GATS (Hizmetlerin Ticareti Genel Anlaşması)
kapsamında verilen taahhütler
Hizmetlerin Ticareti Genel Anlaşması (GATS) kapsamında 1995 yılında ülkemiz
adına verilen taahhütlerde, mimarlık hizmetlerinin "geçici Oda üyeliği"
dışında başkaca bir kısıtlama olmaksızın bütünüyle yabancı uyruklu
mimarlara açılmasında, kamu yararını gözeten bir mimarlık anlayışı ve
üyelerimizin ekonomik koşulları açısından çok önemli olumsuzluklar vardır.
Örneğin ;
· Belçika, Yunanistan, İtalya ve Portekiz, mimarlık alanında yurt dışından
hizmet arzını, yani ülkelerine dışarıdan gönderilecek proje vb mimarlık
hizmetlerinin ülke içinde yerleşik bürolar tarafından üretilmiş
projelerle eşit işlem görmesine olanak verecek "sınır ötesi
ticaret"i kapalı tutarken;
· İspanya, İtalya ve Portekiz, yabancı kişi ve firmaların ülkelerinde
mimarlık alanında şube, temsilcilik, yan kuruluş vb. "ticari varlık"lar
kurmasını kısıtlarken ve yurt dışından gelecek mimarların ülkedeki
mimarlara tanınan hak ve yetkilere sahip olarak meslek icra edebilmelerine
olanak verecek "gerçek kişilerin hareketliliği" ne kısıtlamalar
getirirken;
· Danimarka, İspanya, Lüksemburg, Hollanda İngiltere ve İsveç mimarlık
alanında ülkelerini "gerçek kişilerin pazara girişi"ne kapalı
tutarken;
· Avrupa Birliği kapsamında, diğer ülkelerin yan kuruluşlar yoluyla
"ticari varlık" kurmasına ve diğer ülke vatandaşı "gerçek
kişilerin hareketliliği"ne tanınan kısıtlı olanakların dışında,
mimarlık alanı bütünüyle dışarıya kapalı tutulurken;
Türkiye'nin daha başlangıçta 1995 yılında mimarlık alanını bütünüyle
"açık" tutmayı nasıl ve neden taahhüt ettiğini anlamak mümkün
değildir.
Avrupa Birliğinin mimarlık hizmetlerinde GATS klasifikasyonu ile, "sınır
ötesi ticaret" (mod-1) ve "yurt dışında tüketim" (mod-2)
alanlarını bütünüyle kapalı tutmasının ve "gerçek kişilerin
hareketliliği"ne (mod-4) "karşılıklı tanınma anlaşmaları hariç
mimar unvanının kullanılamayacağı" kısıtlamasını getirmesinin
temelindeki nedenler ve politikalar, ülkemiz adına GATS müzakerelerini yürütenlerce
de mutlaka ayrıntılı olarak değerlendirilmeli, dikkate alınmalıdır.
Avrupa Birliğinin bu konudaki tutumu, sadece üyesi ülkelerin vatandaşı
olan mimarların ekonomik haklarını koruma gibi bir nedenden değil, mimarlık
hizmetlerinin her ülkenin kendi kültürünün bir ürünü olarak, ancak
"yerinde" ve "yerleşik" bir düzende üretilebileceği gibi
çok temel bir anlayıştan kaynaklanmaktadır.
Türkiye bu anlayışın gerisine düşemez. 1995 yılında verilmiş taahhütlerde
bütünüyle "açık" tutulmasına rağmen, sürdürülmekte olan müzakerelerdeki
önerilerde ve bu doğrultuda yapılacak yeni düzenlemelerde, yurt dışından
ülkemize "posta ile" mimarlık hizmeti ithalini (mod-1) serbest bırakan
uygulamalar önlenmelidir.
Eşitsiz koşulların giderilmesi için geçiş süreci getirilmelidir
Ülkemizde mimarlık eğitimi, mesleğin uygulanmasında koşullar ve meslek
ortamını belirleyen düzenlemeler açısından varolan durum, genel hatları
itibariyle uluslararası standartların altında kalmaktadır. Bu eşitsizlik
giderilmeden uluslararası düzeyde getirilecek bir serbestleştirme, ülkemiz,
mesleğimiz ve meslektaşlarımızın yararına olmayacaktır.
· Sınırlı sayıda üniversitemiz dışında, özellikle son yıllarda
gerekli öğretim üyesi kadroları ve altyapıları sağlanmadan açılan eğitim
kurumlarımızda verilen mimarlık eğitimi ve bu eğitim sonucu kazanılan
mesleki formasyon, ne yazık ki değil uluslararası düzeyde, ülkemiz düzeyinde
dahi gerekli standartların altında kalmaktadır. Bu eşitsizliğin
giderilmesi, mimarlık eğitimi veren kurumlarımızın tamamının uluslararası
standartlara getirilmesi acil önem taşıyan bir ihtiyaçtır. Ayrıca bugüne
kadar böylesi bir eğitim sonucu yetiştirilmiş meslek adamlarının
formasyonunun da meslek içi eğitim süreciyle geliştirilmesi için ayrıntılı
bir programa ihtiyaç duyulmaktadır.
