
Şerif
Gözen
Herkese Merhaba,
Öncelikle tüm komite üyelerine kolay gelsin demek istiyorum. Çok zor bir işi
umarım layığı ile üstesinden gelip başarırsınız.
Sorum kongrenin konusu ile ilgili olacak.
Açıkçası bu kongreden ne beklendiğini anlamadım. Pazaryeri veya
Grandbazaars of Architectures ne demek? Böyle uluslararası bir organizasyonda
"yerel" kokan bir konu ile daha mı başarılı sonuçlar alınacağına
inandınız? Eğer öyle ise, logo yarışmasında seçilen logonun evrensel bir
dile daha yakın olmasını neden tercih ettiniz?
Seçilen konu başlığı, bence artık yavaş yavaş ortadan kalkması gereken
Doğu-Batı farkını aksine daha da netleştiren oryantalist söylemleri
vurgulayan bir anlam taşıyor. Bu şekilde dünyaya şirin gözüküyor
olabiliriz ancak hiç bir zaman evrensel kültür üretiminde yer alamayacağız
gibi. Bizi sürekli develerle dolaşan, Kapalı çarşıda halılar üzerinde
sarıklarımızla oturmuş nargile çeken insanlar olarak arketipleştirmeye
zaten çoktan meraklı olan turizmcilerimizin yanında sizin daha farklı bir
pozisyon almanız gerekmez miydi?
Kongre başlığı, mimarlığın evrensel sorunlarıyla ilgilenmek yerine
Istanbul'u mimarlara pazarlamak üzere seçilmiş gibi geliyor bana? Yanılıyor
olabilirim.
Bu konu çerçevesinde kongreden nasıl bir sonuç beklediğinizi öğrenmek
isterim.
Teşekkürler ve tekrar kolay gelsin.
Suha
Özkan
Gozen ve onunla ayni goruste
olanlar icin
Degerli Gozen,
Oncelikle basari dileklerinize tesekkur ediyorum. 10 bine mimari agirlamak ve
anlamli bir tartismayi yonlendirmek ve belki bir 'Istanbul Manifestosu'
olusturmak icin icerideki 30 bin mimara ne denl' gereksinim duydugumuzu burada
yinelemek gereksiz. Onun icin sadece 'ummayiniz' katiliniz.
"Yerel"in evrenselligi ile yer yer de olsan evrenselin yerlligini
burada tartismak istemiyorum. Bunlar artik haftalik dergilerin cerez konulari
oldu.
Pazar yerinin evrenselligi: tekil, toplu, orgutlu, orgutsuz, destek, karsi tum
gorusleri, dusunceleri, kaygilari ve disavurumlari iceren bir yapida orgutlenmis
olmasi.
Adini 'pazar' yada uluslararasi ortamda bilindigi gibi 'Grand Bazaar' olmasinin
'Orientalist' olarak yakistirip isin icndeki ozgurlukcu demokratik katilim
boyutunu iskaliyorsunuz. Uyariyorum. Aman haaa....
Bu tutumu Orientalist sayip asagilamanin kendisi erisilen bir evrensel sentezin
rededilip dislanmasinin kendisi tam anlami ile bir asagilik duygusu olmaz mi? Bu
konuya daha yapici ve sevgi ile yaklasmak gerekmez mi?
Evrensel kultur ortaminda yer almanin ise kurallari ise cok belli. Nobel,
Pritzker, AIA, RIBA, Legion d'Honneur, Pulitzer, Booker Prize, ilh, otekileri
siz sayin. Biz uluslarara kultur uretiminde neredeyiz? Ki bu ortamda bir varlik
iddia edebilelim. Bakin en onemli saydigimiz odullerden Sevgili Feride Cicekoglu
nun Oscar'i, ile Berlinde Cannes da aldigimiz sinema odulleri de hep Turkiye
odakli. Cunku gucumuz kendi ortamimizda. Uretecegimiz degerlerin kendi
ortamimizdan kaynaklanmasindan dogal ne olabilir? Olmadigimiz seyi var sayip
boburlenmek zaten bizi yuz yildir iki dunya arasinda saskin bir duruma sokmuyor
mu? Bu kultural 'sizofreni'yi asmamiz (bence) sart.
Lutfen Dergilerdeki bu konuya iliskin yazdiklarimizi okuyun. Umarim iciniz
rahatlar.
Mc Donalds Hindistan da 'Mc Tikka' yapip kimligindan odun verip yerel oluyor ama
biz onlari bile 'Mc Kofte' ikna edecek kadar yerel kisilikli tepki gosterebilmis
degiliz.
Katkiniza tesekkurler ve sevgilerimle.
Aydan
Balamir
Degerli Gozen,
Bir UIA kongresinden “mimarligin evrensel sorunlariyla ilgilenmesini”
bekleme konusunda cok haklisiniz. Aslinda bu bir tercih degil zorunluluk. UIA
2002 Berlin’e goturdugumuz Turkiye onerisi de “mimarligin küresel gündemi”ne
iliskin temel sorularla acilip, o minvalde devam ediyordu. Gecen sure icinde
tema kente iliskin bir alt baslik kazandi, vurgulari yer yer degistirdi, ama
mimarlik kulturu ve mesleginin evrensel gundemine referansi sabit kaldi. Yerel kültür
ve meslek ortamlarinin kendilerini bu gundemle iliskilendirerek ortaya
koyacaklarini umuyoruz.
Grand Bazaar, dunya mimarlarinin biraraya gelip “mimarlikLARini”
sergileyecekleri, sorunlarini tartisacaklari ve farkliliklarina ragmen
birliklerini pekistirecekleri bir forum. “Pazar kurmak” kadar evrensel ne
olabilir? Dunyanin orta yeri Pazar... Tarih boyunca her cesit Pazar:
acigi-kapalisi, fukarasi-sosyetesi, yereli-bolgeseli-kureseli... Simdilerde de
sanali... Pazar cesitlerinin uretken bir arketipi bizim cografyada gelismis,
sozcuk olarak da her dile girmis, bunda utanilacak birsey yok. Bana sorarsaniz,
bildigimiz Kapalicarsi cesitlerinin Galleria, Atrium, Mall, Plaza gibi isimler
alir olmasinda bir tuhaflik var ama olsun, sonunda hepsi de Pazaryeri.
Baslik biraz da teaser konumunda. Oyle ya, artik herseyin basi Pazarlama.
(Pazarlama fikri soylu meslegimize yabancidir, mimarlara yakismaz diyorsaniz,
“keske oyle olsaydi” derim.) Baslik belki ilk duyuldugunda turistik bir etki
yapiyor, oysa icerikte en ufak bir “sish kebap-raki” cagrisimi varsa, lutfen
bizleri uyarin. Yerelligi kucumseyen biri asla degilim; ama 3 yilda bir yapilan
22. dunya mimarlik kongresine mikro bir mercekle, hele sig bir turizm pazarlama
mercegiyle yaklasilmis olmasini hic dogru bulmam. Kongrenin amaci “Istanbul'u
pazarlamak” degil, bu konuda endiseniz olmasin.
Ama “Pazar-Pazaryeri-Pazarlamak” ile baslayip “Çarsi-Piyasa-Sermaye”
diye uzayacak kavramlarin metafor guclerinden yararlanacak bu kongre. En basta,
Suha Ozkan’in dile getirdigi cok renkli, cok sesli, cok parcali bir kongre
duzeni, bu metafordan kaynaklaniyor. Icerige de sizacak boyutlar var,
sozcuklerin kulturel ve ekonomik cagrisimlarini dusunurseniz. Sonra, pazaryeri
imgesinin cogulluk, cesitlilik, birlik-beraberlik gibi olumlu cagrisimlarinin
yaninda, pazarlama ve piyasa deyince olumsuz cagrisimlar da geliyor akla.
Mimarlara diyoruz ki, gelin, onlarin da “ipligini pazara cikaralim” hep
birlikte... Yani Kongre bir Pazaryeri senligi icinde seyrederken, bir yandan da
dunyanin duzenine elestirel bakabilsin istedik.
Basarmayi umuyoruz, katkilarinizla. UIA 2005 sitesindeki TEMA bolumune goz atip
taslak temanin acilimlari hakkinda goruslerinizi bizimle paylasirsaniz cok
sevinirim.
