reklam

TSMD (Türkiye Serbest Mimarlar Derneği) Yazısı
Gündem > GATS


Küreselleşme sürecine uyum sağlamak için önüne konan her belgeyi, demokratik platrformlarda, sivil toplum kuruluşları ve sektör temsilcileri ile yeteri kadar katılımcı ve şeffaf biçimde tartışmayan bürokrasimizin, gelecekte başımıza ne işler açılacağı ile ilgili olduğunu sanmıyoruz.

Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren meslekleri ile ilgili kararları ve düzenlemeleri izlemeyen veya bunların ne ifade ettiklerini değerlendiremeyen meslek örgütlerinin tutumlarının da nelere mal olacağının ayırdında oldukları pek söylenemez.
Mimarlık Mühendislik Hizmetleri sektörü bu bağlamda diğerlerinden pek farklı değil.

Hizmetlerin Serbest Dolaşımı için Uluslararası Anlaşmaların altındaki imzamız gelecekte bu sektörde de kapılarımızın koşulsuz olarak ve sonsuza dek "uluslararası büyük sermaye ve firmaların" denetimine açılması sonucunu doğuracak.

Yeniden örgütlenerek kurumsallaşma aşamasındaki İstanbul Serbest Mimarlar Derneği bu konularda yoğun çalışmalar yapıyor.
Aşağıda konuyu ciddiye alan Derneğin, TC. Bayındırlık ve İskan Bakanlığına sunduğu görüşe yer veriyoruz.

Türkiye'de mimarlık sektörünün oluşumu ve uluslararası ilişkiler
1. Genel durum değerlendirmesi :
1.1. Mimarlık ve mühendislik hizmetleri (mmh) sektörünün gelişmiş ülkelerdeki durumu:
Mimarlık Mühendislik Hizmetleri sektörü, içerdiği hizmetlerin niteliklerini yükseltmek, ekonomik çalışma alanını geliştirmek ve ülkenin kültürel ve çevresel gelişiminin yaratıcısı olmaktan öte; özgün tasarım ve planlama gücü ile aynı zamanda ulusal İnşaat Malzemeleri Üretimi Sanayii ve İnşaat Hizmetleri Sektörünü geliştirmek, onların uluslararası düzlemde rekabet gücünü arttırmak, yeni pazarlar kazandırmak işlevlerine de sahiptir.
Bu nedenlerle gelişmiş ülkelerde MMH özel teşvik, destek ve koruma görür. Nitekim bu husus diğer ülkelerin imzaladıkları GATS anlaşmaları (general agreement on trade in sevices) kapsamındaki tutumlarında ve bu anlaşmalara koydukları çekince notlarında açıkça görülmektedir.

Bu ülkelerde ister kamusal ister özel amaçlı olsun, MMH'nin tümüne yakını özel sektördeki bağımsız ve sorumlu uzman kuruluşlar ve sorumlu bireysel serbest meslek uygulayıcıları örgütleri eli ile üretilir.
Böylece hizmet sunucuları arasında sağlanan seçim yapma olanağı uzmanlıkların oluşmasını, nitelikli hizmete erişmeyi olası kılmakta, düzenli hizmet akışı ile de hizmet sunucularının kalıcı kumsallaşmalar oluşturması ve burada sektör çalışanlarının sağlıklı istihdamı sağlanmaktadır.
Gelişmiş ülkelerde MMH, Mimarlık ve Mühendislik Meslek Yasaları üzerine inşa edilen bir Meslek Hukuku içinde sunulur.

Bu yasalar;
- mesleğin varlığını ve mesleki hizmetin kapsamını yasallaştırır,
- meslek erbabını mesleğe kabul eden özerk kamu kurumu niteliğindeki Meslek Kurumları' nı yapılandırır,
- meslek etiği ve mesleki yargıyı tanımlar,
- hizmet sunucularının sorumluluk ve yükümlülüklerini belirler.

Meslek Kurumu'nca mesleğe kabul edilen meslek erbabı, bu niteliğini ancak kendi sorumluluğu altında mesleki hizmet sunduğu sürece koruyabilir.

MMH bu ülkelerde ancak sorumluluk ve rucu edilebilirlik koşulları altında sunulabilirler. Bu nedenle, yeni ve daha gelişmiş standartların oluşturularak yüksek nitelikli hizmet sunulmasını sağlayan ve tüketiciyi koruyan bir "Meslek Sigortası" zorunluluğunu da getirilmiştir.

