Bu yıl “Mimarlıkta Yol Ayrımları” temasıyla düzenlenen Arkitera Platform Toplantıları’nın üçüncüsü 01 Kasım 2006 Çarşamba günü Avrupa Kültür Başkenti Ofisi’nde gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Gülfidan Cansızoğlu’nun yaptığı “Gayrimenkul Sektöründe Mimar Olmak” konulu toplantıya, gayrimenkul alanında alışveriş merkezleri üzerinde çalışan Mimar Yasemin Gün Altay, gayrimenkul sektöründe 6 yıllık deneyimi olan Mimar Rezzan Gülsun Kurt, gayrimenkul danışmanlığında uzmanlık alanı daha çok ofis binaları ve alışveriş merkezleri olan Mimar Birhan Yıldız ve perakende sektöründe 26 yıllık deneyimi olan ve gayrimenkul sektöründe kendi kurduğu şirketiyle danışmanlık ve yönetim alanında yer alan Aydın Yurdum konuşmacı olarak katıldılar.

Türkiye’de gayrimenkul sektöründeki mimarların bugünkü durumunun, sorunlarının ve beklentilerin tartışılmasının amaçlandığı toplantıda, gayrimenkul yatırımlarının inşaat, turizm, ulaştırma, finans ve perakende sektörlerine etkisi ve bu sektörde çalışan mimarların doğrudan karar mekanizması içinde yer almalarıyla sorumluluklarının çeşitlenmesi konuşuldu. Ayrıca “Gayrimenkul geliştirme projelerinde, mimarlık yeterince temsil edilebiliyor mu?”, “Farklı disiplinlerin bir araya geldiği gayrimenkul sektöründe çalışıyor olmak, mimarlara ne gibi fırsatlar sunuyor, mücadeleler gerektiriyor?”, “Ticari kaygıyla tasarlamak mimarlık disiplinine ihanet mi, yoksa bunun sonucunda elde edilen finansal girdi bu disiplinin gücünün bir göstergesi mi?” ve “Yaratıcı gayrimenkul geliştirme süreçlerinde mimar / mimarlar olmak, mimarlığın ajanlığını yapmak mı?” gibi sorulara cevap arandı.

Gayrimenkul sektörünü, gelişmiş veya gelişmemiş taşınmaz varlıkların speküle edildiği, büyük kaynaklar ve çok fazla emek harcanan bir alan olarak tanımlayan konuşmacılar, bu sektörde yer alan mimarlarla diğer aktörlerin eş zamanlı çalışmalarının önemine ve farklı zamanlarda farklı kişiler tarafından geliştirilen projelerin yarattığı sorunlara değindiler.

Gayrimenkul Sektöründe Mimarın Görevi
Toplantıda, gayrimenkul geliştirme sektöründe çalışan bir mimarın, müşteri ihtiyaçlarını piyasadaki rakamlarla örtüştürerek, hazırladığı projenin programını kullanıcının yaşam koşullarına göre hazırlaması ve bununla beraber projenin hayata geçirildikten sonraki süreci de göz önünde bulundurması gerektiği belirtildi. Ayrıca bu sektörde çalışan mimarların yatırımcı ve müşteri arasındaki iletişimi sağladığı ve danışmanlık alanında çalışan mimarların mal sahibine güven verdiği vurgulandı.

Ofis ortamında çalışan mimarlarla, gayrimenkul sektöründe çalışanların arasındaki farkları da tartışan konuşmacılar, üzerinde çalışılan projelerin kapsamlarının farklı olması üzerinde durdular. Ofiste çalışan bir mimarın mal sahibi tarafından verilen bir program doğrultusunda proje ürettiğini ancak gayrimenkul sektöründe çalışan mimarların verilen bir program doğrultusunda çalışmadıkları ve projeyi oluştururken sosyolojik durum, eğitim düzeyi, satın alma ve gelir düzeyi gibi etkenleri de dikkate almaları gerektiğini anlattılar.



Ticari Kaygı Ön Planda
Gayrimenkul sektöründe çalışan mimarlar için sadece form ve fonksiyonun değil aynı zamanda menkulün yatırımcısına iyi bir getirisinin olmasının ve uzun süreli kullanım sağlamasının önemli olduğunun anlatıldığı toplantıda, ticari kaygının ön plana çıktığı belirtildi ve ticari kaygı, form ve fonksiyonelliğin bir arada düşünülmediği takdirde mimarlığın sanat yapmaktan öteye gidemeyeceği belirtildi. Ayrıca gayrimenkul sektöründe yapılan projelerin kente etkisi tartışılırken, mimaride, kulanımın önüne geçmemek ve ticari sorun oluşturmamak şartıyla orjinal tasarımların uygulanabileceği, aksi halde farklı tasarımların dezavantaja dönüşebileceği konuşuldu.

İzleyicilerin ticari çıkarlarla meslek etiği arasındaki dengeyi sorgulaması üzerine, Türkiye’de sosyal sorumlulukların gözardı edildiği, gayrimenkul sektöründe çalışan mimarların inisiyatiflerini kullanarak yatırımcıları doğru kararlar alınması doğrultusunda yönlendirebilecekleri ve bu konuda mimarlara çok fazla görev düştüğü tartışıldı.

Gayrimenkul sektörünün bugüne kadarki gelişiminin değerlendirildiği toplantıda 1970’li yıllarda kaliteli yapıların öne çıktığı, 1980’li yıllarda finansmanla beraber kamu kurumlarının önem kazandığı, 1990’lı yıllarda pazarlamanın ve 2000’li yıllarda kendi pazarını yaratabilmenin ön plana çıktığı ve günümüzde iyi bir gayrimenkul geliştiricinin bütün pazarı yönlendirebileceği belirtildi. Örgütlenmeme, kamu kurumlarının projenin oluşum sürecine dahil edilmemesi, sektörlerin programlanmaması, kaynak eksikliği ve bilgi iletişimi eksikliğinin konuşulduğu tartışmanın sonunda gayrimenkul sektörünün kamuoyu oluşturma gücüne değinildi.

Arkitera Platform 2006’da yer alacak diğer tartışma başlıkları;
Takım Oyunu
15 Kasım 2006
Moderatör: Eylem Erdinç
Davetli tartışmacılar: Murat Cengiz, Mehmet Emin Çakırkaya, Mert Eyiler, Gonca Çırakoğlu

Okula devam
29 Kasım 2006
Moderatör: İpek Akpınar
Davetli tartışmacılar: Özgür Bingöl, Ela Çil, Hüseyin Kahvecioğlu

Mimarlığı Yazanlar
13 Aralık 2006
Moderatör: Kuyaş Örs
Davetli tartışmacılar: Henüz Belirlenmedi

Mimarlık ve Kültürel Aktivizm
20 Aralık 2006
Moderatör: Pelin Tan
Davetli Tartışmacılar: Emre Erkal, Güven İncirlioğlu, Işıl Baysan Serim