Aydan Balamir
UIA 2005 Bilim Komitesi Sekreteri
okyanus
Merhaba,
UIA Kongresinin organizasyonunda mimarlık öğrencilerinden yararlanmayı düşünüyor
musunuz? Düşünüyorsanız bu bir ücret karşılığında mı olacak?
Organizasyonda görev almak isteyen öğrenciler ne yapmalı, kime başvurmalı?
Teşekkürler...
Suha
Özkan
Evet
evet
evet ve
evet UIA Kongresinin organizasyonunda mimarlık öğrencilerinden yararlanmayı
düşünüyoruz. Bunun icin Istanbuldaki okullarla yurt kolayligi saglamak uzere
girisimlerimiz var.
Yalniz katilimin UIA kurallari nedeni ile ucretli olmasi nedeni ile ancak
odeyebilenler gelebilecek. Biz bos durmuyoruz ulusal ve uluslararasi ortamda
ogrenciler ve fakir ulke mimarlarina sponsorluk ortami saglamak uzere
calismaktayiz.
Ogrenciler olmadan mimarligin gelecegi olur mu? Gelecek olmadan yasamin ne
anlami var?
Lutfen isminizi Organizasyon Komitesine web adresinden birakin. Konu gelistikce
haber veririz.
Gürel
Tüzün
Merhaba,
"UIA Kongresinin organizasyonunda mimarlık öğrencilerinden yararlanmayı
düşünüyor musunuz?" sorusunu ben de "evet"le yanıtlamak
istiyorum. Organizasyon hizmetlerinin yerine getirilmesi için ücret karşılığı
çalıştırılacak kişilerin seçiminde yabancı dil bilen mimarlık öğrencilerine
öncelik vereceğiz. Bu isteğinizi Organizasyon Komitesi'ne bildirirseniz,
zamanı geldiğinde sizle ilişki kurabiliriz. Bunun için www.uia2005istanbul.org
adresindeki web sitesine girip bize bir e-posta göndermeniz yeterli.
Teşekkürler...
Recep
Inceefe
'Suha Ozkan'in Evet, evet,
evet ve evet' demesi ekleyerek 'UIA Kongresinin organizasyonunda mimarlık öğrencilerinden
yararlanmayı düşünüyoruz. Bunun icin Istanbuldaki okullarla yurt kolayligi
saglamak uzere girisimlerimiz var.' diyerek guven vermesi buKongre'nin ne kadar
emin ellerde oldugunun kaniti degil midir?
Onceleri Turkiye"deki onbinlerce mimar, yonetici, profesor varken niye Suah
Ozkan isi basindan askin bir yoneciyi gorevlendirdikleri icin hayiflanmistim.
Ustelik 'Yalniz katilimin UIA kurallari nedeni ile ucretli olmasi nedeni ile
ancak odeyebilenler gelebilecek. Biz bos durmuyoruz ulusal ve uluslararasi
ortamda ogrenciler ve fakir ulke mimarlarina sponsorluk ortami saglamak uzere
calismaktayiz. Ogrenciler olmadan mimarligin gelecegi olur mu? Gelecek olmadan
yasamin ne anlami var?' diyerek yuzlerce dolarlik UIA Katilim ucretine cozum
ariyor olmasi bile yeterince rahatlatici.
Umarim yonetimdeki gorevini sonuna kadar surdurur. Cunku onyillardir Avrupa da
yoneticilik yapmis birisinin kendi varligini riske edecegini sanmiyorum.
UIA hazilik kurulunun iyi bicimlendigine inaniyor. Bu kisilerle cok iyi isler
yapilacagina inaniyorum.
Bir yada esimle iki gonullu isterseniz 'Recep (ve Asli) Gelin' deyin. Sizin icin
aylarca hic birsey beklemeden calisirim. Bne bunu Eurovison, Olimpiyat yada
Formula 1 dan dah onemli olduguna inaniyorum.
Ilk kez Mimarlar Odasini Super Lig de goruyor ve gurur duyuyorum.
Iz birakacagiz. BIRAKALIM
pulp
Merhaba,
Kongrenin teması belirlenirken ne gibi kriterler önem taşıyor?
Aydan
Balamir
PULP’in sorusuna yanit:
Mimarlar Odasi 2001 yilinda, Bilim Komitesinin olusmasindan epey once, 2005
temasini gelistirmek uzere genis katilimli bir Platform kurdu. Orda bir dizi
kriter belirlenmisti; dergilere verdigim yazilarda bunlari derleyip 5-6 maddede
ozetlemisim. En onemlilerini kisaltarak aktariyorum:
- Tema UIA’nin ve Türkiye Mimarlar Odasi’nin yücelttigi degerleri ve dünya
görüslerini yansitmali. Kongrenin hümanist çizgide, yüzü toplumcu birikime
ve ütopya gelenegine dönük bir içerigi olmali; meslegin bilgi alanlari açisindan
ise, mimarligin düsünce ve eylem alanini genisleten bir yapisi olmali.
- Tema UIA gündemlerindeki vazgeçilmez tartisma konularina alt basliklarinda
yer verebilecek esneklikte olmali. Söz konusu tartisma konulari, mimarlik kültürü
ve mesleginin kuresel sorunlari basta olmak üzere, mimarin toplumsal
sorumlulugu, çevre ve kentlesme sorunlari, mimari mirasin korunmasi, yeni
teknolojiler ve mimarlik egitimi olarak sayilabilir.
- Kongre, mimarlarin evrensel sorumluluklari etrafinda gelisen; hemen eyleme geçme
kabiliyeti olmasa da bir umut hâresi olusturabilecek, ve dikkatleri mimarliga
çekecek bir ‘tarihi deklerasyon’ ile son bulmali. Kongre temasi bu
dogrultuda özendirici ve yüreklendirici zemini hazirlayabilmeli.
Platform toplantilari sona erdikten sonra, 2002 Berlin kongresine gidecek
oneriyi hazirlamak uzere Oda bir de kurul olusturdu. (Dogan Kuban, Suha Ozkan,
Sait Kozacioglu ve bendeniz… ;-)) Kurul, onceki kongrelerin birikimini de
degerlendirerek, konu ve katilim paletini maksimize edecek bir semsiye kavram
olarak Grand Bazaar uzerinde durdu. (Pazaryeri, Eylul ayinda kaybettigimiz,
Platform uyesi sevgili Raci Bademli’nin onerisiydi.)
Sevgiler,
Aydan Balamir
UIA 2005 Bilim Komitesi Sekreteri
mer
Merhabalar,
UIA Kongreleri'nden çıkan kararların zaman içinde uygulanabilirliği ne düzeyde?
Teşekkürler
Suha
Özkan
Mer e yanıt
3 yılda bir yapılan UIA kongrelerini üç asal ögesi var
1) UIA Çalışma Gruplarının sunuşları.
Eğitimden meslek uygulamasına değin mimarlığın hemen her alanını her yapı
türünü kapsayan sürekli bir çalışam ortamının üç yıllık raporu
niteliğinde. Bu ortamda Aydan Erim'in Yönettiği Konut ve Emine Komut'un yönettiği
Afetler çalışma grupları Türkitye'nin en etkin olduğu çalışma alanları.
2) UIA KOngresi ki bu meslek alanının var olduğu yerde üst düzey de bir
tartışma ortamı yaratılmasını amaçlamakta daha çok büyük bir bilimsel
toplantı niteliğinde yapılanmakta.
3)UIA Genel Kurulu
"UIA Kongreleri'nden çıkan kararların zaman içinde uygulanabilirliği
ne düzeyde?" sorunuzdan herhalde Genel Kurul dan söz ettiğinizi varsayıyorum.
Bu herhangi bir mesleki örgütün siyasal yapılanmasından farklı değil.
Yani alınan her karar uygulanmak zorunda. Uygulanıyor da.
Kongrenin bilimsel çeşitlilik ve çoğulculukortamında bir karar alması
olanaklı değil ama belirli öncelikleri içeren duyuru yada
"manifesto"lar çıkabilir.
Teşekkürler
Zeynep
Sayın UIA 2005 Organizasyon
Komitesi Üyeleri,
Biz mimarlar için UIA 2005 çok önemli bir fırsat olacak, bugüne kadar hiç
bir kongreye katılma imkanı bulamayan/bulamayacak mimarlar, kogrenin İstanbul'da
olmasının avantajına sahipler. Sizce bunun önemini Türkiye'deki mimarlık
ortamı anladı mı?
