reklam

Şevki Vanlı
Diyalog 2002
> Merih Karaaslan

Tarih: 19 Mart 2002
Yer: Arkitera Forum

Karaaslan'ın Mimarlığı
Arredemento Mimarlık, 2002-20, sayfa 87
Şevki Vanlı

YAPl dergisi 241. sayısında mimarın yayınladığı, çalışmaları ve anılarını içeren kitabı konusunda düşüncelerimi anlatmış ve tartışma dileğiyle bitirmiştim. İlerde ayrıntılara girmenin "boynumuzun borcu" olacağını da eklemiştim. Kısmet degilmiş bu olanak kalmadı!

Karaaslan'ın kişiligini ve özelliklerini tanımak fırsatım olmadı. Ama Türk mimarlığının, sanıyorum 20'yi aşkın yılında gündemde kaldı. Çok çalışkan, cesur ve girişimci olarak pek çok yarışma kazandı, yapı üretti, mimarlık kuruluşlarında görev aldı, hep gündemdeydi. Bu zor işleri, kuşkusuz mesleğini çok sevdiği ve kendine inandığı ve çevresini de inandırabildigi için başardı.

Yayınlandığı için yapılarının çoğunu hepimiz biliyoruz. Ben ayrıca Ankara OR-AN yolunda Teras Evler gurubunu, bir kamu yapısını ve iki küçük apartmanını yılda yüzlerce kez görüyorum. Teras evlerin, birbirine karşı iki sıra olarak teraslandıkları dışında düzgün bir anlatıma sahip olduklarını düşünürüm, Kamu yapısı, cephesi sürekli camlı yapılardan. Apartmanlarda, üstü külahlı yuvarlak, batı Avrupa şatolarına has kuleleri var. Bu kuleler dairelere sarkan bir şekilde iri taşlarla kaplı. Aynı yol üzerinde, birbirinden bu kadar farklı istekleri ben hiçbir zaman anlamak gücünü kendimde bulamadım. "Anadolu Sentezi" açıklamasına da yetişemedim. Benim, "aynı mimari / farklı tasarımlar" inancımı çok aştığını, her türlü kontrole karşı olduğunu gördüm. Cesurdu! Veya her kavrama özel bir yorum getirerek, sonuçta yapmak istediğini yapıyordu.

Sık yarışmaya girmek, piyasa koşulları, mimarlanmızı hızlı proje üretmeye itti. 1960'larda, işlev şemaları ve bunların yapı parçaları sayılan kutularının soyut düzenlemeleri, gereksinmeyi 20 yıl boyunca karşıladı. Herşey Modernizm'in alışkanlıklarının kontrolünde sayılırdı. Postmodem, artık sıkıntı yaratmış bu oyunun dışına çıkılmasını öneriyordu.

Hızlı proje üretiminin, Postmodern'i de kattıgı yinelemeye karşılık, getirilen önerilerin düşünsel altyapı eksikliği, birçok tutarsızlıklara neden oldu. Bunlara yakıştırılan söylemlerin içerigi olduğunun iddia edilebilecegini sanmıyorum.
Karaaslan sorunlara karşı pratik çözümler arayışında idi, belki. Bu nedenle gördüğü her ışığın arkasından gidiyor, engelleri önemsemiyor, dertlenmiyordu. Belki, durup, düşünecek vakti bile yoktu. Koşuyordu! Sürekli üretiyor, yaptıklarına inanıyor ve çevreyi etkiliyordu.

Karaaslan'ın büyük yayınından yararlanarak, küçük bir tartışma açmak istedim. Hem onu düşünmeye zorlayacak, hem de bir kısım mimarlarımızın dünyasını tanımak fırsatını bulacaktık. Bu nedenle o kışkırtıcı yazıyı yazdım. Ama yetişemedim. Kader böyle istedi!

Copyright © 2000-2002 Arkitera Bilgi Hizmetleri [email protected]

Reklam vermek için - Danışmanlarımız - Editörlerimiz