
Kaynak: Reynaers Alüminyum Cephe Sistemleri
Giydirme cepheler, estetik eğilimlerin düzenlenmesiyle de tanımlanabiliyor. 20. yy mimarisinde, genellikle yenilikçi malzemelerin tercih edildiği, sayısız giydirme cephe teması görülebiliyor. Siparişle üretilen erken 20. yy cepheleri, tekilliğe eğilimli olsalarda, sonraları giydirme cepheler endüstri malzemesine dönüştü. 1930’lu yıllarda gelişen metal levha teknolojisi ve estetiği, otomobil ve uçak sanayisinin yanı sıra, inşaat sektöründe de kullanılmaya başlanarak, özellikle giydirme cephelere yön verdi. Ticari ve kurumsal binalarda, İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru alüminyum pencere tirizleri, kendini tekrarlayan ızgaraları, yatay parmaklıkları ve yapının strüktürü ile bağlantısıyla ticari ve kurumsal yapılarda yoğun olarak kullanılmaya başlandı. 1950’lerin başında ise, yüzer yöntem keşfedilerek, cam daha geniş alanlarda kullanılır hale geldi.
İnsanların yaşadıkları mekanlarda sağlıklı ve üretken olmaları, mekanın ısıl konfor şartlarıyla yakından ilişkili. Binaların ısıl konforu sağlanırken, enerji tüketiminin minimumda tutulması gerekiyor. Günümüzde, giydirme cephe uygulamalarında üzerinde durulması gereken en önemli iki problem bu şekilde özetleniyor.
Kaynaklar: Glass and Metal Curtain Wall Systems, Institute of Research in Construction, R.L. Quirouette ve Curtain-wall Systems in 20th-Century Architecture, Jonathan Ochshorn