoruz.

Türkiye’den çıkan tasarımlar ve tasarımcılar yurtdışında çeşitli platformlarda tanınmaya başladılar, İlk in Milano ile biraraya gelmenizin avantajları neler olacaktır?
Autoban olarak bugüne kadar yaptığımız işlerle yurt dışında özellikle yabancı basın tarafından büyük ilgi gördük ve dünya çapında ödüller aldık ama sinerji her zaman çok güçlü bir enerji yaratır ve İlk in Milano ile de Türkiye’de gerçekten başarılı olduğuna inandığımız tasarımcılarla birarada olmak tüm katılımcıları daha ileri bir platforma taşıyacaktır diye düşünüyoruz.

İlk ve son tasarımlarınızı açıklayıp, karşılaştırabilir misiniz?
İlk ürünümüz “Spider” diye adlandırdığımız aydınlatma ünitesi. Metal ayaklarının ışıkla duvara yansıması sonucunda ortaya çıkan yansıma onu örümcek olarak adlandırmamıza sebep oldu. 2003 yılında tasarladığımız bir ürün olmakla birlikte hala en gözde tasarımlarımız arasında.

Son tasarımımız da yine bir aydınlatma ünitesi olan “king”. 50’li yılların klasik anlayışına, barok tarzı ve çağdaş bir yorum ekleyerek tasarladığımız bu ürünün üç ayrı renk alternatifi bulunuyor.

Türkiye’nin tasarım ve üretimi açılarından nasıl bir platform olduğunu düşünüyorsunuz?
Türkiye’de tasarım yurtdışı ile karşılaştırıldığında henüz emekleme aşamasında diyebiliriz. Üretim ise başlı başına zorlu bir süreç. Üreticinin tasarımı çok iyi anlaması ve çok titiz çalışması gerekiyor; malzeme kalitesi de çok önemli ama ne yazık ki Türkiye’de bu zihniyet henüz oturmadı. Bu sebeple yurtdışındaki üretim kalitesini yakalamak için daha yolumuz var.

Türkiye’de de tasarıma yönelik çeşitli etkinlik ve buluşmalar gerçekleşiyor; bunun tasarımcıların ürünlerini üretilmesi ve tüketilmesi için rasyonel bir desteği oluyor mu?
Biz Seyhan Özdemir ve Sefer Çağlar olarak ilk defa Türkiye’de böyle bir etkinliğin içerisinde yer alıyoruz. Yaratacağı desteği önümüzdeki dönemde bize getirilerini değerlendirerek anlayacağız.

Türkiye’de tasarımı canlandıracak veya teşvik edecek ne tür çalışmaların yapılmasını isterdiniz?
İlk in Milano gibi Türk Tasarımını doğru lokasyon ve ortamlara taşıyan etkinlikler olması etkili olur.

Milano Fuarı farklı ülkelerin tasarımcılarını bir araya getiren saygın bir platform, bu sene Milano’da hangi tasarımcıların ve ülkelerin öne çıkacağını düşünüyorsunuz?
Bunu hep birlikte göreceğiz ama her dönemde olduğu gibi güçlü bir fikirle çıkan kişilikli işler burada da öne çıkacaktır.

Milano Fuarı’ndan beklentileriniz nelerdir?
Biz Sefer Çağlar ve Seyhan Özdemir olarak kişisel beklentiler içerisinde değiliz, bu fuara katılma amacımız tamamen Türk tasarımında ortak bir duyguyu yansıtmanın bir parçası olabilmekti ve bu anlamda zaten beklentilerimizin karşılığını aldığımızı düşünüyoruz.

Milano Fuarı’ndan sonra hedefleriniz nelerdir?
Autoban olarak Mayıs ayında New York’taki International Contemporary Furniture Fair ve Eylül’de Londra’daki %100 Design fuarlarına katılacağız. Bunlar için hazırlıklarımız başladı ve önümüzdeki dönemde yoğunluğumuz bu yönde olacak.


Gündem Arşivi
Dönem için hazırlanan gündemlerin listesi aşağıdadır. Ayrıntılarına ulaşmak istediğiniz gündem başlığını listeden seçiniz.