· Öte yandan, bugün ülkemizde mimarlık hizmeti vermekte olan büroların,
donanım, organizasyon, finansman, vergi yükü ve teşvikler açısından
uluslararası piyasada rekabet edecek koşullara sahip olmadığı görülmektedir.
Bu eşitsizlik giderilmeden, dış ülkelerde hizmet olanakları sağlansa dahi
bu bürolarımızın uluslararası piyasada etkin olabilmesi mümkün değildir.
Böyle durumlarda diğer sektörler için öngörülen ve uygulanan, düşük
faizli kredi, vergi bağışıklığı, KDV iadesi vb. kolaylaştırıcı
"teşvik tedbirleri", mimarlık hizmeti üreten bürolar için de
getirilmelidir.
· Ayrıca, mimarlık hizmetleri, genelde ülkelerin meslek hukuku, imar,
kentleşme ve yapı üretimi koşullarından bağımsız düşünülemez. Mimarlık
hizmetlerinin uluslararası düzeye getirilmesi, ancak bu hizmetlerin uygulanacağı
ortamı belirleyen politika ve düzenlemelerin de uluslararası standartlara
getirilmesine bağlıdır. Bu önemli ilişki göz önüne alınarak, ülkemizde
mimarlık meslek hukuku, imar, kentleşme ve yapı üretimi alanlarında sürdürülmekte
olan, ancak yeterli ve gerekli sonuçlara henüz ulaşılamamış yeni düzenlemeler
kapsamlı bir şekilde elden geçirilmeli ve süratle sonuçlandırılmalıdır.
Eğitimde, mesleğin uygulanmasında ve mesleğin uygulanacağı ortamda,
uluslararası rekabet koşulları açısından var olan eşitsizliklerin
giderilebilmesi, ayrıntılı, kapsamlı ve etkin bir "geçiş süreci"
politikasını ve uygulamalarını gerektirmektedir. GATS anlaşması kapsamında
1995'te öngörülen ve bu amaçla kullanılabilecek 10 yıllık süre, ne yazık
ki kayda değer bir gelişme sağlanamadan neredeyse bitmek üzeredir. İlgililerden,
kalan 3 yıllık sürenin akılcı bir şekilde kullanılmasını ve söz konusu
sürenin uzatılması için girişimlerde bulunulmasını beklemekteyiz.
Uygulamada "Karşılıklılık" İlkesi Dikkate Alınmalıdır
Türkiye vatandaşı mimarlara bir yabancı ülkede tanınmayan hizmet
serbestliğinin, o ülke uyruklu mimarlara Türkiye'de tanınmasının, ülkemize,
bizlere, mimarlığımıza, hatta ülkemiz ekonomisine kazandıracağı bir şey
yoktur. Tersine, böyle uygulamalardan kaybedeceklerimiz söz konusudur. Bu bakımdan,
hizmet serbestliğinin tanınmasında çoğu ülkenin uyguladığı "karşılıklılık"
ilkesini Türkiye de mutlaka dikkate almalıdır.
Öte yandan, yukarıda belirttiğimiz eşitsizlikleri giderici bir geçiş sürecinin
sonuçları alınmadan uygulanacak "karşılıklılık" ilkesinin de
tek taraflı kalacağı, ancak uluslararası rekabet düzeyine eşit koşullarla
girmemizi sağlayacak düzenlemelerle birlikte bu ilkenin işlerlik kazanabileceğini
belirtmek isteriz.
Mimarlık hizmetlerini dışarıya kapalı tutan ülkelere yönelik olarak,
"karşılıklılık" ilkesi dikkate alınmalı ve Türkiye tarafından
da benzeri kısıtlamalar getirilmelidir. Özellikle Avrupa Birliği açısından
"karşılıklılık" ilkesi çalıştırılmalıdır. Eğer verilmiş
olan taahhütlerde değişiklik yapılamıyorsa, Avrupa Birliği veya diğer ülkelerden,
kapalı tuttukları hizmet alanlarını Türkiye'nin taahhütlerine benzer şekilde
açmaları istenmelidir.
Gerçek anlamda "şeffaflık" ve "katılım" sağlanmalıdır
Hazine Müsteşarlığının, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ve TMMOB
eliyle bize ulaştırılan yazılarında, GATS anlaşması kapsamında "şeffaflık"
seviyesinin artırılmasının amaçlandığına değinilmektedir. Çağdaş
devlet yönetiminde "şeffaflık" herhalde, sadece yurt dışına değil,
ülkenin kendi yurttaşlarına ve özellikle getirilecek yeni düzenlemelerden
doğrudan etkileneceklere yönelik olarak gözetilmesi gereken bir ilke olmalıdır.
1995'te bu taahhütler verilmeden önce ve 1995'ten sonra sürdürülmekte
olan "müzakereler" sürecinde bizlerin, Mimarlar Odasının
ilgililerce bilgilendirildiğini, görüşlerimizin alındığını, sürece
"katılım"ımızın sağlandığını söylemek mümkün değildir.
Bu uluslararası müzakereler sürecinde, son kez 2000 yılı başından bu
yana ve bir yıl önce 28-30 Mayıs 2001 tarihlerindeki toplantıda alınmış
olan kararlar dolayısıyla görüşlerimizin ancak bugün, ayrıca yeterli ve
kapsamlı bir bilgilendirme yapılmadan, sorulmuş olmasını önemli bir
eksiklik olarak görüyoruz.
Bu eksikliği geç de olsa giderme konusunda Bayındırlık ve İskan Bakanlığı
TAU Genel Müdürlüğü ile bu dönem TMMOB yönetiminin göstermiş olduğu
duyarlılığa teşekkür borçluyuz. Bakanlık ve TMMOB'nin bu duyarlılığı
olmasa, GATS müzakerelerini sürdüren Hazine Müsteşarlığının bırakınız
sürece "katılım"ımızı sağlamayı, görüşlerimizi istemeyi
dahi düşünmediği anlaşılmaktadır. Müsteşarlık bu aşamada bile, ilgili
alanlarda Anayasanın 135. maddesinde açıkca tanımlandığı şekliyle kamu
kurumu işlevi üstlenen meslek Odalarının değil, "özel sektör kuruluşları"nın
görüşlerinin alınmasına öncelik vermektedir.
Yurt dışı gelişmelerden, özellikle Avrupa Birliği kapsamında sürdürülen
çalışmalardan ve Uluslararası Mimarlar Birliği ile gözlemci üyesi olduğumuz
Avrupa Mimarlar Konseyi çalışmalarından edindiğimiz bilgiler, GATS
uygulamalarına ilişkin başlatılmış olan müzakere sürecinin diğer ülkelerde
de halen tartışılmakta ve devam etmekte olduğu doğrultusundadır. Ülkemizde
bu konuda, özellikle Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından bugüne
kadar yürütülmekte olan çalışmalarda gerçek anlamda "şeffaflık
" ve "katılım"ın sağlanması konusundaki eksiklerin süratle
giderilmesini beklemekteyiz. İlgililerce, verilmiş taahhütler ve yürütülmekte
olan müzakereler sonucu getirilmesi söz konusu yeni düzenlemelerden doğrudan
etkilenecek meslek topluluğuna yönelik yoğun bir bilgilendirme programının
başlatılması, sürece etkin katılımımızın sağlanması son derece yararlı
olacaktır.
Sonuç
Sonuçta, yukarıda belirttiğimiz ayrıntılı görüşlerin ışığında,
özet olarak;
· 1995'te verilen taahhüt listesinde mimarlık hizmetleri için açık olacağı
belirtilen hizmet türlerinden özellikle son derece sakıncalı gördüğümüz
(mod-1) "sınır ötesi ticaret" olanaklarının kapalı tutulması için
girişimlerde bulunulmasını,
· Mimarlık eğitiminde, mesleğin uygulanmasında ve mesleğin uygulanacağı
ortamda, uluslararası rekabet koşulları açısından var olan eşitsizliklerin
giderilebilmesine yönelik kapsamlı bir "geçiş süreci" politikasının,
tanınmış olan sürenin bitimine çok az zaman kalmış olması da dikkate alınarak
süratle belirlenmesini ve uygulanmasını,
· Hizmetlerin dışarıya açılmasında "karşılıklılık"
ilkesi gözetilerek taahhüt listelerinde değişikliklere gidilmesini, kısıtlama
getiren ülkelere uygulamada benzeri kısıtlamaların getirilmesini veya bu ülkelerden
taahhütlerini Türkiye'nin taahhütlerine benzer duruma getirmelerinin
istenmesini,
· Bugüne kadar yürütülmekte olan çalışmalarda gerçek anlamda "şeffaflık
" ve "katılım"ın sağlanması konusundaki eksiklerin süratle
giderilmesini, ilgililerce yoğun bir bilgilendirme programının başlatılmasını
ve sürece etkin katılımımızın sağlanmasını, beklemekte olduğumuzu
bilgilerinize sunarız.
Mimarlar Odası
|