Kongreye 7.000 - 8.000 kişi katılacak deniyor, bu tahminlerde Türkiye'den katılan
mimarların oranı nedir?
İstanbul bu organizasyona nasıl hazırlanıyor? İBB bu konuda sizinle
birlikte hareket edecek mi?
İstanbul'un turistik cazibesi bazı katılımcıları kongreden uzaklaştırma
tehlikesi var mı?
Son olarak da, kongredeki herhangi bir etkinliğe izleyici olarak katılmak için,
kayıt olmak gerekecek mi?
Hepinize Kolay Gelsin
Necip
Mutlu
Zeynep'e yanıt,
UIA 2005 Kongresinin İstanbul'da yapılacak olması sizin de bahsettiğiniz
gibi Türkiye Mimarlığı ve mimarları adına büyük bir olanak, biz de özellikle
bunun öneminin bilinciyle çalışmalarımızı bu kapsamda sürdürüyoruz. Şu
an için yeterince mimarlık ortamına bu aktarımı sağlayabildiğimizi söyleyemeyiz
ama kongreye kadar geçecek süreçte çeşitli etkinlikler ve bilgilendirmeler
yoluyla bunu sağlamaya çalışacağız
Kongreye katılımın ulusal düzeyde oranını şu an tam tahmin edememekle
birlikte hedefimiz bu oranın minimum % 20 olarak gerçekleşmesi ve bunun içinde
katılımda çeşitli kampanyalar ve taksitle ödeme kolaylıkları sağlayacağız
İstanbul bu kongre organizasyonuna ; idari ve yerel yöneticiler ile dernekler,
sivil toplum kuruluşları, meslek odalarının katılımı ile yer alacaktır.
bu anlamda İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı,
İlçe Belediye Başkanları nezdinde organizasyona ilişkin girişimlerimiz başlamış
olup buna paralel olarak yukarıda bahsedilen diğer gruplarla ilişkilerimizi
geliştirerek sürdüreceğiz
İstanbul'un turistik cazibesinin bazı katılımcıları kongreden uzaklaştırmak
gibi bir tehlikesi olduğunu düşünmüyoruz. Amacımız kongrenin formal gündemleri
dışında kongreyi özellikle açık alan etkinlikleri ile tüm kente yaymak ve
bu anlamda kongre katılımcılarının bu etkinliklere katılmasıyla aynı
zamanda kentin cazibesini de algılamaları sağlanacak
Kongrenin tanımlanmış alanlarındaki etkinliklere katılım için kongreye
kayıt olmak gerekmektedir. Bunun dışında kente yayılan bazı etkinliklere
katılım için kayıt şartı aranmayacaktır.
İlginiz için teşekkürler
Suha
Özkan
Değerli Zeynep.
Soruyorsunuz: "Sizce bunun önemini Türkiye'deki mimarlık ortamı anladı
mı?"
Anlatacağız ve anlatmak zorundayız. Daha bir yıl sekiz ayımız var.
Arkitera'nın sağladığı bu ortam (Sağolun Gençler) Mimarlar Odası İzmir
Şubesi'nde yaptığımız ve dergiler dışında ilk sunuşmuz. Yeni yılla
birlikte Oda şubelerini toplu halde dolaşıp UIA yı ve Istanbul 2005 i tanıtacağız.
Eleştirileri değerlendireceğiz. Berlin'de bu tanıtma (ne yazık ki)
Konge'den sadece bir hafta önce yapılmıştı!)
"Türkiye'den katılan mimarların oranı nedir?" diye soruyorsunuz.
Bizim hesabımız enaz bin mimar. Artarsa seviniriz.
"İstanbul bu organizasyona nasıl hazırlanıyor? İBB bu konuda sizinle
birlikte hareket edecek mi?"
Sözleşmemiz gereği kurulan Eşgüdüm Kurulu'nda İBB ve Valilik var biz bu süreçe
Beyoğlu ve Şişli Belediyelerini de kattık.
"İstanbul'un turistik cazibesi bazı katılımcıları kongreden uzaklaştırma
tehlikesi var mı?"
Ben Şubat 2002 den bu yana sürekli bu tanıtımın uluslararası ortamının içinde
olduğum için söyleyebilirim ki katılımcılar Kongre öncesine yada sonrasına
en az birer hafta eklemek niyetindeler. Bu hem İstanbul hem de Türkiye için
ayrılmış bir zaman. Özellikle denizaşırı ülkelerden gelenler için
heyecanlı bir "Türkiye Gündemi" var. Bence Kongreyi etkilemez. Kaçıp
başka şeyleri izleyenler Kongre için eksiklik olsa da İstanbul ve Türkiye için
kazanç. Çünkü sanat galerilerinin ve sinemaların gündemine de mimarlık ve
kent olgusunu sokmak istiyoruz.
"Son olarak da, kongredeki herhangi bir etkinliğe izleyici olarak katılmak
için, kayıt olmak gerekecek mi?" Herkese açık ama sokaklar ve pazar
yeri dışında özel sunuşlar ve bilimsel ortamlar için kayıt gerekli ve ücretli.
Türkiye'den katılacaklar için taksit olanağı yarattık. web sitemize girip
koşulları öğrenebilirsiniz.
Teşekkürlerimle.
Hepinize Kolay Gelsin
blur
Mer'in sorusu ve Süha Özkan'ın
cevabından hareketle ben de bir soru sormak ya da başka bir deyişle bir şeyleri
anlamak istiyorum; özellikle de kongrenin Süha Özkan gibi bir başkanı
varken:
Dünya mimarlığı zaman zaman çeşitli akımların içinde buluveriyor
kendini. Belki bu akım ya da trend diye adlandırdığımız durum tüm dünya
üzerinde her ölçekte etkin olmuyor; belki sadece medya etki alanı içinde
bir alanda etkinliğini sürdürüyor...
UIA Kongreleri bu trendlere etki eden bir kongre haline dönüşüyor mu? Yoksa
kapalı bir sistem içinde, belli bir eşiği aşmış 100 mimar mı belirliyor
rotayı sizce?
mcagdereli
UIA 2005
Aranıza katılan yeni bir
arkadaşınız olarak öncelikle herkese selamlarımı gönderiyorum.
İstanbul Ü. Edb.Fak. Sosyoloji Bölümü'nde Arş.Gör.yim ve doktora tezimi
bitirme aşamasındayım.
Doktora tezimin ismi ve genel anlamda konusu "Bir Sosyal Sorun Olarak
Kentsel Doku Değişimi ve Çöküntü Mahalleleri: Gedikpaşa Örneği".
Tarihi kentlerin özeğinden fiziki ve sosyal anlamda çökmesi olarak kısaca
tanımlayacağım bu olguyu (Tarlabaşı ve Samatya gibi yerlerde farklı pek çok
görünümleri olmasına rağmen) işyerlerinin belirli bir semti-mahalleyi işgal
etmesi nedenselliğinde ele alıyorum ve bir tipoloji kurmaya çalışıyorum.
Örnek olarak incelediğim Tarihi Yarımada'nın kalbindeki Gedikpaşa semti
yaklaşık olarak geçtiğimiz 30 yıllık süreçte ayakkabı imalat atölyelerinin
işgaline uğramış ve böylece aileler semti terk etmek zorunda kalmış yani
semt kullanım açısından işlev değiştirmiştir. Semtte bulunan az sayıdaki
bekar odaları ise yaygınlaşmıştır. Bu doku değişimi sonucunda binalar
metruk hale düşerken esnaflar dışında semtte tutamaksız kesimler çoğalmış
ve semt bir criminel zone olmaya aday bir hale gelmiştir.
Uygulamalı bir araştırma ile aydınlatmaya çalıştığım "çöküntü
mahallesi olgusu" doğrudan ve/veya dolaylı olarak mimarlık, yapıcılık,
plancılık, harita vb alanlar ile ilgilidir. Sizlerin de bildiği gibi bu konu
özellikle Mimarlık Fakültelerinde "kent yenileme" konu başlığı
altında ele alınmaktadır.
UIA 2005 İstanbul Kongresi Temalarını gözden geçirdim ve doğrudan olmasa
da dolaylı olarak bu mekansal ve sosyal probleme değinildiğini tespit ettim.
