Haberler

Kültür Mirası Kimi İlgilendiriyor?

Tarih: 14 Aralık 2006 Yazan: Korhan Gümüş


İstanbul'un en önemli kültür varlığı olan Surlar karşımızda acil bir sorun olarak duruyor.

Kültür mirası konusunun yalnızca mimarları, sanat tarihçilerini, arkeologları ilgilendirdiği varsayılıyor. Kültür mirası konusunda yaşanan sorunlarla ilgili yalnızca bu uğraşlar içindeki insanlardan bazı öneriler, şikayetler geliyor. Sanki kültür mirası yalnızca mimarlık tarihçilerini, uzmanları ilgilendiriyormuş gibi.

Oysa uzmanlık uğraşlarının bu şekilde sınırlandırılmasına yalnızca mimarların değil bütün uzmanlık alanlarındaki insanların itiraz etmeleri lazım. Mühendislerin, hatta müteahhitlerin araştırma ve fikir üretimini sınırlandıran, tartışmasız kabullere dayanan, kamusal gücü birilerinin tekeline veren modelin kendi profesyonellikleri açısından bir sorun olduğunu göstermeleri lazım. Örneğin yirmi küsür yıldır süren ve İstanbul tarihindeki en trajik olaylardan biri olan surların restorasyonu konusu bunlardan biri. Bu muazzam karmaşık ve kentsel konunun basit bir statik duruma ve bir uygulama işine tercüme edilip sürecin yaratıcı düşünceye kapatılmasına önce mimarların, mühendislerin, araştırmacıların, sosyologların hatta işini ciddiye alan müteahhitlerin dahi itiraz etmesi lazım. Bu iş yalnızca arkeologların, mimarların sorunu değil, bütün uzmanlik alanlarının sorunu. Ama bırakalım uzmanları, sıradan vatandaşlar bile surları ve çevresini dolaşırken, yapılan uygulamaları görünce gözleri yerinden firlıyor. Yapılan işleri kim görse, süreç neden monitor edilmiyor, neden kimse bu basit işi yapmıyor diye soruyorlar.

Belki de İstanbul'da bu konuda en yetkili ve bilgili zannettiğimiz uzmanlık kurumlarının ve kişilerin İBB falan gibi kuruluşlarla uzmanlık alanlarının dışında, bir takım özelleşmiş ilişkileri mi var, onun için mi adım atılmıyor diye soruyorlar. Evet İstanbul'da STK'lar tarafından aylar/yıllar önce bir izleme komitesi olusturuldu ama izlemek, raporlamak ve kent yönetiminin bu konuda bir yöntem geliştirmesini desteklemek için kimse bir adım atmadı. Dün öğrendiğime göre İtalya'da da bu tür kapalı iş çevirmeye çalışanlar restorasyon işlerinde de var ama üniversiteler ve profesyoneller kapalı ilişkilere karşı duruyor. Ana problem yolsuzluk... Bu sorunu ancak kapalı iliskilerden yana olmayan STK'lar düzeltebilir. Size kısaca dünkü gözlemlerimi ve gördüğüm sorunlardan anladıklarımı iletmek istiyorum.

1. Surların ve çevresindeki yerleşim alanlarının şu an yaşamakta olduğu sorunlar yalnizca mimarların, sanat tarihçilerinin ya da arkeologların sorunları değil. İnterdisipliner çalismalara ihtiyaç olduğu açık. Surların, özellikle Topkapı-Yedikule arasındaki bölümünde çatlaklar ve parçaların kendi iç gerilmelerindeki, fiziksel kompozisyonlarındaki değisimler, statik yapılarındaki gelişmeler hala gözlem altına alınmış değil. Belediyede bu konuyla ilgili yüzlerce insan çalışmasına ve bir takım kuruluşlara sürekli ihaleler yapılmasına rağmen profesyonel gruplara ve araştırmalara iliskin böyle bir çalişma olmadığı gözlemleniyor. Bu konu çok önemli. UNESCO kararına uymak için inşaat işlerinin durdurulmuş olmasi, bu arastirmalarin yapılmasını, gözlem yapmayı ve yorumlamayı engellememeli. UNESCO Dünya Kültür Mirası Komitesi "araştırma ve bilgi üretimini de durdurun" mu dedi?



2. Şu anda İstanbul surları tam anlamıyla kendi kaderlerine terkedilmiş durumda. Bir deprem olması durumunda, yalnızca kötü inşaatlar nedeniyle değil, özellikle çok ilginç bir görünüm arzeden ve özgünlüğünü koruyan inşa edilmemiş bölümlerde de büyük bir yıkım olabilir. Bu nedenle gözlemleme/araştırma çalışmaları aşamalandırılabilir. Örneğin kırıklar/çatlaklar arasında değişik esnekliğe sahip ve gözükmeyen dikiş sistemleri bilgisayar destekli mühendislik tasarım yöntemleri ile yerleştirilebilir. Çesitli tamponlar konabilir. Parçaların statik durumları kullanılan statik modelleme programları ile hızla tanimli hale gelebilir ve askılama, dikiş, tamponlama, dolgu işlemleri hızla projelendirilebilir. Ancak bunun için dahi interdisipliner bir çalışmaya ihtiyaç var. Örneğin zemindeki rutubete maruz tugla tonoz sistemleri ile, bedendekiler arasındaki farkı değerlendirebilecek uzmanlar olmalı. Çünkü malzemelerin fiziksel kosullarını etkileyen farklı durumlar, farklı sorunlar ve çözümler var. Dünya Kültür Mirası Komitesi'nin "surlardaki tahrip edici uygulamaları durdurun" derken bunları kastettiğini zannetmiyorum.

