En önemli hedefi yönettiği kente veya ilçeye bir tiyatro kazandırmak olan bir belediye başkanı düşünülebilir mi?
İstanbul’da böyle bir belediye başkanı var... Beykoz Belediye Başkanı Muharrem Ergül: "Ben Beykozlu hemşehrilerime tek söz verdim. Bir tiyatro binası yapmak, ilçeyi iyi bir tiyatroya kavuşturmak. Binamız bitmek üzere."
Muharrem Ergül, belediyeye ait Beytaş tesislerinde söze bazı AKP’li belediyelerin alkollü içki yasaklarından girdi: "Beytaş’ta birileri benden habersiz alkollü içki yasağı uygulamaya kalktı. Öğrenince garsonları bile işten attım."
Sonra sıkça vurguladı: "Belediye Başkanı olduktan sonra 23 yıldır oturduğum evi bırakmadım. Mütevazı bir evimiz var. Ben Beykoz’da kaportacı Ahmet Usta’nın oğluydum, yine öyleyim."
Ergül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Şehir Tiyatroları Genel Müdürlüğü yapmış, "tiyatroyla, kitapla, şiirle yatıp kalkıyor" denecek kadar sanat fanatiği: "Benim için üç kutsal şey var: Parlamento Kürsüsü, mabet, tiyatro sahnesi."
Muharrem Ergül’e göre, ilçeyi yönetmek sadece su, yol, altyapı hizmeti götürmek değil: "Türkiye’de 200 bin, İstanbul’da 20 bin kahvehane var. Gerçek tiyatro salonu sayısı 50’yi geçmez."
Ergül, nüfusu 100 bini aşan her ilçede bir tiyatro salonu yapılmasından yana: "Tiyatro insanları hem eğitir, hem yerel yönetimlere de katkı sağlar. Tiyatro bütün sanat dallarının anası."
Beykoz Belediyesi’nin geliri 55 milyon YTL... Büyükşehir Belediyesi’nden de Beykoz’a ciddi destek var. Sokaklara bakıyorum, belediye başkanının fotoğraflarının yer aldığı, pankartlar yok. Ergül, belediyenin parasını bu tür işlere harcamaktan yana değil: "Gerekirse kendi paramla fotoğraflarımı asarım."
Ergül, "Oğlum beş vakit namazında" gibi bir gerekçeyi belediyeye işe almada "kriter" olarak görmüyor. Hatta söze böyle gireni reddediyor: "Benim için insanın işini iyi yapması önemli."
Ergül, Beykoz’un ön görünüm bölgesinin SİT alanı olduğunu vurgulayıp, yakınıyor: "Mevcut yapıları restore bile edemiyoruz. Bu durum ilçemizin görüntüsünü bozuyor."
Söz ilçedeki yapılaşmaya gelmişken, sohbete nokta koyduk. Ergül’ün yanından ayrıldıktan sonra Genel Yayın Yönetmenimiz Ertuğrul Özkök aradı: "Orman Bakanı Osman Pepe’nin Meclis’teki açıklamasını gördün mü? Acaristanbul’la ilgili çok önemli açıklama yapmış. Haberi büyütmek lazım."
Pepe’nin açıklaması tüm gazetelerde büyüdü, Acaristanbul ve Acarkent olayı patladı. Beykoz’un önceki Belediye Başkanı’nın Acaristanbul’a onay verdiği dikkati çekti. Yargı Acaristanbul’a "dur" deyince Ergül, belediyenin "onay" tavrını sürdürdü: "Prosedür gereği temyize gittik."
Ergül, "mecburen temyiz" havası verse de, gördüğüm temyiz dilekçesinde hiç de öyle hava yoktu. Dilekçeyi neredeyse İsmet Acar’ın avukatları hazırlamış gibiydi.
Anlaşılan bir ilçeyi yönetmek için sadece "tiyatro fanatikliği" yetmiyor... Acaristanbul’lara karşı "uyanık" olmak gerekiyor...
Acaba Muharrem Ergül, Acaristanbul’da "oyuna mı geldi", işin içinde başka şeyler mi var?..
Satılık evde ’kaçak elektrik’ duyurusu
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) Oğuz Babüroğlu yönetiminde gerçekleştirdiği enerji konulu arama konferansında söz kayıp-kaçak oranlarına geldi.
AKP Kayseri Milletvekili Taner Yıldız, Doğu’daki kaçak elektrik kullanma alışkanlığına örnek verdi: "Doğu’daki bazı kentlerde satılık ev duyuruları yanında, ’kaçak elektrik var’ notu yer alıyor. Kaçak elektrik avantaj sayılıyor."
Taner Yıldız’ın verdiği örnek, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in DİSKİ’nin fatura tahsilatında karşılaştığı sıkıntıyla örtüşüyor: "4 milyon YTL’lik su faturasının yarısını tahsil edebiliyoruz. Faturasını düzenli ödeyene teşekkür mektubu gönderiyoruz. Ödemeyi aksatanların bir bölümünün gerçekten gücü yok. Bazıları var ki, ödememeyi alışkanlık haline getirmiş."
Su faturasını yatırma, "kaçak elektrikli ev"le övün... Olacak iş mi?