1.2. Mimarlık mühendislik hizmetleri sektörünün ülkemizdeki durumu:
Ülkemizde ise anayasamızda anılmasına karşın, Meslek Odaları' nı yapılandıran böylesi Mimarlık ve Mühendislik Meslek Yasaları' ndan ve buna dayalı olarak oluşmuş bir meslek hukukundan ne yazık ki hala yoksunuz. Ülkemizde meslek sanı, gelişmiş ülkelerdekinin tersine üniversitelerce verilmektedir. 6235 sayılı TMMOB Yasası' nın ön gördüğü Meslek Odalarımız her diploma sahibini başkaca hiçbir nitelik aramaksızın otomatik olarak üye kaydetmek ve herhangi bir mesleki faaliyet göstermeseler de onların üyeliklerini yaşamları boyunca korumak zorundadırlar.

Böylece Meslek Odalarımız halen gelişmiş ülkelerdeki karşılıkları olan Meslek Kurumları'ndan temelde farklı karakter taşıyan, değişik sektörler çalışanlarını bünyesinde barındırır.

Bizim meslek odalarımız, meslek hukuku uyarınca mesleğin uygulanmasını düzenleme, oluşturma ve meslek erbabını yeterli bir eğitimin ötesinde belirli nitelikler de arayarak mesleğe alma, tüketiciyi meslek erbabına karşı koruma gibi konularda yasal kurumsal erklerden yoksun kitle örgütleri düzeyindedir.

Bu durum, MMHizmetleri sunumuna ilişkin uluslararası düzlemdeki ilişkiler ve uygulamalarda aleyhimize açık bir eşitsizlik doğurmaktadır. Nitekim, uluslararası ilişkilerde, eşitlik ve karşılıklılık (mütekabiliyet) bağlamında çalıştırılacak meslek erbabının diplomalarının eşdeğerliği ya da bunları veren farklı eğitim kurumlarının akreditasyonu gibi konular artık geçerli olmayacaktır.

Bu durumda, eşdeğer erklere sahip meslek kurumlarının mesleğe kabulleri ve onların Meslek Hukukuna dayalı olarak hizmet sunumlarına ilişkin yaptığı düzenlemelerinin esas olarak dikkate alınması gerekir.

Ülkemizdeki yasal boşluktan ötürü bunu sağlama olanağımız halen yoktur. Yine bu bağlamda üniversitelerimizin diploma ile meslek unvanı vererek mesleğe dolaylı kabul yapması gibi, Hazine Müsteşarlığı'nın (imzalanmış uluslararası anlaşmalara dayanarak) diplomaların denkliğine bakarak yabancılara ülkemizde çalışma izni vermesi de eşitliği bozan, yanlış ve evrensel uygulamaya aykırı bir durumdur.

Aslında, Cumhuriyetin kuruluşunda, yetişen her teknik elemanın Devlet kadrolarına alınması, MMH gören birimlerin böylece oluşturulması başlangıçta zorunlu idi. Bu kurgu zamanla oluşan her yeni kurum ve kuruluş tarafından da benimsenerek kalıcılık kazandı. Daha sonraları, kurulan her kurum ya da kuruluş, ilk iş olarak kendisine bir inşaat müdürlüğü, bir teknik büro kurdu. Sonra bu bürolar kendilerine yeni yeni iş alanları yarattılar, kadrolarını büyüttüler. Başlangıçta var olan tek elden, merkezi denetim sistemi karmaşıklaşan durum karşısında yetersiz kaldı, sistem giderek bozuldu. 1960'lı yıllardan başlayarak gerek personelin, gerekse ürettikleri hizmetin niteliği düştü, bir anlamda, sistem kirlendi.

Bu gelişimin (bozulma sürecinin) iki ayağı vardır :
Birincisi; teknik mesleklerin kendi evrensel modelleri dışında sorumsuz teknik bürokrasi eli ile uygulanmasıdır.

İkincisi ise; siyasetin, kendine ekonomik, siyasal destek verecek güçlü sermayeyi ve yandaşını inşaat sektörü üzerinden, daha sonra da rant dağıtımından kolayca ve iz bırakmadan oluşturabileceğini keşfetmesidir.
Bu süreç,yapılan yatırımların niteliksizliğini ve hizmetlerdeki kirlenmeyi doğurdu.
Gelişimin her iki ayağı da doğaları gereği meslek hukukunun oluşmasını ve MMH'lerinin evrensel modellerle ve standartlara uygun olarak gelişmiş ülkelerdeki gibi sorumluluk altına alınmış özel sektör hizmet sunucuları eli ile elde edilmesini, onların gelişmesini sağlayacak düzenli iş akışını engellemiştir.

