Gündem

Narmanlı Han

Narmanlı Han'a Son Bakış

Şehriye.com

Narmanlı Han’ı son bir kez dünya gözüyle görmek için elinizi çabuk tutun. Hava biraz serin olsa da mutlaka Noter’in duvarına yaslanmış bankta biraz oturun. Aklınızı akasyaların küçük çırpınışlarına bırakın ve hanın kedileri gibi, dünyevi olmayan bir iç huzuruyla, köşedeki küçük ocaktan bir çay için.

Beyoğlu’nun İstiklal Caddesi’nde kaygısız insan topluluğu, Galatasaray Lisesi’nin önüne kadar, omuz omuza gelir ve genellikle oradan, caddenin başına geri döner. Siz öyle yapmayın; caddenin ilk yarısına oranla daha az şenlikli ama en az ilk yarısı kadar sürprizli olan ikinci yarısının sonuna kadar mutlaka gidin. Tünel’e yaklaştığınızda, Rus Konsolosluğu’nun karşısında, bir kaleyi andıran Narmanlı Han’ı görmezden gelemezsiniz. Binanın iki kanatlı ağır giriş kapısı, küçük bir koridorla avluya bağlanır. Avluya girdiğinizde ise, başka bir aleme adım atarsınız sanki... Tüm tarihi avlular gibi, kapının ardında kalan dünyadan en ufak bir ses, iz, koku yoktur burada. Alçak iki katlı binayla çepeçevre sarılı avluda sadece, Beyoğlu 2. Noteri’nin bulunduğu bina tek katlıdır. 19'uncu yüzyılın ilk yarısında inşa edilen binanın avlusunun hemen girişinde, bir zamanlar renkli balıkların yüzdüğü bir süs havuzu bulunurmuş. Şimdi onun yerinde, akasyaların ve morsalkımların dibinde alacala bulacalı, sarı, siyah her cinsten onlarca kedi yan gelip yatıyor. Kediler, artık Narmanlı Han’ın bir parçası olmuşlar. Burası onların da evi, bir damla güneş bulsalar onu yakalayıp, zevkle yuvarlanıyorlar ve kediliklerinden biraz da avludaki bu benzersiz aleme bulaştırıyorlar. Boşuna değil, azar azar yaşlanan bu gölgeli avluda zaman biraz yavaş ilerliyor gibi...

Zamandan söz açılmışken, Narmanlı Han’ın ya da bilinen diğer ismiyle Narmanlı Yurdu’nun inşa tarihi 1843... Yaratıcısı ise, İstanbul’da yaşadığı 19 yıl boyunca kentteki önemli yapılara imzasını atmış olan İtalyan mimar, Giuseppe Fossati... Bina yapıldığı günden itibaren, Rus elçilik binası olarak kullanılmış. Birinci Dünya Savaşı sırasında Rusya ile ilişkilerin askıya alınması, binanın yıllarca bakımsız kalmasına yol açmış. 1917 Ekim devrimi sırasında, İstanbul, çok sayıda Rus mültecinin ziyaretine uğradığında Narmanlı Han hâlâ elçilik binası işlevini görüyormuş. Ancak caddenin karşı sırasındaki yeni elçilik binası yapılınca, konsolosluk büroları oraya taşınmış. 1930’lu yılların başında binada, Rus devletine ait sadece iki turizm şirketi çalışır durumdaymış. 1933’te, tamamen boşaltıldığında ise binayı İstanbul’un ünlü tüccarlarından Avni ve Sıtkı Narmanlı satın almış. İlk iş olarak Eminönü’ndeki işyerlerini buraya taşıyan, Narmanlı kardeşler sanatsever bir aile... Han için gerçek bir şans olmuş bu. Çünkü ticari işlerinden zaten çok iyi para kazanan Narmanlılar, yüksek kira tekliflerine rağmen, hanın odalarını taşralı tüccalara değil, çok ucuza sanatçılara kiralamayı tercih etmişler. Bakın bu yaşlı hanın albümünde hangi fotoğraflar saklı: Ağır giriş kapısının sağındaki iki katlı dükkanların birinde şiirlerini yazan Bedri Rahmi Eyuboğlu; onun bitişiğinde Ulus gazetesine İstanbul’dan ‘haber geçen’ Neş’et Atay; ressam Aliye Berger; ünlü Ermeni gazetesi Jamanak; üç odayı birleştirerek yaptığı atölyesiyle heykeltıraş Dr. Firsek Karol ve Andrea Kitabevi.... Entellektüel bir cennet yani. İstanbul’un ilk konfeksiyoncularından Visconti’nin mağazası ve kürkçü Sanoviç de Narmanlı Han’ın küçük dükkanlarını mekan tutmuşlar.

