reklam

8. Venedik Bienali'nin Kuratörü Dejan Sudjic
Gündem > Venedik Bienali

Sudjic, 6 Eylül 1952 tarihinde Londra'da doğdu. Latymer Lisesi'ni bitirip Edinburgh Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nden mezun olduktan sonra yaşamını bir mimar olarak değil editör, eleştirmen ve sergi kuratörü olarak sürdürdü. Mimarlıkla ilgili pek çok kitap yazdı; başarılı sergilere imza attı; mimarlık dergilerinde ve ulusal yayın yapan bir çok gazetede mimarlıkla ilgili makale yazdı. Editör olarak başladığı, daha sonra yazı işleri müdürlüğüne oradan da genel müdürlüğe yükselerek ilk yöneticilik deneyimlerini edindiği "Blueprint" dergisine pek çok ödül kazandırdı. "Tate" ve "Eye" adlı dergilerin de içinde bulunduğu bir çok dergiyi yayın hayatına kazandırdı.

1993-1997 yılları boyunca dört yıl Viyana'da Uygulamalı Sanatlar Üniversitesi'nde tasarım teorisi ve tarihi derslerinde misafir profesör olarak görev yapan Sudjic, "Glasgow 1999 UK City of Architecture" projesinde dört yıl yöneticilik yaptı. Quenn Elisabeth tarafından "İngiltere Kraliyet Yönetimi"nin mimari işlerden sorumlu kişi görevine atandı.
Mayıs 2000'den beri "Domus Dergisi"nde editörlük, Şubat 2000'den beri "The Observer" gazetesinde eleştirmenlik yapmaya devam ediyor.

Sergileri:
Sudjic mimarlık ve tasarımla ilgili pek çok serginin kuratörlüğünü üstlendi. Bunların en önde gelenleri:
Norman Foster: Şehri Keşfetmek
The British Museum Haziran-Ekim 2001
Yaşayan bir mimarın British Museum'da sergilenmiş olan bu ilk sergisine 250,000'den fazla ziyaretçi katıldı.

The Architecture of Democracy
McLellan Galerileri, Glasgow, Nisan 29- Temmuz 16 1999
İskoçya'nın yeni parlementosunca gerçekleştirilen bu gösteri, demokrasinin binalarla da temsil edilmesi hususunda mimarinin etkilerini sergiledi.
Home

Glasgow Green, Haziran 14- Ekim 30 1999
İç dünyanın popülist yaklaşımıyla 20. yüzyıl mimarının düşünce ayrılığının izini süren bir sergi

Kimlik olarak Tasarım
Louisiana Müzesi, Humlebeak Danimarka 1996
Avrupa'nın kültür başkenti olarak Kopenhag aktivite programlarının bir kısmına yön veren Avrupa'daki tasarım üzerine olan ve 170,000'den fazla ziyaretçinin katıldığı bu önemli sergide Sudjic, danışman olarak çalıştı.

Wales'de bir Opera Binası
Wales Ulusal Müzesi, Cardiff/ Oriel Galerisi Cardiff, 1994
Cardiff Bay Operası'nın daveti üzerine Sudjic, Zaha Hadid'in kazandığı Cardiff Yeni Opera Binası yarışmasıyla eş zamanlı olarak gerçekleştirilen bu iki serginin planlanmasından kuratörlüğüne kadar kapsamlı bir çalışmayı üstlendi.

The Public Realm
Londra Heinz Galerisi
Yeni İngiliz Mimarisi-Foster Rogers Stirling
Londra Kraliyet Akademisi, 1986
1980'li yıllarda mimariyi daha geniş kültürel bir gündeme oturtan bu serginin yardımcı kuratörlüğünü üstlendi.

Kitapları:
2000: John Pawson eserleri
1999: Bir Monograf Ron Arad
1997: Erick van Egeraat'ın Mimarisi (İsviçre ve Hollanda'da yayımlandı)
1995: Richard Rogers 'ın Mimarisi (İngiltere, Amerika ve Almanya'da yayımlandı)
1992: 100 Mil Şehri. Hızla evrimleşen modern şehir üzerine bir çalışma (İngiltere, Amerika ve Japonya'da yayımlandı)
1990: Rei Kawakubo: Japon moda tasarımcısı üzerine bir monograf
1989: Moda Kahramanlar: Şöhret mekanikleri üzerine bir araştırma
1986: Yeni İngiliz Mimarisi. Norman Foster, Richard Rogers ve James Stirling'in mimarileri

"Domus" Dergisi Eylül 2002 851. sayılı Kuratör Sudjic'in Yazısı
Yakın geleceğin mimarisini araştıran ve tüm dünya çapında 140 projenin dahil edildiği bu yılki Venedik Bienali süresince, her proje kendi ifade tekniğiyle mimarlığın doğasını sorguluyor. Bienal yönetici kuratörü ve "Domus" dergisi editörü Deyan Sudjic Kasım'a kadar sürecek serginin kurgusunu şöyle tanımlıyor:

İnşaat sürecinin yavaşlığından dolayı "yeni mimari" diye adlandırdığımız binaların çoğunun bitmeden önce güncelliğini çoktan kaybettiklerini bir zamanlar dile getirmiş olan mimarlık camiasının özgün ismi Cedric Price'in gündeme getirmek istediği, Boeing 707'ler için cesurca tasarlanmış ama jumbo uçaklar tarafından kullanılan havaalanları, sadece ana bir bilgisayar tarafından her şeyin kontrol edilip yönetilebildiği ofisler aslında, ya da ancak bir önceki neslin tipik aile evinin gereksinimlerini içerebilen sosyal konutlar. Bu durum Pelli'nin kastetmiş olduğu küçük çocuklar için tasarlanmış evlerin tamamlanmadan önce çocukların zaten büyümüş olmaları değildi belki ama aslında, bu sorunun tam özünü teşkil edebilecek bir örnek de sayılabilir.

Beş yıl, teknolojik gelişmeler için oldukça uzun bir zaman olsa da en basit projelerin dışındaki çalışmalar için gerekli minimum süreç bile sayılamaz. Bu kaplumbağa yavaşlığındaki inşaat yapım süreci yakın gelecek mimarisinin ilk işaretlerini daha şimdiden göstermekte. Gelecek beş yıl içinde Guggenheim Bilbao'nın popüleritesinde başka bir proje açılacak olursa, böyle bir tasarıma ait bir takım çizim, görsel animasyon ve bir ya da iki maketin daha şimdiden mevcut olduğuna nerdeyse emin olabilirsiniz. Daha bitmediği kesin, hatta belki daha başlamamış bile olabilir ya da mimarları tarafından çelik mi yoksa betonarme mi olsun tartışması ve ya bir malzemeyle diğeri arasındaki hassas dengenin nasıl en mükkemmel şekilde sağlanabileceğinin araştırması hala yapılıyor olsa bile böyle bir proje yine de bir fikir olarak mevcut. Aynı şekilde, Berlin'deki Yahudi Müzesi etkisinde başka bir ilk olacaksa, inşa edilmek için mimarları tarafından gerekli komisyonun kurulmuş olması kuvvetle muhtemel. Belli anlardaki belli mekanlar yeni bir mimari için katalizör görevi üstlense de meydana gelecek binaların nerede olacaklarını bilmek için beklememize gerek yok. 1980'li yılların başında geçici Japon ekonomisi, Tokyo ve Osaka'daki yeni mimari patlama için nasıl bir başlangıç noktası olduysa şimdi de Şangay ve Pekin aynı görevi üstlenmekte.

Sıradaki binalar, sıradaki mimarlar ve sıradaki mekanlar üzerine bir araştırmaya adanmış bu yılki Venedik Mimarlık Bienali "NEXT", önümüzdeki on yıl boyunca oluşacak mimarinin, hangi mimarlarca ne tür malzemelerle gerçekleştirileceğini resmetmeyi amaçlıyor. Bir binanın kalite ve etkisini, bina son halini almadan tamamen değerlendirmemiz doğal olarak mümkün olmasa da, mimara ait çalışmadaki plan ve yaratıcılık sürecini görmemiz mümkün. Bir mimarın ofisinde üretimi aylar ya da yıllar süren zengin materyalin bir bina tasarlama fikrine dönüşmesi, tasarlama eylemini kavramak için dikkate değer bir kaynak, zaten Bienalin de asıl ifade etmeyi amaçladığı bu tasarım olgusunu kavramak.

