Tekil binalar yerine geniş kapsamlı ve çok bloklu projeler, Peschnaya Meydanı’nın planlanmasında denendi. Yine “akış metodu”nun kullanıldığı projede, tipik 7 katlı binalar 5 - 6 ayda tamamlandı. İnşaatların en az iki ay gecikmesine neden olan alçı cepheler yerine tuğla işinin kullanıldığı bu binalar, gerçek anlamda Stalinist mimarinin bakış açısını yansıtıyordu. Ve aynı zamanda bu özelliğe sahip son binalardı.
Stalin hayattayken seri üretimle birlikte devam eden lüks stil, 1954 Kasım’ında bu “fazlalıklar”ın açıkça eleştirilmesi ve 10 -14 katlı binalar yapılması isteğinin dile getirilmesinin ardından sona yaklaştı. Fazlalıklardan kurtulmak üzerine hazırlanan bir kararnamede lüks inşaat harcamalarının tüm bütçenin yaklaşık %30 - 33’ünü oluşturduğu belirtiliyor, lüks detaylar ve planlar içeren tasarımları nedeniyle Alexey Dushkin ve Yevgeny Rybitsky özel olarak eleştiriliyor, Rybitsky ve Polyakov’dan ise kazandıkları Stalin Ödülleri geri alınıyordu. Kapatılan Sovyet Mimarlık Akademisi’nin yerine bir “Standardize Edilmiş Binalar Enstitüsü” kurulması da verilen kararlar arasındaydı.
Gözden düştükten sonra 5 yıl daha var olmaya çabalayan Stalinist mimarlık, 1961 yılında Kiev’deki Ukrayna Oteli’nin tamamlanmasıyla sona erdi.
İmaj Galerisi