reklam

Sorular & Cevaplar
Diyalog 2003 > UIA 2005

Tarih: 28 Ekim 2003
Yer: Arkitera Forum

Şerif Gözen

Herkese Merhaba,

Öncelikle tüm komite üyelerine kolay gelsin demek istiyorum. Çok zor bir işi umarım layığı ile üstesinden gelip başarırsınız.

Sorum kongrenin konusu ile ilgili olacak.

Açıkçası bu kongreden ne beklendiğini anlamadım. Pazaryeri veya Grandbazaars of Architectures ne demek? Böyle uluslararası bir organizasyonda "yerel" kokan bir konu ile daha mı başarılı sonuçlar alınacağına inandınız? Eğer öyle ise, logo yarışmasında seçilen logonun evrensel bir dile daha yakın olmasını neden tercih ettiniz?

Seçilen konu başlığı, bence artık yavaş yavaş ortadan kalkması gereken Doğu-Batı farkını aksine daha da netleştiren oryantalist söylemleri vurgulayan bir anlam taşıyor. Bu şekilde dünyaya şirin gözüküyor olabiliriz ancak hiç bir zaman evrensel kültür üretiminde yer alamayacağız gibi. Bizi sürekli develerle dolaşan, Kapalı çarşıda halılar üzerinde sarıklarımızla oturmuş nargile çeken insanlar olarak arketipleştirmeye zaten çoktan meraklı olan turizmcilerimizin yanında sizin daha farklı bir pozisyon almanız gerekmez miydi?

Kongre başlığı, mimarlığın evrensel sorunlarıyla ilgilenmek yerine Istanbul'u mimarlara pazarlamak üzere seçilmiş gibi geliyor bana? Yanılıyor olabilirim.

Bu konu çerçevesinde kongreden nasıl bir sonuç beklediğinizi öğrenmek isterim.

Teşekkürler ve tekrar kolay gelsin.

Suha Özkan

Gozen ve onunla ayni goruste olanlar icin

Degerli Gozen,

Oncelikle basari dileklerinize tesekkur ediyorum. 10 bine mimari agirlamak ve anlamli bir tartismayi yonlendirmek ve belki bir 'Istanbul Manifestosu' olusturmak icin icerideki 30 bin mimara ne denl' gereksinim duydugumuzu burada yinelemek gereksiz. Onun icin sadece 'ummayiniz' katiliniz.

"Yerel"in evrenselligi ile yer yer de olsan evrenselin yerlligini burada tartismak istemiyorum. Bunlar artik haftalik dergilerin cerez konulari oldu.

Pazar yerinin evrenselligi: tekil, toplu, orgutlu, orgutsuz, destek, karsi tum gorusleri, dusunceleri, kaygilari ve disavurumlari iceren bir yapida orgutlenmis olmasi.

Adini 'pazar' yada uluslararasi ortamda bilindigi gibi 'Grand Bazaar' olmasinin 'Orientalist' olarak yakistirip isin icndeki ozgurlukcu demokratik katilim boyutunu iskaliyorsunuz. Uyariyorum. Aman haaa....

Bu tutumu Orientalist sayip asagilamanin kendisi erisilen bir evrensel sentezin rededilip dislanmasinin kendisi tam anlami ile bir asagilik duygusu olmaz mi? Bu konuya daha yapici ve sevgi ile yaklasmak gerekmez mi?

Evrensel kultur ortaminda yer almanin ise kurallari ise cok belli. Nobel, Pritzker, AIA, RIBA, Legion d'Honneur, Pulitzer, Booker Prize, ilh, otekileri siz sayin. Biz uluslarara kultur uretiminde neredeyiz? Ki bu ortamda bir varlik iddia edebilelim. Bakin en onemli saydigimiz odullerden Sevgili Feride Cicekoglu nun Oscar'i, ile Berlinde Cannes da aldigimiz sinema odulleri de hep Turkiye odakli. Cunku gucumuz kendi ortamimizda. Uretecegimiz degerlerin kendi ortamimizdan kaynaklanmasindan dogal ne olabilir? Olmadigimiz seyi var sayip boburlenmek zaten bizi yuz yildir iki dunya arasinda saskin bir duruma sokmuyor mu? Bu kultural 'sizofreni'yi asmamiz (bence) sart.

Lutfen Dergilerdeki bu konuya iliskin yazdiklarimizi okuyun. Umarim iciniz rahatlar.

Mc Donalds Hindistan da 'Mc Tikka' yapip kimligindan odun verip yerel oluyor ama biz onlari bile 'Mc Kofte' ikna edecek kadar yerel kisilikli tepki gosterebilmis degiliz.

Katkiniza tesekkurler ve sevgilerimle.

Aydan Balamir

Degerli Gozen,

Bir UIA kongresinden “mimarligin evrensel sorunlariyla ilgilenmesini” bekleme konusunda cok haklisiniz. Aslinda bu bir tercih degil zorunluluk. UIA 2002 Berlin’e goturdugumuz Turkiye onerisi de “mimarligin küresel gündemi”ne iliskin temel sorularla acilip, o minvalde devam ediyordu. Gecen sure icinde tema kente iliskin bir alt baslik kazandi, vurgulari yer yer degistirdi, ama mimarlik kulturu ve mesleginin evrensel gundemine referansi sabit kaldi. Yerel kültür ve meslek ortamlarinin kendilerini bu gundemle iliskilendirerek ortaya koyacaklarini umuyoruz.

Grand Bazaar, dunya mimarlarinin biraraya gelip “mimarlikLARini” sergileyecekleri, sorunlarini tartisacaklari ve farkliliklarina ragmen birliklerini pekistirecekleri bir forum. “Pazar kurmak” kadar evrensel ne olabilir? Dunyanin orta yeri Pazar... Tarih boyunca her cesit Pazar: acigi-kapalisi, fukarasi-sosyetesi, yereli-bolgeseli-kureseli... Simdilerde de sanali... Pazar cesitlerinin uretken bir arketipi bizim cografyada gelismis, sozcuk olarak da her dile girmis, bunda utanilacak birsey yok. Bana sorarsaniz, bildigimiz Kapalicarsi cesitlerinin Galleria, Atrium, Mall, Plaza gibi isimler alir olmasinda bir tuhaflik var ama olsun, sonunda hepsi de Pazaryeri.

Baslik biraz da teaser konumunda. Oyle ya, artik herseyin basi Pazarlama. (Pazarlama fikri soylu meslegimize yabancidir, mimarlara yakismaz diyorsaniz, “keske oyle olsaydi” derim.) Baslik belki ilk duyuldugunda turistik bir etki yapiyor, oysa icerikte en ufak bir “sish kebap-raki” cagrisimi varsa, lutfen bizleri uyarin. Yerelligi kucumseyen biri asla degilim; ama 3 yilda bir yapilan 22. dunya mimarlik kongresine mikro bir mercekle, hele sig bir turizm pazarlama mercegiyle yaklasilmis olmasini hic dogru bulmam. Kongrenin amaci “Istanbul'u pazarlamak” degil, bu konuda endiseniz olmasin.

Ama “Pazar-Pazaryeri-Pazarlamak” ile baslayip “Çarsi-Piyasa-Sermaye” diye uzayacak kavramlarin metafor guclerinden yararlanacak bu kongre. En basta, Suha Ozkan’in dile getirdigi cok renkli, cok sesli, cok parcali bir kongre duzeni, bu metafordan kaynaklaniyor. Icerige de sizacak boyutlar var, sozcuklerin kulturel ve ekonomik cagrisimlarini dusunurseniz. Sonra, pazaryeri imgesinin cogulluk, cesitlilik, birlik-beraberlik gibi olumlu cagrisimlarinin yaninda, pazarlama ve piyasa deyince olumsuz cagrisimlar da geliyor akla. Mimarlara diyoruz ki, gelin, onlarin da “ipligini pazara cikaralim” hep birlikte... Yani Kongre bir Pazaryeri senligi icinde seyrederken, bir yandan da dunyanin duzenine elestirel bakabilsin istedik.

Basarmayi umuyoruz, katkilarinizla. UIA 2005 sitesindeki TEMA bolumune goz atip taslak temanin acilimlari hakkinda goruslerinizi bizimle paylasirsaniz cok sevinirim.