Özellikle Kongre'nin 2. gününde ŞEHİRLERDE MİMARLIK VE YAŞAM başlıklı
oturumda
"Tarihi Kentler - Yıkım Altında Kentler - Yenilenen Kentler -
Güvenliksiz Kentler - Ticaret Kentleri - Sanayi Kentleri -
Düzenli Kentler - Kaotik Kentler- Değişken Kentler -
Genişleyen Kentler - Yegâne Kentler - Anonim Kentler - Rüya Kentler -
Bunaltan Kentler - Küresel Kentler - Metropoliten Kentler - Yükselen
Kentler" gibi alt konu başlıkları ele alınmaktadır.
Kongrenin 3. gününde ise ŞEHİRLERİN MİMARİSİ başlıklı oturumda
genel olarak 'şehirlerin inşası' ile bakım-onarım sorunları temasına yer
verilmektedir. Bu kapsamda "Yeniden Kentleşme - Yeniden Yapılanma -
Yeniden İnşaat - Yeniden Mimarlık -
Evsizlerin ve Kent Yoksullarının Barınması -
Yaşanabilirlik ve Niteliğin Eşikleri; Kültürel Kimlikte Geçişler; Eski
ile Yeni için Arayüzler - İnsan Yerleşmelerinin Rehabilitasyon ve Yönetişimi;
Bilgi Çağında Kentleşme - Kentsel Ekoloji - Koruma ve Yenileme - Kimliğin
ve Kolektif Anıların Sürdürülebilirliği" gibi alt konu başlıkları
ele alınmaktadır.
İncelediğim sosyolojik problem (biraz da olgunun yeni olması nedeniyle) kent
sosyolojisinde henüz kuram düzeyine erişememiştir. Benim tezim de (beklenti
ve varsayıma dayalı olsa da) daha çok betimsel niteliktedir. Mimarlar bu
konuyu daha çok tarihi yapıların çökmesi, bunların korunması ve
yenilenmesi açısından ele almaktadırlar. Bu olguyu açıklama düzeyine eriştirebilmemiz
için Batı'daki "slum" ile bizdeki "çöküntü
mahallesi"nin benzerliklerini ve farklılıklarını tam anlamıyla karşılaştırmamız
ve olgunun oluş-işleyiş-ve değişimini sistemli bir şekilde gözler önüne
sermemiz gerekmektedir.
Yazdıklarımdan anlaşılacağı üzere kuramsal-kavramsal düzeyde
"slum" ve "çöküntü mahallesi" olgusu hakkında bilgiye
ihtiyaç duymaktayım;
1) Bu konu Kongrede doğrudan ele alınacak mı veya ele alınamaz mı?
2) Bu konuda başta UIA 2005 Organizasyon ve Bilim Komitesi Üyeleri olmak üzere
katılımcılardan döküman veya görüşme yoluyla bir yardım alabilir miyim?
Teşekkür ederim.
Aydan
Balamir
MCagdereli'ye yanit;
Sevgili M,
Sizi bize mimarlik tanrilari yollamis olmali! Pulp'a yazdigim cevabin ilk
maddesinde "mimarligin düsünce ve eylem alanini genisleten" bir
tematik yapidan soz ediliyor ya, iste tam oraya dokundunuz...
2005 kongresinin mimarlik disindan, ama ilgi odagi veya arastirma nesnesi ortak
olan meslek ve disiplinlere acilimi olsun istedik. Ve bu yonde, muhendislik ile
toplum bilim dallari basta olmak uzere, erismek istedigimiz pek cok alan var.
Alintiladiginiz alt basliklar icinde sizin ilgi alaniniza denk dusen epey konu
var. Dogrudan slum ve cokuntu alanlarina yonelik bildirilere acik olacagimiz
kesin. Bildiri ve afis sunumlari icin ilk duyuru Subat sonunu bulacak. Bu arada
mimarlik fakultelerinden baslayarak, calisma gruplari olusturulmaya baslandi,
yanit alamadigimiz fakulteler icin sureyi biraz esnettik. Lutfen bizimle temasa
gecin, sizi simdiden bir hucreye yerlestirelim. ;-)
Ilginiz icin tesekkurler,
Aydan balamir
mcagdereli
BALAMİR'e yanıt, teşekkür;
Sevgili Balamir; Öncelikle
mesajıma ilgi gösterdiğiniz için size teşekkür ediyorum. Sizin de değindiğiniz
gibi kent sosyolojisi ile kent planlamacılığı ve mimarlık arasında pek çok
ortak nokta var, en önemlisi de farklı açılardan bu disiplinler aynı objeyi
(kentsel ilişkileri, kent organizasyonunu, kent kültürünü, kentsel değişimi
vb) açıklamaya çalışıyorlar. Bu bağlamda yine sizin dikkat çektiğiniz
gibi bu disiplinlerin ortak veya paralel hareket etmeleri yine kendilerinin düşünce
ve eylem alanlarını genişletecektir.
Mesajınızda "slum ve cokuntu alanlarina yonelik bildirilere acik
olacagimiz kesin... bizimle temasa gecin, sizi simdiden bir hucreye
yerlestirelim" önerisinde bulunuyorsunuz. Bu önerinizi memnuniyetle kabul
ediyorum. Çalışma ortamınızda yüz yüze de görüşebiliriz. Kongreye bir
bildiri ile katılmak isterim.
Çöküntü Mahallesi konulu tezim Gedikpaşa semtinde bulunan üç sosyal
kesime (işyerleri, bekar odaları ve [az sayıda da] aileye) toplam 500 anket
uygulanması ve gerekli kişilerle mülakatlar yapılması biçiminde farklı
tekniklerle gerçekleştirildi ve şu anda değerlendirme aşamasındayım.
Tahminen yıl sonunda tamamlanmış olacak. Olguyu betimleyen çok önemli ve
ilginç verilere ulaştım.
Ekte size Gedikpaşa'dan bir fiziki çöküntü fotograf karesi ve benimle
beraber sosyoloji 2. sınıf anketör grubumun fotografını gönderiyorum.
Tezim henüz tamamlanmamış iken sizin veya önereceğiniz başka ilgili ve
bilgililerin bu konuda kavramsal-kuramsal bilgileri varsa tezde yer vermek
isterim. Görüşmek dileğiyle, iyi çalışmalar.
mcagdereli TEL: 0212 485 85 44 / 0535 963 72 34
Aydan
Balamir
Cagdereli 'ye (ve bildiriyle
katilimi dusunenlere) bir not:
Suha Ozkan da mesajinda deginmis, baska sozlerle vurguluyorum: Kongrenin
Pazaryeri kurgusu, klasik bildiri formatinin disinda sunus bicimlerine de olanak
taniyacak. Simdilik soyle bir listemiz var, gelismeye acik :
P A Z A R Y E R I E T K I N L I K L E R I
Afis Sergileri ve Sunuslari
Dia, Video, Power Point Gösterileri
Forum / Serbest Kürsü
Chat / Söylesi Odalari (Gerçek ve Sanal)
Mimarlar ve Akademisyenlerle Mülakat
Kitap Dergi Fuari / Imza Günleri
TASARIM VE YAPI FUARI
Atölyeler / Deneysel Projeler
Maketler / Yerlstirmeler
Sanat-Zanaat–Performans–Happening
Yiyecek-Içecek-Ani esya Tezgahlari
UIA 2011 Adaylarinin Tanitim Tezgahlari
Cagdereliye bir not daha:
Mimarlik literaturu bu konularda oldukca genis ve zengin, bir ucundan baslayip
tanismak gerek. Hemen bir okuma listesi hazirlamam guc, belki Mimarlar Odasi
subelerinin kutuphaneleri bir baslangic olabilir. Mimarlik ve sehircilik
bolumlerinde uretilen tezlerden ve onlarin kaynakcalarindan da cok iyi yerlere
gidilebilir.
Kolay gelsin.
shemsa
katilim hakkinda
merhaba
ben UIA 2005 te tez calismami bildiri olarak sunma imkanimin olup olmadigini
merak ediyorum. aktif katilimci olmamiz mumkun mu eger mumkunse bunun icin ne
gibi sartlar gerekiyor?
tesekkürler
uçurtma
Merhaba,
Berlin'deki UIA kongresine katılımın 7000 mimar civarı olması kongrenin ne
kadar güçlü ve etkili olduğunun da bir göstergesi kuşkusuz. Acaba İstanbul
için de bu denli büyük bir katılımı beklemek gerçekçi olur mu?