Avludaki tek katlı bina, öteden beri nedense resmi işlere ayrılmış. Bir zamanlar ‘Maliye Tahsil Şubesi’ymiş, şimdilerde ise morsalkımlarla süslü, serin yapı, kentin herhalde en güzel Noterlik binası. Avlu içindeki dükkanların bazılarını da sonradan sahaflar kiralamışlar. Sahaf Hayım’ın ismi kitaplarda geçiyor, ismi kitaplarda geçmeyenleri de hanın on sene önceki halini bilenler hatırlayacaktır belki. Yakın zamanlara kadar üniversite öğrencilerinin kapısını aşındırdıkları, Deniz’in müzik dükkanını da unutmamalı.

Şimdi ne ressamlar, ne gazeteciler hatta sahaflar ve müzik dükkanı bile kalmadı. Gösterişli filayakları üzerinde hala sağlam gözüken bina yavaş yavaş boşaldı. Bugünlerde daha da hızlı boşalıyor, çünkü ikinci derecede tarihi eser kabul edilen binaya kat eklenmesi gündemde. Anıtlar Kurulu’nca onaylanan restorasyon projesine göre eserin üzerine, geriye doğru çekilmiş üç katlı betonarme bir bina eklenecek. Avludaki asırlık ağaçlar kesilerek bahçenin üzerine yazın açılabilen camdan bir örtü yapılacak. Binanın altına ise iki katlı kapalı bir otopark inşa edilmesi düşünülüyor. Yüksek Mimar Halil Onur’un imzasını taşıyan restorasyon projesi, eklemelerin binanın genel mimari estetiğini bozmayacağını savunuyor. Proje aslolarak, bir iş ve eğlence merkezi haline gelen Beyoğlu’ndaki konut alanlarını artırmayı amaçlıyor. Ancak bu konuda Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin farklı görüşleri var. Oda, Narmanlı Han’a kat eklenmesini içeren restorasyon projesini yanlış bir kurur kararı olarak değerlendiriyor. En çok endişelendikleri nokta ise, kararın, Beyoğlu’ndaki başka tarihi binalar için emsal oluşturması riski...

Bir de iyi haber; ne kadar inanılır bilinmez ama, kediler inşaat süresince bir başka yerde kalacak ve sonra evlerine geri dönecekler.

Sözün kısası, Narmanlı Han’ı son bir kez dünya gözüyle görmek için elinizi çabuk tutun. Hava biraz serin olsa da mutlaka Noter’in duvarına yaslanmış bankta biraz oturun. Aklınızı akasyaların küçük çırpınışlarına bırakın ve kediler gibi, dünyevi olmayan bir iç huzuruyla, köşedeki küçük ocaktan bir çay için. Ama sakın, sigara izmaritinizi yere atmayın. Zamanın ve bu kale-binanın kendine benzettiği yaşlı esnaf tarafından hemen ayıplanırsınız.


Narmanlı Han
Narmanlı Han
Gündem Arşivi
Dönem için hazırlanan gündemlerin listesi aşağıdadır. Ayrıntılarına ulaşmak istediğiniz gündem başlığını listeden seçiniz.