Aydan Balamir
UIA 2005 Bilim Komitesi Sekreteri


okyanus

Merhaba,

UIA Kongresinin organizasyonunda mimarlık öğrencilerinden yararlanmayı düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız bu bir ücret karşılığında mı olacak? Organizasyonda görev almak isteyen öğrenciler ne yapmalı, kime başvurmalı?

Teşekkürler...

Suha Özkan

Evet
evet
evet ve
evet UIA Kongresinin organizasyonunda mimarlık öğrencilerinden yararlanmayı düşünüyoruz. Bunun icin Istanbuldaki okullarla yurt kolayligi saglamak uzere girisimlerimiz var.

Yalniz katilimin UIA kurallari nedeni ile ucretli olmasi nedeni ile ancak odeyebilenler gelebilecek. Biz bos durmuyoruz ulusal ve uluslararasi ortamda ogrenciler ve fakir ulke mimarlarina sponsorluk ortami saglamak uzere calismaktayiz.

Ogrenciler olmadan mimarligin gelecegi olur mu? Gelecek olmadan yasamin ne anlami var?

Lutfen isminizi Organizasyon Komitesine web adresinden birakin. Konu gelistikce haber veririz.

Gürel Tüzün

Merhaba,

"UIA Kongresinin organizasyonunda mimarlık öğrencilerinden yararlanmayı düşünüyor musunuz?" sorusunu ben de "evet"le yanıtlamak istiyorum. Organizasyon hizmetlerinin yerine getirilmesi için ücret karşılığı çalıştırılacak kişilerin seçiminde yabancı dil bilen mimarlık öğrencilerine öncelik vereceğiz. Bu isteğinizi Organizasyon Komitesi'ne bildirirseniz, zamanı geldiğinde sizle ilişki kurabiliriz. Bunun için www.uia2005istanbul.org adresindeki web sitesine girip bize bir e-posta göndermeniz yeterli.

Teşekkürler...


Recep Inceefe

'Suha Ozkan'in Evet, evet, evet ve evet' demesi ekleyerek 'UIA Kongresinin organizasyonunda mimarlık öğrencilerinden yararlanmayı düşünüyoruz. Bunun icin Istanbuldaki okullarla yurt kolayligi saglamak uzere girisimlerimiz var.' diyerek guven vermesi buKongre'nin ne kadar emin ellerde oldugunun kaniti degil midir?

Onceleri Turkiye"deki onbinlerce mimar, yonetici, profesor varken niye Suah Ozkan isi basindan askin bir yoneciyi gorevlendirdikleri icin hayiflanmistim.

Ustelik 'Yalniz katilimin UIA kurallari nedeni ile ucretli olmasi nedeni ile ancak odeyebilenler gelebilecek. Biz bos durmuyoruz ulusal ve uluslararasi ortamda ogrenciler ve fakir ulke mimarlarina sponsorluk ortami saglamak uzere calismaktayiz. Ogrenciler olmadan mimarligin gelecegi olur mu? Gelecek olmadan yasamin ne anlami var?' diyerek yuzlerce dolarlik UIA Katilim ucretine cozum ariyor olmasi bile yeterince rahatlatici.

Umarim yonetimdeki gorevini sonuna kadar surdurur. Cunku onyillardir Avrupa da yoneticilik yapmis birisinin kendi varligini riske edecegini sanmiyorum.

UIA hazilik kurulunun iyi bicimlendigine inaniyor. Bu kisilerle cok iyi isler yapilacagina inaniyorum.

Bir yada esimle iki gonullu isterseniz 'Recep (ve Asli) Gelin' deyin. Sizin icin aylarca hic birsey beklemeden calisirim. Bne bunu Eurovison, Olimpiyat yada Formula 1 dan dah onemli olduguna inaniyorum.

Ilk kez Mimarlar Odasini Super Lig de goruyor ve gurur duyuyorum.

Iz birakacagiz. BIRAKALIM


pulp

Merhaba,

Kongrenin teması belirlenirken ne gibi kriterler önem taşıyor?

Aydan Balamir

PULP’in sorusuna yanit:

Mimarlar Odasi 2001 yilinda, Bilim Komitesinin olusmasindan epey once, 2005 temasini gelistirmek uzere genis katilimli bir Platform kurdu. Orda bir dizi kriter belirlenmisti; dergilere verdigim yazilarda bunlari derleyip 5-6 maddede ozetlemisim. En onemlilerini kisaltarak aktariyorum:

- Tema UIA’nin ve Türkiye Mimarlar Odasi’nin yücelttigi degerleri ve dünya görüslerini yansitmali. Kongrenin hümanist çizgide, yüzü toplumcu birikime ve ütopya gelenegine dönük bir içerigi olmali; meslegin bilgi alanlari açisindan ise, mimarligin düsünce ve eylem alanini genisleten bir yapisi olmali.

- Tema UIA gündemlerindeki vazgeçilmez tartisma konularina alt basliklarinda yer verebilecek esneklikte olmali. Söz konusu tartisma konulari, mimarlik kültürü ve mesleginin kuresel sorunlari basta olmak üzere, mimarin toplumsal sorumlulugu, çevre ve kentlesme sorunlari, mimari mirasin korunmasi, yeni teknolojiler ve mimarlik egitimi olarak sayilabilir.

- Kongre, mimarlarin evrensel sorumluluklari etrafinda gelisen; hemen eyleme geçme kabiliyeti olmasa da bir umut hâresi olusturabilecek, ve dikkatleri mimarliga çekecek bir ‘tarihi deklerasyon’ ile son bulmali. Kongre temasi bu dogrultuda özendirici ve yüreklendirici zemini hazirlayabilmeli.

Platform toplantilari sona erdikten sonra, 2002 Berlin kongresine gidecek oneriyi hazirlamak uzere Oda bir de kurul olusturdu. (Dogan Kuban, Suha Ozkan, Sait Kozacioglu ve bendeniz… ;-)) Kurul, onceki kongrelerin birikimini de degerlendirerek, konu ve katilim paletini maksimize edecek bir semsiye kavram olarak Grand Bazaar uzerinde durdu. (Pazaryeri, Eylul ayinda kaybettigimiz, Platform uyesi sevgili Raci Bademli’nin onerisiydi.)

Sevgiler,

Aydan Balamir
UIA 2005 Bilim Komitesi Sekreteri


mer

Merhabalar,

UIA Kongreleri'nden çıkan kararların zaman içinde uygulanabilirliği ne düzeyde?

Teşekkürler

Suha Özkan

Mer e yanıt

3 yılda bir yapılan UIA kongrelerini üç asal ögesi var

1) UIA Çalışma Gruplarının sunuşları.

Eğitimden meslek uygulamasına değin mimarlığın hemen her alanını her yapı türünü kapsayan sürekli bir çalışam ortamının üç yıllık raporu niteliğinde. Bu ortamda Aydan Erim'in Yönettiği Konut ve Emine Komut'un yönettiği Afetler çalışma grupları Türkitye'nin en etkin olduğu çalışma alanları.

2) UIA KOngresi ki bu meslek alanının var olduğu yerde üst düzey de bir tartışma ortamı yaratılmasını amaçlamakta daha çok büyük bir bilimsel toplantı niteliğinde yapılanmakta.

3)UIA Genel Kurulu

"UIA Kongreleri'nden çıkan kararların zaman içinde uygulanabilirliği ne düzeyde?" sorunuzdan herhalde Genel Kurul dan söz ettiğinizi varsayıyorum. Bu herhangi bir mesleki örgütün siyasal yapılanmasından farklı değil. Yani alınan her karar uygulanmak zorunda. Uygulanıyor da.

Kongrenin bilimsel çeşitlilik ve çoğulculukortamında bir karar alması olanaklı değil ama belirli öncelikleri içeren duyuru yada "manifesto"lar çıkabilir.


Teşekkürler


Zeynep

Sayın UIA 2005 Organizasyon Komitesi Üyeleri,

Biz mimarlar için UIA 2005 çok önemli bir fırsat olacak, bugüne kadar hiç bir kongreye katılma imkanı bulamayan/bulamayacak mimarlar, kogrenin İstanbul'da olmasının avantajına sahipler. Sizce bunun önemini Türkiye'deki mimarlık ortamı anladı mı?

