Doğan Kuban'ın mimarlıktan tarihe, sanattan şiire birçok alana duyulan ilgi, merak ve heyecanla geçen yaşamını Müjgan Yıldırım’a anlattığı, bir yıl boyunca süren söyleşinin aktarıldığı kitapta, Kuban'ın 1926'da Fransa'da başlayan hayat hikayesinin beraberinde, "Mimarlık Öğretimi ve YÖK", "Mimarlık, Kent ve İstanbul" gibi pek çok farklı konuya değiniliyor.

"Kültürler, birbirleriyle etkileşim içerisinde olabilirler. O ayrı bir konu. Her toplumda uygar insanların ürettiği, insanın irrasyonel yapısını aşabilen, insan ve yaşama saygıyı birinci plana getiren, ölmek ve öldürmek gibi şeyleri dışlayan bir düşünce, bir davranış düzeyi ve yaratıcı üretim olabilir. Bu kişisel de olabilir grup ürünü de olabilir. Uygarlık sadece o düzeydedir. Ve ortaktır."