
Greatinteriordesign.com
Havacılığın Geçmişinde Kabin Dekorasyonun Gelişimi
Hava ulaşımı, kitle ulaşımı aşamasına gelmeden önce, gökyüzünde son derece lüks bir anlayışla ve ünlü tasarımcılar tarafından dekore edilmiş uçaklar yolcularını konuk ediyordu. Uçağın içini sempatik göstermek için tüm ilgililer seferber oluyordu.
Uçuşların ilk yıllarında, ön planda posta taşımacılığı söz konusu idi. Yolcu taşımacılığı ticari kimliğe büründükçe, uçuş kaygılarını yok etmek, havacılığı sevdirmek daha da önemlisi, uzakları yakınlaştırmak ve para kazanmak gibi olgular gündemde yer almaya başladı.
Havayollarının, uçak iç tasarımları ile ilgili neler yaptığını nerelerden nerelere geldiğinin tarihçesini çıkarmak hiç de kolay olmayan, son derece güç bir araştırma alanıdır.
1990 - 1994 yılları arasında, Kabin Kalite Müdürlüğü görevini üslendiğimde ve halen sürdürmekte olduğum Eğitim Başkanlığında, konunun gereğine inanan arkadaşlarımla, tarihçeyi oluşturma çalışamalarına giriştim. Geçmişe yönelik bazı kayıtları toplayarak, "kurumun hafızasını" tüm ilgilenenlerin erişebileceği şekle getirme çabaları, uzun ve zorlu bir yolculuğa benziyor. Kimileri yaşadığı güne, kimileri geleceğe dönük çalışıyor, dünle ilgilenenlerin sayısı ise yol denecek kadar az. Oysaki, geçmişi bilmeden geleceği inşaa etmek temelsiz yapı yapmaya benzer.
1990'lı yılların başında uçaklarımızın kabin içlerinde büyük bir değişikliğe gidilmiş ve kurumsal imaj yenilenmişti. Uçaklarımızın koltuk kılıflarını, halı ve perdelerini yani tekstil malzemelerini ve kabin bölmelerinin kaplama malzemelerini değiştirmiştik. İmaj yenilenmesinde, kullanılacak renklerin kompozisyonunda, Y.Mimar Eren Talu'dan yardım almıştık.
O dönemde, depodaki kalıntı kumaşları değerlendirmek amacıyla başladığımız çalışmayı, hangi kumaşı, hangi "dado" panel kaplamasını, hangi halıyı ne zaman, hangi tip uçakta kullanmıştık sorularını sormaya başlamıştık. Soruların yanıtlarını inanılmaz hafızasıyla Genel Müdür Yardımcımız Yusuf Bolayırlı'dan alıyorduk. Ancak çalışmayı sonlandıramadık, yarım kaldı.
Bir atak da, İkram Başkanlığında, dünden bugüne, galey planları (yükleme planları) sunduğumuz yemekler, kullandığımız malzemeler ve hostes üniformaları için başlattık. Geçen yıl emekli olan Menü Planlama Şefimiz Meral Döşemeciler, eski ve çok iyi bir hostes idi. Büyük bir özveri ile çalıştı. Bir de "ikram sözlüğü" oluşturdu. Kendinin ve hostes arkadaşlarının elbiselerini, kokartlarını, fularlarını vb. getirdi. Amacımız bir ikram mock-up'ı oluşturup, eski üniformaları mankenlere giydirmekti. Bu mock-up, tüm THY binalarında sergilenebilecekti. Tüm kurumdaşlarımız ikram malzemelerini öğreneceklerdi. Yazık ki, arkadaşımızın emekliliğinden sonra proje kadük kaldı.
Eğitim Başkanlığı'nda başladığımız proje yürüyor ve tüm Eğitim Başkanlığı çalışanları sahip çıktılar, benimsediler. Kuruluşundan bu yana kullandığımız eğitim araçlarımızı, verdiğimiz sertifikalarımızı, tarifelerimizi, Atıl Turan'ın 30 yıl boyunca yapıp Ortaklığımıza hediye ettiği uçak maketlerini "mini müze"mizde toplayarak kurumdaşlarımıza sunduk. Ortaklığımızın Faaliyet Raporlarından, eğitimle ilgili sayfaları topladık. Eğitimde çalışan, emeği geçen arkadaşlarımızın resimlerini içeren bir de albüm yaptık.
Şimdi Eğitim Kitaplığını oluşturmaya çalışıyoruz. Bugüne değin Eğitim Başkanlığınca üretilen doküman ve kitapları arıyoruz. Çünkü kullanılmayan kitaplar Seka'ya gönderilmiş ve birer kopya saklanamamış. Bu çalışmaların istenen sonuca ulaşabilmesi için bir seferberlik başlatıp, sık uçan yolcularımızdan, emekli olan ve çalışan arkadaşlarımızdan yardım istemekteyiz.
Yukarıda kısaca özetlenen konuların dışında, Türk Hava Yolları'nın tarihçesi ile ilgili Ortaklık çapında yapılan en kapsamlı ve kalıcı çalışma, Türk Hava Yolları'nın 50. kuruluş yılında basılan kitaptır. Ancak, o kitapta da uçakların koltuk sayılarının dışında kabin dekorasyonları ve konfigürasyonları ile ilgili bilgiler yer almamaktadır.
