Haberler

SİT kararına neden tepki gösterildi?

Tarih: 8 Aralık 2006 Kaynak: Cumhuriyet
Yıl 1993... Özal Hükümeti' nin 1986'da Orman Yasası'na eklediği "yüzde 6 imar olanağı" ile Beykoz sırtlarında başlayan "orman içi villa inşaatları" artık dikkat çekiyor... Bölgedeki orman yolları şantiye kamyonlarından geçilmezken, geceleri kesilen ağaçların yerini gündüzleri beton temeller alıyor... Dönemin Çorum Milletvekili ANAP'lı Ateş Amiklioğlu 'nun bir yasa tasarısı, ülkeyi yönetenlerin çevre bilinçlerini de gösteriyor. Tasarı "3 yıl içersinde kamulaştırılmayan SİT alanlarının imara açılması" nı öngörerek tarihsel ve doğal mirasın sadece "devletin malı" olursa korunabileceğini savunuyor. Bu nedenle "tapulu orman" lardaki imar uygulamaları da "mülkiyet hakkı" sayılarak siyasi destek görüyor. Aynı süreçte bir başka yasal düzenleme de "yağmaya karşı açılan davaları önlemek" için hazırlanıyor. Hükümetin "İdari Yargılama Usulü Yasası" ndaki değişiklik önerisinde, kente ve çevreye duyarsız imar izinlerine karşı dava açma hakkı, ancak "doğrudan zarar gören" lerle sınırlandırılıyor. Böylece özellikle meslek odalarının hukuk mücadelesi engellenmek isteniyor...

'Acarlar'da İlk Tespit
Böylesi bir siyasal ortamın "himayesi" nde Beykoz'daki "tapu" lu ormanlarda süren villa inşaatları için, Beykoz Belediyesi'nden Başkanvekili Muammer Çay 'ın imzasıyla Mimarlar Odası 'na gelen 3 Ağustos 1993 tarihli yazıda şöyle denilmektedir: "Basın ve televizyonlarda, Saip Molla Ormanı'ndaki Acarlar villa inşaatlarında yüzde 6 kuralına uymadıkları iddiası var... Beykoz Belediyesi'nin şaibe altında kalmaması için, çevreye duyarlı, saygınlığına inandığımız odanızın bir ekiple adı geçen yerde araştırma ve ölçüm yaparak yardımcı olmasını diliyorum..." Bu talep üzerine 3 uzman mimardan oluşturulan "bilirkişi heyeti" nin, arazideki ve resmi belgeler üzerindeki incelemelerle hazırladıkları 24 Eylül 1993 tarihli rapor, dehşet verici tespitler içermektedir. Rapora göre, 229 hektarlık ormanlık arazide, Orman Bakanlığı'nın yüzde 6'lık ön iznine dayanarak Beykoz Belediyesi'nce ruhsat verilen yapıların toplam alanı "yüzde 32" yi bulmaktadır. Yasal orandan 5 kat fazla olan bu "izin" li (!) konut inşaatlarına eklenen diğer sosyal ve ticari amaçlı yapıların yol, otopark ve çevre düzenlemeleriyle, neredeyse tüm orman tahrip edilmiştir. Ayrıca, yüzde 6 oranıyla 600 kadar villanın yapılabileceği araziye, 1452 villa yerleştirilmekte; 850 villa yasadışı inşa edilip pazarlanmakta; çoğunluğu da "arazi eğimi" bahane edilerek 2 kat yerine 4 katlı yapılmaktadır... Aralarında "özel okul" ların, hatta "akaryakıt istasyonları" nın bile bulunduğu konut dışı tesisler için, yasada da olmayan "emsal dışı imar hakkı" (!) ile ruhsat verilen toplam inşaat alanı ise 60 bin m2 iken, uygulamada 188 bin m2'ye çıkartılmaktadır... Bir diğer usulsüzlük ise Acarkent vaziyet planlarının, İstanbul'un nâzım planına aykırı olmasına rağmen, Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan tarafından "re'sen" onaylanmış olması... İşte böylesi "belgelenmiş" bir talan, yetkililerin "bilgi ve onayları dahilinde" sürerken İstanbul 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 15 Kasım 1995 gün ve 7755 sayılı kararıyla, Beykoz ve Sarıyer ormanları "İstanbul Kuzeyi Doğal SİT Alanları" kapsamına alındı. Amaç ise "doğa tahribatının yaygınlaşmasını engellemek" ti...

'Siyasetin Ranta Bağlılığı'

2863 sayılı Koruma Yasası'na göre, belediyeler "doğal SİT" te kalan inşaatları durdurup, koruma planlarını da bir yıl içinde doğayı gözetecek şekilde düzenlemeleri gerekirken, tam tersine SİT kararına dava açtılar. "İmarı durduran SİT ilanı iptal edilmelidir" diyerek mahkemeye başvuranların öncüsü ise dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 'dı. Aynı süreçte, "belediye ruhsatına dayanan orman tahribatını durdurmak isteyen koruma kurulu üyeleri ise Kültür Bakanlığı'nca görevlerinden alınmışlardı" ... Erdoğan'ın, bu SİT kararına karşı 1996'da açtığı ve yine Acarkent'i de açıkça kollayan davanın 1996/75 esas sayılı dosyası, "siyasetin ranta bağlılığını" kanıtlayan çarpıcı bir belgesel gibidir. Çünkü Koruma Kurulu'nun SİT gerekçelerden biri de ormanlardaki "izinli" inşaatların, Büyükşehir Belediyesi'nce hazırlanan ve kuzeydeki yeşil kuşağa imar yasağı öngören "nâzım plan kararları" na da aykırı olmasıydı. Yani, kurulun "nâzım plan hedefleri" ni yasal güvenceye bağlamak için aldığı SİT kararına, aynı hedeflerin altında imzası olan Erdoğan iptal davası açıyordu... Sonunda yüksek mahkemenin 29 Temmuz 1997'de kurulu haklı bulması üzerine Erdoğan'ın temyiz başvuruları da Danıştay 6. Dairesi'nce 2000'de reddedilince, SİT kararı da kesinleşmiş oldu. Ne var ki aradan geçen 3 yılda özel ormanlardaki inşaatlar durdurulmadığı gibi, büyük oranda da tamamlanmıştı... Acarkent ve benzerlerine "engel" yarattıkları için görevden alınan kurul üyeleri de Danıştay kararıyla geri döndüklerinde, bölgenin koruma planları yerine "tahribat haritaları" yla karşılaştılar...
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.