Yurtdışında Farkli Bir Disiplinde Yüksek Lisans Yapmak…

Mimarlık eğitimi aldıktan sonra yüksek lisans eğitimini tercih eden kişi sayısı bir hayli yüksektir. Günümüzde mimarlık eğitimini tamamlayan ve yüksek lisans eğitimine devam edenler, en çok mimari tasarım yüksek lisans bölümüne ya da daha özelleşmek isteyenler, restorasyon, mimarlık tarihi, mimari tasarımda bilişim, proje yönetimi vb gibi bölümlerde eğitimlerine devam ederler. Yüksek lisans yapacakların akıllarından her zaman yurtiçinde mi yurtdışında mı eğitim almaları gerektiği sorusu geçmiştir. Aslında yurtdışı eğitimini merak eden ve bu tecrübeyi yasamak isteyenler, kimi zaman istedikleri bölümleri uzun uzun araştırmaktan cok, yurtdışına gidebilmek amacıyla uzmanlaşmak istemedikleri ya da sevmedikleri ama kabul aldıkları bölümlere gitme hatasına düşüyorlar. Ne istediğini iyi bilen mimar, başarıyı nerede olursa olsun yakalar düşüncesi, herkesin iyi öğrenmesi gereken bir yaklaşım sanırım.

Kendi lisansımı mimarlık üzerine bitirdikten sonra, yapı sektörünün mühendislik kısmını da iyi öğrenebilmek, teknik sorunlarda daha bilgi sahibi olabilmek ve sektörde beraber çalışacağımız ama haklarında pek de bir şey bilmedigimiz inşaat mühendislerini tanımak uğruna mimarlık-inşaat mühendisliği arası bir bölümde yüksek lisans yapmaya karar verdim. Türkiye’de yaptığım araştırmalarda bu tip bir bölümün olmadığını görünce, yurtdışına dair araştırmalarımı kuvvetlendirdim ve “Bina Mühendisliği” adı altında mimari proje derslerinin yanında, statik, bina fiziği gibi inşaat mühendisliği dersleri de bulunan, stüdyoda mimarlar ve inşaat mühendislerinin birlikte grup projeleri yaptıkları bir bölüm buldum. Aradığım şeyin tam da bu olduğunu düşünürken yaptığım okul ve burs başvurusu olumlu sonuç verince, şansımı denemek için hiç bilmediğim bir dilin konuşulduğu, bilmediğim insanların yaşadığı ama mimarisi üzerine dersler aldığım ve bu açıdan tanıdık bir yer olan İtalya’ya gitmeye karar verdim. İtalya’da geçirmekte olduğum bu 2. yılımda edindiğim tecrübenin değerlendirilmesinin yanı sıra, yurtdışı eğitim anlayışı ve mimarlık dışı bölümde yüksek lisans yapmanın artı ve eksilerine değineceğim.

Yabancı bir ortamda eğitim görmek kişiye çok sey kazandırıyor şüphesiz. Lisans eğitimini tamamladığında iş tecrübesi az ya da hiç olmayan yeni mimarin kendine güveninin artmasında ve mücadele etmeyi öğrenmesinde yurtdışı eğitiminin rolü büyük. Dersde öğrendiği yapıyı, istediği zaman gidip kolayca görme ve öğrenme şansına sahip olmak, Avrupa’da olmanın size sağladığı avantajlar arasında ilk sırada geliyor bana göre. Yeni teknolojileri ve projeleri, ortamında takip etmek ve içinde bulunabilmek, yurtdışı eğitiminin kaçınılmaz bir sonucu olarak karşınıza çıkıyor. Yeri geldiğinde kolayca katılabildiğiniz, diğer Avrupa şehirlerinde uygulanan atölye çalışmaları, kısa süreli değişim programları sayesinde birçok başka şehirleri görerek, Avrupa’nın diğer mimarlık öğrencileri ile buluşabilme, beraber projelere imza atabilme şansını da yadsımamak gerek. Yeni tasarımları, farklı yayınları ve proje yaklaşım tekniklerini okuyabilmenin ve izleyebilmenin yanında öğrendiğiniz yeni bir yabancı dil ve tanıştığınız başka kültürün insanları başka artılar arasında da sayılabilir.

Mimar olarak, farklı bir bölümde eğitim görmenin zorlukları ve size kattığı bakış açısı önemli sayılabilir. Mimari proje derslerine ne kadar tanıdık olsanız da, inşaat derslerine karşı olan temel eksikliğiniz, fazladan çalışmanızı gerektiriyor. İnşaat mühendisleri ile birlikte, projeye konsept aşamasında yaklaşma ve görev dağılımı yapma size ileriki proje hayatınızda farkli disiplinler arası fikir alışverişi yapma konumundayken yardımcı olacaktır. Mimardan beklenen toparlayıcılık, yönetim, görev dağılımı yapma ve çizim aşamasında etkin olarak katılım, derslerde öğrenilen bilgilerden daha çok katkıda bulunuyor. Farklı bir disiplinden ve Dünya’nın farklı bölgelerinden gelmiş öğrencilerin birbirlerini tanıma ve anlama çalışmaları, zaman zaman karşılaşılan birbirine tamamen zıt olabilecek düşünceler hep bir mücadelenin içinde bulunacağınızın göstergesi gibi. Her ne kadar farklı bir disiplinde yüksek lisans yapmak olarak belirtsem de, bina mühendisligi bölümü, aslında Avrupa’da ve Amerika’da mimarlık eğitimi anlayışı icinde yürütülen bir program ve bölüm mezunları mimar ya da inşaat mühendisliği kimliği içinde iş bulabilme şansına sahipler. Dolayısıyla böyle bir bölümde eğitim almak, size piyasada bir kimlik daha edinmenizde yardımcı görünüyor.

Yurtdışı eğitiminin size mesleki anlamdaki getirilerinin yanında kişisel gelişiminiz üzerinde de etkisi oluyor hiç şüphesiz. Bilmediğiniz bir çevrede, gözlem yaparak, analiz ederek tanımaya ve yaşamaya çalıştığınız hayatlar arasında gitgeller ve mücadele etme zorunluluğu bile mimar kimliğinizi farkında olmadan güçlendiriyor. Turkiye’deki eğitim kalitesini anlama ve yurtdışı ile kıyaslama şansına sahip olmak, kendine güvenin artmasında öncü olduğunu düşünüyorum.

Her şeyin olumlu ve olumsuz taraflarının yarış içinde olduğu hayatlarımızda, yurtdışı eğitiminin eksilerinden çok bireyin kişisel gelişimine sağladığı katkıları ile yaşanılması gereken bir tecrübe olduğu kanısındayım. Doğru ve istediğiniz bir seçim yaptığınız takdirde size kazandıracağı farklı bakış açılarını görebilme ve yorum yapabilme şansı, ileriki hayatınızda istediğinizi yapabilmiş olmanın verdiği huzura öncü olacaktır…