|
reklam |
|
|||||||||||||||||||||
2.7.Mimarlık Alanındaki Değişen Sorunlara Karşı Yaklaşımlar · Sürecin izlenmesi, denetlenmesi ve performansının ölçülmesi · Ürünün değerlendirilmesi, olmak üzere iki ayaklı bir kurgudur. Gelişmekte olan toplumlarda özellikle eğitimde "sürecin değerlendirilmesi" yerine, sistemin uç ayağı olan "ürünün değerlendirilmesi"ne geçildiğinde akreditasyon düzeni çalışmamakta, hatta ölü doğmaktadır (Ağa Han Vakfı'nın bazı Afrika ve Asya İslam Ülkeleri'nde uygulamak istediği gibi). Bunun yerine "sürecin değerlendirilmesi"ne öncelik verildiğinde sistem verimli çalışabilmektedir (Batı'da olduğu gibi). Bu nedenle; ülkemiz için "mimarlık alanında toplam kalite"nin yükseltilmesine yönelik bir "performans değerlendirmesi"ne geçme sürecinde getirilecek sistem, ilk aşamada "kişileri ölçen ve seçen (ürün değerlendirmesi)" yerine, "süreci değerlendiren (öğretim kurumlarının performansını ölçen)" bir yapılanma içinde ele alınmalıdır. Bilindiği gibi bu yöntem "dışlayan" değil, "kapsayan" ve "hedef gösteren" bir yaklaşımı içermesi nedeniyle, ülke gerçeklerine de daha uygundur. Aksi durumda sistemden beklenen verim sağlanamaz ve amaç gerçekleşemez (Deprem sonrası 601 sayılı KHK'nin getirmek istediği gibi). Mimarlık alanında toplam kalitenin yükseltilmesi için hemen tüm ülkeler UIA çatısı içinde aşağıdaki 1. Analiz Yapabilme Yeteneği ve Sorun Çözerek Senteze Varabilme Erki, 2. Mal Sahibi ile Sağlıklı Bir İletişim Kurarak Yatırımı Yönlendirmek, 3. Yapıya İlişkin İhtiyaçları Saptayarak Programa Dönüştürmek, 4. Düşüncelerini Seçenekler Biçiminde Uygun ve Kolay Anlaşılır Grafik Ve Model ile Sunabilmek, 5. Yeni İş ve Pazar Araştırması Yapmak, 6. Yapıyı İşlevine ve Çevre Koşullarına Göre Biçimlendirebilmek, 7. Yapının İşlevsel ve Fiziksel Biçimine Uygun Taşıyıcı Sistemini (Strüktür) Oluşturmak, 8. Yapının İşlevine ve Çevre Koşullarına Uygun Gereç ve Ürün Seçimini Yaparak (Maliyet - Yarar İlişkisi Kuracak Seçeneklerle) Yapım Yöntemi ve Teknikleri (Konstrüksiyon) Konusunda Bilgi Sahibi Olmak, 9. Yapının Nasıl, Neyle ve Hangi Sürede Yapılacağına (Yasa ve Yönetmelikler, Süre Planlaması, Para ve İş Akışı, Şantiye Örgütlenmesi, İş Programları, Ekip Ve Ekipmanlar ile Risk ve Kalite Yönetimi vb.) Karar Vermek, Mal Sahibi ve Yükleniciyi Yönlendirmek, 10. Projeye Uygun Olarak Yapımı (İnşaatı) Yönetmek. konularda görüş birliğinde olup, her ülke kendine özgü ama bu doğrultuda bir eylem planına yönelmiştir (Tablo.7) . 1. Mimarlık Alanında bir eğitim kurumundan (üniversite) DİPLOMA almak GEREKLİ, ancak mesleği uygulamak için YETERLİ değildir. Diploma yanında ( objektif ve somut kriterlere göre saptanmış, standartlara uygun ) meslek kuruluşu tarafından UYGULAMA YETKİSİ 'nin alınması gerekir. 2. Bilgi ve Becerinin nasıl kazandırılacağı ve biçimi, üniversite organlarının sorumluluğuna bırakılmalı, standartlar ve hedefler doğrultusunda özgür ve olabildiğince çeşitlilik göstermelidir. Ancak; "Akademik düzey" ve "eğitim performansı"nın değerlendirilmesi ise; kesinlikle AKREDİTASYON (Eşdeğerlik, Geçerlik ve Tanıma) konusunda oluşturulan ULUSAL- ULUSLARARASI STANDARTLAR 'la ve bu konuda görevli kılınan Komisyonun oluşturduğu çerçeveye uygun olması sağlanmalı ve kurumlara gerekli yönlendirici öneriler yapılarak nitelik doğrultusunda hedef gösterilmelidir. 3. Diplomadan sonra, uygulamada MESLEK YETKİSİ' nin kullanılabilmesi için Mimarın Üniversite dışında bir MESLEK DENEYİM SÜRECİ 'nden (Eğitimdeki stajdan farklı) geçmesi (büro ya da şantiyede yetkili bir meslek elemanının yanında ve denetiminde) edinilen bilgi ve deneyimlerin bu süre içinde belgelenmesi ve kayıt altına alınması gerekmektedir. UIA, daha önce sınava tabi tutulmuş bilgi ve becerilerin yeniden sınavdan geçirilmesine taraftar değildir. Ancak, bir eğitim programında "Akademik" ve "Öğretim" performansının, eğitim kurumu dışından ve meslek ortamınca bir AKREDİTASYON ve belirlenmiş standartlara göre ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME işleminin yapılmadığı durumlarda (uluslararası olması gerekmez), mesleki olgunluk kadar temel bilgi ve yetenekleri de ölçen kapsamlı bir MESLEK SINAVI'nı önermektedir. Akreditasyonun yapılmadığı ülkeler için mimar adaylarının M.O.'na kayıt olup YETKİ BELGESİ alabilmesi için mesleki bilgi ve yetenek değerlendirmelerinden geçmeleri, "eşdeğer bir YETERLİK kazandıklarını (ulusal ölçekte)" kanıtlamalarını önermektedir. Bakanlığın çıkardığı 601 sayılı KHK'de bu düşünceden hareketle yola çıkılmıştır. 4. UIA mesleki yeterliliğin kanıtlanmasında " genel ve aktarılabilir" bilgi ve becerilerin geliştirilmesi üzerinde yoğunlaşılmasının gereğine inanmaktadır. Meslek elemanı için bunları kalıcı öğrenim sonuçları olarak görmektedir. Ancak; meslek içinde "sürekli eğitim ve gelişme"nin (MESLEK İÇİ EĞİTİM) gerekli olduğu inancındadır. Ayrıca; mimarların, sadece bilgi ve beceri kazandıkları alanlarda (meslekte uzman ve yetkin olma) görev üstlenmelerini öngörmektedir. UIA, sınav değerlendirme ve ölçme sisteminde YETERLİ olma kavramı üzerinde durmakta ve diğer kısıtlamalara gidilmemesini önermektedir. 5. UIA, Mimar Adaylarının gelişim süreci içinde değişik aşamalarda yaygın bir sınav sisteminin yapılabileceği görüşündedir. Bu aşamalar; A.) Öğrencinin eğitim sürecinde gelişmesine koşut olarak planlı ve aşamalı
biçimde ya da bu sürenin sonunda yeterliğe dönük de yapılabilir. 6. Bir mimarın "eğitim" ve "mesleki deneyim" sürecinin her aşaması için aranacak "yeterlik standartları" ve kapsamı, tarafsız ve objektif bir kurul ya da komitenin değerlendirmesine tabi tutulmalıdır. Bu kurul (komite) aynı zamanda eğitim programlarını belirli sürelerle ölçme ve değerlendirmeye almalı, sonuçları kamu kurum ve kuruluşlarına bildirmelidir. UIA, mimarlık öğrenimi ve meslek eğitiminde uygulanan akreditasyon ve ölçme sistemini, güncelleştirmek ve güvenceye almak için eğitim kurumlarının 4-5 yıllık aralarla, meslek elemanlarının da 2 yıl ara ile kapsamlı olarak incelenerek değerlendirmesini önermektedir. UIA Mutabakat Metni'nde de açıkça görüldüğü gibi; mimarlık alanındaki yeni gelişmeler, eskiyen bilgilerin yenilenmesi ve güncelleştirilmesi, çağdaş teknolojinin izlenmesi gibi konularda meslek elemanlarının meslek yaşamı sürecinde gelişmesine yönelik olarak sertifikalı ve kesintisiz meslek içi eğitim sisteminin ülkemizde de geliştirilmesi kaçınılmaz bir zorunluluk olarak görülmektedir. Zira ; meslek odamıza her yıl Avrupa Mimarlık Okulları'ndan mezun sayısına eşit yeni meslektaşımızın kaydolmasına (yaklaşık 1500 mimar / yıl) ve sayıları çok yakında 38 olacak mimarlık okullarımızda dahi eşdeğer bir eğitim veremezken ulusal akreditasyon sistemi'ni oluşturmamız ve meslek elemanlarına sürekli meslek içi eğitim programları ile güncel mimarlık gelişmelerini aktaracak bir modeli oluşturamamış olmamız, bırakın çağdaş olmayı ülke gerçekleri ile de örtüşmemektedir. Bu konuda ivedi adımlar atılmazsa, mesleğimizin marjinalliğini de önleyemeyiz düşüncesindeyim (Tablo.8) 2.8. Sonuç ve Öneriler için Birkaç Yaklaşım Eğitim Kurumları olarak, belirlenen saptamalar ışığında ; başta mimarlık fakültelerine alınacak öğrenci sayıları ile seçiminden başlayarak lisans ve lisansüstü eğitimi her ölçekte yeniden ele alınmalı ve mimarlık bütünselliği içinde yeniden yapılandırılmalıdır. Lisans hazırlık sınıfları , öğretim planları, yüksek lisans programları, ders sayıları ve içerikleri ile ders ve atölyelerde izlenen yöntem, stajların durumu, mekan standartları ile eğitici niteliğinin yükseltilmesi ve her türlü kaynağın verimli kullanımı gibi konular özenle yeniden gözden geçirilerek mimarlık eğitiminde toplam kalite'nin yükseltilmesi amaçlanmalıdır. Meslek Odası 'nın aktif rol aldığı yeni bir modelle (Akreditasyon Komitesi) , eğitim kurumları güvenilir ve inandırıcı bir ölçme sistemi ile (ulusal akreditasyon) izlenerek, sonuçları her yıl kamuya duyurulmalı ve kurumlara eğitim niteliğini yükseltme konusunda hedef gösterilmelidir. Gerekli altyapıları tamamlanmamış ve standartlara uygun olmayan yeni mimarlık okullarının açılması kesinlikle önlenmelidir. Bu aşamada meslek örgütü olarak kanımca "günü kurtarma" ya da sorunlara yönelik "köklü bir model" arayışına girmek biçiminde iki yaklaşım biçimi söz konusudur. Birinci Yaklaşım Biçimi : B. Meslek içi eğitim ve sınav sonucunda başarılı olanlara "yapı denetimi" konusunda 2 yıl süreli geçici "yetki belgesi" ya da "sertifika" verilebilir. Bu durumda; Mimarlar Odası ve Mimarlık Vakfı (Enstitü Organı) ve Üniversiteler ortak bir çalışmaya yönelmelidir. Ancak; bu yaklaşım biçimi kanımca çok sığ olup, sorunu temelden çözme yerine günü kurtarmaya yöneliktir ve Ülke gerçekleri ile de örtüşmemektedir. Not: (595 SAYILI KHK İPTAL EDİLDİĞİNE GÖRE 601'İN DE BİR ANLAMI KALMADI) İkinci Yaklaşım Biçimi : B. Bu yaklaşımın iki temel ayağı var. Bunlardan birincisi öğretim kurumlarının niteliğinin arttırılması, ikincisi de mezun olmuş meslek elemanlarının niteliğinin arttırılması'dır. Yapılacak ilk iş: · ULUSAL AKKREDİTASYON (Eşdeğer) KOMİSYONU ve · MESLEK İÇİ EĞİTİM KOMİSYONU, olmak üzere iki komisyon halinde mimarlık diploması sürecine değin standartlar ile mimarlık mesleğinin uygulanması ve yetki kullanmaya ilişkin standartlar'ın ulusal ölçekte doğru saptanarak, bunların uygulanması için hazırlanacak yönerge'nin belirlenmesidir. İkinci iş; bu iki komisyonun yerini alacak kalıcı (üyeleri belirli sürelerle değişen) Akreditasyon Komitesi (AK) ile Meslek İçi Eğitim Komitesi (MEK)'nin sürekli bir işlerliğe kavuşturularak belirlenen standartlara göre kurumların (mimarlar odası ve mimarlık vakfı, YÖK ve üniversiteler, bakanlık ve işveren temsilcileri, mezunlardan oluşan komisyon) her dört yılda bir eğitim kurumlarının performanslarını ölçerek kamuya duyurulmalıdır. Meslek elemanlarının da M.O.'dan istediği her yetki belgesi sürecinde ölçülmesi ve değerlendirilmesi sağlanmalı, belge buna göre verilmelidir (UIA'ya göre bu ölçmenin mutlaka sınavla olması da gerekmemektedir.). Burada amaç; kurumları ve meslek elemanlarını "başarılı" ve "başarısız" olarak övmek ya da yermekten çok, ulusal ölçeğe uygun saptanmış ve güvenilir somut ölçütler'e göre, kurumlara ve meslek elemanlarına doğru hedefi göstermek olmalıdır. Uluslararası başarı ya da akreditasyon için öncelikle, hatta daha da önemlisi, ulusal akreditasyon ve meslek elemanlarının meslek yaşamları boyunca güncel ve yeni bilgilerle sürekli olarak meslek içi eğitim programları ile sağlanmalıdır. Getirilecek "akreditasyon sistemi", ürünü (mimarları) ölçen ve seçen bir sistematik yerine, öncelikle kurumların eğitim performansını ölçen ve değerlendiren ( süreci izleyen ve denetleyen) bir anlayışla ele alınarak bir yapılanmaya gidilmelidir. Meslek odaları, kuşkusuz bir eğitim kurumu değildir. Üniversiteler'de eksik bilgi ile diploma almış mimarların eğitimlerini M.O.'nın tamamlaması düşünülemez. Meslek örgütünün görevi uygulamada meslek etiğinin yerleşmesi için her türlü koordinasyon ve denetim yaparak akreditasyona ilişkin olarak gerek kurumların ve gerekse meslek elemanlarının niteliklerinin arttırılmasına yönelik öneri, uyarı ve eylemde bulunmaktır. Mesleğin doğru uygulanması için yol gösterir ve standart belirler. Yetkin ve yeterli olana "meslek uygulama yetkisi" (meslek elemanının bilgi birikiminin yoğunlaştığı alanda) verir, bu koşulu sağlayamayana hedef ve yol göstererek (Üniversiteler, Mimarlık Enstitüsü, Mimarlık ile ilgili Kurum ve Kuruluşlarca düzenlenen sempozyum, panel, konferans, çalıştay (workshop), sertifikalı eğitim programlarını alanlara göre seçerek, Katılım Belgesi+transcrip vererek vb.) bu yönde yetişmelerine yardımcı olmalıdır. Bu yaklaşımlar ışığında, meslek odamızın içinde iki yeni organın kurulmasını gerektiren bu yeni yapılanma (Ulusal Akreditasyon Komitesi ile Meslek İçi Eğitim Komitesi) sistemi; 1 Somut, ölçülebilen standartlar içermeli, 2 Katılımcı bir anlayış ile, meslek örgütü içinde (üniversite, tüm
kurumlar, 3 Dışlayan değil, gelişmeye ve yenilenmeye açık, kapsayan bir amaç 4 Rekabete açık, adil ve eşdeğer olmalı, 5 Ulusal gerçeklere uygunluğunun yanında uluslararası kural ve
standartlarla 6 İnandırıcı olmalı ve güven vermeli, 7 Mimarlık alanında, toplum ve kamu yararına ile etik değerlere yönelik
toplam Görüldüğü üzere; bu çok yönlü ve karmaşık sorunlu yapıdan, bireysel çabalarla kurtulmak, çözüm için de tek bir formül önermek olanaksız gibi görünüyor: çözüm, hep birlikte bir çabayı başlatıp, dayanışma ve paylaşma içinde olmamızı gerektiriyor kanısındayım. Bu bağlamda sözlerimi, rahmetle andığım değerli hocam Behçet Necatigil'in dizeleri ile noktalamak istiyorum. " Ya çaresizsiniz. Ya da çare sizsiniz. Beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür eder, bu platformun mesleğimiz adına verimli sonuçlar getirmesini dilerim. S a y g ı l a r ı m l a Prof. Y.Mimar Hakkı Önel |
|
Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]