Mecazi bileşenler ve semboller, ortak kullanım alanlarının her zaman bir parçası oldu. Sözkonusu mekanların toplu kullanıma açık olması, Christian de Portzamparc'ın The Green Tower projesinde olduğu gibi bu simgesel bileşenlerin özel alanlara göre daha özgürce kullanılmasını ve adeta halkın tüketimine açık görsel sloganlar yaratılmasını sağladı.

Modernizmin erken dönemlerinde, mimari sembolik bir figür için arka plan olarak kullanıldı.

Kitle kültürünün ortaya çıkışıyla doğa ve ortak kullanım alanı algıları tamamen değişti. Mimarlar ve tasarımcılar, ilk defa modernizmin mantığına sırtlarını dönmek ve “Las Vegas’tan Öğrenmek” zorunda kaldılar. Simgelerden ve bu simgelerin mimarlıkla birleşmesi sonucunda ortaya çıkan hybridlerden (melez) meydana gelen bir dünyayı anlatan bu kitapla Robert Venturi ve Denise Scott-Brown, aslında güncel kamusal alan kültürünün temel aldığı bir referanstan bahsediyorlardı. Ama bugünün hacimsel olmayan mimarlığı, daha karmaşık sentez ürünlerinden oluşuyor. Soyut kültür ve pop öğeleri, modern mimarlık ikonlarıyla simgeleşiyor.
Peyzaj Mimarlığı