
Rotterdam’ın bu yeniden yapılanma projesinde, Maas nehrinin güneyinde konumlanmış Kop van Zuid bölgesinin de canlandırılması ve nehrin kuzeyindeki şehir merkezinin devamı niteliğinde bir bölge kazanılması söz konusudur. Projenin kapsamından görüldüğü üzere, tesadüfi oluşmuş ya da kısa vadeli bir amaç güden bir proje değildir. Geçen yüzyılın ikinci yarısında, Avrupa’nın en büyük liman hizmetlerine sahip olan Rotterdam’da, liman bölgesinin şehir dışına ve daha batıya kaydırılması ile Kop van Zuid rıhtımı fonksiyonunu yitirirken, bu gelişime paralel olarak kentin konut, ofis, kamusal mekan ihtiyacı ve kent merkezini çevreleyen yerleşimlerin ekonomik açıdan kalkındırılma ihtiyacı da artmıştır.
2010 yılına kadar Kop van Zuid’in mevcut kent merkeziyle bütünleşmesi amaçlanmaktadır. 2000 yılı sonunda neredeyse bitmiş olan altyapı projelerinden Erasmus Köprüsü, Wilhelminaplein metro istasyonu ve Varkenoordse Viyadüğü kullanıma açılmıştır. Konut projelerinin yüzde altmışından fazlası ya tamamlanmış ya da inşa halindedir. Aynı durum ofis ve iş alanları içinde geçerlidir. Ichtus Koleji, ilkokullar ve Luxor Tiyatrosu da şimdiden hayata geçmiş projelerdir.
Kop van Zuid projesi ile kent, Maas Nehri’nin iki yakasındaki yerleşimiyle nehir tarafından bölünmemiş bir şehir oluşturacaktır. Maas Nehri üzerindeki Erasmus Köprüsü Kop van Zuid’i şehir merkezine bağlar. Liman işletmelerinin yer değiştirmesinden sonra ıssız kalan Kop van Zuid’in yeniden yapılandırma projesinde, bölgenin karakteristiklerini oluşturan tarihi iskeleler, vinçler ve antrepolar korunarak modern yaşam gereksinimleriyle, çalışma ve eğlence mekanlarıyla birleştirilmiştir.
Liman işletmelerinin yer değiştirmesi sonucu ıssız kalan Kop van Zuid için ilk öneri belediyenin 1978 tarihli master planındaki dört bin konuttu. İlk sosyal konutlar 1980lerde inşa edilmeye başladı. Aynı dönemde, kaliteli konut ve iş merkezleri için de yerleşim yerleri ihtiyacı doğmuştu. 1986 yıllarında sosyal, ekonomik, idari ve yerleşim alanındaki gelişmeler ilgi uyandırmaya başladı ve kent yönetimi daha ciddi olarak eski liman bölgesinin yeniden planlanması üzerine çalışmaya başladı. Şehir plancısı Teun Koolhaas ile birlikte çalışılarak, tutarlı bir kentsel planlama yapıldı. Koolhaas’ın tasarımında kolay ulaşımı salayacak bir köprü, yeni bir metro istasyonu ve bir viyadük önemli altyapı elemanlarıydı.
Bölgenin gelişimi üzerine kalitenin sürdürülebilirliği açısından üç ana alan belirlendi: kentsel planlama ve tasarım, kamusal açık alanlar ve Kop van Zuid gelişim planı. Sonuncusu kentin bu bölgesinin ileriki fonksiyonlarını belirleyip; temel olarak konut, iş alanı ve eğlence mekanları barındıracaktır.
Bu proje için pek çok farklı kişi ve kişiler beraber çalışarak ortak bir gelişim projesine imza atıyorlar. İdari yöneticiler, müşteriler, şehir plancıları, mimarlar ve teknisyenler, planlanmış master plan üzerinden kaliteli bir çevre için beraber yola çıkıyorlar. Şehir planlamasında ve mimaride belli bir kalite seviyesini tutturabilmek için Avrupalı ve Hollandalı mimar ve şehir plancılarından oluşan danışman niteliğinde bir Quality Team (Kalite Grubu) de kuruldu. Bu grup için amaç, “bütün, parçaların toplamından daha fazlasını ifade etmeli” fikri üzerine kuruludur.