Bienal yönetimi, seçilen bir mimarı, enstalasyon yapması amacıyla davet etmektense, gelecekte nasıl bir mimarinin olacağı konusunda hepsinin kendine has ifadeleri bulunan projelerin görülebileceği bir sergi düzenlemeyi tercih etti.

Tokyo'da 150 m2'lik bir ev planından Peter Eisenmann'ın kariyerinin en olağanüstü tasarımı olan Santiago de Compostela'daki kültür kompleksine, Meksika'daki masterplanlardan, Çin'deki konut topluluklarına ve Almanya'daki fabrikalara kadar uzanan geniş bir alanı kapsayan sergide yaklaşık 90 mimara ait toplam 140 proje sergilenecek.

İskoçya'da Miralles ve Tagliabue'ın yeni parlemento binası gibi idari binalar ve Toyo Ito'nun yeni materyallerle yaptığı Japonya'daki denemeler gibi teknoloji bazlı projeler de mevcut. On tanesi fonksiyonel olmak üzere, konuttan master planınına çeşitlenen tipolojilere göre organize edilmiş Bienal sergisi Arsenale'de konumlanmakta. On birinci bir diğer kategori ise ulusal pavyonların yanında hem İtalyan hem de yabancı mimarlarca İtalya için tasarlanmış bir dizi çalışmanın sergilendiği Giardini'de bulunmakta. Piano, Foster, Hollein, Nouvel, Perrault ve diğerlerince tasarlanmış inşaat aşamasındaki binalara ek olarak Alessi'nin ortaklığında sekiz mimara ait 100 ya da daha çok katlı yüksek kuleler üzerine kuramsal tasarımlar ve bu tasarımların 1:100 maketleri de kulelere ayrılan özel bir bölümde sergilenecek.

Bu tipolojiler dahilinde, projelerin büyük ölçekteki maketlerle ve çalışan prototiplerle sergileneceği Arsenale'nin sergi mekanlarında sunulacak basit bir mimari dile sahip tek bir proje yok. Modernizm veya post modernizm hakkında ya da bir yaklaşım veya bir neslin diğerinden üstün olduğu konusunda kesin telafuzlarda bulunma zamanı olmasa da farklı mekanlarda farklı tarzları su yüzüne çıkaran belirli kabulleri ayırtetmek mümkün. Zira, gerçeklik hususunda yoğunlaşmış olası tepkilere karşı, çağdaş inşaat endüstrisinin sunduğu gittikçe yoksullaşan malzeme ve teknikle bir şeyler üretme ve mimarinin materyalleştiği konusunda kabul görmüş bir gerçek var.

İsviçre Alpler'inde 17. yy'da katedral inşa edenlerin iş verenlerine paranın nereye harcandığını göstermek için yaptıkları meşe ve vişne ağacından barok maketlerin çağdaş versiyonlarını Peter Zumthor'un stüdyosu dışında da görebilmenizin nedeni de bu aslında. Ancak Zumthor'un Cologne'deki müze maketi betondan ve içine iki insanın sığabileceği büyüklükte. Ayrıca stüdyosunda bulunan, müzenin farklı mekanlarını gösteren bir dizi maket de iç mekana ait ipuçları vermekte.

Bir tasarımı uygulamadan önce onun gerçekte nasıl olacağını kafasında canlandırmasını sağlayan bu tarz yaklaşımlar Jacques Herzog ve Pierre de Meuron, maket yapanlara ait atölyenin kendi stüdyosunun tam ortasında bulunduğu Londra'daki Norman Foster, Daniel Liebeskind ve Frank Gehry gibi birbirinden tamamen farklı mimarlarca da kullanılmakta.

 

Venedik Bienali

Platform

Konut Alanlarının Değişen ve Değişmeyen Yüzü' nü tartışıyoruz.

Forum'da başlayan tartışmaya şimdi katılmak için tıklayın.  Tartışma 22 Ekim'de Deneme Bilim Merkezi' nde davetli konuşmacılar ile son bulacak.

Yönetici: İhsan Bilgin
Konuşmacılar:
Yiğit Gülöksüz, Murat Güvenç, Hakan Kodal, Nevzat Sayın, Yıldız Sey, Levent Turan, Han Tümertekin


Philips Armatür'ün katkılarıyla

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz