Hollandalı mimar ve teorisyen Lars Spuybroek, “The Architecture of Continuity” başlıklı kitabında, teknoloji ve mimarlığa dair vizyonunu okuyucularla paylaşıyor. Spuybroek kitapta, mimaride kullanılan yeni teknolojilerin, en az 20. yüzyıl modernizmi kadar; bundan önceki yapı ve estetik yüzyılında süregelen tartışmalardan daha gerekli görülmesi gerektiğini öne sürüyor.

Spuybroek’e göre, dijital devrim gerçekte John Ruskin ve Gottfried Semper’ın rüyasını yeniden canlandırıyor: Bir duygusallık, empati ve çeşitlilik mimarisi. Spuybroek, teknoloji ile sanat arasındaki gibi, strüktür ile bezeme arasında da var olan eski çatışmayı çözmenin eşiğinde olduğumuzu kanıtlıyor.