3. Koruma planı surlar çevresinde bir yeşil kuşak öngörüyor. Oysa surlar çevresindeki tarihsel yerleşim dokusu ile bir bütün. Sulukule'deki mevcut dokunun yıkılması planlanırken Yedikule çevresindeki sur diplerindeki yedi katlı binalar, belediyelerin yaptığı kazulet yapılar hakkında hiçbir girişim yok. Surlar çevresindeki kent morfolojisine dair bilgiler koruma planı adı verilen belgede bulunmuyor. Bulunmadığı gibi Osmanlı Mahalleleri gibi yeni binalardan oluşan kapalı bir çevreye iş fırsatları sunan projeleri belediyeler uygulamaya girişiyorlar. Eğer bu plan böylesine kestirimlerle uygulanırsa, Yedikule, Sulukule gibi semtlerde Haliç yıkımları gibi gelismeler olabilir. Surlara yakın çok sayıda tarihi yapı var ve bunlar önemli olsun olmasın bir doku olarak ele alınmalı.

4. Tarihi Yarımada Koruma Planı adı verilen yönlendirici belgede kendi evini onarmak isteyenlere belediyelerin nasıl bir destek vereceklerine, süreçleri profesyonel ortamlara açmak için sorumluluklarının neler olduğuna dair en ufak bir bilgi yok. Buna karşılık İstanbul'un Tarihi Yarımadası gibi dünya için mücevher gibi değer taşıyan bir bölge için yerel profesyonel düzeyi hiç bir zaman temsil etmeyen bir dolu kestirim var. Oysa bu tür uygulamalar artık bütün dünyada yerel ve uluslar arası profesyonel deneyimlere ve işbirliğine açılıyor.



5. Belediyeler yeterli ekspertize sahip değil ve kendi sirketleri aracılığıyla hizmet aldıkları için karar vericiler ile proje müellifleri aynı kişiler. Bu model Türkiye Cumhuriyeti yasalarına, uymakla yükümlü olduğumuz uluslar arası normlara aykırı. İBB sunumlarında, örneğin ahsap yapıların olduğu Ayvansaray gibi semtlerde ahsap, kagir yapıların oldugu Fener Balat gibi yerlerde kagir, Eminönü'nde taş yapıların olduğu hanlar bölgesinde taş yapıların yapılacağı söyleniyor. Mimarlıkta böyle bir zorunluluk mu var?

6. Surlar çevresinde IBB; Zeytinburnu belediyesi de bu kapalı modeli paylaşıyor ve Osmanlı Mahalleleri yapmayı planlıyor. Bu konuda tercihlerini yaptıklarını, tasarım kararlarını verdiklerini söylüyorlar. Bunun için de üniversiteler ile işbirligi yaptıklarını söylediler. Üniversiteler mimari tasarım yapar mı? Böyle bir sey mümkün mü? Koruma planı bu bölgedeki uygulamaları mimarlara, mühendislere, uygulamacılara kapatma işlevi mi görüyor?

7. Tekfur Sarayı adı verilen ve dünyadaki tek sivil Bizans yapısı örneği için İBB'nin ne yaptığı, nasıl bir yöntemle konuyu ele aldığı bilinmiyor. Yapılan yanlış uygulamaların nasıl ele alınacağına dair bile bir yöntem açıklığı yok. İBB ve üniversiteler bu önemli örneği bile workshoplar düzenleyerek, araştırma projelerini destekleyerek tartışmaya açmıyor. Yalnızca makine ile kesilmiş taşların kenarları elle kırılarak, eski taşlara benzetilerek uygulama sürdürülüyor. Böyle bir uygulama bu kadar basit bir araştırma/uygulama modeliyle gerçekleştirilebilir mi?

8. UNESCO Komitesi içinde yer alan STK'lar gördüğüm kadarıyla bu konularda yönetimlere yardımcı olmuyorlar. Kendi başlarına ya da kapalı ilişkiler içinde hareket ederek kendi çalışmalarına ayrıcalık sağlamaya çalışıyorlar. Bu yüzden projeler aynı kapalılık içinde devam ediyor ve Istanbul'un Dünya Kültür Mirası Listesi'nden çıkarılması için belediye ile aralarında açık olarak dile getirilmeyen bir konsensüs var. Bu nedenle İstanbul'un Dünya Kültür Mirası Listesi'nden çıkarılmasını istemeyen STK'ların acil olarak bir İzleme Komitesi oluşturması ve iş planını uygulamaya koyması gerekiyor.

Daha konusulacak yığınla iş var. Ben yalnızca bir günlük gözlem sonucu bir parça fikir sahibi oldum. Ancak bu konuyu bilmiyorum. Ama UNESCO Dünya Kültür Mirası Komitesi'ne Türkiye Cumhuriyeti'nin Vilnius'taki toplantıda taahhüt etmiş olduğu ve oluşturulan komite adına surlar sempozyumunu hazırlayan kuruluşların yöntem ve teknikler konusuna bir açıklık getirmelerini bekliyorum.

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.