
Kişisel hikayelerin çizdiği, rotaların tümü; insana dair kavramların /
eylemlerin zaman boyutunda takılmasıyla oluşmuş / oluşan bir organizmadır kent.
Bir anlamda kişisel mekanların ördüğü ilişkiler ağıdır kent. Kesişim noktaları
çoğu zaman noktasal, bazen de kentsel örgünün bir parçası olarak…
Bu ilişkiler ağı içinde / kıyısında kalan her alan kentleşme potansiyelini
içinde barındırır. Dinamik, sınırsız, büyük, İNFORMEL mekanın, algılanabilir,
FORMEL mekana dönüşümü; bir anlamda NEGATİFden POZİTİFe geçiş…
Negatif alanda var olan doğal bitki örtüsünün izlerinin, ana strüktürel aksa
dönüşmesi, alanı kentselleştirebilecek ilk müdahale olmaktadır. Tariflediği izin
doğrultusunda yürümeye dayalı kesintisiz bir rota çizmektedir.
Yürüme eylemi-uygun bir yer bularak-durmaya hazırdır. Bu aksın, takılı
kapsüllerle kesintiye uğratılması, mevcut rota dahilinde farklı programatik
yapıların oluşmasını sağlıyor. Bu yapılar kent ve meydan arasında bir arayüz
oluşturuyor. Negatif alan, algılanabilir, formel ve programatik POZİTİF ALANa
dönüşüyor. Süregelen hareket ve duraksamalar hattı, formel yapısını metaforik
olarak, denizden kent içine sızan su damlacıklarından alan LEKELER ile
sonlanarak toplumsal mekanı kurguluyor. Yol kenarında ana strüktürden bağımsız
olarak konumlanan anıtsal yapı ve çevresindeki ışınsal izlerle, kent belleğinde
LANDMARK olabilme potansiyelini taşırken, yolda varolan harekete karşı,
birbirini takip eden plastik duyumlar aracılığıyla çarpıp geçme anında dahi,
kente dair bir İMGE bırakacaktır...
» Projenin çizim ve fotoğrafları
için tıklayın.
|