Kent meydanları, kentin ortak kullanım mekanları arasında en köklü olanlarından. Piazzalar, köy ve kasaba bahçeleri ve buna benzer dış mekanlar, yüzyıllardır kent yaşamının odak noktasını oluşturdu. “İçerde” kalmaya bir alternatif oluşturan bu sosyal mekanlar, kentlinin toplanma ve buluşma yerleri. Kimliklerini hem mimari çevreden hem de tasarımcılarının kararlarından alan kamusal alan tasarımları, peyzaj mimarlığının öneminin ve aslında ne olduğunun anlaşılmasında büyük önem taşıyor. Bunu daha iyi kavramak ise otoyol düzenlemesinden kent meydanlarına, mahalle ve sokak aralarındaki parklardan bina girişlerine, binalar arasında kalan “çözümsüz” mekanlara, liman - havaalanı düzenlemelerinden post endüstriyel alanların dönüştürülmesine kadar birçok başlık altında kategorize edilebilecek açık alanları incelemekle mümkün.

Schouwburgplein (Theater Square), Adriaan Geuze (West 8)
Kamusal alan kavramından bahsedince ilk akla gelen kent meydanları, kentin kimliğinin oluşmasında önemli rol oynuyor. Modern peyzaj mimarlığına tipik bir örnek oluşturabilecek ve bu bağlamda sık incelenen projelerden biri, Adriaan Geuze (West 8) tasarımı Rotterdam’daki Schouwburgplein. İkinci Dünya Savaşı’nda hasar gören kent merkezinin tekrar yapılaşması, mekan hissi ve kimlik eksikliği problemleriyle karşı karşıya kalmış. Geleneksel kent meydanının yaratıcı bir şekilde tekrar yorumlanmasının bir sonucu olan ve bir yeraltı otoparkının üstünde konumlanan tasarım, çıkış noktalarını Avrupa’nın en büyüğü olan Rotterdam Limanı’ndan alıyor. Projeyi sadece kullanılan malzemeler ve çıkış noktaları değil, aynı zamanda çağdaş kent kültüründe kamusal mekanın anlamını sorgulaması da öne çıkarıyor. Alanı bir sahne olarak tanımlayan Geuze, kullanıcının alanı tahmin dahi edemeyeceği şekilde değerlendireceğini öngörüp herhangi bir fonksiyon veya kullanım programı belirlememiş. Geuze, modern parkı “artık sakin kırsal bir alan değil, kentin yollarının anlam yüklü bir şekilde kesiştiği yer” olarak görüyor. Tasarımıyla, kentlerde ve kent dışında bulunan kamusal mekanların kullanıcıyı sürekli işaretlerle yönlendirme çabası içinde olmasına eleştirel bir bakış açısı getiren ve kullanıcının alanlarda izleyici değil aktör olması gerektiğini görselleştiren proje, peyzaj mimarlığı ve tasarım algısına önemli göndermeler yapıyor.

Exchange Square, Martha Schwartz Inc.
Kentin kültürel ve tarihsel altyapısını barındıran ve kamusal alanı farklı şekilde yorumlandığı Manchester’daki Exchange Square, bu alandaki bir diğer örnek. Tasarımcı Martha Schwartz, Manchester’ın tarihinden referanslar alarak düzenlediği sert zeminli mekan, kentin potansiyelini yansıtıyor ve minimalizm etkileri taşıyor.
Peyzaj Mimarlığı
- Ana Sayfa
- Peyzaj Tasarımının Evreleri
- Türkiye'de Peyzaj Mimarlığı
- Kent, Kamusal Alan ve Peyzaj Mimarlığının İşlevi
- Yeni Açılımlar
- Yeni Malzemeler ve Sistemler
- Halim Perçin ile Söyleşi
- Norveç'te Peyzaj Mimarlığı
- Arkitera Proje'de Peyzaj Mimarlığı Projeleri
- Ruhr Bölgesi'ni Başarıyla Dönüştüren Projenin Sırları