Berlin'deki konferansta kentteki çağdaş mimarlık örneklerinin yoğunluğu
da özellikle yurtdışından olan katılımı oldukça olumlu yönde etkilemişti.
Acaba İstanbul'un çağdaş mimarlık açısından oldukça yetersiz kalması
bu açıdan önemli bir dezavantaj olmayacak mıdır?
Başarılar diliyorum.
Gürel
Tüzün
Uçurtma'ya yanıt
Önce bir düzeltme. Berlin'e
katılım 7.000 değil, 4.500-5000 dolayındaydı. Bunun önemli bir nedeni
Alman mimarların Kongre'ye ilgi göstermeyişleriydi - Alman katılımcı sayısı
500 kadardı.
İstanbul 2005'e katılımın en az 7-8 bin dolayında olmasını bekliyoruz. Bu
hem gerçekçi hem de hayli muhafazakar bir tahmin. Her şeyden önce İstanbul'un
mimarlar açısından, özellikle mimarlık tarihi birikimi bakımından,
Berlin'e göre çok daha çekici olduğunu düşünüyorum. İkinci bir nokta, Türkiye'deki
mimarların katılımının Almanlara göre daha yoğun olacağı. Bir başka
etken de İstanbul 2005'in teması ve yapısıyla ilgili. Mimarlıkların
Pazaryeri'nin çoksesliliğe, farklı görüş ve yaklaşımlara açık olması,
söyleyecek sözü olan herkese bunları dillendirecek/sergileyecek olanakları
sağlaması bu açıdan önemli. Üstelik, Berlin Kongresi'ndeki organizasyon
bozukluklarını gördükten sonra, İstanbul 2005'in organizasyonun çok daha
iyi olacağına inanıyorum. Ne de olsa arkamızda bir Habitat deneyimi var.
Bir kentteki çağdaş mimarlık örneklerinin niceliği ile kongreye katılım
arasında böyle bir ilişki kurulabilir mi, bilmiyorum. Belki de Suha Özkan bu
konuyu aydınlatabilir.
Teşekkürler,
Suha
Özkan
Merhaba,
Ben tutkun (compulsive) bir iyimser olduğum için olsa gerek Istanbul'a
Berlin'den daha cok bir katılım bekliyorum. Berlin de cok ilginç, yoğun ve
merak uyandıran çağdaş mimarlık eserlerı var(dı). Bunun bir çekim olduğu
doğru ama bu çekim kongre öncesi büyük bir ölçüde kullanılmıştı. Çoğu
kişi görmüştü. Yine de etkin bir çekim unsuru idi. Ama o mimarların
kongreye çağrılmamış olmaları ve dolayısı ile yer almamaları büyük
bir düş kırıklılığı yarattı. Bu kişilerin çoğunu biz Istanbul'a
getirebileceğiz.
"Acaba İstanbul için de bu denli büyük bir katılımı beklemek gerçekçi
olur mu?" diyorsunuz. Bence olur çünkü Istanbul'a otobusle bile
gelebilecek 100 bine yakın mimar var. Berlin'in çağdaş mimarlığına karşı
bizde de çok etkileyici bir tarih var. Özellikle UIA ortamında zayıf olan
Itran ve Arap ülkeri için yoğun çalışmalarımız var.
Üstelik Berlin de olmadığı kadar güçlü ve şöhretli mimardan katılım sözünü
şimdiden almış durumdayız. Bunların başlı başına bir çekim unsuru
olacağı kuşkusuz. Türk mimarlarını ve yapıtlarını da sürekli olarak
"söyleşi" (Chat Rooms) ortamında sunacağız.
Çalışmalarımız ve aldığımız sonuçlar açıklanacak duruma geldiğinde
bu isimleri ilan edeceğiz.
Berlin'de önerilen bildirilerin nerede ise %90ı yersizlik ve zamansızlık
nedeni ile reddedildi. Oysa bizim Pazar Yeri kavramımız birçok sunuşun farklı
ortamlarda ve eş zamanlı yer almasına olanak vermekte. İnsanların görüşlerini
araştırmalarını sunabilmeleri konusunda biz çok cömert davranacağız. Bu
da apayrı bir çekim usuru.
Iyimserliği sürdürüyoruz.
Iyi dileklerimle.
uçurtma
Sayın Tüzün ve Özkan'a
verdikleri tatminkar cevaplar için teşekkür ediyorum. Yurtiçinin yanı sıra
yurtdışından da yoğun bir katılım amaçlanması ve bu anlamda çalışılması
gerçekten kongrenin can alıcı noktası, teşekkür ederiz.
Ancak, bu noktada kesinlikle UIA organizasyonuyla ilgili olmamakla beraber,
genel olarak şunu eklemek isterim ki; keşke artık sadece zengin ve köklü geçmişimize
güvenmeyerek dünya mimarlığında bir yer sahibi olabilmek adına çağdaş
mimarlık örneklerine de gereksinimimiz olduğunu mimarlar olarak aklımızda
tutsak.
Suha
Özkan
UÇURTMA"YA YANIT
Ahh ! Uçurtma ahh!
".. bu noktada kesinlikle UIA organizasyonuyla ilgili olmamakla beraber,
genel olarak şunu eklemek isterim ki; keşke artık sadece zengin ve köklü geçmişimize
güvenmeyerek dünya mimarlığında bir yer sahibi olabilmek adına çağdaş
mimarlık örneklerine de gereksinimimiz olduğunu mimarlar olarak aklımızda
tutsak."
diyerek, beni kalbimim orta yerinden vurdunuz. Birkaç yerde yazmıştım 1980
lerin sonunda The Economist dergisi Türkiye'yi ve Turgut Özal'lı yıllar
irdelerdiği Türkiye özel sayısında, anımsadığım kadarı ile: "Bu türkler
kendilerini mdern dunyanın bir parçası ona adamış hissederler ama çağdaş
mimarlıklarına bakarsanız henüz (İngiliz Tasarımı) Boğaz Köprüsü'den
başka Modern nitelikli bir mimarlık üsünü üretebilmiş değiller demiş ve
beni üzmüştü.
2000 Yılı'nd Tahran'da Mimarlık Forumu'nun kapanış konuşmasını yapan
Muhammad Khatemi (İsme dikkat şaka değil) de "Mimarlık bir toplumun
aynasıdır. İnşa ettiğimiz yapılar tarihe bizim ne mal olduğumuzu anlatır.
Geçmişi yinelemek daha iyisini yapamamanın verdiği bir aşağılık
duygusudur. Başkalarının bugününe yada geleceğine öykünmek de aynı kapıya
çıkar. Önemli olan eleştirel bakış ve yaratıcılıktır" demişti.
Hala uluslarası ortama mal olmuş AIA, RIBA, Pritzker ödüllerini almasa da
oralara aday olabilecek bir mimarımızın olmaması. Çağdaş Türk mimarisi
ile ilgili uluslarası nitelikte son kaynak kitabın 1985 tarihli olması. Bir
şeylerin doğru gitmediğini gösteriyor bana.
Ne yapmalı Yardım edin. Belki UIA (birşey yapamaz da) UIA 2005 Istanbul
Toplantısı bir ivme kazandırır diye düşünüyorum. Böbürlenme ve şövenizm
var ama ortada bir sentez, olağanüstü bir yetenek ve eserler yok!
Aydan
Balamir
Aah Ucurtma aah'dan ilhamla:
Demin Gozen'e yazdigimi tekrar buyuk harflerle yaziyorum (yok yok, buyuk harf
nette bagirmak demekmis, yine kucuk yazayim):
Mimarlik en buyuk kulturel sermayemizdir. Antikalari ve yenileriyle.
Sehirlerimizi imrenilecek bir pazaryeri degil de çifit carsisi haline
getirdiler, getirdik... Bu sarsak yapi pratigimiz ve sufli kentlerimizle nasil
bir kulturun tasiyicilariyiz?
2005 kongresine bu sorunu yasayan ulkeler, sehirler gelip dertlerini paylasacak.
Onlarin yanisira, bu sorunu asmis olanlar da (antikasini iyi koruyan, yenilerini
de iyi yapanlar) gelecek; onlarin da baska sorunlari, eksikleri vardir
paylasacak. Yok mu?
