Haberler

Planlama, siyaset ve siyasallar

Tarih: 20 Kasım 2006 Kaynak: Birgün Yazan: Murat Cemal Yalçıntan
Planlama, mimarların ve mühendislerin kreması" olmayı bıraktığından bu yana sosyoloji, iktisat ve siyaset ile olan ilişkilerini yoğunlaştırdı. Planın teknik ve estetik bir eserden öte, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını hedefleyen toplumsal bir ürün olduğuna yönelik genel kanı, sosyal bilimlerle ilişkinin artmasının genel gerekçesi olarak gösterilebilir. Ancak son dönemde, siyasetin genel kaygan yapısına ilaveten merkez-yerel ilişkileri iyiden iyiye gerildi, ulus-devlet giderek zayıfladı, iktisadi üretim süreçleri değişti ve sosyoloji sosyal bilimlerdeki paradigma kaymalarına cevaben analiz birimlerini küçülttü. Nihayet bu paradigma kaymaları planlamanın siyaset-siyasa ilişkisini yeniden sorgulamasını gerektiren bir türbülans ortamı yarattı.

Kongrenin açılış konuşmasını yapan ve artık bütün plancıların hocası olarak kabul gören İlhan Tekeli, "genel olarak, kentin biçimi, bilimsel bilgiye bakış açısı ve aktörlerin demokratik hakları değiştikçe planın niteliğine de bağlı olarak planlama-siyaset ilişkisinin değiştiğini ve bu değişimin Türkiye'de 3 dönem üzerinden okunabileceğini anlattı: Tekeli'ye göre, 1960 öncesi olarak tanımlanabilecek ilk dönemde plan "bütünlüğü olan bir nesne" olarak, siyaset ile ilişkisi çok sınırlı, kente yönelik bir tasarım süreci olarak algılanmaktaydı. 1960 sonrasında tasarım ağırlıklı bir planlama süreci ile modernist bir kent yönetiminin mümkün olamayacağı anlaşıldı. Kent nesne olmaktan çıktı, büyüyen bir olgu olarak algılanmaya başlandı. Büyümeyi kestirmek bilimsel bir işti ve bilimle kurulan bu doğrudan ilişki, planlamanın siyaset ile olan ilişkisinin yine sınırlı kalmasına neden oldu. Son dönemde yaşanan ise kestirimle oluşumu barıştırmaya yönelik, özneler arası oydaşmaya dayanan ve bilimle siyasetin ilişkisini arttıran bir süreç olarak açıklanabilirdi.

Müdahele Biçimleri
Bu tarihsel bakışın ardından Tekeli toplum adına müdahalenin iki farklı biçimi üzerinden geleceğe yönelik tartışmayı başlattı: Bunlardan birincisi kamu yararı kavramı üzerinden gerçekleştirilen müdahalelere dayanıyordu. Planlama, bu durumda kendisini teknik akıl olarak tanımlıyor ve siyasetten toplum için neyin iyi olduğu kabulünü alıyordu. Siyasetin bundan sonraki müdahale gücü sınırlıydı çünkü siyaset bilimsel uzmanlık gerektiren bir alanla karşı karşıya kalıyordu. Araçsal rasyonellik olarak tanımlanan siyasetçi ile plancının bu işbölümü, Tekeli tarafından meşruiyet alanlarının ayrışması açısından iyi bir yöntem olarak sunuldu. Ancak, Tekeli, temsili demokrasi sisteminin aşınması ile bu noktanın artık aşıldığını ve yeni dönemde plancı, siyasetçi ve tüm diğer aktörlerin etkin rol oynaması gereken katılımcı demokrasiye bağlı bir müdahale biçiminin gerekliliğine işaret etti. Tekeli'nin bu saptamalarına göre artık siyaset ile planlama arasındaki ilişkinin giderek yoğunlaşacağı, kesişme noktalarının artacağı ve siyasal müdahalenin önündeki sınırlamaların kalkacağı düşünülebilir. Ancak Tekeli, bu sorunun katılımcı ve temsili demokrasinin bir arada yaşıyor ve birbirlerini sınırlıyor olması ile aşılabildiğini öne sürdü. Benzer şekilde araçsal rasyonalite ile katılımcı yaklaşımların da planlama açısından bir denge ve birbirini sınırlama hali yaratabileceğini söyledi. Bu anlamda plancı gelecekteki rolü açısından değerlendirildiğinde, bıçak sırtı bir iş olan müzakereciliği üstlenebilirdi. Tekeli, konuşmasını, yukarıdaki çerçevede geleceğe dair yeni açılımlar yapabileceğini düşündüğü bazı sorular ile tamamladı:

- Yönetişim karmaşık sistemleri yönlendirmek açısından ne kadar uygundur?
- Temsili kamu yetkileri kente müdahale konusunda ne kadar meşru sayılabilir?
- Müzakere süreci nasıl ahlaki kalabilir?
- Katılım yaşamsal doyumun bir öğesi haline nasıl gelebilir?
- Yurttaşlık ve hak yeniden nasıl tanımlanabilir?

Tekeli'nin olağanüstü birikimini yansıttığı konuşmasında tartışılması gereken tek nokta, plancının müzakereci olarak rol alacağı yeni planlama süreçlerinde yine ancak "ahlaklı olmak" şartıyla "iyi plan" üretebileceği saptaması. "Ahlaklı olmak" gibi sübjektif bir yafta taşımanın mümkün olmadığını düşünüyorum. Herkesin ahlak anlayışı farklı olduğundan plancıların daha nesnel kriterler üzerinden değerlendirilmesinin daha doğru olacağı açık. Eğer plan toplumsal bir ürün haline geldiyse, "ahlaklı" olması gereken kesimin de planı üreten toplum kesimleri olması gerekiyor. Plancı uzmanlık alanındaki bilgi birikimini toplumun seçmeler yapacağı alternatifleri onlara sunarak kullandığı zaman, geleneksel olarak üzerinde taşıdığı toplumsal ve ahlaki yükten arınarak siyasal bir ortamda tarafsız kalmak suretiyle yalnızca uzmanlığını icra eder hale gelebilir. Bu şekilde minimize edilebilecek "plancının ahlak sorunsalı" da, herkesin hem fikir olacağı ilkeler üzerinden Şehir Plancıları Odası tarafından denetlenebilir bir olguya dönüşebilir diye düşünüyorum.

Planlama Kim İçin?
"Siyaset" oturumunda konuşan Nilgün Toker, demokrasinin bir rejim olarak değil, siyasi pratiğin kendisi olarak tanımlanması gerektiğini söyleyerek başlayan konuşmasında demokrasinin merkezine "müşterek alanın yaratılması" işini koydu ve siyaset ile planlama ilişkisini bunun üzerinden kurdu. Tekeli'ye atıfla, müzakere alanlarının oluşması için "karşılaşılacak alanlar" olması gerektiğini söyledi ve karşılaşma alanlarını yaratmanın şehir plancılarının işi olduğunu vurguladı. Müzakere sürecinin başlamasının önündeki önemli bir engeli, toplumun içerisinde "eyleyenler" ve "seyredenler" olarak iki grubun bulunması olarak ortaya koydu ve seyretme pratiğini eyleme dönüştürme şansının olabilirliğini sorguladı.

"Planlama" oturumu Birgül Ayman Güler'in uluslararası piyasaların siyaseti yönlendirdiğine ilişkin saptamalarını sunduğu konuşması ile başladı. Devletin boşalttığı siyasi alanı dolduranın piyasa olduğunu söyleyen Güler, bu kapsamda tüm sivil toplum hareketlerini ve oluşumlarını ya etkisiz ya da piyasanın oyuncağı olmakla suçladı. Uluslararası sermayenin saldırısına karşı mücadele alanı eskiden olduğu gibi yine devletti. Plancıların da uluslararası sermayenin hedefleri arasında görülen kentsel toprakları korumak için ilgilerini yeniden rant teorisine çevirmelerini salık verdi.

Halkın Kendi Planını Üretmesi
Aynı oturumun diğer bir konuşması benim-di ve konuşmamın kurgusu radikal demokrasi üzerinden geliştirilecek çok sesli ileti-şimsel kamusal alanlarda halkın kendi planını üretmesi üzerineydi. Plancı, uzmanlığı çerçevesinde alternatifler sunarak bu kamusal alanlara sorunların çözümü ve gelecek tahayyülü açısından seçme şansı vererek siyasallaşmayı ve demokrasiyi besleyebilirdi. Sunacağı alternatifler de, halkla birlikte karşılıklı etkileşim içerisinde yaşanacak bir öğrenme sürecinin ürünü olmak durumundaydı. Planın algılanması artık ulus-devletin halkı kontrol ettiği ve yönlendirdiği bir nesne olmaktan çıkıp, halkın kendi kendini kontrol ettiği ve yönlendirdiği bir sürece dönmeliydi ki bu saptama Güler'in söylemiyle taban tabana bir zıtlık oluşturuyordu. Bu anlamda, "Planlama" oturumu "ulus-devlet merkezli bir savunma" ile "halk merkezli bir kontra" argümanlarını ortaya çıkardı. Planlama camiasının tercihi siyasal alanda yapacağı tercihe bağlı olarak değişecektir. Bu da planlama ile siyasetin plancının öznelliği açısından farklı ilişki biçimleri doğurabileceğinin açık bir göstergesidir.

Açılış konuşmasını yapan Tekeli forumdaki toparlayıcı konuşmalarıyla bir anlamda kapanışı da yaptı. Tekeli'nin son sözü sanırım bütün kongreyi ve kongre boyunca yaşanan tartışmaları özeder nitelikteydi: "Bir yerde kavram kargaşası varsa, o kavram üzerinde siyasal mücadele var demektir". Planlama ve siyasetin tartışıldığı kongre boyunca bu anlamda ciddi bir siyasal mücadele yaşandı ve bu mücadele uzun erimli olabilirse hem planlamanın siyasetle ilişkisini yeniden kurgulamak hem de bu ilişki üzerinden planlamanın kendi geleceğini belirlemesi açısından önemlidir. Mücadele alanlarının büyümesi bir yandan da kutsal değerlerin ve önemli figürlerin düşünceleri boğduğu bir demokrasi kültüründen arınmamızı sağlayacaktır.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.