Tüm dünyayı etkileyen küresel ısınma Meriç Nehri’ni de vurdu. Geçen yıl yatağından taşarak, taşkınlara neden olan Meriç’teki su miktarı, ocak ayına rağmen yüzde 86 oranında azaldı. DSİ 11. Bölge Müdürü Numan Gündüz, Meriç’te şartların böyle gitmesi halinde önümüzdeki yıllarda büyük su sıkıntısı yaşanabileceğini söyledi.

Küresel ısınma ve yağışların yetersizliği nedeniyle Meriç Nehri’nde su miktarının yaklaşık yüzde 86 oranında azaldığı açıklandı. DSİ 11’inci Bölge Müdürü Numan Gündüz, "Suyun debisi geçen yıl 730 metreküp/ saniye iken bu yıl aynı dönemde 100 metreküp/saniyeye düştü. Eğer hava şartları böyle giderse önümüzdeki yıllarda büyük su sıkıntısı yaşayabiliriz. Bu rakam, yüzde yüzlük hesaba orantılandığında, nehirdeki suyun yüzde 86 oranında azaldığı ortaya çıkıyor" dedi.

Kuraklığın uzun süre devam etmesinin özelikle Meriç Nehri üzerindeki barajlar için sıkıntı yaratacağını kaydeden Numan Gündüz, "Biz mümkün oldukça Meriç Nehri’nde su olduğu sürece sulamayı buradan yapıyoruz. Meriç’ten alamadığımız zaman ise barajları kullanıyoruz" diye konuştu. 

Küresel alarm 
Bu arada küresel ısınmanın etkileri yurdun diğer bölgelerinde de kendini gösteriyor.

Bolu’da yaşanan kuraklık nedeniyle, ünlü Kökez kaynak suyunun saniyede 25 litre olan debisi, saniyede 2.5 litreye düştü. 87 çeşmeye dönüşümlü olarak su verilmeye başlandı.

Kayseri’de yağış oranının 1998’den itibaren giderek azaldığı bildirildi. Yağışlar 1998 yılında metrekareye 495.2 kilogramdan 2006’da 450.9 yağış düştü.

Ekim ayından bu yana yağmur almayan, 450 bin dönüm ekilebilir tarım arazisine sahip Söke Ovası’ndaki 55 bin dönüm buğday tarlası bir damla suya hasret kaldı.

Her damla suyun kıymeti bilinsin
WWF-Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı, "Suyumuza sahip çıkalım" sloganıyla bir yıl sürecek kampanya başlattı. Vakıf Genel Müdürü Dr. Filiz Demirayak, "Küresel ısınma, Türkiye için de bir tehdit oluşturuyor. İçinde bulunduğumuz bahar havasından endişe etmeliyiz. Türkiye su fakiri olma yolunda hızla ilerliyor. Bugün musluklarımızdan akan suyun her bir damlası çok değerlidir. Suyumuza sahip çıkalım" dedi. Herkesi daha az su kullanmaya davet eden kampanya yıl boyunca miting, konser, sergi, panel, ilan ve reklam gibi etkinliklerle sürdürülecek. Swissotel’de düzenlenen basın toplantısında konuşan Dr. Demirayak, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de suyun vahşice kullanıldığını belirterek, "Dünyayı şu andaki hızla tüketmeye devam edersek, 2050 yılında iki tane daha dünyaya ihtiyacımız olacak" dedi. Dr. Demir Ayak, şu bilgileri verdi: "Türkiye son 40 yılda, üç Van Gölü büyüklüğündeki 1 milyon 300 bin hektar sulak alan işlevini yitirdi, su kaynaklarının yüzde 50’si kayboldu. Yıllık kişi başı su tüketiminin dünya ortalaması 7 bin 600 metreküp. Türkiye’de son 20 yılda, bu rakam 4 bin metreküpten 1430 metreküpe düştü. Önümüzdeki 10 yıl içinde nüfus artışı yüzünden bu rakam 1000 metreküpe düşecek. Bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için, kişi başına düşen yıllık su miktarı en az 8000- 10.000 metreküp olmalı. Türkiye su zengini bir ülke değildir. Bu rakam komşumuz Irak’ta bile 2 bin 20 metreküptür. Afrika ortalaması 7 bin, Batı Avrupa ortalaması 5 bin metreküptür. Su sorunu gelecekte ülkelerin savaş nedenleri arasında yer alabilir."