Altyapı:
Projenin ilk başından beri, tasarımcılar Kop van Zuid için en önemli başlangıç noktasının şehir merkeziyle kurulan iyi ulaşım bağlantıları olduğunu savundu. İdareciler tarafından da desteklenen bu görüş sonucu, bölgenin temel altyapısını oluşturan Erasmus Köprüsü, Varkenoordse Viyadüğü, Wilhelminaplein Metro İstasyonu ve TramPlus (yeni tramvay sistemi) finanse edildi.
Erasmus Köprüsü:
1996’da inşasının tamamlanışından itibaren Rotterdam kentinin sembolü haline dönüşen Erasmus Köprüsü, UN Studio (Ben van Berkel ve Caroline Bos) tarafından tasarlandı. Maliyeti diğer önerilere göre daha yüksek olmasına rağmen bu projenin uygulama için seçilmesinde kuşkusuz estetik değerleri ve kent için bir landmark olabilme kapasitesi ile çekiciliği önemliydi. Köprünün inşasından sonra hem özel hem kamusal araçlarla ulaşım çok rahatladı ve Erasmus Köprüsü kuzey ve güneyi bağlayan bir ana eksen çizmiş oldu.
Yaşama, Çalışma ve Dinlenme Mekanları:
Konut alanlarındaki çeşitlilik farklı gelir gruplarının bir arada Kop van Zuid’de yaşamasını öngörerek tasarlanmış. Genç aileler, yaşlılar, çalışan çiftler ve yalnız yaşayanlar ayrı ayrı düşünülmüş ve her birinin farklılaşan ihtiyaçlarına uygun farklı konut tipleri geliştirilmiş.
Entrepot Alanı:
Mağazalar, restoran - kafeler ve yat limanı ile canlanan Entrepot Alanı’nında dört yüzden fazla konut bulunmaktadır.
Landtong:
Üç tarafı su ile çevrili bu alanda, altı yüz lüks konut bulunmaktadır. Sessiz avluları çevreleyen konutların geniş balkon ya da terasları vardır. Yine bu alanda da restoranlar, mağazalar mevcuttur.
Wilhelminaplein:
Görsel olarak baskın olan yapıların ve orijinal strüktürün korunmasına karar verilen bölge için kentsel tasarım, peyzaj ve trafik akış planları koordinasyonlu biçimde düzenlenmiştir. Parkhuismeesteren antreposunu lüks konutlara dönüştürülme projesi ve yine gelir düzeyi yüksek kişilere hitap eden Montevideo apartman kompleksi 2002 yılında başlaması düşünülmüş projelerdir. ‘De Rotterdam’ adlı Rem Koolhaas’ın konut-ofis-eğlence işlevlerini barındıran karma yapısının inşası ise 2005-2006 yıllarında başlayacaktır. Tüm Kop van Zuid yerleşimi içinde Wilhelminaplein, bölgenin ekonomik açıdan merkezi olacaktır. Holland America Line firmasının terminal yapısı ise lüks bir Cruise Teminali olarak işlevlendirilecektir. Master planının amaı bu bölgede birbirine entegre olmuş konut ve ofis alanları oluşturmaktır. 200.000 m ²lik bir ofis alanı planlanan alanda, Renzo Piano’nun bir telekom şirketine ait ‘Toren op Zuid’ ve Norman Foster’ın ‘World Port Center’ projeleri de bulunmaktadır. Peter Wilson tarafından tasarlanan Luxor Theatre da yine bu bölgenin ihtiyaçlarını karşılamak üzere düşünülmüştür.
Zuidkade:
Erasmus Köprüsü’nün Kop van Zuid tarafındaki ayağının bulunduğu alandır. Toplu taşıma araçları açısından önemli bir düğüm noktasıdır. 10.000 m²lik bir ofis alanı ve 250 konut tasarlanmıştır. Ayrıca Laan op Zuid’i canlı bir bulvara dönüştürmesi amaçlanan restoran ve mağazalar da konut bloklarının giriş katlarında bulunacaktır. Bu alanda bulunan ve uzun zamandır kullanılan Wilhelminahof ofis kompleksi ise 70.000 m ²lik ofis alanı sağlar. Bu kompleksin rekreasyon aktivitelerini karşılayan bir merkez olan Galleria da mevcuttur. 18.000 m ²lik ofis alanıyla Wilhelminatoren ve Ichtus Koleji de yine bu bölgededir.
Projenin Organizasyonu:
Şehir idaresinin ve özel kuruluşların beraber çalıştığı bir proje olan Kop van Zuid, çok kapsamlı, uzun vadeli ve her ölçekte düşünülmüş bir projedir. Mimarlığın, tüm organizasyonun içinde bir düğüm noktası olduğunun ve ancak tüm diğer düğüm noktalarıyla beraber bir sistem oluşturduğunun bilinciyle hareket edilen bir yeniden yapılanma projesidir. Kop van Zuid, tüm bu özelllikleri ve ayrıca mimarlığın daha büyük bir sistemdeki konumunu ve bu sistemle koordinasyonlu olarak nasıl çalıştığını göstermesi açısından da çok önemlidir.
Bu proje kasamında, bölgenin kamusal imajının oluşturulması için çalışan ve bölgeye kendine özgü bir kimlik kazandırmayı amaçlayan bir İletişim Grubu, ve amacı; doğan iş imkanı ve temizlik görevlisinden en üst düzey yöneticiye kadar her alanda oluşan personel gereksinimini, öncelikli olarak çevre yerleşimlerden karşılamak olan Ortak Çıkar Proje Grubu da bulunmaktadır.
Öne Çıkan Mimari Projeler:
Erick van Egeraat - Ichtus Koleji:
1998-2000 / 19.945 m ²
Ichtus Yüksek Okulu, cam ağırlıklı modern bir tasarımdır. En ileri enformasyon ve iletişim teknolojileri ile donanmış olan yapı, kolayca bölümlendirilebilme özelliği ile esnek bir çalışma mekanı sunar. Ayrıca, bir multimedya kütüphane, kantin ve stüdyosu mevcuttur. Giriş katında, öğrenci ve çalışanların yanısıra çevrede yaşayanlar tarafından da kullanılan servis hizmetleri bulunur. Proje kapsamında yeni mezunların kendi işlerini kurabilecekleri imkanlar da düşünülmüştür. Dolayısıyla, yapı kamuya açıktır ve giriş katındaki fonksiyonlar ile çevreyle de etkileşimlidir. Yapının arka tarafında da kapalı bir avlu bulunmaktadır.
Kentsel ölçekte çevre rıhtım dokusuna uyum sağlayan yapı, tipoloji olarak da geç 19. erken 20. yüzyıl endüstriyel mimarlığı ile benzeşir. Giriş katında çevre yapıların arkadlarını devam ettiren yapının daha özelleşmiş kamusal alanları ilk üç katta yer alırken sınıflar üst altı kata yerleştirilmiştir. Güney cephesi boyunca yükselen atrium, okulun çekim noktasını oluşturur. Malzeme olarak açıklığın, maksimum esnekliğin ve manzaranın ifadesi olarak, kobalt mavisi film ve berrak cam kullanılmıştır.
Bolles & Wilson – Luxor Tiyatrosu:
1998-2001 / 16.000 m²
Almanyalı Bolles & Wilson firmasından Peter Wilson’ın tasarladığı Luxor Tiyatrosu’nun iki fuayesi ve Rijnhaven manzaralı bir restoranı vardır. Kırmızı ve tonlarında tasarlanan yapının tiyatro sahnesi 42 metreye 21 metre olup oldukça geniştir ve çok iyi bir akustiğe sahiptir.
Fumi Hoshino - Parkhuismeesteren:
2001-2003 / 8.000 m²
Kop van Zuid planına göre Parkhuismeesteren Antreposu’nun yıkılmasına karar verilmişti. 1995 yılında yıkımına karar verilmesine rağmen, bölgedeki başka antrepoların yeniden işlendirilmesi sonucu bu karar tekrar gözden geçirildi ve 2001 yılında Fumi Hoshino’nun tasarımıyla mağazalar, yeme-içme mekanları, ofisler ve konut alanları oluşturuldu. Giriş katının mağazalardan oluştuğu yeni düzenlemede birinci ve ikinci katlar ofislere ayrılmış ve eskiden antreponun çatısı olan üçüncü katta ise yirmi bir lüks konut, teras ve bir peyzaj mimarının da desteğinin alındığı çatı bahçeleri bulunmaktadır. Konutların her biri ev sahibinin isteği üzerine bir ya da daha fazla terasa sahip olabilecektir.
Rem Koolhaas - De Rotterdam:
2002-2005 / 120.000 m²
260 konut, 240 yatak kapasiteli bir otel, 30.000m² ofis alanı, 4.000m² fitness alanı, 3.500m²
sinema, 1.500m² ticari alan, 600 arabalık otopark.
Wilhelminapier’da tasarlanan De Rotterdam adlı karma yapı 126 metre yüksekliğe sahip olacaktır. Yapı, tek bir bina gibi gözükmekle beraber üç bağımsız kule gibi de algılanmaktadır. Giriş katının ofilere, otel lobisine, sinemanın restoranına ve bir pasaja ayrıldığı kütlenin tasarımında aynı sırada yer alan Piano’nun projesiyle Foster’ın World Port Center’ını da göz önünde bulundurulmuştur.
Norman Foster - World Port Center:
1998-2000 / 48.000m²
32 katlı, Maas Nehri manzarasına karşı konumlanmış olan yapı, Rotterdam Liman İşletmeleri’ni barındırmaktadır. Planı “U” biçimlidir ve farklı yüksekliklere sahip iki kule biçiminde tasarlanmıştır. İki kule, tüm yapı boyunca devam eden camlı asansör lobisiyle birbirine bağlanır. Ofis katlarında panaromik manzara yatay bant pencereler ile içeri alınırken yapının çeperindeki ışık elemanları, hem güneş kırıcı olarak çalışır hem de günışığını ofisin içlerine kadar yansıtır. Yüksek performanslı camlar ve günışığı kontrollü aydınlatma ile birlikte bu sistem, enerji korunumunda çok etkilidir.
Renzo Piano – KPN Telekom Ofis Binası
1997-2000 / 20.000m²
Hollandalı KPN Telekom Şirketi’nin genel müdürlük binası olup, Erasmus Köprüsü’nün yakınında yer alan ve 11 metre yükselen bir yapıdır. Yapı bir çekirdek ve iki kanattan oluşur. Kanatlardan ilki 16 katlı olup güneye yönlendirilip, ikincisi ise 20 katlı tasarlanıp düşey düzleme Erasmus Köprüsü’nün çelik halatlarıyla eş olan 5.9ºlik bir açı yapmaktadır. Bu açılı yüzey 3.600 m²lik bir giydirme cephe olup, byük monokromik bir ekrandır. 2 km uzaktan gece-gündüz görülebilecek şekilde tasarlanan bu ekran grafik animasyonlar ile duyuru amaçlı kullanılır. 24 voltluk 896 lambadan oluşan ekran ile kentte olan aktiviteler de kentlilere duyurulur. KPN Kulesi’nin bir başka özelliği ise yatay stabiliteyi sağlamaya yardımcı 45 metre uzunluğundaki çelik destek ayağıdır. Ekranlı cephenin merkezinden çıkan çelik destek yapının önündeki meydana saplanır.
Kaynak: Betonart
Kentsel Dönüşüm