Pazaryerinde bulusup tartismak umidiyle...
idil
Merhaba,
İstanbul'da daha önce de, büyük bir katılımın olduğu Habitat'96
konferansı gerçekleşmişti. Bu konferans için okullar erken kapatılmış,
kaldırımlar yenilenmiş, önemli yollar trafiğe kapatılmıştı. İstanbul'da
yaşayan halkın bunlar dışında, bu kongrenin ne olduğu hakkında pek bir
fikri yoktu.
UIA Kongresi hakkında halkın bilgilendirilmesi için herhangi bir çalışma
yapılacak mı? Açık alanlarda yapılacak etkinlikler dışardan izlenebilecek
mi?
Teşekkür ederim.
Gürel
Tüzün
İdil'e yanıt
Her iki soruya da yanıtım
evet olacak. Önce kolayından başlayayım. Evet, açık alanlardaki
etkinliklere herkes katılabilecek. Ayrıca, UIA düzenlemelerinin elverdiği ölçüde,
sergi, fuar, film ve video gösterimleri gibi Pazaryeri etkinliklerine katılımın
ücretsiz olmasına çalışıyoruz. Aynı zamanda, etkinlikler kente yayılarak
İstanbulluların daha etkin katılımına olanak sağlanacak.
Berlin Kongresi'nden aldığımız önemli bir ders var: İstanbulluların
Kongre'ye sahip çıkması Kongre'nin başarısı için gerekli. Bu nedenle bu yılın
Aralık ayında başlayacak ve giderek yoğunlaşacak bir tanıtım kampanyası
yürüteceğiz. Gene aynı amaçla, İstanbul'daki merkezi ve yerel yönetimler
ile sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin de yer alacağı İstanbul 2005
İl Koordinasyon Kurulu kuruluş aşamasındadır. Bu kurulun temel işlevi
"İstanbul kentinin Kongre'ye sahip çıkmasını sağlamak"tır.
Kuşkusuz, bütün bu çabaların başarısı, her şeyden önce Türkiye'deki
mimarların İstanbul 2005'e sahip çıkmasına ve Kongre'nin akademik içeriği
ile İstanbul kenti arasında kurulacak ilişkilere bağlı olacaktır. Forum yöneticisi
Blur'un dediği gibi, Kongre'nin uzun dönemli ve gerçek başarısı,
"kenti dönüştürecek bir etkinlik" olmasına bağlıdır.
Teşekkürler
Necip
Mutlu
Merhaba
Kongrenin tanımlı alanları Habitat Vadisi diye tanımlanan Taşkışla ile Lütfü
Kırdal Kongre Merkezi arasındaki açık alanlar ve kapalı alanlardır.
Bunun dışında özellikle Taksim Meydanı başta olmak üzere İstiklal
Caddesi çevresinde yer alan galeriler ve açık alanlar sergileme ve etkinlik
alanı olarak kullanılacaktır.
Ayrıca Dolmabahçe Meydanı, Beşiktaş Meydanı, Kadıköy Meydanı gibi şehrin
çeşitli meydanlarında açık alan düzenlemeleri yapılarak kongrenin
buralara taşınması sağlanacaktır.
Kongrenin tanımlı alanının dışındaki alanların kullanımı çeşitli
derneklerin, sivil toplum kuruluşlarının, meslek odalarının katkı ve katılımı
ile gerçekleşecektir.
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi kent bütününde, bağlı Bakırköy,
Kadıköy ve Kartal Büyükkent Bölge Temsilcilikleri bulundukları bölgelerde
bu kongreye ait düzenlenecek etkinliklere katkı sağlayacaktır.
Buradaki temel yaklaşım Kongreyi tanımlanmış alan ve programının dışına
çıkararak çeşitli sergi ve etkinliklerle bütün kente yaymaktır. Ayrıca
aynı tarihlerde kentte sanat gösterileri yapılacaktır.
blur
Tekrar Merhaba Sayın Komite
Üyeleri 
Uçurtma'nın sorusuna bir ek olarak böyle büyük bir kongrenin ardından İstanbul'un
olumlu yönde değişmesi için stratejiler oluşturulup oluşturulmadığını,
kongrenin kentte düzenlenen bir etkinliğin de ötesine geçerek kenti dönüştürecek
bir etkinlik haline gelmesi için neler yapıldığını ya da yapılması
gerektiğini sormak istiyorum.
Şerif
Gözen
Merhaba,
Konuyu bir şekilde kongrenin organizasyonundan çok içeriğinin tartışılmasına
kaydırdım sanırım. Yanlış yaptı isem özür dilerm ama sanırım içeriğin
sağlam ve net bir şekilde kurgulanması organizasyonun da başarısına alt
yapı oluşturacaktır.
Süha Özkan ve Aydan Balamir'in yanıtları konuyu biraz daha netleştirdi. İkna
olduğumu söyleyemem ama en azından organizasyon ve bilim komitelerinin
niyetlerini bir parça da olsa anlayabildik diye düşünüyorum.
Yine de temanın hangi konunun etraflıca tartışılacağını "net"
olarak çizdiğini sanmıyorum. Temada da belirtildiği gibi, "şu an için
kongrenin temasından çok kavrayıcı strüktürünün öne çıkması
hedeflenmekte". Kanımca da bu bir strüktür: İyi ya da kötü, evrensel
veya yerel, bunu tartışmayı şimdilik bir kenara bırakırsak, aslında şu
ana kadar yapılanlar tartışma platformunun hazırlıkları gibi geliyor bana.
Temada yer alan muğlak dil bunu gösteriyor; herkesin herşeyi tartışabileceği,
özgürlükçü bir ortam kurgulanmış. Denildiği gibi bir tam bir
"pazaryeri".
Ancak benim sorunum burada başlıyor. Bu kongreden ne bekleniyor? 1948'den beri
yapılmış kongre temaları var UIA web sitesinde. Üşenmeden hepsini kopyaladım
buraya.
Yeni Görevler Karşısında Mimar
Mimar Yeni Görevleriyle Nasıl Başedecek
Mimarın Konumu
Konut Konusunun Üç Yönü
Kentlerin İnşası ve Yeniden İnşaası
Yeni Teknikler ve Malzemeler
Gelişmekte Olan Ülkelerde Mimari
Mimarın Eğitilmesi
Mimarlık ve İnsan Çevresi
Bir Sosyal Öge Olarak Mimarlık; Bir Sosyal İlgi Alanı Olarak Konut
Mimarlık ve Dinlence
Yaratıcılık, Kavramlandırma ve Teknoloji
Mimarlık ve Ulusal Kalkınma
İnsan – Çevre – Mimarlık
Mimarın Günümüzde ve Gelecekteki Misyonları
Konut ve Kentler: Yarının Dünyasını İnşaa Etmek
Kültürler ve Teknolojiler
Mimarlık Yol Kavşağında: Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Tasarlamak
Kentlerde Mimarlık
21. Yüzyılda Mimarlık
Kaynak Olarak Mimarlık
Mimarlığı Aktarmak
Bunların hemen hemen hepsi mimarlık mesleğinin veye mimari üretimin bir
sorunu ile ilgili. Kimi mimarlığın nasıl aktarılacağı üzerinde odaklanırken,
kimi mimarın sorumluluğu veya eğitilmesi üzerine, kimi de mimarlığın
teknoloji veya ulusal kalkınma ile ilişkisi üzerinde duruyor. Bunlara baktığımda
bir kaçı hariç (1967 Prag ve 1981 Varşova gibi) diğerlerinin içinde neler
konuşulduğunu tartışıldığını tahmin edebiliyorum. Ama
"Grandbazaars of Architectures" başlığı kongrenin bana mimarlığın
veya mimarların hangi sorunu veya gerilimi ile ilişkili olduğunu anlatmıyor
ne yazık ki? Daha çok İstanbul'a ve kongre ortamına bir vurgu var. Benim bu
başlığı görünce ilk aklıma gelen "küreselleşme sorunu" olmuştu
ve sanırım tema metni de bunun çerçevesinde gelişiyor ama hiç bir zaman
bunu netleştirmiyor.
Tema metninde yer alan "küresel direnme", "Doğanın, tarihin,
toplum ve bireyin tüketilmesine dayalı pratiklere karşı mimarlığın
iradesi ne yönde gelişecek?" ifadeleri bende böyle bir çağrışım
yaptı.
