Polonya
“Sovyetler’den bir hediye” olarak nitelendirilen Lev Rudnev’in Varşova Kültür Sarayı, Stalin mimarlığının belki de en tartışmalı ithal ürünüydü. Bugün hala Avrupa Birliği’ndeki en büyün dördüncü bina olan bu büyük ve yüksek kule, kentin en baskın yapısıydı. Krakov dışında hayata geçirilen Nowa Huta adlı yeni kent de 1940’ların sonlarında Stalinist stilde planlandı.
Doğu Almanya
Nazi Almanyası’nın Sovyetler’e yenilmesinin ardından Berlin’de birçok görkemli savaş anıtı inşa edildi. Bunlardan biri de, Albert Speer’in Reich Yüksek Mahkemesi’nden arta kalan mermerlerin kullanıldığı Tiergarten’daki anıt. Almanya’daki ilk büyük Stalinist tarzdaki yapı, Unter den Linden’deki Sovyet Büyükelçiliği Binası’ydı. Her ne kadar modernist mimarlar gülünç bulsa da, devlet yönetimi tarafından çalışmaları durduruldu ve Stalinist tarz benimsendi.
Romanya, Bulgaristan, Çekoslovakya ve Macaristan

Casa Scânteii
Kaynak: Wikipedia
Bulgaristan, Sofia’daki Largo Kompleksi ve Romanya’daki Casa Scânteii, Stalinist mimarlığın bu ülkeleri de etkilediğinin açık birer göstergesi. Bazıları Stalin’in ölümünden sonra tamamlanan yapılar, Çekoslovakya’da daha az sayıda olmasına rağmen, Prag’da oldukça heybetli bir Stalin heykeli dikildi. Macaristan’daki Sztalinvaros kentinde, Stalinist mimari benimsenmişti. Sovyetler Birliği’nde olduğu gibi Doğu Avrupa’da da 1950’lerin sonlarında modernizm tekrar etkili olmaya başlamıştı. Ancak 1984’te başlanan inşaatı 1990’da, Nikolay Çavuşesku’nun düşürülmesinden kısa bir süre sonra tamamlanan Bükreş’teki Parlamento Sarayı, neoklasisizmin oldukça geç bir örneği.
Diğer Ülkeler
Stalinist mimarlık anlayışının bazı örnekleri, Kuzey Kore ve Çin’de de görüldü. Aslen Sino-Sovyet Dostluk Sarayı olarak inşa edilen Şangay Fuar Merkezi ve Pekin’deki Moskova Restoranı, bunlardan bazıları. Doğu Bloku dışındaki Sovyet konsolosluk ve elçiliklerinde kullanıldığı göze çarpan Stalinist stil, özellikle Helsinki ve Berlin’deki elçilik binalarında dikkat çekiyor. E.S. Grebenshthikov tarafından tasarlanan Berlin Elçilik Binası, Londra’daki Buckingham Sarayı’na benzerliğiyle dikkat çekiyor. Bunun nedeninin ise, Sovyet Dışişleri Bakanı Vyacheslav Molotov’un binaya duyduğu hayranlık olduğu söyleniyor.
İmaj Galerisi