![]() |
![]() |
Tüm dünyanın, dillerin, cinsiyet ve bedenlerimizin akışkanlaştığı bir süreci deneyimlemekteyiz. Bilişim sistemleri ile harmanlanmış her şey gibi mekan da günümüzde medyalaşmış durumdadır. Katı olan her şey ufalanarak çözülmekte, akışkanlık maddenin metamorfozundan gelmektedir. Mimarlığın akışkanlaşması ise insanın gerçeklikler dünyası ile ilişkisinin zayıflamasına bağlı olarak gelişmekte. Bu “yumuşak” teknoloji ancak beden ile anlam kazanmaktadır. Akışkanlık yalnızca yeni bir akışkan geometri üretimi üzerine yoğunlaşmaz, mimarlık içindeki stabil her şeyi -malzeme olduğu kadar program ve fonksiyonları; yatay ve düşeydeki dik hareketlerini de- çürütür. Tasarımda döşemeler duvarlar ile birleşerek ekranlara dönüşür, beden dokunma, görüntü ile etkileşime girerek sıvılaşır. Su, tasarımda mimetik benzerliği ile değil, bir mimarlık nesnesi olarak "akışkanlığı" ile tarifleniyor.

FreshH2O expo 8 yıllık bir tasarım sürecinin ürünü. Mimarlık ve yerleştirme nesnesi olarak içerisi geleneksel bir sergileme anlayışının dışındadır. Kullanıcıyı suyun bir parçası dolayısıyla da yapının bir parçası haline getirir. Özne ile çevrenin “arasında”lığı nesnenin olaylarla “arasında”lığının geometrisinden doğar. Su pavyonu üzerine modelleme yazılımları elipsler ile daireler geometrisinin bir ürünü. Şöyle ki her bir elips farklı dairelerin bütünlüğünden meydana gelir ve her çeyrekte 4 daire iç içe girer. Giriş küçük bir elips ile başlar, yatay düzlemde daha büyük elipslerle devam eder. Bu yapılanış tasarıma akışkanlık hissini verebilmek adına üretilmiştir. Geometri, zeminin verdiği his ve dünya ile çevresiyle oluşturduğu ilişki açısından, tamamen bir “dönüşüm” fikrinden ortaya çıkar. Duvarlar döşeme ve tavanla birleşmekte, dalgalı yüzeyle üzerinde yürümek düşme hissine benzemektedir. Hiçbir şey tam olarak yatay olmamakla beraber yapı içinde açıklığın olmayışı ile ufka da hakim olunamaz. Yapıya içi suyla doldurulmuş 3 boyutlu bir kapıdan girilir ve az ileride bir buzul tüneli ile karşılaşılır. Bu tünel gerçekten de tamamen donmuş sulardan ve eriyen su katmanının zemine sızdırılması ile meydana gelir. İleriki bölümlerde ise yapay sis ve su püskürtmeleri ile yağmur meydanları deneyimlenir. Döşemeler üzerindeki dalgalanma çizgisi özel ışıklandırmasıyla düşme hissi yaratır.
![]() |
![]() |
Yapı içine yerleştirilmiş 17 adet özel tasarım sensör 3 farklı etkileşimli sistem için üretilmiştir. Sistemlerden biri ses ile, biri yapıyı bir damar ağı gibi baştan başa donatan 190 mavi ışık kaynağı ile, diğeri ise gerçek zaman canlandırması ile ilişkilidir. Sensörler içerideki ziyaretçi sayısına göre farklı tepki gösterir. Buna göre dalga, dalgacık ve kabarcıklar oluşur. Tüm bu algılama sistemi yapının heryerine yayılmış şekildedir.
Kaynak: azw.at
Çeviren: Didem Yavuz - Arkitera.com
Sanal Mimarlık ve Hiperyüzeyler