Tasarım tarihçileri de ev ve büro mobilyaları, otomobillerle ilgilenmişler, her nedense uçak iç dekorasyonunu önemsememişlerdir. Havacılıktan söz edildiğinde uçak tasarımları, gövde, kanat, kuyruk formları, motor bağlantıları ve kapasiteler öne çıkmıştır. Havacılığa ait yazı yazanlar ise, aynı şekilde, uçakların performansı ve kullanılan teknoloji ile ilgilenmişler, iç mekanların tasarımcılarından ya da iç mekanları hazırlayanlardan söz etmemişlerdir.
Bu yıl uçak dekorasyonu konusunda araştırma yapmaya başladım. Literatürde sadece 2 kitaba rastladım. Bunlardan biri John Zukowsky'nin "Building for Air Travel" (1996) ve Keith Lovegrove'nin "Airline - identity, design and culture" (2000) adlı kitaplardır.
Uçak, Tren veya Gemiler
Genel bir bakış açısından değerlendirildiğinde; uçak kabinlerinin tren vagonlarının taklidi olduğu söylenebilir. Ticari hava taşımacılığının ilk 10'lu yıllarında "pulman" sözcüğüne sıkça rastlanır. 1913 yılında yolcu uçağı olarak tasarlanan Sikorsky, Russo - Baltic Vagon firması tarafından imal edilmiştir. Ve gerçekten bir uçaktan çok tren vagonuna benzemektedir. Bu 4 motorlu uçağın "7" yolcu kapasitesi olup, çok rahat hasır koltukları, yemek masaları, aydınlatması, şık perdeli pencereleri ve lavabosu bulunmaktadır.
Le Grand bir istisna olmakla beraber, birçok yazar o günlerin uçaklarının yolcular için hiç de rahat olmadığını anlatırlar. Kuşkusuz, bu söylem bir sürpriz değildir. Çünkü, o yıllarda, 2. Dünya Savaşında kullanılan birçok savaş uçağı ufak tefek değişikliklerle yolcu uçağına dönüştürülüyordu. Yolcular, kürklü deri ceketler, özel gözlükler, başı koruyan kasklar gibi giyeceklerle, kötü ve yüksek hava koşullarına karşı donatılarak uçuruluyorlardı. Öncü yapımcılar ise boş durmuyorlar, bu sorunlara çözüm arıyorlardı. Elbette, günümüzün konfor anlayışı, o günlerde gündemde bile değildi. O günlerin temel kabin içi sorunları; soğuk, gürültü, kabin basıncı idi.
Yine de, ticari havacılığın başlangıç yıllarındaki tasarım felsefesinin hareket noktası, tıpkı bugünkü gibi, "yolcuya evinde olduğunu" hissettirmekti. Bu hissi havada oluşturmak için trenlerden, vapurlardan örnek alıyorlardı. Trenlerin, vapurların yolcu hafızasındaki güvenli imajını havada tekrar etmeyi, aynı formları, aynı malzemeleri, aynı görünüşleri kullanmayı "güven" unsuru olarak değerlendiriyorlardı. "1" nolu resime dikkatli bakıldığında; tıpkı, tren vagonlarındaki gibi, tutunma kayışları, şapka rafları, perdeler, grafik tarzı posterlerin yer aldığı görülebilir. Aynı yaklaşım, "uçan gemi (flying boat)" adı verilen uçakların kabin içlerinden, okyanus aşırı yolculuklar için yapılmış transatlantiklerden esinlenildiği kolaylıkla fark edilmektedir. Pencereler, gemi lumbozları gibi yuvarlak formlara dönüştürülmüş, suya inişlerde güven sağlamak için baş üstü rafları ve bölme duvarları su geçirmez kapaklı biçimde yapılmaya başlanmış ve kabin bölmelerine de su geçirimsizliğini sağlayan kapılar eklenmiştir. "2" nolu resimde, 1929'ların dev Dornier Do X'lerinde kabinin kompartmanlara ayrıldığı görülebilmektedir.
Uçak Kabinlerinin Kompartmanlara (Bölmelere) Ayrılması
Endüstri tasarımcılarının babası sayılan Amerikan tarihinin, ünlü ismi Henry Dreyfuss'un kompartman fikrini havacılığa taşıdığı birçok yazar tarafından yazılmıştır. Yeri gelmişken Henry Dreyfuss'un "havacılıkta insan faktörleri" konusunun önemini ilk vurgulayan kişi olduğunu hatırlatmak da bir görevdir. (Bell firmasının ünlü telefon kulübelerini tasarlayan da Henry Dreyfuss'tur)
Dreyfuss'un Convair için "B - 24 Liberator" uçaklarını Model 39'a ve Model 37 (C99)'a çevirirken kompartmanlar kullandığı görülmektedir.
Kabin bölmeleri Dreyfuss'a maledilmekte olup, esasen uçan (botlardaki) gemilerdeki, iç bölmeler, ihtiyaçlardan ve zorunluluklardan doğmuştur. Bu uçaklar, gemiler gibi tüm yapıları çelikten değil, bir kısmı aliminyumdan imal edilmektedir. Aliminyum çeliğe göre daha yumuşak olup suya inişlerde akıntıya kapılma ve su basıncından etkilenme riskleri yüksektir. Bu nedenle, su geçirmez bölmeler ve kapılarla, uçaklardaki dinlenme kabinleri ayrılmaktadır. Ana tasarım felsefesi ise, uçağın hızla batmasını önlemek ve kompartmanlara su girmesine engel olmaktır.
Yazan: Y.Müh.Mimar Dr. Oya Torum
Ulaşımda Mimarlık ve Tasarım