
Soğuk Çatı - Eğimli Çatı Soğuk Çatı - Çift Havalandırma Boşluklu Eğimli Çatı
Çatı, en eski insan içgüdüsü ve hareketlerinden olan kendini örtmek ve korumakla ilişkilendirilmiştir. Bu anlayışa göre çatı; örtünmek için bir istek, korunma vaadi ve tamamlamadır. Çatı binayı bitirir. Bu sebeple bazı ülkelerde çatının yükselişi kutlanır.
Düz çatı mı, eğimli çatı mı tartışmasında herkes kendi önerisinin geçerliliğini destekleyen iyi sebepleri olduğunu iddia eder ve herkes koruyucu ve basit olan uygun bir çatı ister. Fakat uygun bir çatı nedir? İyi örten bir çatı mıdır? Veya bir binayı tamamlayan bir çatı mıdır? Veya olabildiğince geri planda kalırken iyi örten ve binayı tamamlayan etkisini veren çatı mıdır? Veya binaya iyi örtücü ve tamamlayıcı olmanın ötesinde koruyucu ve güçlü bir form sunan bir çatı mıdır?
Bazı durumlarda çatı görünür olabilmek için elinden geleni yapabilir. Sicilya’daki antik Yunan tapınaklarının çatıları zengin desenli mimari öğelerinden ve düşmanlarına korku salan figürlerinden belli olurdu.
Çatı aynı zamanda yerel özellikler taşır, bir yeri diğerinden ayırır, üstelik sadece iklim nedeniyle değil. Çatı ve malzemeleri belli bir yöreyi ve atmosferi çağrıştırır, Paris’in bakır çatılarının kent mimarlığı düşüncesini hatırlattığı gibi.
Çatı karakter ve kimliktir, Karl Friedrich Schinkel aristokrasinin kırsal karakterini öğrenilmiş ve daha az taşralı olana dönüştürme girişiminde birçok saray ve büyük konakların çatı formlarını uyarlamıştır.
Çatı hem örttüğü binadan tamamen bağımsız bir strüktür ortaya koyabilir hem de yapının fonksiyonu için temel ve ayrılmaz bir eleman olabilir.
Bazı örneklerde ise çatı yağmur ve rüzgar gibi değişen hava koşullarına karşı hassastır ve tepki verir. Bütün bu sebeplerle çatı ve onun formu tek bir slogana indirgenemez. Sadece yenilikçi olanları değil Modernizm’de yer alan bütün formları ve çeşitli özlerini okuyabilmemiz gerektiğine inanıyorum.
Kaynak: Colloti, F. 2001 "Architekturtheoretische Notizen, Bibliothece vol. 1" Lucerne: Martin Tschanz