Kongreye 7.000 - 8.000 kişi katılacak deniyor, bu tahminlerde Türkiye'den katılan mimarların oranı nedir?

İstanbul bu organizasyona nasıl hazırlanıyor? İBB bu konuda sizinle birlikte hareket edecek mi?

İstanbul'un turistik cazibesi bazı katılımcıları kongreden uzaklaştırma tehlikesi var mı?

Son olarak da, kongredeki herhangi bir etkinliğe izleyici olarak katılmak için, kayıt olmak gerekecek mi?

Hepinize Kolay Gelsin

Necip Mutlu

Zeynep'e yanıt,

UIA 2005 Kongresinin İstanbul'da yapılacak olması sizin de bahsettiğiniz gibi Türkiye Mimarlığı ve mimarları adına büyük bir olanak, biz de özellikle bunun öneminin bilinciyle çalışmalarımızı bu kapsamda sürdürüyoruz. Şu an için yeterince mimarlık ortamına bu aktarımı sağlayabildiğimizi söyleyemeyiz ama kongreye kadar geçecek süreçte çeşitli etkinlikler ve bilgilendirmeler yoluyla bunu sağlamaya çalışacağız

Kongreye katılımın ulusal düzeyde oranını şu an tam tahmin edememekle birlikte hedefimiz bu oranın minimum % 20 olarak gerçekleşmesi ve bunun içinde katılımda çeşitli kampanyalar ve taksitle ödeme kolaylıkları sağlayacağız

İstanbul bu kongre organizasyonuna ; idari ve yerel yöneticiler ile dernekler, sivil toplum kuruluşları, meslek odalarının katılımı ile yer alacaktır. bu anlamda İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İlçe Belediye Başkanları nezdinde organizasyona ilişkin girişimlerimiz başlamış olup buna paralel olarak yukarıda bahsedilen diğer gruplarla ilişkilerimizi geliştirerek sürdüreceğiz

İstanbul'un turistik cazibesinin bazı katılımcıları kongreden uzaklaştırmak gibi bir tehlikesi olduğunu düşünmüyoruz. Amacımız kongrenin formal gündemleri dışında kongreyi özellikle açık alan etkinlikleri ile tüm kente yaymak ve bu anlamda kongre katılımcılarının bu etkinliklere katılmasıyla aynı zamanda kentin cazibesini de algılamaları sağlanacak

Kongrenin tanımlanmış alanlarındaki etkinliklere katılım için kongreye kayıt olmak gerekmektedir. Bunun dışında kente yayılan bazı etkinliklere katılım için kayıt şartı aranmayacaktır.

İlginiz için teşekkürler

Suha Özkan

Değerli Zeynep.

Soruyorsunuz: "Sizce bunun önemini Türkiye'deki mimarlık ortamı anladı mı?"

Anlatacağız ve anlatmak zorundayız. Daha bir yıl sekiz ayımız var. Arkitera'nın sağladığı bu ortam (Sağolun Gençler) Mimarlar Odası İzmir Şubesi'nde yaptığımız ve dergiler dışında ilk sunuşmuz. Yeni yılla birlikte Oda şubelerini toplu halde dolaşıp UIA yı ve Istanbul 2005 i tanıtacağız. Eleştirileri değerlendireceğiz. Berlin'de bu tanıtma (ne yazık ki) Konge'den sadece bir hafta önce yapılmıştı!)

"Türkiye'den katılan mimarların oranı nedir?" diye soruyorsunuz. Bizim hesabımız enaz bin mimar. Artarsa seviniriz.

"İstanbul bu organizasyona nasıl hazırlanıyor? İBB bu konuda sizinle birlikte hareket edecek mi?"

Sözleşmemiz gereği kurulan Eşgüdüm Kurulu'nda İBB ve Valilik var biz bu süreçe Beyoğlu ve Şişli Belediyelerini de kattık.

"İstanbul'un turistik cazibesi bazı katılımcıları kongreden uzaklaştırma tehlikesi var mı?"

Ben Şubat 2002 den bu yana sürekli bu tanıtımın uluslararası ortamının içinde olduğum için söyleyebilirim ki katılımcılar Kongre öncesine yada sonrasına en az birer hafta eklemek niyetindeler. Bu hem İstanbul hem de Türkiye için ayrılmış bir zaman. Özellikle denizaşırı ülkelerden gelenler için heyecanlı bir "Türkiye Gündemi" var. Bence Kongreyi etkilemez. Kaçıp başka şeyleri izleyenler Kongre için eksiklik olsa da İstanbul ve Türkiye için kazanç. Çünkü sanat galerilerinin ve sinemaların gündemine de mimarlık ve kent olgusunu sokmak istiyoruz.

"Son olarak da, kongredeki herhangi bir etkinliğe izleyici olarak katılmak için, kayıt olmak gerekecek mi?" Herkese açık ama sokaklar ve pazar yeri dışında özel sunuşlar ve bilimsel ortamlar için kayıt gerekli ve ücretli. Türkiye'den katılacaklar için taksit olanağı yarattık. web sitemize girip koşulları öğrenebilirsiniz.

Teşekkürlerimle.

Hepinize Kolay Gelsin


blur

Mer'in sorusu ve Süha Özkan'ın cevabından hareketle ben de bir soru sormak ya da başka bir deyişle bir şeyleri anlamak istiyorum; özellikle de kongrenin Süha Özkan gibi bir başkanı varken:

Dünya mimarlığı zaman zaman çeşitli akımların içinde buluveriyor kendini. Belki bu akım ya da trend diye adlandırdığımız durum tüm dünya üzerinde her ölçekte etkin olmuyor; belki sadece medya etki alanı içinde bir alanda etkinliğini sürdürüyor...

UIA Kongreleri bu trendlere etki eden bir kongre haline dönüşüyor mu? Yoksa kapalı bir sistem içinde, belli bir eşiği aşmış 100 mimar mı belirliyor rotayı sizce?


mcagdereli

UIA 2005

Aranıza katılan yeni bir arkadaşınız olarak öncelikle herkese selamlarımı gönderiyorum.

İstanbul Ü. Edb.Fak. Sosyoloji Bölümü'nde Arş.Gör.yim ve doktora tezimi bitirme aşamasındayım.

Doktora tezimin ismi ve genel anlamda konusu "Bir Sosyal Sorun Olarak Kentsel Doku Değişimi ve Çöküntü Mahalleleri: Gedikpaşa Örneği". Tarihi kentlerin özeğinden fiziki ve sosyal anlamda çökmesi olarak kısaca tanımlayacağım bu olguyu (Tarlabaşı ve Samatya gibi yerlerde farklı pek çok görünümleri olmasına rağmen) işyerlerinin belirli bir semti-mahalleyi işgal etmesi nedenselliğinde ele alıyorum ve bir tipoloji kurmaya çalışıyorum. Örnek olarak incelediğim Tarihi Yarımada'nın kalbindeki Gedikpaşa semti yaklaşık olarak geçtiğimiz 30 yıllık süreçte ayakkabı imalat atölyelerinin işgaline uğramış ve böylece aileler semti terk etmek zorunda kalmış yani semt kullanım açısından işlev değiştirmiştir. Semtte bulunan az sayıdaki bekar odaları ise yaygınlaşmıştır. Bu doku değişimi sonucunda binalar metruk hale düşerken esnaflar dışında semtte tutamaksız kesimler çoğalmış ve semt bir criminel zone olmaya aday bir hale gelmiştir.

Uygulamalı bir araştırma ile aydınlatmaya çalıştığım "çöküntü mahallesi olgusu" doğrudan ve/veya dolaylı olarak mimarlık, yapıcılık, plancılık, harita vb alanlar ile ilgilidir. Sizlerin de bildiği gibi bu konu özellikle Mimarlık Fakültelerinde "kent yenileme" konu başlığı altında ele alınmaktadır.

