Şapelin sahibi olan yerel kurum, kutsal bölgedeki kilisenin restore edilmesini öneren, bir dizi rahibenin Le Corbusier’nin çalışması olan kutsal alanda yaşamaya davet edildiği ve rahibelerin yaşayacağı manastırı inşa etmesi için, komisyon tarafından, Pompidou merkezinin de eş tasarımcısı olan İtalyan mimar Renzo Piano’nun görevlendirildiği cüretkar projesiyle Avrupa mimari dünyasını dehşete düşürmesinin yanı sıra ve Le Corbusier püristlerini de fazlasıyla kızdırdı.
Fransız rahibelerinin üst örtüsüne benzetilen heykelimsi çatıya sahip şapelin yer aldığı alan, bazıları tarafından, rahibelerin yerleşmesi için uygun görülse de, Piano, Le Corbusier’in yakınında yapacağı binayla ilgili olarak aleyhinde açılan davalarla karşı karşıya. Fransız Hükümeti’nin, Le Corbusier’in eserinin Unesco “Dünya Mirası” statüsünü kazanması için çalışmalarını sürdürdüğü bir dönemde gündeme gelmesi nedeniyle de projenin zamanlaması çok kritik. Fransa’nın canlanmasını sağlayan modern kentsel mimarinin sorumlusu olarak görülmesinden yıllar sonra Le Corbusier’in bu yapıtı, destekçileri tarafından bir çeşit günahtan arınma yeri olarak nitelendirilmişti.
Fransa’daki en çok ziyeret edilen Le Corbusier yapısı olan Notre Dame du Haut, UNESCO deklarasyonunun merkezinde yer alıyor. Alman süvari bölüğüne karşı cephede savaşan çok sayıda Fransız askerinin hayatını kaybetiği 1944 yılında yıkılıp yer değiştiren şapel, 1955 yılında tamamlandı. Bu alan yüzyıllar boyunca Pagan ve Hristiyanlar için hac ziyaretlerini gerçekleştirdikleri bir alandı ve agnostik Le Corbusier ilk etapta komisyonun teklifini reddetmişti. Heykelimsi tasarımının tamamlanmasından sonra ise, Le Corbusier burayı bir dinginlik, dua, barış ve haz mekanı olarak gördüğünü söylemiştir.
The Guardian’a “Tabi ki Le Corbusier’in şapeline yakın bir bina inşa etmek inanılmaz zor bir şey, zaten ilk etapta suskun kalmamın sebebi de buydu.” diye konuşan Piano, “Fakat bu saygıya dair bir soru. Onun çalışması ile yarışamazsınız, ama kendine özgü bir varlık yaratmalısınız. Manastır, beraberinde tinselliği getiriyor ve kalıcı bir insani varlık için mekan yaratıyor” diye ekledi.
Manastır 2008 yılında tamamlanacak ve Clarisse ya da Poor Clare’in çok sayıda rahibesine ev sahipliği yapacak, burada yaşamak isteyen ziyaretçilere yönelik 10 tane de ziyaretçi odası bulunuyuor. Piano, yeni bir karşılama merkezi yaratacak ve alana ormanda yaşıyormuş hissi vermesi için ağaçlar dikecek.
Şapelin sahibi olan kurumun başkanı Jean-François Mathey ise, “Le Corbusier’in imgelediği tinsellik ve barış hissini korumak istiyoruz, şapelin bir çeşit kutsal eser süper-müzesine dönüşmesinin önüne geçmeye çalışıyoruz.” diyor ve ekliyor: “Bir vagon dolusu turist hoş ama buranın atmosferine hiç de uymayan sesler ve kamera flaşlarıyla buraya geliyor. "Burada rahibeler için yapmaya karar verdiğimiz kalıcı yerleşim birimi, beraberinde sakin bir teffekürü getirecek. Ziyaretçileri karşılayıp onlarla konuşacak ve alanın asıl yapılış amacı olan dini faaliyetlerin devamlılığını sağlıyacaklar.”
Fransiskan mezhebine üye, Clarisses’in sözcüsü, yaşlı rahibelerin bu hareketi “Son sadakat eylemi” olarak gördüğünü söyledi. Şapeli ziyaretçiler ile değiştirmekten memnun olduklarını söyledi. Corbusier Vakfı’nın başkanı, Michal Richard, gelişmelere temel oluşturan alan üzerindeki bina ile ilgili sorulara ilişkin “zor ve karmaşık” aynı zamanda da “iyi bir şey” sözleriyle cevap verdi ve ekledi: Renzo Piano’nun saygıyla yaklaştığı bir gerçek, fakat dikkatli olmalıyız.”