Gündem

Metro

Tarih: Ocak 2001 Editör: Erkan Nazlı, Emine Yılmazgil, Eda Taşçıoğlu
Ana Sayfa

İstanbul Metrosu Açıldı ...
Hizmete girmesini uzun zamandır beklediğimiz İstanbul Metrosu geçen ay içinde açıldı. Açılması ile birlikte kullanımı, istasyonlar arasındaki mesafeleri, istasyonlara giriş çıkışlarlar ilgili pek çok tartışma başladı. Bunların yanısıra inşaatı devam etmekte olan Taksim-Yenikapı hattının tarihi yarımadanın altından geçmesinden dolayı bir zamanlar yapılan tartışmalar da yeniden alevlendi...

Metro Duygusu
Metro duygusunu ilk olarak çocukluk anılarımda, Karaköy-Tünel hattında yaşadığımı hatırlıyorum.
Uzaktaki tanıdıklara yapılan ziyaretler; eğer Ataköy'e ise trenle Sirkeci'den, Kadıköy'e ise vapurla Karaköy'den bağlantılı yapılırdı. Dönüşlerde tünele binilerek Beyoğlu'na çıkılırdı. Narmanlı Yurdu'nun karşısında İsveç Başkonsolosluğu'nu hemen geçince, çocukluğumun en büyük oyuncak mağazasına uğranılırdı. Sonra, genellikle meşin kaplı sandalyeler ve ahşap çerçeveli mermer masalarda sahanda yumurta ve tavukgöğsü yemek için muhallebicide mola verilir, boyanmış dev sinema afişleri ve ışıklı vitrinlerin önünde oyalanarak Taksim'e çıkılırdı.
İlk gençlik dönemimde tünele binmek yerine Yüksek Kaldırım'ın mobilya cilası kokan yokuşlarından geçerek Beyoğlu'na çıkmayı severdim.

Tahta kutusu içindeki biletleri arkası lastikli tükenmez kalemiyle çizip, kesen biletçisiyle arka kapıdan binilen otobüsler, ikide bir boynuzları çıkıp trafiği tıkayan troleybüsler, ardından savrula savrula tercihli yollarda ilerleyen körüklü otobüsler, derken tramvay aynı yolları çiğneyerek Taksim'e ulaşır oldu.
Luc Besson'un kült filmi Subway'i izlediğimde metro duygusunu, hız eksenli bir alt kültür, marjinal yaşam ve sanat dünyası olarak algılamıştım.

Yurt dışında metroyla tanışmam; mimarlık fakültesini bitirdiğimde trenle yaptığım gezide, Viyana ve Budapeşte'nin tarihi metrosuyla oldu. Gerçekten de çok etkilenmiştim, metro hattına ulaşmak için yürüyen merdivenlerle ne kadar da derine iniliyordu, bir kaç farklı kotta, farklı hatlarda ulaşım ağı vardı.
İstanbul'un tanımadığım uzak semtlerini merkeze bağlayan hafif metroyu, ilk açıldığı günki izdiham ve anonslarla hatırlıyorum. Beklediğim metro duygusunu bulamamış,hayal kırıklığına uğramıştım.
Levent-Taksim hattındaki metrodayım,bir yandan zaman içinde tutunmak istediğim yüzler, ilişkiler camları yalayıp geçiyor, kaçtığım anılar cama yapışıp kalıyor. Munch'un Çığlık isimli tablosuna bakarken hissettiğim yalnız ve şafaksız bir gece ürpertisi duyuyorum.Şimdi görünürde olmayan metro duygusunu belki biraz duraklardaki gazete kulübeleri, kola ve kahve otomatları, küçük dükkanlar, müzisyenler, biraz da hızla geçerken algılanacak enstalasyonlar, yanar döner ışıklı sanat eserleri zamanla oluşturacak. Bu yeni ulaşım aracında yeni duygular yaşanacak ; banliyö trenlerine göre daha seri, daha az samimi, otobüse göre daha özenli .

Taksim-4.Levent metro hattı yalnız Beyoğlu-Maslak arasındaki ulaşımı sağlamakla kalmıyor; eski ve yeni iş dünyasını da birbirine bağlıyor.

Bir anlamda şimdiki zaman geçmiş ve gelecek arasında gidip geliyor.

Erkan Nazlı, Kasım 2000


Metro
Metro
Gündem Arşivi
Dönem için hazırlanan gündemlerin listesi aşağıdadır. Ayrıntılarına ulaşmak istediğiniz gündem başlığını listeden seçiniz.