UIA 2005 İstanbul Kongresi Temalarını gözden geçirdim ve doğrudan olmasa da dolaylı olarak bu mekansal ve sosyal probleme değinildiğini tespit ettim. Özellikle Kongre'nin 2. gününde ŞEHİRLERDE MİMARLIK VE YAŞAM başlıklı oturumda
"Tarihi Kentler - Yıkım Altında Kentler - Yenilenen Kentler -
Güvenliksiz Kentler - Ticaret Kentleri - Sanayi Kentleri -
Düzenli Kentler - Kaotik Kentler- Değişken Kentler -
Genişleyen Kentler - Yegâne Kentler - Anonim Kentler - Rüya Kentler - Bunaltan Kentler - Küresel Kentler - Metropoliten Kentler - Yükselen Kentler" gibi alt konu başlıkları ele alınmaktadır.
Kongrenin 3. gününde ise ŞEHİRLERİN MİMARİSİ başlıklı oturumda
genel olarak 'şehirlerin inşası' ile bakım-onarım sorunları temasına yer verilmektedir. Bu kapsamda "Yeniden Kentleşme - Yeniden Yapılanma - Yeniden İnşaat - Yeniden Mimarlık -
Evsizlerin ve Kent Yoksullarının Barınması -
Yaşanabilirlik ve Niteliğin Eşikleri; Kültürel Kimlikte Geçişler; Eski ile Yeni için Arayüzler - İnsan Yerleşmelerinin Rehabilitasyon ve Yönetişimi; Bilgi Çağında Kentleşme - Kentsel Ekoloji - Koruma ve Yenileme - Kimliğin ve Kolektif Anıların Sürdürülebilirliği" gibi alt konu başlıkları ele alınmaktadır.

İncelediğim sosyolojik problem (biraz da olgunun yeni olması nedeniyle) kent sosyolojisinde henüz kuram düzeyine erişememiştir. Benim tezim de (beklenti ve varsayıma dayalı olsa da) daha çok betimsel niteliktedir. Mimarlar bu konuyu daha çok tarihi yapıların çökmesi, bunların korunması ve yenilenmesi açısından ele almaktadırlar. Bu olguyu açıklama düzeyine eriştirebilmemiz için Batı'daki "slum" ile bizdeki "çöküntü mahallesi"nin benzerliklerini ve farklılıklarını tam anlamıyla karşılaştırmamız ve olgunun oluş-işleyiş-ve değişimini sistemli bir şekilde gözler önüne sermemiz gerekmektedir.

Yazdıklarımdan anlaşılacağı üzere kuramsal-kavramsal düzeyde "slum" ve "çöküntü mahallesi" olgusu hakkında bilgiye ihtiyaç duymaktayım;
1) Bu konu Kongrede doğrudan ele alınacak mı veya ele alınamaz mı?
2) Bu konuda başta UIA 2005 Organizasyon ve Bilim Komitesi Üyeleri olmak üzere katılımcılardan döküman veya görüşme yoluyla bir yardım alabilir miyim?

Teşekkür ederim.

Aydan Balamir

MCagdereli'ye yanit;

Sevgili M,
Sizi bize mimarlik tanrilari yollamis olmali! Pulp'a yazdigim cevabin ilk maddesinde "mimarligin düsünce ve eylem alanini genisleten" bir tematik yapidan soz ediliyor ya, iste tam oraya dokundunuz...

2005 kongresinin mimarlik disindan, ama ilgi odagi veya arastirma nesnesi ortak olan meslek ve disiplinlere acilimi olsun istedik. Ve bu yonde, muhendislik ile toplum bilim dallari basta olmak uzere, erismek istedigimiz pek cok alan var.

Alintiladiginiz alt basliklar icinde sizin ilgi alaniniza denk dusen epey konu var. Dogrudan slum ve cokuntu alanlarina yonelik bildirilere acik olacagimiz kesin. Bildiri ve afis sunumlari icin ilk duyuru Subat sonunu bulacak. Bu arada mimarlik fakultelerinden baslayarak, calisma gruplari olusturulmaya baslandi, yanit alamadigimiz fakulteler icin sureyi biraz esnettik. Lutfen bizimle temasa gecin, sizi simdiden bir hucreye yerlestirelim. ;-)

Ilginiz icin tesekkurler,
Aydan balamir

mcagdereli

BALAMİR'e yanıt, teşekkür;

Sevgili Balamir; Öncelikle mesajıma ilgi gösterdiğiniz için size teşekkür ediyorum. Sizin de değindiğiniz gibi kent sosyolojisi ile kent planlamacılığı ve mimarlık arasında pek çok ortak nokta var, en önemlisi de farklı açılardan bu disiplinler aynı objeyi (kentsel ilişkileri, kent organizasyonunu, kent kültürünü, kentsel değişimi vb) açıklamaya çalışıyorlar. Bu bağlamda yine sizin dikkat çektiğiniz gibi bu disiplinlerin ortak veya paralel hareket etmeleri yine kendilerinin düşünce ve eylem alanlarını genişletecektir.

Mesajınızda "slum ve cokuntu alanlarina yonelik bildirilere acik olacagimiz kesin... bizimle temasa gecin, sizi simdiden bir hucreye yerlestirelim" önerisinde bulunuyorsunuz. Bu önerinizi memnuniyetle kabul ediyorum. Çalışma ortamınızda yüz yüze de görüşebiliriz. Kongreye bir bildiri ile katılmak isterim.

Çöküntü Mahallesi konulu tezim Gedikpaşa semtinde bulunan üç sosyal kesime (işyerleri, bekar odaları ve [az sayıda da] aileye) toplam 500 anket uygulanması ve gerekli kişilerle mülakatlar yapılması biçiminde farklı tekniklerle gerçekleştirildi ve şu anda değerlendirme aşamasındayım. Tahminen yıl sonunda tamamlanmış olacak. Olguyu betimleyen çok önemli ve ilginç verilere ulaştım.

Ekte size Gedikpaşa'dan bir fiziki çöküntü fotograf karesi ve benimle beraber sosyoloji 2. sınıf anketör grubumun fotografını gönderiyorum.

Tezim henüz tamamlanmamış iken sizin veya önereceğiniz başka ilgili ve bilgililerin bu konuda kavramsal-kuramsal bilgileri varsa tezde yer vermek isterim. Görüşmek dileğiyle, iyi çalışmalar.

mcagdereli TEL: 0212 485 85 44 / 0535 963 72 34

Aydan Balamir

Cagdereli 'ye (ve bildiriyle katilimi dusunenlere) bir not:

Suha Ozkan da mesajinda deginmis, baska sozlerle vurguluyorum: Kongrenin Pazaryeri kurgusu, klasik bildiri formatinin disinda sunus bicimlerine de olanak taniyacak. Simdilik soyle bir listemiz var, gelismeye acik :

P A Z A R Y E R I E T K I N L I K L E R I
Afis Sergileri ve Sunuslari
Dia, Video, Power Point Gösterileri
Forum / Serbest Kürsü
Chat / Söylesi Odalari (Gerçek ve Sanal)
Mimarlar ve Akademisyenlerle Mülakat
Kitap Dergi Fuari / Imza Günleri
TASARIM VE YAPI FUARI
Atölyeler / Deneysel Projeler
Maketler / Yerlstirmeler
Sanat-Zanaat–Performans–Happening
Yiyecek-Içecek-Ani esya Tezgahlari
UIA 2011 Adaylarinin Tanitim Tezgahlari


Cagdereliye bir not daha:
Mimarlik literaturu bu konularda oldukca genis ve zengin, bir ucundan baslayip tanismak gerek. Hemen bir okuma listesi hazirlamam guc, belki Mimarlar Odasi subelerinin kutuphaneleri bir baslangic olabilir. Mimarlik ve sehircilik bolumlerinde uretilen tezlerden ve onlarin kaynakcalarindan da cok iyi yerlere gidilebilir.
Kolay gelsin.


shemsa

Question katilim hakkinda

merhaba
ben UIA 2005 te tez calismami bildiri olarak sunma imkanimin olup olmadigini merak ediyorum. aktif katilimci olmamiz mumkun mu eger mumkunse bunun icin ne gibi sartlar gerekiyor?

tesekkürler


uçurtma

Merhaba,

Berlin'deki UIA kongresine katılımın 7000 mimar civarı olması kongrenin ne kadar güçlü ve etkili olduğunun da bir göstergesi kuşkusuz. Acaba İstanbul için de bu denli büyük bir katılımı beklemek gerçekçi olur mu?

