İnsanların önce tür, sonra birey olarak kendilerini üstün görme durumunu irdeleyen bir sanatçı var karşımızda; yarattığı rengarenk, hareketli, vızır vızır uçuşan böcek heykelleriyle. Bu ironik durumun anlatımı için kendine böcekleri seçen Aykut Öz, çalışmalarıyla çok büyük bir medeniyet yarattığını zanneden insanın komik kahramanlarıyla dalga geçiyor, insanlık hallerinin yansımaları olarak da eserleriyle karşımıza çıkıyor.

Aykut Öz genç bir sanatçı. Model tasarımcılığından, heykeltıraşlığa uzanan işleri, şu sıralar Ankara Devlet Opera ve Balesi’ndeki görevi olan sahne ressamlığı çalışmaları ile zenginleşerek yol almaya devam ediyor. Güç-iktidar savaş konularını böceklerle irdeleyen Öz, çalışmalarını 6 Aralık’tan itibaren Başkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nde sergiliyor. Çalışmalarında hareket ve hareketin algılanması ile ilgili öğeler ağırlık kazanıyor. Hareketin çıkış noktasını ise daha çok uçan böcekler oluşturuyor.

Sergide farklı malzemelerle oluşturulan heykel işlerinin yanı sıra resim çalışmaları da yer alıyor.

Metal, polyester gibi malzemeleri uçan böceklere dönüştüren Öz, “ilk beni etkileyen uçarken izledikleri yol çizgisi” diyor ve eserlerini “Büyük Yolculuk”, “Vız vız”, “Güç”, “Savaş Kurtçuğu” gibi isimler vererek bizimle tanıştırıyor.

1995 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nden mezun olan sanatçı, sahne dekorasyonu, stop-motion animasyon, resim ve heykelle ilgili çeşitli projelerde yer aldı. Resim ve heykel Aykut Öz için, hem mecburiyetten, hem de tam olgunlaşmadıklarını düşündüğü için uzunca bir süre maketlerde, desenlerde proje olarak yaşadı. Bu sırada plastik sanatların uzantısı diğer alanlarda işler yaptı. 1 Haziran 2005 tarihinde ilk kişisel sergisini açtı. Ekim 2006’da çalışmalarını Dışişleri Bakanlığı Suna Çokgür Ilıcak Sanat Galerisi’nde sergiledi. Şu anda heykel ve resim çalışmalarının yanı sıra Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde sahne ressamı olarak görev almakta ve Başkent Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar Birimi’nde heykel dersleri vermekte. Aykut’a “kendini günlük hayatın rutinine kaptırmaktan nasıl koruyorsun, tüm bu işler arasında ne zaman kendin için çalışıyorsun?” diye sorduğumda, aldığım yanıt basit: Gün 24 saat...

Hareket hep bir çıkış noktası olmuş heykellerinde. Ağırlıklı olarak metal ve polyester kullanıyor. Son zamanlarda farklı denemeler yapıyor, malzemeleri maketler yaparak deniyor ve nasıl bir etki oluşturacağını anlamaya çalışıyor. “Sürprizler, tesadüfler bence bu işin en keyifli taraflarından biri” diyen sanatçı bu konuda oldukça gözü açık davranıyor. Malzeme konusunda da üretim konusunda da sürprizlerin işlerine sızmasına olanak tanıyor, onlardan faydalanıyor.

Her sergi gibi bu sergi de heyecanlandırıyor onu. Hem Güzel Sanatlar Fakültesi’nin olduğu bir üniversitede açılacağı için; hem de bu çatı altında sevdiği arkadaşları ve eğitmenleri orada bulunduğu için... Mutlu. Tüm izleyenleri aynı mutluluğu paylaşmaya davet ediyor.

Aykut Öz’ün sergisi Başkent Üniversitesi GSTMF, Giriş Holü Üstü, 1.kattaki sergi alanında 6 Aralık 2006, saat 16.00’da açılıyor. Farklı malzemelerle, böcek ve hayvan figürleri ile hareketi hissettiren heykellerini görmek istiyorsanız, 22 Aralık’a kadar vaktiniz var. Benim favorim, Aykut’un metal ve polyesterden yaptığı 3’lü vızvız; sarı, mavi ve mor renklerde uçuşan...