• Kız Kulesi'nin üzerine oturduğu kayalığın doğal çizgileri yok edilerek, yayvan bir platform oluşturulmuştur. Gravürlerde ve eski resimlerinde Kız Kulesi adası denizden doğal olarak yükselen kayalarla tanımlanmaktadır.
• Son müdahalelerle kayalıkların üstü betonla doldurularak ada genişletilmiş. Boğaz peysajının pitoresk bir öğesi olan adanın ve üzerindeki anıtın görünümü ciddi bir değişime uğramıştır.
Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi ICOMOS Türkiye kesimi, Kız Kulesi'nde yürütülmekte olan restorasyon uygulamasından duyduğu kaygıları ve yerinde yapılan inceleme sonuçlarını bir raporla III No.lu Koruma Kurulu 'na duyurdu. Rapordan bazı bölümler sunuyoruz:
Halen restore edilmekte olan Kız Kulesi'nin son durumu Mimarlar Odası ÇED Danışma Kurulu için düzenlenen gezi sırasında yerinde görülmüş ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi edinilmiştir. Gözlemlerimiz sonucunda hatalı olan bazı ayrıntıların Kurulumuzca yeniden değerlendirilmesi için bilgi sunulmasının yararlı olacağına karar verilmiştir.
.. Kuleyle ilgili tarihi belgeler incelendiğinde adanın sert rüzgar ve dalgalara maruz kaldığı ve dalgaların zaman zaman rıhtımı, zemin döşemesini oluşturan yassı taşları sökerek sürüklediği öğrenilmektedir. Mehmet Tahir Ağa tarafından 1177 H./1764 yılında Kızkulesi için hazırlanan onarım keşfi ayrıntılı bilgiler sunmaktadır (*).
Doğa belki yapılan son müdahaleleri de zamanla söküp atacaktır ancak, değiştirilen ve çirkin bir görünüm oluşturan beton platformlar gözleri daha fazla rahatsız etmeden kaldırılmalı, keyfi tutumlara karşı yasalar ve kamuoyunun duyarlılığı egemen kılınmalıdır.
Yeni düzenlemeler sırasında adanın çevresinin parapet vb. sınırlayıcılarla çevrilmesine, Kule çevresindeki açıkta oturma alanına bölücü vb. rüzgar kesiciler yapılmasına kesinlikle izin verilmemesi gerekir. Kullanıcılar adanın ve üstündeki kültür varlığının kimliğini ve görünüşünü koruyarak saygılı bir kullanım programı tasarlamalılar.
Mehmet Tahir Ağa tarafından hazırlanan onarım keşfinden Kızkulesi'nin mimari bölümleri, Fener Kulesi ve Kule Avlusu olarak belirlenmektedir. Bu iki bölüm bugün de ayırt edilebilmektedir. Kule Avlusu o tarihte üstü açık bir mekandır, içinde 7 top bulunmaktadır. Şiddetli dalgaların getirdiği molozla topların kum ve moloz altında kalması sonucu bazı koruyucu önlemler alınmasına gerek duyulmuştur. Böylece Kule Avlusu'ndaki topları kışın yıpratıcı etkilerine karşı korumak için bir çatı yapılması gündeme gelmiştir. Sözkonusu belgede önerilen çatının ahşap dikme ve kirişler üstüne oturan bir sundurma şeklinde olacağı belirtilmiştir. Anlaşılan daha sonraki onarımlarda bu çatı da değişime uğramış. Kule avlusunu çevreleyen duvarın dendanlarının arası kapatılmıştır. Belgeden 18. yüzyılda Kızkulesi'nde dizdar ve fenerci için birer oda, ayrıca nöbetçi odaları olduğu anlaşılmaktadır. Mimarbaşı, kulenin çevresini korumak için bir bekçi odasına ihtiyaç olduğunu belirtmektedir.
... Halen uygulanmakta olan restorasyon projesine eşlik eden teknik raporda Kızkulesi'nin bölümlerinin isimleri belirtilmemiş, kronolojik bir doku analizi yapılmamıştır. Çeşitli dönem dokularım barındıran bir anıtı analiz etmek uzun süren bir araştırma gerektirmektedir.
Bundan kaçınmak isteyenler olabilir, ancak tarihi yapının tipolojisini, evrimini değerlendiren bir çalışma olmadan sağlıklı bir restorasyon projesi hazırlanamaz.
Gerekli araştırma süreci tam olarak yaşanmadığında hatadan kaçınmak zorlaşır.
Kızkulesi restorasyonu da ne yazık ki aceleye gelmiş bir projeyle götürülmeye çalışılıyor.
Tarihi yapı tam olarak analiz edilmediği için, 18. yüzyıla kadar Kule Avlusu olarak gelen bölümün kimliği tam olarak anlaşılmamış veya anlaşılmak istenmemiştir.
ikinci ve çok ciddi bir hata da, bu bölümün (Kule Avlusu) yeni çatısını taşıyan çelik dikmelerin bir kısmının seğirdim üzerine gelişigüzel mesnetlendirilmesidir.
Keşif belgesinde (M. Tahir Ağa'nın) malzemelerle ilgili zengin bilgiler bulunmaktadır; örneğin fenerci odasının döşemesinin tuğla olduğu, Kule'nin kuzey tarafındaki rıhtım taşlarının kenetlerle birbirine bağlandığı, adanın köşelerinde yuvarlak mermer sütun palamarlar bulunduğu gibi. Bu ayrıntılar daha sağlıklı bir restorasyon yapmak için mimarın önceden sahip olması gereken bazı bilgilerdir. Bunları bilmeden yapılan projenin ve uygulamanın hatalı ve istanbul için çok önemli olan bir anıtı tahrif edici olduğu tartışılmaz bir konudur.
Önerimiz, uygulamada kullanılan malzemeler konusunda daha özenli olunması, rıhtımda ve kule çevresinde küfeki veya benzeri taş kullanılmasıdır. Uygulamada yapılan bazı hatalara da kısaca değinmekte yarar görmekteyiz. Örneğin dendanların üstü çok ince kırmızı levhalarla kaplanmıştır; bu malzeme geleneksel değildir ve uygulanışı Osmanlı yapım tekniklerine hiç uymamaktadır. Fener Kulesi'nin balkonunun döşemesinde kullanılan granit kaplama da yerine uygun düşmemiştir.
... Doğu yönünde yer alan ve II. Mahmut'un tuğrasını taşıyan kitabeli kapıdan girildikten sonra ulaşılan mekanın donanımıyla ilgili bir yeniden değerlendirme yapılması uygun olacaktır. Kuleyi ziyaret ettiğimiz sırada giriş mekanının güney duvarı beyaz karo fayanslarla kaplanmaktaydı. Binanın tarihi ile bu yeni malzemenin ve bu mekana verilmesi düşünülen işlevin uyuştuğunu söylemek zordur.
Belgelere ve yapının sağladığı verilere dayanan, sağlıklı bir onarım yapılabilmesi için durumun tekrar değerlendirilmesi gereğini saygıyla bilgilerinize sunanm. (22.12.1999)
(*) Mehmet Tahir Ağa tarafından hazırlanan onarım keşfi itü Mimarlık Fakültesi Araştırma Görevlisi Deniz Mazlum tarafından, doktora çalışması kapsamında araştınlıp Türkçe'ye çevrilmiştir. Bu raporu hazırlamak amacıyla belgenin Türkçe transkripsiyonundan yararlanmama izin verdiği için kendisine teşekkür ederim.
Prof. Dr. Zeynep AHUNBAY ICOMOS TÜRKİYE Başkanı
Ocak 2000
Kız Kulesi