Ancak bunların yanısıra "mimarların şehirleri geri istemesi",
"ekoloji ve demokrasi", "sorumlu modernlik" "yeni bir
modernizm daveti" gibi oldukça derin söylemler içerdiğini düşündüğüm
kavramlar var. Ve ben bu ifadelerden ve dolayısı ile kongreden gerçekten
hangi konunun (lütfen dikkatinizi çekiyorum, konuların demedim) tartışılacağını
anlamadım.
Bir sürü konunun konuşulabileceği bir ortam yaratmak ve bunu akıllıca bir
şekilde bir kavram altına sokmak ilk başta etkileyici geliyor olabilir ama
kongreye katılanların sonunda "biz şimdi ne konuştuk" diyeceğini
düşünüyorum.
Lütfen yazdıklarımdan alınmayın, ama gerçekten de kongreden ne beklendiğini
anlamış değilim. Belki bir iki satırda özetleyebilecek ve net bir cevap
verebilecek biri çıkarsa rahatlayabilirim.
Katılım öneriniz için teşekkür ederim bu arada. Mimarlardan ne tür bir
katılım bekliyorsunuz? Sadece bildiri sunmalarını mı yoksa etraflarına bu
kongreyi duyurmalarını mı? Nasıl bir katılım şekli beklediğinizi
yazarsanız eminim benim gibi her mimar kendince bir yöntem bulup katılacak
size yardım edecektir.
Aydan
Balamir
Merhaba Gozen,
Alinmak ne kelime, elestirileriniz icin tesekkur borcluyuz. Disardan nasil
algilandigi onemli, ve bu tepkileri almak icin burdayiz.
Konu, Bilim Komitesinin UIA bolgelerinden 5 uyenin daha katilimiyla netlesip
kesinlesecek. Bu uyeler belirlendi ama henuz bir masa etrafina oturmadik. O
nedenle, her yonuyle kesinlesmis bir programi dikte etmek yerine, genel
pozisyonu ve kurguyu ortaya koymayi tercih ettik.
Benim egilimimi sorarsaniz, size onceki mesajimda da degindigim gibi, kentleri
kultur ve ekonomi eksenlerinde tartismak derim. Pazar-piyasa-sermaye bana bunu
cagristiriyor. Mimarlik, kulturel bir sermayedir, kentler de birer pazaryeri.
Konuya tek basina ekonomik terimlerle degil, kulturle kesistigi yerden
bakildiginda gorulebilecekler arasindan biz, demokrasi ve ekoloji vurgulu bir
modernligi gorduk, ve 2002 Berlin'e goturdugumuz niyet mektubuna da bunu yazdik.
Bu yeni modernligin mimariyle ve sehirle ilskisini tartismak bana oldukca net
gozukuyor. Ama bu iliski oylesine cok boyutlu bir konu ki, cagristirdiklarini
altalta yazinca konu biraz dagilmis izlenimini veriyor, haklisiniz. Netlestirmek
icin onerilere acigiz.
"Mimarlardan ne tür bir katılım bekliyorsunuz? Sadece bildiri sunmalarını
mı' diye soruyorsunuz. demin bir liste yollamistim, Pazaryeri etkinlikleri
uzerine. Bu konuda biraz beyin firtinasina da ihtiyacimiz var dogrusu. Kongreye
aktif katilimin yanisira, kongre hazirliklarina da aktif olarak
katilabilirsiniz. Bir gonulluler ordusu olusturmaya calisiyoruz. Bu aralar bize
selam veren borclu cikiyor, isterseniz bir dusunun...
Tesekkurler,
AB
Suha
Özkan
Değerli Şerif Gözen
Size içerikli, kaygılı ve yapıcı katkılarınızdan dolay teşekkür
ediyorum.
Bu "tema" işi çok zor ve ciddi bir iş. Nedenine gelince o da eğer
çok belirgin, iyi tanımlanmış ve doğrudan öğrenmeye ve bulguların tartışılmasına
yönelik bir "Tema" isterseniz, olay kongre değil de bir seminar,
belki biraz daha cömert ve hoşgörülü olursak sempozyum oluyor.
7000+ mimar katılımcı beklediğimiz bir ortam için çok belirgin olursanız,
sadece ilgilenenler gelir. O ortamda da birkaç yüz kişi katılırsa başarı
sayılır. Dolayısı ile mimarlığı herhangi bir yönünü bu Istanbul'un
"tema"sı olsun diyebilmiş değiliz. Kentler, Kentleri Kutlama vb
konular arasında dolaşıyoruz.
Berlin deki "Kaynak Olarak Mimarlık" çok iyi (Alman ciddiyeti ile)
tanımlanmıştı. Ve yüzlerce bildiriyi geri çevirdiler.
Sonunda ne çıktı? Hemen herşey tartışıldı ve meydan Alman bürokrat
mimarlarının egemenliğine kaydı.
Dolayısı ile biz hala öncelikle "çekim" yaratacak
"magnetik" bir ortamın dinamikleri yerleştirmeye çalışmaktayız.
O yüden bu "Pazar" fikrini sevdik. Sevdiriyoruz da!
Görüşleriniz bizim çalışmalarımızın nasıl algılandığı konusunda çok
yönlendirici oldu.
Sağolun:
Ama n'olur? Söyleyin 7000+ kşiyi çekecek,odaklanmış önereceğiniz bir konu
var mı?
Çok yararlanırız. Özellikle Uluslararası Bilim Komitesi çalışmaya başladığında
oraya iletiriz.
Sayın Gözen
"...ilk aklıma gelen "küreselleşme sorunu" olmuştu ve sanırım
tema metni de bunun çerçevesinde gelişiyor ama hiç bir zaman bunu netleştirmiyor.
Tema metninde yer alan "küresel direnme", "Doğanın, tarihin,
toplum ve bireyin tüketilmesine dayalı pratiklere karşı mimarlığın
iradesi ne yönde gelişecek?" ifadeleri bende böyle bir çağrışım
yaptı.
Ancak bunların yanısıra "mimarların şehirleri geri istemesi",
"ekoloji ve demokrasi", "sorumlu modernlik" "yeni bir
modernizm daveti" gibi oldukça derin söylemler içerdiğini düşündüğüm
kavramlar var. Ve ben bu ifadelerden ve dolayısı ile kongreden gerçekten
hangi konunun (lütfen dikkatinizi çekiyorum, konuların demedim) tartışılacağını
anlamadım."
diyorsunuz. Iste bu noktada bizi gerçekten yönlendirin belli ki zihninizde
beklentilriniz yararlanabileceğimiz bir nitelikte biçimleniyor.
Bitmedi!.............
Üstelik daha üzerine yoğun olarak eğilmedğimiz ama epeyce tartıştığımız
bir de "Uluslararası Öğrenci Yarışması" var. Gelecek yıl yaz
sonu ilan edeceğiz.
UIA ortamında iyi ele alınmayan bir konu "Gelecek" Bu konuda da
öneriler var.
Fatih
Söyler
Son bir kaç sorunun düşündürdüğü...
Geçtiğimiz Haziran ayında
Uluslararası Mimarlar Birliğinin (UIA) Başkanı ve tüm yöneticileri İstanbul'a
geldiler. UIA'nın çeşitli konularının ele alındığı toplantılar yaptılar.
Ama bu toplantıların asıl amacı UIA2005'e hazırlık, bugüne kadar yapılanları
değerlendirmek, eksiklikleri saptamak, çalışmalara yön vermekti...
Dünyanın farklı ülkelerinden 50'den fazla delegenin katıldığı bu toplantılarda
konuklar dediler ki:
1) İstanbul, yalnız doğal güzellikleri ile değil, aynı zamanda fiziki
mekana da yansıyan kültürel zenginliği ve binlerce yıllık tarihi ile de çekicidir.
2) Seçilmiş bulunan "tema", "tam isabettir". Her mimar (ve
her mimarlık öğrencisi), hatta her mimarlık sevdalısı, bu temanın geniş
çatısı altında kendine keyifli bir yer bulur.
3) Seçilmiş bulunan "kongre merkezi", yalnızca bir kapalı yapıdan
ibaret değil. Bu merkez, yani Kongre Vadisi, sanal platformlardan sınıflar ve
kiosklardaki gerçek "chatroom"lara, geniş katılımlı salon toplantılarından
sokak sergilerine, kongre temasının amacına uygun olarak, bir "mimarlık
şenliği"ne evsahipliği yapabilecek bir yapıya sahip.
4) Bu özellikleri ile İstanbul, daha şimdiden, 10.000 kişiyi hesaba katması
gereken bir ilgiyle karşı karşıyadır. İstanbul için Berlin bir ölçüt
olamaz. Eğer UIA'nın kongreleri ile bir karşılaştırma yapılmak istenirse,
Organizasyon Komitesinin Barselona Kongresini (10 binden fazla katılımlıydı)
örnek alması gerekir.
Habitat, doğrusu, İstanbul ile bütünleşemedi. 25 bin kişinin şu ya da bu
şekilde katıldığı bir dünya etkinliğinin, evsahibi kentle, o kentte yaşayanlarla
daha yakın, daha sıcak, daha içten kucaklaşması beklenirdi. Habitat İstanbul'da
yürekleri dolduran, toplumsal hafızada yer eden, akıllarda kalan bir iz bırakmadı.
Habitat ölçeğinde olmasa da, yine Dünyanın her yerinden gelen binlerce
insanın katılacağı böylesi bir etkinliğin Türkiyeli mimarlarla, mimarlık
öğrencileri ile, İstanbullularla, İstanbulun kendisiyle ve elbette Türkiye
ile bütünleşmesi beklenir. Bu etkinliğin ülkenin erozyona uğrayan kültür
yaşamında giderek en fazla etkilenen Mimarlığın, yeniden ve akıllarda yer
edecek şekilde toplumsal bilince yerleşmesi için bir fırsat olarak değerlendirilmesi
gerekir. Bunu sağlamak, yalnız kongrenin düzenlenmesinde görev alanların değil,
aynı zamanda tüm ülke mimarlarının, mimarlık öğrencilerinin ve Mimarlar
Odası başta olmak üzere tüm mimarlık kurum ve girişimlerinindir.
Türkiye (özel olarak da İstanbul) bu kongreye sergilerle, yarışmalarla,
mimarlık tartışmalarıyla hazırlanmalıdır. Mimarlar Odasının şubeleri,
şimdiden, katılımın örgütlenmesi için eşgüdüm içinde çalışmaya başlamışlardır.
Nicelikli bir katılım hedeflenmektedir ama asıl hedef "nitelikli"
katılımın, yani kongreyi özümsemiş, tartışmaların içinde yeralacak bir
"mimarlık kitlesi"nin yüksek katılımını sağlamaktır. Bunun yanısıra
halkın mimarlıkla buluşmasını, mimarlığın konu ve sorunlarına yakınlaşmalarını
sağlayacak etkinlikler düzenlenmelidir.
Kentlerimiz, insanlarımız kötü yapıları çok iyi biliyor. Ama içinde yaşadığı
kötü yapıların "kötü olduğunu", "kötü mimarlıktan başka"
seçenekleri olabileceğini, "iyi mimarlığın nasıl bir şey olduğunu"
bilmiyor.
İyi mimarlığın olabileceğini, insanların iyi mekanlarda yaşama hakları
olduğunu ve isterlerse bunu elde edebileceklerini halkımıza anlatabildiğimiz
ölçüde Kongrenin başarısı artacak.
Sevgilerimle,
Fatih Söyler
cAD
selam,
öncelikle hepinize kolay gelsin
2005'deki kongrede dijital mimari konusunda yapılacak çalışmalar var mı
acaba
programın kısa süre içinde açıklanacağını belirttiniz ama kabacada olsa
kongrenin dijital dünya ile ilgisi olup olmayacağını merak ediyorum
saygılarımla
cA(n)d
mona
UIA'nın yaklaşımı
Herkese Merhaba,
UIA 2005 organizasyonunda internet çok etkin kullanılıyor; sadece internet üzerinden
katılımın olduğu logo yarışması ile çalışmaların başlaması,
kongrenin web sayfasının çok iyi düşünülmüş olması, sitede teknoloji
ve içeriğine önem verilmesi, şimdi de organizasyon komitesi üyelerinin
online bir buluşma ortamında soruları cevaplaması...
Önümüzdeki günlerde hatta kongre sürecinde internet daha da etkin kullanılacak
gibi gözüküyor.
Benim sorum interneti bu kadar etkin bir mecra olarak kullanmanız diğer UIA üyesi
ülkeleri şaşırttı mı? Bu konuda nasıl tepkiler alıyor sunuz?
Aydan
Erim
Herkese selam
Mona'ya cevap..
UIA üyesi ülkeler internet özelinde kayda değer bir tepki vermediler ama yarışmanın
çok olumlu karşılandığını biliyoruz. UIA ve üye kesimleri genelde fazla
internet okur-yazarı değildir. Istanbul 2005 çalışmaları ve yaklaşımımız
ile onlara bu alanda iyi bir örnek olduğumuz ve daha da olacağımız kesin!
Belki daha fazla üye hevese ve gayrete gelir de UIA-içi eksiği hissedilen
iletişim ağı da daha iyi bir hale gelir.
Aydan Erim
Selim
Taner
Merhaba,
Kongreye bildiriyle katılmasını istediğiniz (ya da isteyeceğiniz) bir çağrılılar
listeniz var mı? (var ise kendilerine çağrılarınız ulaştı mı?) Yoksa
ayrımsız herkesin kendi katılma talebini mi bekliyorsunuz?
Saygılar.
Aydan
Balamir
Selim Taner'e yanit:
Hic oyle hazir listeler olur mu? Kongre duyurulacak, katilmak isteyenler ozet,
niyet mektubu vb formatlarda basvuracaklar, sonra birileri onlari okuyacak
tasnif edecek, baskalarina yollayacak. Gelen cevaplar yeniden tasnif…
Yoo, bu sureci soruyor olamazsiniz… Biz burokratik kongre formatlarini
kiralim, kongreyi bir pazaryeri senligine dondurelim, ama o senlik icinde en
keskin elestirileri de yapip dunyanin ipligini pazara cikaralim (yani sag
gosterip sol vuralim) derken, ve genclerden en sivri elestirileri, en parlak
fikirleri beklerken bu kadar uslu sorular gelmesi biraz sasirtici.
Nesedesiniz Sayin Goren? (Acaba diyalog suresi bitti de ben mi yine saatimi
sasirdim?)
Eger kongreye gelecek star mimarlari soruyorsaniz, bir listemiz ve listedekilere
gobek adiyle seslenen bir kongre baskanimiz var, ona guveniyoruz! Biraz
kesinlessin, ilan edilir.
Sevgiler, iyi geceler.
Selim
Taner
Sayın Balamir,
Sorumun son derece net ve anlaşılır olduğunu düşünüyorum. Her sempozyum
ya da kongrede kendilerinden bildiri talep edilen çağrılı (yani
"davetli") katılımcılar olur. Benim sorum açık: Bu kongrenin de
(bildiri sunmak üzere) çağrılı katılımcıları olacak mı? Bu soruya niye
tepki gösterdiğinizi anlayamadım. Uslu ya da ussuz, açık bir forum ortamında
size sorulan net bir soru...
Saygılarımla.
Aydan
Balamir
Sayin Selim Taner,
Kesinlikle tepki degil, sadece yanlis anladigim bir soruya yanlis cevap.
Yanlis anlamamin nedeni galiba su: Bilim Komitesinin UIA kanadiyla daha bir
araya gelinmedigi icin konunun resmiyet kazanmadigini yazmistim ya, o nedenle
henuz davetliler de belirlenmedi.
Kuskusuz, hem dunya yildizlarindan, hem de yildiz olup olmamasi onemli degil,
konusunda otorite sayilacak yerli ve yabanci kisilerden davetliler olacak.
Yalnizca keynoter formatinda degil, ornegin sohpet odasi, serbest kursu ve
cesitli atolye ortamlarini da aktive edecek kisiler dusunuluyor. Kuramci,
tarihci, uygulamaci, baska disiplinlerden vb... Simdiden taslak listelerimiz var
ama kesinlik kazanmadan bir girisimde bulunamiyoruz.
Ilginiz icin tesekkurlerimle,
AB
|
UIA
2005 Organizasyon Komitesi |
|
|