Gündem

Sanal Mimarlık ve Hiperyüzeyler

Tarih: Ocak 2007 Editör: Didem Yavuz, Şebnem Şoher, Güler Canbulat, Zeynep Güney, Melis Nur İhtiyar
Hiperyüzey Teorisi
   
Stephen Perrella, Hiperyüzey Çalışmaları

Pazarlama stratejileri iki yöntem içerir.
- Pazarı takip eder.
- Hayat tarzlarını tersine çevirip destekleyen yeni ürünler üretir.
Sonuçta bir imaj temsiliyeti söz konusudur ve ürettiği imajı pazarlar.
(John Hoke, Nike’ın Pazarlama Stratejisti)

Mimarlık kültürü, tüketici kalıplarından uzak durma eğiliminde ve yüksek bir kültürel ortam yaratma arzusunda olmayı gerekli kılar. Derrida ve postyapısalcı düşüncelerin ortaya çıkışı, mimarlığın küçük bir grubun eleştirilerinden kurulu bir söylev etrafında vücut bulmasına neden oldu. Akademilere yayılmasına rağmen mimarlık teorisyenlerinin bir kısmını memnun etmese de, Dekonstrüktivist akıma eleştirel bu ortam, mimarlığın yalnızca malzemeler bütünlüğü olmadığını savunur. Karşıtları ise mimarlık anlayışını Derrida ile uzlaşamaz bir dili olduğunu savunur ve mimarlığı maddesel bağlamda ele alır. Tüm bu tartışmalar bilişim teknolojisinin yayılmasına odaklanırken tasarımlar daha çok görseller üzerine şekillenir.

Robert Venturi ve Denise Scott Brown mimarlık ortamına işaret ettiği Aydınlanmacı Modernizm’in düzensiz ve kaba tüketici pratiklerinden kaçınma eğilimi, hala devam ediyor. Teleteknolojinin düzenli iş pratiklerine yayılması topolojik mimarlık üretim sürecinde ortaya çıkmış değildir. Bugün reklam ve simge kültürünün patlamaları ie karşı karşıyayız. Kapitalist nesnenin yapıbozumu endüstriyelleşmeye rağmen üretim ve teknıolojinin her alanında ürünlerini verir. Mimarlığın tarafsız duruşu renk değiştirmekte. Buna bağlı olarak biçimci bir gelenekten gelen zihniyetin izlerine dayalı olarak nasıl düşüneceğini kestiremiyor; ya teknolojik yapıbozum teknikleri ile kucaklaşıyor ya da “yer”e ait olmayan bir dil geliştiriyor. Bu medyalar gücü, tartışmalı olarak elit mimarlığın “kutsal” alanına baskı yapmakta. Bu nedenle iki yörüngeyi birleştirmek ve tek bir dinamik altında toplama teşebbüsünde bulunuyorum: Medyalaştırılmış kültür ve topolojik mimarlık. Bu yaklaşımı “hiperyüzey” mimarlığı olarak adlandırıyorum. Gari Geneko’nun Felix Guattari üzerine okumaları sonrasında “semiyotik” ve “deneyim” söylemlerinin teorisyen mimarlar tarafından unutulduğunu farkettim.“Deneyim”in mimarlık teorisyenleri tarafından es geçilmesi, topolojik yaklaşımlara önem kazandırmakta. Yalnızca topolojinin desteklendiği, deneyimden kopuk bir yaklaşım da mimarlığı yaşatmadığı gibi canlandıramıyor da. Bunun üzerinden ikinci bir okumaya gidildiğinde ise mimarlığın radikal deneyci yaklaşımı da tamamen unutulmaması gereken bir gerçek.

Hiperyüzey: Mimarlık ve Kültür
Hiperyüzey, karşıt dünyaları bir araya getiren bir yaklaşım. Konuyu kalıplaştırmadan, tüm karmaşıklığı ile düşünecek olursak, klasik tanımlamalara direnç gösteren fakat geleneksel öğretilerin de bir ürünü olan bir “ötekilik” durumundan bahsedebiliriz. Eylemsel olarak hiperyüzeyler, imajlar üzerinden temsiller dünyası ile biçim arayışlarının parçalanarak tekrar birbiri içinde vuku bulmasıdır. Hiperyüzeyler bunların örülerek sunulması ve sonraki kurumsallaşmış bir “ikilik” durumudur. Postmodern kültürün her alanda kullandığı “izm” olmayan bu teori kendini üreten bir önermedir. Bu bağlamda, makineleşme ile doğan kültürel pratiklerin tarihsel birikimine rağmen, tasarımcılar hep bir biçim kaygısı yaşadılar. Biçim ve işlev arasında salınan Batı dünyası, bu geleneksel “ikililik”ten doğan bir şizofreniye sürüklendi. Bu nedenle, hızlandırılmış kapitalizmin yarattığı mutasyon ve sonuçlarına ve Batının iki uçlu ilişkiler sistemine karşı Hiperyüzey teori, diyalektik olmayan bir temsil – form arayüzü sunarak daha verimli çalışacaktır.

Kuram, temsil / biçim, iç / dış, yapı / süsleme, yer / fikir ve gerçek / gerçekdışı olmak üzere varolan tüm iki seçenekli ilişkileri tekrar düşünmek üzerinedir. Kuram bu ikililerin bira araya gelişi üzerine bileşenlerden birinin, diğerinin dili ve malzemesi altında yok olması problematiğine karşı üretilmiştir. “Gerçek” ve “gerçek dışı” kategorilendirme sistemi bugün yetersiz kalmakta; iki kavram birbiri içine geçmiş durumdadır. Adeta bir Disney Fantazisi gerçekliği gibi medya araçlarının gerçekdışı bileşenleri ile süperpoze edilmesi, köklü bir kültürel çelişkiler ortamını bugün de cilalamakta. Gerçekten gerçek dışılığa bir hareket iki algıyı da bozarken her ikisinde aynı anda bulunma fikri bu bozulmaya set çekecektir. Frederic Jameson ve Mark Wigley çağdaş durumu şöyle değerlendirmekteler: “Mekan içinde kaybolduk”. Daha doğru bir tanımlama ile, “evimizde kaybolduk” .

Yazan: Stephen Perrella
Çeviren: Didem Yavuz - Arkitera.com

Sanal Mimarlık ve Hiperyüzeyler
Sanal Mimarlık ve Hiperyüzeyler
Gündem Arşivi
Dönem için hazırlanan gündemlerin listesi aşağıdadır. Ayrıntılarına ulaşmak istediğiniz gündem başlığını listeden seçiniz.