Berlin'deki konferansta kentteki çağdaş mimarlık örneklerinin yoğunluğu da özellikle yurtdışından olan katılımı oldukça olumlu yönde etkilemişti. Acaba İstanbul'un çağdaş mimarlık açısından oldukça yetersiz kalması bu açıdan önemli bir dezavantaj olmayacak mıdır?

Başarılar diliyorum.

Gürel Tüzün

Uçurtma'ya yanıt

Önce bir düzeltme. Berlin'e katılım 7.000 değil, 4.500-5000 dolayındaydı. Bunun önemli bir nedeni Alman mimarların Kongre'ye ilgi göstermeyişleriydi - Alman katılımcı sayısı 500 kadardı.

İstanbul 2005'e katılımın en az 7-8 bin dolayında olmasını bekliyoruz. Bu hem gerçekçi hem de hayli muhafazakar bir tahmin. Her şeyden önce İstanbul'un mimarlar açısından, özellikle mimarlık tarihi birikimi bakımından, Berlin'e göre çok daha çekici olduğunu düşünüyorum. İkinci bir nokta, Türkiye'deki mimarların katılımının Almanlara göre daha yoğun olacağı. Bir başka etken de İstanbul 2005'in teması ve yapısıyla ilgili. Mimarlıkların Pazaryeri'nin çoksesliliğe, farklı görüş ve yaklaşımlara açık olması, söyleyecek sözü olan herkese bunları dillendirecek/sergileyecek olanakları sağlaması bu açıdan önemli. Üstelik, Berlin Kongresi'ndeki organizasyon bozukluklarını gördükten sonra, İstanbul 2005'in organizasyonun çok daha iyi olacağına inanıyorum. Ne de olsa arkamızda bir Habitat deneyimi var.

Bir kentteki çağdaş mimarlık örneklerinin niceliği ile kongreye katılım arasında böyle bir ilişki kurulabilir mi, bilmiyorum. Belki de Suha Özkan bu konuyu aydınlatabilir.

Teşekkürler,

Suha Özkan

Merhaba,

Ben tutkun (compulsive) bir iyimser olduğum için olsa gerek Istanbul'a Berlin'den daha cok bir katılım bekliyorum. Berlin de cok ilginç, yoğun ve merak uyandıran çağdaş mimarlık eserlerı var(dı). Bunun bir çekim olduğu doğru ama bu çekim kongre öncesi büyük bir ölçüde kullanılmıştı. Çoğu kişi görmüştü. Yine de etkin bir çekim unsuru idi. Ama o mimarların kongreye çağrılmamış olmaları ve dolayısı ile yer almamaları büyük bir düş kırıklılığı yarattı. Bu kişilerin çoğunu biz Istanbul'a getirebileceğiz.

"Acaba İstanbul için de bu denli büyük bir katılımı beklemek gerçekçi olur mu?" diyorsunuz. Bence olur çünkü Istanbul'a otobusle bile gelebilecek 100 bine yakın mimar var. Berlin'in çağdaş mimarlığına karşı bizde de çok etkileyici bir tarih var. Özellikle UIA ortamında zayıf olan Itran ve Arap ülkeri için yoğun çalışmalarımız var.

Üstelik Berlin de olmadığı kadar güçlü ve şöhretli mimardan katılım sözünü şimdiden almış durumdayız. Bunların başlı başına bir çekim unsuru olacağı kuşkusuz. Türk mimarlarını ve yapıtlarını da sürekli olarak "söyleşi" (Chat Rooms) ortamında sunacağız.

Çalışmalarımız ve aldığımız sonuçlar açıklanacak duruma geldiğinde bu isimleri ilan edeceğiz.

Berlin'de önerilen bildirilerin nerede ise %90ı yersizlik ve zamansızlık nedeni ile reddedildi. Oysa bizim Pazar Yeri kavramımız birçok sunuşun farklı ortamlarda ve eş zamanlı yer almasına olanak vermekte. İnsanların görüşlerini araştırmalarını sunabilmeleri konusunda biz çok cömert davranacağız. Bu da apayrı bir çekim usuru.

Iyimserliği sürdürüyoruz.

Iyi dileklerimle.

uçurtma

Sayın Tüzün ve Özkan'a verdikleri tatminkar cevaplar için teşekkür ediyorum. Yurtiçinin yanı sıra yurtdışından da yoğun bir katılım amaçlanması ve bu anlamda çalışılması gerçekten kongrenin can alıcı noktası, teşekkür ederiz.

Ancak, bu noktada kesinlikle UIA organizasyonuyla ilgili olmamakla beraber, genel olarak şunu eklemek isterim ki; keşke artık sadece zengin ve köklü geçmişimize güvenmeyerek dünya mimarlığında bir yer sahibi olabilmek adına çağdaş mimarlık örneklerine de gereksinimimiz olduğunu mimarlar olarak aklımızda tutsak.

Suha Özkan

UÇURTMA"YA YANIT

Ahh ! Uçurtma ahh!

".. bu noktada kesinlikle UIA organizasyonuyla ilgili olmamakla beraber, genel olarak şunu eklemek isterim ki; keşke artık sadece zengin ve köklü geçmişimize güvenmeyerek dünya mimarlığında bir yer sahibi olabilmek adına çağdaş mimarlık örneklerine de gereksinimimiz olduğunu mimarlar olarak aklımızda tutsak."

diyerek, beni kalbimim orta yerinden vurdunuz. Birkaç yerde yazmıştım 1980 lerin sonunda The Economist dergisi Türkiye'yi ve Turgut Özal'lı yıllar irdelerdiği Türkiye özel sayısında, anımsadığım kadarı ile: "Bu türkler kendilerini mdern dunyanın bir parçası ona adamış hissederler ama çağdaş mimarlıklarına bakarsanız henüz (İngiliz Tasarımı) Boğaz Köprüsü'den başka Modern nitelikli bir mimarlık üsünü üretebilmiş değiller demiş ve beni üzmüştü.

2000 Yılı'nd Tahran'da Mimarlık Forumu'nun kapanış konuşmasını yapan Muhammad Khatemi (İsme dikkat şaka değil) de "Mimarlık bir toplumun aynasıdır. İnşa ettiğimiz yapılar tarihe bizim ne mal olduğumuzu anlatır. Geçmişi yinelemek daha iyisini yapamamanın verdiği bir aşağılık duygusudur. Başkalarının bugününe yada geleceğine öykünmek de aynı kapıya çıkar. Önemli olan eleştirel bakış ve yaratıcılıktır" demişti.

Hala uluslarası ortama mal olmuş AIA, RIBA, Pritzker ödüllerini almasa da oralara aday olabilecek bir mimarımızın olmaması. Çağdaş Türk mimarisi ile ilgili uluslarası nitelikte son kaynak kitabın 1985 tarihli olması. Bir şeylerin doğru gitmediğini gösteriyor bana.

Ne yapmalı Yardım edin. Belki UIA (birşey yapamaz da) UIA 2005 Istanbul Toplantısı bir ivme kazandırır diye düşünüyorum. Böbürlenme ve şövenizm var ama ortada bir sentez, olağanüstü bir yetenek ve eserler yok!

Aydan Balamir

Aah Ucurtma aah'dan ilhamla:

Demin Gozen'e yazdigimi tekrar buyuk harflerle yaziyorum (yok yok, buyuk harf nette bagirmak demekmis, yine kucuk yazayim):

Mimarlik en buyuk kulturel sermayemizdir. Antikalari ve yenileriyle.

Sehirlerimizi imrenilecek bir pazaryeri degil de çifit carsisi haline getirdiler, getirdik... Bu sarsak yapi pratigimiz ve sufli kentlerimizle nasil bir kulturun tasiyicilariyiz?

