595
Sayılı KHK’nin İptali Hakkında Mimarlar Odası Basın Açıklaması
Anayasa Mahkemesi'nin, yapı denetimini sermaye şirketlerinin tekeline bağlayan
595 sayılı KHK'nin temel maddelerini iptal eden kararını sevinç ve umutla
karşılıyoruz... Yüce mahkemenin bu kararıyla, sadece bilim dışı ve spekülatif
bir inşaat denetimi anlayışı değil, bu anlayışa dayanak oluşturan
"kamusal sorumlulukların bile özelleştirilmesine" yönelik toplum
ve ülke yararına aykırı çıkarcı siyasetler de hukuk karşısında mahkum
olmuşlardır.
Bilindiği gibi 595 sayılı KHK, 1999 depremlerinden sonra Hükümetin ve özellikle
Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray AYDIN ile ekibinin en iddialı oldukları
ve hatta "tek seçenek" olarak savundukları bir yeni düzenleme
olarak yürürlüğe girdi.
Hem hazırlık, hem de kesinleştirme aşamalarında Mimarlar Odası'nın (şimdi
yüksek yargı kararına da gerekçe oluşturan) itiraz, eleştiri ve uyarıları
hiç dikkate alınmadan sonuçlandırılan bu KHK'nın en "radikal"
yanı ise; yapı denetiminde belediyeleri, valilikleri, meslek odalarını ve
hatta proje müellifi mimarları adeta "etkisiz ve yetkisiz" kılmak,
bu kamusal ve mesleki sorumluluğun asıl temsilcileri yerine "sermaye şirketlerini"
devreye sokmaktı.
Bu şirketlerin de "denetimden uzak" çalışma ortamları bir
yana, yüzde 49'u gibi "etkin oranda" bir sermaye payının konuyla
ilgili olmayan uzmanlık dışı kesimlerce de karşılanabilmesi "olanağı"
da; yapı denetimi gibi yaşamsal bir teknik hizmetin bile "rant kaynağı"
olarak görülmesi ve kullanılmak istenmesinin açık göstergeleriydi...
Nitekim, geçen bir yıla yakın süre içinde, bu KHK'ye göre kurulan
denetim şirketlerinin önemli bir kesimi, mimarlık ve mühendislik dışı
alanlardaki faaliyetleriyle tanınan kişi ve firmalarca kurulmuş; bunların da
çoğu daha ilk "iş alma" ilişkilerinden itibaren meslek etiğine
aykırı ve adete bir "pazardan pay kapma" düzeysizliği içinde
davranmaya başlamışlardır...
Böylece yapı denetimi yine spekülatif rant beklentilerine tutsak
edilirken, yüksek denetim ücretleriyle de bu tartışmalı hizmetin
"kazanç güvencesi" aynı KHK ile sağlanmaya çalışılmıştır...
İşte bu ve benzer birçok nedenle, Anayasa Mahkemesi'nin bize sevinç ve
umut yaşatan iptal kararı herhangi bir yasanın durdurulması değil,
"deprem korkusunun sömürülmesine" de hukukun verdiği tarihsel bir
derstir. Çünkü Bayındırlık Bakanlığı mevcut yasal denetim kurallarındaki
bilinen ve yıllardır düzeltilmesini istediğimiz eksiklikleri gidermek
yerine, deprem olgusunu yeni bir "rant pazarı" yaratacak şekilde
istismar eden söz konusu KHK düzenlemesini, deprem sonrası psikolojik
ortamdan açıkça yararlanarak Türkiye'ye "dayattı"...
Bu çağ dışı davranış sürecini de durdurduğu için, Yüce Yargıya
bir kez daha Teşekkür ediyoruz.
MİMARLAR ODASI
|