Haberler

İstanbul’da Bizans Dönemi Sarayları’nın İzleri

Tarih: 15 Aralık 2006 Derleyen: Zeynep Güney


Osmanlı Bankası Müzesi’nde 13 Aralık Çarşamba günü, Voyvoda Caddesi Toplantıları kapsamında düzenlenen "İstanbul'daki Bizans Dönemi Sarayları" konulu toplantıda Doç.Dr. Gülgün Köroğlu, eski kaynaklardan, sarayları kullanıldıkları dönem içinde görmüş olanların anlattıklarından, arkeolojik kazılardan ve mevcut mimari kalıntılardan edinilen bilgiler doğrultusunda, Bizans imparatorlarının ikametgah olarak kullanıp devleti yönettikleri sarayları anlattı.

Gülgün Köroğlu’nun eski dökümanlar ve gravürler eşliğinde anlattıklarına göre; Roma İmparatoru I. Konstantin'in IV. yüzyılda inşa ettirdiği, günümüzde “ Büyük Saray” adıyla bilinen saray, XII. yüzyıla kadar kullanılmış ve kullanıldığı süre boyunca "Saray, Büyük Saray, Kutsal Saray ve Eski Saray" gibi adlarla anılmış. Dönemin aristokratlarının ve diğer soylularının bu sarayın etrafına kendi küçük saraylarını yaptırdıklarını anlatan Köroğlu, Büyük Saray’ın ana merkez olduğunu, Bursa ve Yalova’da bulunan sarayların o bölgedeki insanlara imparatorun gücünü yansıtması amacıyla inşa edilen sembolik yapılar olduğunu söyledi.

Kentte bir çekim merkezi olarak, Hipodrom’la bağlantılı ve kentin katedrali Ayasofya’ya yakın olacak şekilde inşa edilen sarayın, Roma saray mimarisinin tüm özelliklerini yansıttığı düşünülüyor. Kapı kanatları pirinçten imal edildiği için Khalke adı verilen bir giriş bölümü bulunan sarayda; en iyi ustalar tarafından, birinci sınıf malzemeler kullanılarak yapılan ve dini konuları, kırsal yaşamı, imparatorun avdaki, savaştaki halini betimleyen süslemeler, VI. – VII. yüzyılı yansıtan zengin Roma usulü mozaikler, mekanik eşyalar bulunuyormuş. Sarayın içinde 20 adet kilise ve şapelin varlığından söz edildiğini anlatan Köroğlu, XI. – XII. yüzyılda, Büyük Saray’ın terkedildiğini ve Eski Saray olarak adlandırılmaya başlandığını söylüyor. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’a geldiğinde, bakımsızlıktan büyük zarar gören sarayın, harabe halini anlatan bir kaside yazmış. 1912 yılında Cankurtaran bölgesinde çıkan yangından sonra, günümüze saraydan sadece merdiven kulesi ve döşeme mozaikleri kalmış.

Büyük Saray’ın terkedilmesinden sonra sarayın alt tarafında, surların üzerine inşa edilen sahil sarayının kullanımının arttığını anlatan Köroğlu, bu sarayın kalıntılarının da 1971 yılında başlayan demiryolu inşaatı sırasında zarar gördüğüne değindi. Ayrıca 1921 – 23 yıllarında Sarayburnu’nda yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan, bir zamanlar silah deposu olarak kullanılan, deniz kenarına çok yakın olduğu ve çok rüzgar aldığı için yıkıldığı tahmin edilen Mangana Sarayı’nı ve Haliç’teki, Latin işgali sırasında yağmalanan Blakhernai Sarayı’nı anlattı.

Konuşmasında suriçinde, surdışında, Marmara Denizi kıyısında, Haliç kıyısında ve Boğaz’da inşa edilen, Bizans imparatorlarının yılın belli zamanlarında avlanmak, dinlenmek veya sağlık bulmak için gittikleri özel saraylara da değinen Gülgün Köroğlu, Küçükyalı’da Arap saraylarına benzetilerek inşa edilen saraydan, Laleli Aksaray arasındaki adı güzel kokulu anlamına gelen ve sonradan altyapısı kullanılarak üzerine yeni bir saray inşa edilen Myrelaior Sarayı’ndan ve Küçükçekmece’deki kazı çalışmaları sayesinde tüm planı ve kalıntıları ortaya çıkarılan ancak günümüzde ilgisizlikten çöplük haline gelen Rhegion Sarayı’ndan bahsetti.

Gülgün Köroğlu, Kocamustafapaşa ve Samatya’da da özel sarayların varlığından bahsedildiğini söyledi. Ayrıca İstanbul’daki ve Anadolu’daki Bizans saraylarının dışında Mersin, Silifke, Batı Anadolu ve Suriye’deki zengin evlerinin de önemli mimari eserler olduğuna değinerek konuşmasını tamamladı.

Doç.Dr. Gülgün Köroğlu
1986'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü'nü bitirdi. 1989'da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Batı Sanatı ve Çağdaş Sanatlar Yüksek Lisans Programı'nda "Bizans Kadın Takıları" konulu tez hazırladı. 1995'te aynı enstitüye bağlı olarak Doktora Programı'nda "İkonoklazma Dönemi Bizans Sanatı (Mimari ve Mimariye Bağlı Resim Sanatı)" konulu tezini bitirdi. Halen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Bizans dini ve sivil mimarisi, resim ve küçük el sanatları, Hıristiyan ikonografisi ve Grek mitolojisi konusunda dersler veriyor.

Köroğlu'nun çalışmaları, Bizans mimarisi ve özellikle de küçük el sanatları konusunda yoğunlaşıyor. 1993'ten beri Ortaçağ uzmanı olarak, Mersin Yumuktepe Höyüğü kazılarına ekip üyesi olarak katılıyor.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.