Bugün kamu hizmet giderlerinin tüm yatırımların %36 sı gibi çok yüksek bir orantıya erişmesine karşın, örneğin, deprem felaketiyle birlikte bu hizmet sistemi içinde elde edilen yapılarla büyük ulusal servetlerin ve insan yaşamlarının toprağa gömülmesi bu sürecin bir sonucudur. MMH'nin özel kuruluşlar ve hizmet sunucularına yaptırılmasında da, yürüttükleri eksik ve kusurlu ön hazırlık, ihale sözleşme, onaylama ve uygulamayı denetleme çalışmalarıyla, kamu kurumları çoğunlukla aynı olumsuzlukların hazırlayıcısı olmaktadırlar.

Tüm bu nedenler ülkemizin MMH sunucularının sahip oldukları geniş deneyim, bilgi birikimi ve tasarım potansiyeline denk bir rekabet gücüne ve istikrarlı bir istihdama erişilebilmelerini engelliyor.

Bütün bu sorunlara ek olarak 2000-2001 yıllarında yaşanan ekonomik kriz sektörde onarılması zaman alacak derin yaralar açtı. MMH sunucuları büyük ölçüde deneyimli kadrolarının işlerine son vermek zorunda kaldılar. Bu yetişmiş kadroların çoğu şu anda işsizdir, varlık savaşımı veriyorlar ve uluslararası rekabet gücünden yoksunlar.

Bu koşullarda, herhangi bir geçiş-hazırlık dönemi öngörmeden ülkenin yabancı hizmetlerin dolaşımına ve rekabetine (GATS Anlaşması ve ona bağlı olarak imzalanmış olan konvansiyonlar ile) kısıtsız olarak açılması;

- Sektörün tümüyle ve bir daha toparlanamayacak şekilde yıkılması sonucunu doğuracak, hizmet üreticilerimizi değil dış piyasalarda rekabet etmek, kendi ülkemizdeki işlerimizin yapılmasında sektörümüzü yabancıların taşeronluğuna mahkum edecektir,
- Kültürel bir yıkım söz konusu olacaktır,
- Yasal alt yapımızın anılan eksiklerinden dolayı bu kez sorumsuz ve niteliksiz yabancı hizmetlerle birikimlerimiz yitirilecektir,
- Yabancı hizmet sermayesinin kentlerdeki rant konusuna el atması ve medyatik destekle yaratılacak bir deprem paniği üzerinden büyük spekülasyonlar yapması olasılığı doğacaktır,
- Sektördeki istihdam sorunu giderek artacaktır,
- Ve en önemlisi, denetimsiz dış hizmetin getireceği yabancı teknolojiler ile inşaat hizmetleri sektörümüz de iç piyasada taşeronluğa itelenicek, yerli inşaat malzemesi üretim sanayimizin iç piyasası çökecektir.

2. Hedefler:
MM Hizmetlerinin niteliğini arttırmak, korumacılıktan uzak, uluslararası hukuka dayalı yeni bir sistem oluşturmak amacı güden GATS Anlaşması ile belirlenen esas hedeflere ulaşabilmemiz ve MMH Sektörümüzün tasarım, planlama gücüne dayanarak gerek kendisine, gerekse diğer sektörlere ve sanayi ürünlerimize küresel ölçekte yeni iş alanları ve pazarlar açarak ekonomik kazanımlar sağlamamız temel hedef olarak alınmalıdır.

Ancak bu hedefe ulaşabilmek için öncelikle ;
- Sektörün rekabet koşullarına uygun olarak yapılanması , güçlenmesi,
- Rekabet koşullarının eşitlenmesi ve tüketicinin korunması bağlamında yasal boşlukların doldurulması,
- Mimarlık Mühendislik Meslek Yasaları (Türk Mimarlar-Mühendisler Odaları ve Birliği Yasası) eli ile Meslek Kurumlarının gelişmiş ülkelerdeki modellere uygun olarak yeniden yapılandırılıp gereken yasal erklerle donatılması,
- MMH ne Meslek Sigortası zorunluluğunun getirilmesi,
- MMH ne uluslar arası hizmet normlarının taşınması,
- Ve bunların sektördeki istihdam sorununun çözümü ile birlikte planlanması gerekmektedir.
- Kültürel yıkımı önleyici önlemler alınmalıdır.

3. Öneriler:
3.1. GATS Anlaşmaları ve AB ne uyum süreci gelişmelerine ilişkin olarak sektör temsilcileri ile karşılıklı iletişim, bilgi aktarımı, belgelerin Türkçe çevirilerinin zamanında ve tek elden yapılması işlerini yürütmek, nihai sektör görüşünün oluşturulmasını sağlayacak koordinasyonu üstlenmek, bu bağlamdaki çalışmaları düzenlemek üzere Bayındırlık Bakanlığı'ndaki mevcut birim güçlendirilerek gerekli yetkilerle donatılmalıdır.

3.2. Ülkemize gelecek yabancı MMH sunucularının üstlenmeye talip olduğu hizmetlerde onlarla bizzat ticari rekabette olacak olan sektör temsilcilerinin ve MMH nden dolaylı olarak etkilenecek sektörler temsilcilerinin birincil olarak içinde yer aldığı etkin bir "Sektör Danışma Platformu" oluşturulmalı, yapılacak müzakerelere, bu platformun temsilen katılması sağlanmalıdır.

3.3. Mimarlık Mühendislik Meslek Yasaları ivedilikle hazırlanarak meslek hukukumuz oluşturulmalı, Ulusal kısıtlama olarak belirlemiş olduğumuz tek koşula, yani "Meslek Odalarına geçici üyelik" kısıtına; etik, mesleki yargı, rucu edilebilirlik, eşdeğerlik ve karşılıklılık kapsamlarında geniş yasal içerik kazandırılmalı, yabancılara sektörde çalışma izni kesinlikle Meslek Odası tarafından verilmelidir.

3.4. Belirlenecek bir geçiş dönemi programına uygun olarak; saptanacak standartlara erişmek ve istihdamı sağlamak koşullarıyla; özel sektör hizmet kuruluşlarına rekabet gücü kazandırmak üzere düzenli bir iş akışı sağlayarak, halen tümü kamu kurum ve kuruluşlarında üretilen MMH (GATS'a göre tanımlanmış kod numaralarına göre: CPC 86711, 86713, 86714, 86719, 86721, 86725, 86727, 86729) ile kısmen kamuda üretilen MMH (86712, 86722, 86723, 86724) bu kuruluşlara devredilmeli ve bu süreç sonuna kadar sektör her dört mod'da (*) yabancı hizmet dolaşımına kapatılmalı yada kapatma anlamında kısıtlar getirilmelidir.
Böylesi bir dönüşüm programının yapılmasında sektörün tüm yanları görev almalıdır.
Meslek uygulayıcılarının örgütlerini bu bağlamda yenilemeleri gereklidir.

3.5. Yabancı hizmet sunumları için konulacak kısıtların kaldırılmasında aşamalı bir program izlenmelidir.(örneğin, belirli bir dönem için, kuruluşunu tamamlamış, yeterlilik sağlayan Türk ortaklıklar zorunluluğu getirilmelidir).

3.6. Konunun kültürel boyutu ve bu bağlamda alınacak önlemler eğitim kurumlarının katılımı ile değerlendirilmelidir.

3.7. MMH nde taahhütte bulunan AB üyesi ülkelerin, sektörü pratikte (aşağıda belirlenen "mod"larda) yabancı yetkilere kapadıkları görülmektedir. Bu piyasada özellikle mimari hizmetlerin sunumunda uygulama alanı kazanma potansiyelimiz vardır. Ancak başkaca hiçbir hususu tartışmaya gerek kalmadan, yalnızca yapılan dolaşım vizesi uygulamaları bile pratikte ülkemizden yapılacak bir hizmet ihracını ve rekabette eşitliği tümüyle olanaksız, ilişkileri tek yanlı kılmaktadır.
Sektörel bir açılmanın tartışılabilmesi için öncelikle bu konudaki karşılıklılığın sağlanması kesinkes zorunludur.

Sonuç:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, belirlenecek ve programlanacak bir uyum-geçiş süreci sonuna kadar MMH Sektörümüzün her dört Mod'ta da yabancı hizmet dolaşımına kapalı tutulması, yada kapatma anlamında kısıtlar getirilmesi zorunludur.

(*) Bu dört "Mod" şunlardır:
1.Cross border supply
2.Consumption abroad
3.Supply throught commercial presence
4.Supply throught the presence of natural persons.
TSMD adına Umut İnan ve Haydar Karabey tarafından hazırlanmıştır.

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz