İstanbul'u kurtarın
Mimarlar Odası ve diğer duyarlı kesimlerin
tepkisine karşın tarihin içinden geçirilen metro güzergâhı, kentin geçmişiyle
çarpışmasına devam ediyor.
Eğer bu metro güzergâhı sadece haritaya değil de 'plana' bakılarak
saptansaydı, Taksim-Yenikapı yerine Taksim-Zeytinburnu hattı seçilir ve 2600
yıllık tarihi yarımada çiğnenmeyip, 'surdışından' da ulaşım sağlanabilirdi...
Bu metro güzergâhı ile paralarımızı harcayan belediye yönetimi artık açıkça
ve ödünsüz olarak sorgulanmalıdır.
İstanbul için 1990'lı yıllarda ''100 yıllık özlem'' sloganıyla başlatılan
''metro'' projesi, Taksim-Aksaray arasında sürdürülen ikinci aşamasında
''2600 yıllık tarihle'' çarpışmaya başladı...
Mimarlar Odası 'nın ve diğer duyarlı kesimlerin tüm uyarılarına rağmen
''inatla'' ısrar edilen bu ''tarih yüklü'' güzergâhta Şişhane 'deki eşsiz
''Pera binaları'' nın temelleri sarsıldıktan sonra şimdi de Suriçi 'nin
toprak altındaki ''bilinen'' kültür katmanları tahrip ediliyor.
Üstelik, aynı Suriçi'ndeki ''üç imparatorluk mirasının'' , İstanbul'a
''UNESCO Dünya Mirası'' unvanı verilmesine neden olan, dünyadaki tek ve
benzersiz ''kesintisiz kent yaşamı'' na ait tarihsel birikimi içerdiği de
''söylenmesine'' rağmen...
Şimdi de Şehzadebaşı'nda...
İşte böylesi bir ''aymazlığın'' son gerçekleşen ''kazası'' (!) da
metro istasyonu için Şehzadebaşı 'nda yapılan kazılarda Osmanlı dönemine
ait ''külliye'' duvarlarına adeta toslanması...
Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Dursun Ali Çodur , bu
kaza nedeniyle ''yeniden durdurmak'' zorunda kaldıkları metro inşaatı için
diyor ki: ''2003 yılında sistem devreye girecekti. Ancak şimdi hem maliyeti
artıyor, hem de gecikecek...'' (Sabah, 01.12.2001).
Demek ki tarihe karşı ''siyaseten'' de çok bağlı görünen bu belediye yönetimi,
üstelik her fırsatta övgüler de düzdükleri ''Osmanlı dönemi mirasının''
tahribinden önce ''maliyetin artmasını'' daha çok dert ediniyorlar... Peki,
acaba yok ettikleri kültürel mirasın ''değerini'' hesaplayabiliyorlar mı?..
Yine aynı belediye yetkilisi, suçu da bir ''yerbilimciye'' yükleyerek, aynı
demecinde, kazı yeri için Prof. Dr. Ahmet Ercan 'ın verdiği ''rapora''
uyduklarını ve bu raporda ''tarihi esere rastlanmadığının'' belirtildiğini
söylüyor...
Yine başta Mimarlar Odası olmak üzere İÜ, İTÜ, YTÜ ve MSÜ'nden çok
sayıda mimarlık, şehircilik, arkeoloji ve sanat tarihi uzmanının bu güzergâhla
ilgili sayısız uyarılarına ''uymayan'' belediye yönetiminin, işi ve uzmanlığı
sadece ''zemin sağlamcılığına'' bakmak olan bir ''yerbilimciyi'' kendisine
dayanak tutması, acaba ne anlama geliyor?..
Planlama terk edilince...
Bu ''bilimdışılığın'' anlamı ise, metro kazılarının daha başından
beri bir başka temel bilim ''yok sayılarak'' sürdürülmekte olmasıdır...
İstanbul için bu ''yaşamsal'' projede, kentin gelecekte de sağlıklı ve
uygarca yaşaması için olmazsa olmaz gereklilik olan ''planlama bilimi'' adeta
'' terk edildi'' ...
Özellikle Taksim-Yenikapı hattında ise Yenikapı ve Aksaray'ın ''en büyük
transfer merkezi'' olarak daha baştan yine plansız ve yanlış seçilmesi
sonucunda da ''kentsel koruma öncelikli planlama'' ilkeleri bir kenara
itildi...
Çünkü ''metro'' , tarihi kentler için sadece bir ulaşım projesi değil,
aynı zamanda kent dokusunu ''motorlu araç yolları baskısına'' karşı da
bir ''koruma'' projesidir.
Nitekim bugün Avrupa kentleri başta olmak üzere, dünyanın birçok
tarihsel kenti, toplu ulaşımlarını metro sayesinde ve ''özgün dokularını
yollara kurban etmeden'' sağladıkları için o kıskandığımız
''kimliklerini'' de sürdürüyorlar...
Bizde ise metro 100 yıl ve ''hâlâ'' geciktiği için, 1960'lara doğru
Menderes döneminde başlayan ''kent içi karayolu yıkımları'' bugün de
devam ediyor... İstanbul'daki bu 50 yıllık karayolu tahribatından ''toprak
altında oldukları için'' kurtulabilen tarihsel mirasımızı ise şimdi de
''plansız ve duyarsız metro projeleriyle'' parçalayarak yok ediyorlar...
Tarihin en büyük 'işgali'
Şimdi denilebilir ki ''plan'' olsaydı, ''güzergâh'' nasıl
belirlenecekti?..
Kuşkusuz bu sorunun doğru, bilimsel ve kültürü gözeten bir ''tarih
dostu metro güzergâhı'' için kesin yanıtı, ancak ''plan olsaydı''
verilebilirdi... Yine kuşkusuz aynı planın da ulaşım hedefleri arasında
''metroyu içermesi'' koşuluyla...
Ancak bu ''hâlâ'' bilinç ve bu belge İstanbul'u yönetenlerde yoksa bile,
böylesi bir planlamada da temel hareket noktası ''2600 yıllık kent merkezini
tahribattan ve yoğunluktan uzak tutmak'' değil midir?.. Böylece, İstanbul'un
tüm raylı sistemlerinin kesişme noktası için bu 2600 yılın ''göbeğindeki''
Yenikapı ve Aksaray seçilmez, örneğin ''surdışında'' bir bölge olarak
belki de ''Yedikule-Zeytinburnu'' transfer noktası şeklinde
belirlenebilirdi...
Buna karşın şimdi uygulanan ''bilinçsiz'' güzergâh seçiminde ise
gelecekteki tüp geçişle Üsküdar ve Kadıköy 'den, şimdiki raylı bağlantılarla
da Bakırköy- Bahçelievler 'den kalkarak, örneğin Taksim 'e, Levent 'e
gidecek olanlar için, ''Tarihi Yarımada'dan geçmeleri'' gibi bir tarih düşmanı
''dayatma'' da yaratılıyor...
Yani, yeraltındaki miras yok edilmekle kalınmıyor, İstanbul'un ''dünya
mirası'' olan özgün kent dokusu da ''transit geçişler uğruna'' tarihin en
büyük ''işgaline'' açılıyor.
Durdurun ve özür dileyin...
Evet... Bu metro güzergâhı ve buna ''inatla'' paralarımızı harcayan yönetim,
artık açıkça ve ödünsüz sorgulanmalıdır... Ulusal ve evrensel zenginliğimiz
olan ''tarihimiz'' bu çağdışı anlayışın vurdumduymazlığından kurtarılmalıdır...
Duyarlı kesimlerin bu yöndeki çağrılarını ise ''bunlar metroya da karşı''
diyerek lekelemeye çalışanlara artık ''yüz vermeyi'' bırakmak gerekiyor...
Çünkü bizler, yıllardır ''metro ve raylı sistemleri'' hep tek başımıza
savunduk... Bu sistemlere ''komünistlik'' diyenlere karşı bıkmadan usanmadan
''Avrupa kentlerini'' örnek gösterdik...
Ancak o kentlerin hiçbirinde, özellikle ''koruma bilincinin'' geliştiği
son 30-40 yıl içinde, metroyla tarihe saldırılmadı... Hele İstanbul'daki
gibi metronun ''arkeolojik SİT'in dışından'' geçmesi olanağı da varsa,
kazı makineleri acımasızca arkeolojinin içine dalmadılar...
Şimdi bu yok edici metro, Saraçhane'de yine tarih yüzünden durmuş
durumda... Bir kez daha uyarıyoruz... Harcadığınız paralar, ''İstanbul'dan
daha değerli'' değildir...
Tarih düşmanı metronuzu tümüyle durdurun, 2600 yıllık kent merkezinin
dışına çıkan bir ''planlama'' yapın ve hem İstanbul'da, hem de tüm
ulusumuzdan ve insanlıktan ''özür dileyin.''
Metronun ilk denemesi için düzenlenen törende belediye yetkilileri
birlikte öldürdükleri tarihin cenaze töreninde gibiydiler. Metroyla 'kentsel
koruma öncelikli planlama' bir kenara itildi.
Cumhuriyet - Oktay Ekinci
|