2005 kongresine bu sorunu yasayan ulkeler, sehirler gelip dertlerini paylasacak. Onlarin yanisira, bu sorunu asmis olanlar da (antikasini iyi koruyan, yenilerini de iyi yapanlar) gelecek; onlarin da baska sorunlari, eksikleri vardir paylasacak. Yok mu?

Pazaryerinde bulusup tartismak umidiyle...


idil

Merhaba,

İstanbul'da daha önce de, büyük bir katılımın olduğu Habitat'96 konferansı gerçekleşmişti. Bu konferans için okullar erken kapatılmış, kaldırımlar yenilenmiş, önemli yollar trafiğe kapatılmıştı. İstanbul'da yaşayan halkın bunlar dışında, bu kongrenin ne olduğu hakkında pek bir fikri yoktu.

UIA Kongresi hakkında halkın bilgilendirilmesi için herhangi bir çalışma yapılacak mı? Açık alanlarda yapılacak etkinlikler dışardan izlenebilecek mi?

Teşekkür ederim.

Gürel Tüzün

İdil'e yanıt

Her iki soruya da yanıtım evet olacak. Önce kolayından başlayayım. Evet, açık alanlardaki etkinliklere herkes katılabilecek. Ayrıca, UIA düzenlemelerinin elverdiği ölçüde, sergi, fuar, film ve video gösterimleri gibi Pazaryeri etkinliklerine katılımın ücretsiz olmasına çalışıyoruz. Aynı zamanda, etkinlikler kente yayılarak İstanbulluların daha etkin katılımına olanak sağlanacak.

Berlin Kongresi'nden aldığımız önemli bir ders var: İstanbulluların Kongre'ye sahip çıkması Kongre'nin başarısı için gerekli. Bu nedenle bu yılın Aralık ayında başlayacak ve giderek yoğunlaşacak bir tanıtım kampanyası yürüteceğiz. Gene aynı amaçla, İstanbul'daki merkezi ve yerel yönetimler ile sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin de yer alacağı İstanbul 2005 İl Koordinasyon Kurulu kuruluş aşamasındadır. Bu kurulun temel işlevi "İstanbul kentinin Kongre'ye sahip çıkmasını sağlamak"tır.

Kuşkusuz, bütün bu çabaların başarısı, her şeyden önce Türkiye'deki mimarların İstanbul 2005'e sahip çıkmasına ve Kongre'nin akademik içeriği ile İstanbul kenti arasında kurulacak ilişkilere bağlı olacaktır. Forum yöneticisi Blur'un dediği gibi, Kongre'nin uzun dönemli ve gerçek başarısı, "kenti dönüştürecek bir etkinlik" olmasına bağlıdır.

Teşekkürler

Necip Mutlu

Merhaba

Kongrenin tanımlı alanları Habitat Vadisi diye tanımlanan Taşkışla ile Lütfü Kırdal Kongre Merkezi arasındaki açık alanlar ve kapalı alanlardır.

Bunun dışında özellikle Taksim Meydanı başta olmak üzere İstiklal Caddesi çevresinde yer alan galeriler ve açık alanlar sergileme ve etkinlik alanı olarak kullanılacaktır.

Ayrıca Dolmabahçe Meydanı, Beşiktaş Meydanı, Kadıköy Meydanı gibi şehrin çeşitli meydanlarında açık alan düzenlemeleri yapılarak kongrenin buralara taşınması sağlanacaktır.

Kongrenin tanımlı alanının dışındaki alanların kullanımı çeşitli derneklerin, sivil toplum kuruluşlarının, meslek odalarının katkı ve katılımı ile gerçekleşecektir.

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi kent bütününde, bağlı Bakırköy, Kadıköy ve Kartal Büyükkent Bölge Temsilcilikleri bulundukları bölgelerde bu kongreye ait düzenlenecek etkinliklere katkı sağlayacaktır.

Buradaki temel yaklaşım Kongreyi tanımlanmış alan ve programının dışına çıkararak çeşitli sergi ve etkinliklerle bütün kente yaymaktır. Ayrıca aynı tarihlerde kentte sanat gösterileri yapılacaktır.


blur

Tekrar Merhaba Sayın Komite Üyeleri

Uçurtma'nın sorusuna bir ek olarak böyle büyük bir kongrenin ardından İstanbul'un olumlu yönde değişmesi için stratejiler oluşturulup oluşturulmadığını, kongrenin kentte düzenlenen bir etkinliğin de ötesine geçerek kenti dönüştürecek bir etkinlik haline gelmesi için neler yapıldığını ya da yapılması gerektiğini sormak istiyorum.

 


Şerif Gözen

Merhaba,

Konuyu bir şekilde kongrenin organizasyonundan çok içeriğinin tartışılmasına kaydırdım sanırım. Yanlış yaptı isem özür dilerm ama sanırım içeriğin sağlam ve net bir şekilde kurgulanması organizasyonun da başarısına alt yapı oluşturacaktır.

Süha Özkan ve Aydan Balamir'in yanıtları konuyu biraz daha netleştirdi. İkna olduğumu söyleyemem ama en azından organizasyon ve bilim komitelerinin niyetlerini bir parça da olsa anlayabildik diye düşünüyorum.

Yine de temanın hangi konunun etraflıca tartışılacağını "net" olarak çizdiğini sanmıyorum. Temada da belirtildiği gibi, "şu an için kongrenin temasından çok kavrayıcı strüktürünün öne çıkması hedeflenmekte". Kanımca da bu bir strüktür: İyi ya da kötü, evrensel veya yerel, bunu tartışmayı şimdilik bir kenara bırakırsak, aslında şu ana kadar yapılanlar tartışma platformunun hazırlıkları gibi geliyor bana. Temada yer alan muğlak dil bunu gösteriyor; herkesin herşeyi tartışabileceği, özgürlükçü bir ortam kurgulanmış. Denildiği gibi bir tam bir "pazaryeri".

Ancak benim sorunum burada başlıyor. Bu kongreden ne bekleniyor? 1948'den beri yapılmış kongre temaları var UIA web sitesinde. Üşenmeden hepsini kopyaladım buraya.

Yeni Görevler Karşısında Mimar
Mimar Yeni Görevleriyle Nasıl Başedecek
Mimarın Konumu
Konut Konusunun Üç Yönü
Kentlerin İnşası ve Yeniden İnşaası
Yeni Teknikler ve Malzemeler
Gelişmekte Olan Ülkelerde Mimari
Mimarın Eğitilmesi
Mimarlık ve İnsan Çevresi
Bir Sosyal Öge Olarak Mimarlık; Bir Sosyal İlgi Alanı Olarak Konut
Mimarlık ve Dinlence
Yaratıcılık, Kavramlandırma ve Teknoloji
Mimarlık ve Ulusal Kalkınma
İnsan – Çevre – Mimarlık
Mimarın Günümüzde ve Gelecekteki Misyonları
Konut ve Kentler: Yarının Dünyasını İnşaa Etmek
Kültürler ve Teknolojiler
Mimarlık Yol Kavşağında: Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Tasarlamak
Kentlerde Mimarlık
21. Yüzyılda Mimarlık
Kaynak Olarak Mimarlık
Mimarlığı Aktarmak

Bunların hemen hemen hepsi mimarlık mesleğinin veye mimari üretimin bir sorunu ile ilgili. Kimi mimarlığın nasıl aktarılacağı üzerinde odaklanırken, kimi mimarın sorumluluğu veya eğitilmesi üzerine, kimi de mimarlığın teknoloji veya ulusal kalkınma ile ilişkisi üzerinde duruyor. Bunlara baktığımda bir kaçı hariç (1967 Prag ve 1981 Varşova gibi) diğerlerinin içinde neler konuşulduğunu tartışıldığını tahmin edebiliyorum. Ama "Grandbazaars of Architectures" başlığı kongrenin bana mimarlığın veya mimarların hangi sorunu veya gerilimi ile ilişkili olduğunu anlatmıyor ne yazık ki? Daha çok İstanbul'a ve kongre ortamına bir vurgu var. Benim bu başlığı görünce ilk aklıma gelen "küreselleşme sorunu" olmuştu ve sanırım tema metni de bunun çerçevesinde gelişiyor ama hiç bir zaman bunu netleştirmiyor.

Tema metninde yer alan "küresel direnme", "Doğanın, tarihin, toplum ve bireyin tüketilmesine dayalı pratiklere karşı mimarlığın iradesi ne yönde gelişecek?" ifadeleri bende böyle bir çağrışım yaptı.

Ancak bunların yanısıra "mimarların şehirleri geri istemesi", "ekoloji ve demokrasi", "sorumlu modernlik" "yeni bir modernizm daveti" gibi oldukça derin söylemler içerdiğini düşündüğüm kavramlar var. Ve ben bu ifadelerden ve dolayısı ile kongreden gerçekten hangi konunun (lütfen dikkatinizi çekiyorum, konuların demedim) tartışılacağını anlamadım.

Bir sürü konunun konuşulabileceği bir ortam yaratmak ve bunu akıllıca bir şekilde bir kavram altına sokmak ilk başta etkileyici geliyor olabilir ama kongreye katılanların sonunda "biz şimdi ne konuştuk" diyeceğini düşünüyorum.

Lütfen yazdıklarımdan alınmayın, ama gerçekten de kongreden ne beklendiğini anlamış değilim. Belki bir iki satırda özetleyebilecek ve net bir cevap verebilecek biri çıkarsa rahatlayabilirim.

Katılım öneriniz için teşekkür ederim bu arada. Mimarlardan ne tür bir katılım bekliyorsunuz? Sadece bildiri sunmalarını mı yoksa etraflarına bu kongreyi duyurmalarını mı? Nasıl bir katılım şekli beklediğinizi yazarsanız eminim benim gibi her mimar kendince bir yöntem bulup katılacak size yardım edecektir.

Aydan Balamir

Merhaba Gozen,
Alinmak ne kelime, elestirileriniz icin tesekkur borcluyuz. Disardan nasil algilandigi onemli, ve bu tepkileri almak icin burdayiz.

Konu, Bilim Komitesinin UIA bolgelerinden 5 uyenin daha katilimiyla netlesip kesinlesecek. Bu uyeler belirlendi ama henuz bir masa etrafina oturmadik. O nedenle, her yonuyle kesinlesmis bir programi dikte etmek yerine, genel pozisyonu ve kurguyu ortaya koymayi tercih ettik.

Benim egilimimi sorarsaniz, size onceki mesajimda da degindigim gibi, kentleri kultur ve ekonomi eksenlerinde tartismak derim. Pazar-piyasa-sermaye bana bunu cagristiriyor. Mimarlik, kulturel bir sermayedir, kentler de birer pazaryeri. Konuya tek basina ekonomik terimlerle degil, kulturle kesistigi yerden bakildiginda gorulebilecekler arasindan biz, demokrasi ve ekoloji vurgulu bir modernligi gorduk, ve 2002 Berlin'e goturdugumuz niyet mektubuna da bunu yazdik. Bu yeni modernligin mimariyle ve sehirle ilskisini tartismak bana oldukca net gozukuyor. Ama bu iliski oylesine cok boyutlu bir konu ki, cagristirdiklarini altalta yazinca konu biraz dagilmis izlenimini veriyor, haklisiniz. Netlestirmek icin onerilere acigiz.

"Mimarlardan ne tür bir katılım bekliyorsunuz? Sadece bildiri sunmalarını mı' diye soruyorsunuz. demin bir liste yollamistim, Pazaryeri etkinlikleri uzerine. Bu konuda biraz beyin firtinasina da ihtiyacimiz var dogrusu. Kongreye aktif katilimin yanisira, kongre hazirliklarina da aktif olarak katilabilirsiniz. Bir gonulluler ordusu olusturmaya calisiyoruz. Bu aralar bize selam veren borclu cikiyor, isterseniz bir dusunun...

Tesekkurler,
AB

Suha Özkan

Değerli Şerif Gözen

Size içerikli, kaygılı ve yapıcı katkılarınızdan dolay teşekkür ediyorum.

Bu "tema" işi çok zor ve ciddi bir iş. Nedenine gelince o da eğer çok belirgin, iyi tanımlanmış ve doğrudan öğrenmeye ve bulguların tartışılmasına yönelik bir "Tema" isterseniz, olay kongre değil de bir seminar, belki biraz daha cömert ve hoşgörülü olursak sempozyum oluyor.

7000+ mimar katılımcı beklediğimiz bir ortam için çok belirgin olursanız, sadece ilgilenenler gelir. O ortamda da birkaç yüz kişi katılırsa başarı sayılır. Dolayısı ile mimarlığı herhangi bir yönünü bu Istanbul'un "tema"sı olsun diyebilmiş değiliz. Kentler, Kentleri Kutlama vb konular arasında dolaşıyoruz.

Berlin deki "Kaynak Olarak Mimarlık" çok iyi (Alman ciddiyeti ile) tanımlanmıştı. Ve yüzlerce bildiriyi geri çevirdiler.

Sonunda ne çıktı? Hemen herşey tartışıldı ve meydan Alman bürokrat mimarlarının egemenliğine kaydı.

Dolayısı ile biz hala öncelikle "çekim" yaratacak "magnetik" bir ortamın dinamikleri yerleştirmeye çalışmaktayız. O yüden bu "Pazar" fikrini sevdik. Sevdiriyoruz da!

Görüşleriniz bizim çalışmalarımızın nasıl algılandığı konusunda çok yönlendirici oldu.

Sağolun:

Ama n'olur? Söyleyin 7000+ kşiyi çekecek,odaklanmış önereceğiniz bir konu var mı?

Çok yararlanırız. Özellikle Uluslararası Bilim Komitesi çalışmaya başladığında oraya iletiriz.

Sayın Gözen

"...ilk aklıma gelen "küreselleşme sorunu" olmuştu ve sanırım tema metni de bunun çerçevesinde gelişiyor ama hiç bir zaman bunu netleştirmiyor.

Tema metninde yer alan "küresel direnme", "Doğanın, tarihin, toplum ve bireyin tüketilmesine dayalı pratiklere karşı mimarlığın iradesi ne yönde gelişecek?" ifadeleri bende böyle bir çağrışım yaptı.

Ancak bunların yanısıra "mimarların şehirleri geri istemesi", "ekoloji ve demokrasi", "sorumlu modernlik" "yeni bir modernizm daveti" gibi oldukça derin söylemler içerdiğini düşündüğüm kavramlar var. Ve ben bu ifadelerden ve dolayısı ile kongreden gerçekten hangi konunun (lütfen dikkatinizi çekiyorum, konuların demedim) tartışılacağını anlamadım."

diyorsunuz. Iste bu noktada bizi gerçekten yönlendirin belli ki zihninizde beklentilriniz yararlanabileceğimiz bir nitelikte biçimleniyor.

Bitmedi!.............

Üstelik daha üzerine yoğun olarak eğilmedğimiz ama epeyce tartıştığımız bir de "Uluslararası Öğrenci Yarışması" var. Gelecek yıl yaz sonu ilan edeceğiz.

UIA ortamında iyi ele alınmayan bir konu "Gelecek" Bu konuda da
öneriler var.


Fatih Söyler

Son bir kaç sorunun düşündürdüğü...

Geçtiğimiz Haziran ayında Uluslararası Mimarlar Birliğinin (UIA) Başkanı ve tüm yöneticileri İstanbul'a geldiler. UIA'nın çeşitli konularının ele alındığı toplantılar yaptılar. Ama bu toplantıların asıl amacı UIA2005'e hazırlık, bugüne kadar yapılanları değerlendirmek, eksiklikleri saptamak, çalışmalara yön vermekti...

Dünyanın farklı ülkelerinden 50'den fazla delegenin katıldığı bu toplantılarda konuklar dediler ki:

1) İstanbul, yalnız doğal güzellikleri ile değil, aynı zamanda fiziki mekana da yansıyan kültürel zenginliği ve binlerce yıllık tarihi ile de çekicidir.

2) Seçilmiş bulunan "tema", "tam isabettir". Her mimar (ve her mimarlık öğrencisi), hatta her mimarlık sevdalısı, bu temanın geniş çatısı altında kendine keyifli bir yer bulur.

3) Seçilmiş bulunan "kongre merkezi", yalnızca bir kapalı yapıdan ibaret değil. Bu merkez, yani Kongre Vadisi, sanal platformlardan sınıflar ve kiosklardaki gerçek "chatroom"lara, geniş katılımlı salon toplantılarından sokak sergilerine, kongre temasının amacına uygun olarak, bir "mimarlık şenliği"ne evsahipliği yapabilecek bir yapıya sahip.

4) Bu özellikleri ile İstanbul, daha şimdiden, 10.000 kişiyi hesaba katması gereken bir ilgiyle karşı karşıyadır. İstanbul için Berlin bir ölçüt olamaz. Eğer UIA'nın kongreleri ile bir karşılaştırma yapılmak istenirse, Organizasyon Komitesinin Barselona Kongresini (10 binden fazla katılımlıydı) örnek alması gerekir.

Habitat, doğrusu, İstanbul ile bütünleşemedi. 25 bin kişinin şu ya da bu şekilde katıldığı bir dünya etkinliğinin, evsahibi kentle, o kentte yaşayanlarla daha yakın, daha sıcak, daha içten kucaklaşması beklenirdi. Habitat İstanbul'da yürekleri dolduran, toplumsal hafızada yer eden, akıllarda kalan bir iz bırakmadı.

Habitat ölçeğinde olmasa da, yine Dünyanın her yerinden gelen binlerce insanın katılacağı böylesi bir etkinliğin Türkiyeli mimarlarla, mimarlık öğrencileri ile, İstanbullularla, İstanbulun kendisiyle ve elbette Türkiye ile bütünleşmesi beklenir. Bu etkinliğin ülkenin erozyona uğrayan kültür yaşamında giderek en fazla etkilenen Mimarlığın, yeniden ve akıllarda yer edecek şekilde toplumsal bilince yerleşmesi için bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerekir. Bunu sağlamak, yalnız kongrenin düzenlenmesinde görev alanların değil, aynı zamanda tüm ülke mimarlarının, mimarlık öğrencilerinin ve Mimarlar Odası başta olmak üzere tüm mimarlık kurum ve girişimlerinindir.

Türkiye (özel olarak da İstanbul) bu kongreye sergilerle, yarışmalarla, mimarlık tartışmalarıyla hazırlanmalıdır. Mimarlar Odasının şubeleri, şimdiden, katılımın örgütlenmesi için eşgüdüm içinde çalışmaya başlamışlardır. Nicelikli bir katılım hedeflenmektedir ama asıl hedef "nitelikli" katılımın, yani kongreyi özümsemiş, tartışmaların içinde yeralacak bir "mimarlık kitlesi"nin yüksek katılımını sağlamaktır. Bunun yanısıra halkın mimarlıkla buluşmasını, mimarlığın konu ve sorunlarına yakınlaşmalarını sağlayacak etkinlikler düzenlenmelidir.

Kentlerimiz, insanlarımız kötü yapıları çok iyi biliyor. Ama içinde yaşadığı kötü yapıların "kötü olduğunu", "kötü mimarlıktan başka" seçenekleri olabileceğini, "iyi mimarlığın nasıl bir şey olduğunu"
bilmiyor.

İyi mimarlığın olabileceğini, insanların iyi mekanlarda yaşama hakları olduğunu ve isterlerse bunu elde edebileceklerini halkımıza anlatabildiğimiz ölçüde Kongrenin başarısı artacak.

Sevgilerimle,

Fatih Söyler


cAD

selam,
öncelikle hepinize kolay gelsin

2005'deki kongrede dijital mimari konusunda yapılacak çalışmalar var mı acaba

programın kısa süre içinde açıklanacağını belirttiniz ama kabacada olsa kongrenin dijital dünya ile ilgisi olup olmayacağını merak ediyorum

saygılarımla

cA(n)d


mona

UIA'nın yaklaşımı

Herkese Merhaba,

UIA 2005 organizasyonunda internet çok etkin kullanılıyor; sadece internet üzerinden katılımın olduğu logo yarışması ile çalışmaların başlaması, kongrenin web sayfasının çok iyi düşünülmüş olması, sitede teknoloji ve içeriğine önem verilmesi, şimdi de organizasyon komitesi üyelerinin online bir buluşma ortamında soruları cevaplaması...

Önümüzdeki günlerde hatta kongre sürecinde internet daha da etkin kullanılacak gibi gözüküyor.

Benim sorum interneti bu kadar etkin bir mecra olarak kullanmanız diğer UIA üyesi ülkeleri şaşırttı mı? Bu konuda nasıl tepkiler alıyor sunuz?

Aydan Erim

Herkese selam
Mona'ya cevap..

UIA üyesi ülkeler internet özelinde kayda değer bir tepki vermediler ama yarışmanın çok olumlu karşılandığını biliyoruz. UIA ve üye kesimleri genelde fazla internet okur-yazarı değildir. Istanbul 2005 çalışmaları ve yaklaşımımız ile onlara bu alanda iyi bir örnek olduğumuz ve daha da olacağımız kesin! Belki daha fazla üye hevese ve gayrete gelir de UIA-içi eksiği hissedilen iletişim ağı da daha iyi bir hale gelir.

Aydan Erim


Selim Taner

Merhaba,

Kongreye bildiriyle katılmasını istediğiniz (ya da isteyeceğiniz) bir çağrılılar listeniz var mı? (var ise kendilerine çağrılarınız ulaştı mı?) Yoksa ayrımsız herkesin kendi katılma talebini mi bekliyorsunuz?

Saygılar.

Aydan Balamir

Selim Taner'e yanit:

Hic oyle hazir listeler olur mu? Kongre duyurulacak, katilmak isteyenler ozet, niyet mektubu vb formatlarda basvuracaklar, sonra birileri onlari okuyacak tasnif edecek, baskalarina yollayacak. Gelen cevaplar yeniden tasnif…

Yoo, bu sureci soruyor olamazsiniz… Biz burokratik kongre formatlarini kiralim, kongreyi bir pazaryeri senligine dondurelim, ama o senlik icinde en keskin elestirileri de yapip dunyanin ipligini pazara cikaralim (yani sag gosterip sol vuralim) derken, ve genclerden en sivri elestirileri, en parlak fikirleri beklerken bu kadar uslu sorular gelmesi biraz sasirtici.

Nesedesiniz Sayin Goren? (Acaba diyalog suresi bitti de ben mi yine saatimi sasirdim?)

Eger kongreye gelecek star mimarlari soruyorsaniz, bir listemiz ve listedekilere gobek adiyle seslenen bir kongre baskanimiz var, ona guveniyoruz! Biraz kesinlessin, ilan edilir.

Sevgiler, iyi geceler.

Selim Taner

Sayın Balamir,

Sorumun son derece net ve anlaşılır olduğunu düşünüyorum. Her sempozyum ya da kongrede kendilerinden bildiri talep edilen çağrılı (yani "davetli") katılımcılar olur. Benim sorum açık: Bu kongrenin de (bildiri sunmak üzere) çağrılı katılımcıları olacak mı? Bu soruya niye tepki gösterdiğinizi anlayamadım. Uslu ya da ussuz, açık bir forum ortamında size sorulan net bir soru...

Saygılarımla.

Aydan Balamir

Sayin Selim Taner,

Kesinlikle tepki degil, sadece yanlis anladigim bir soruya yanlis cevap.

Yanlis anlamamin nedeni galiba su: Bilim Komitesinin UIA kanadiyla daha bir araya gelinmedigi icin konunun resmiyet kazanmadigini yazmistim ya, o nedenle henuz davetliler de belirlenmedi.

Kuskusuz, hem dunya yildizlarindan, hem de yildiz olup olmamasi onemli degil, konusunda otorite sayilacak yerli ve yabanci kisilerden davetliler olacak. Yalnizca keynoter formatinda degil, ornegin sohpet odasi, serbest kursu ve cesitli atolye ortamlarini da aktive edecek kisiler dusunuluyor. Kuramci, tarihci, uygulamaci, baska disiplinlerden vb... Simdiden taslak listelerimiz var ama kesinlik kazanmadan bir girisimde bulunamiyoruz.

Ilginiz icin tesekkurlerimle,
AB

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz