Haberler

İstanbul'un Sulukule halleri!

Tarih: 2 Şubat 2007 Kaynak: Birgün Yazan: Emrah Sahan
Son zamanlarda üzerine sıkça yazılar yazılan, emlak sayfalarında yatırımcılarının iştahını kabartan bir yer Sulukule; bugün mevcut siyasal iktidarın İstanbul'u pazarlayarak dönüştürme politikalarına "güvercin tedirginliği"nde karşı durmaya çalışıyor. Artık planlama pratikleri içinde sıkça duyduğumuz bir söylem haline gelen "Kentsel Dönüşüm"; Sulukule'de, Sulukulelilere rağmen uygulanmak istenen projenin kılıfını ve vitrin başlığını oluşturmakta. Sulukuleyi, ecdatlarına saygı için "Osmanlı Mimarisi" ile yeniden şekillendirerek muhafazakar lümpenlerin lüks mahalleleri haline getirmek isteyen zihniyet; 1054'den bu yana Sulukule'de yaşayan ve buranın asıl sahibi olan romanları yok saymakla kalmayıp, projesini kamuoyuna "Dünyanın En Sosyal Projesi" adı altında tanıtmakta. Belediye projeyi bitirdikten sonra Sulukule sakinlerini toplantılara çağırıp şartları anlatırken bunu "katılımcı planlama" adı altında yapmakta. Aynı şekilde belediye ve TOKİ' nin, Sulukule protokolünü imzalama törenindeki basın toplantısında, Sulukule halkı olarak tanıtılan insanların belediye çalışanları olması, belediyenin katılımdan ne anladığını trajikomik bir şekilde bizlere gösterdi..

Sulukule İçinden
Kentsel mekân üzerinden bu denli ucuz siyaset yapan yerel yönetime karşı Sulukule, oluşturduğu dernek ve destekçi sivil toplum kuruluşlarıyla alternatif yollar aramaya çalışmakta. Kentte, kendi enformel ilişkiler ağı ile ayakta duran ve kendi özerk alanlarını yaratan Romanlar; projeye karşı alışık olmadıkları türden bir kamusal alan oluşturma çabasındalar. Sulukuleliler kurdukları dernek aracılığıyla örgütlenmek ve bütünde ayakları yere sağlam basan bir Sulukule oluşturmak için çalışma yürütürken, diğer yandan kamuoyuna kendilerini anlatmak ve projeye her fırsatta karşı olduklarını ifade etmek için çabalamaktalar. Bu noktada kendi içlerinde tüm Sulukulenin aktif olarak katıldığı sivil inisiyatifi oluşturamadıkları için (ki bu çok doğal) zorluk çeken, Sulukule Kültürünü Yaşatma Derneği'ne en büyük desteği Ulaşılabilir Yaşam Derneği (UYD) vermekte. Sulukule'de yaşayanların hemen hemen hepsi bu projeye karşı olsalar bile, birlikte hareket edebilen bir yapı oluşturamadıkları için belediyenin çalışmaları karşısında yeterli baskıyı yaratamıyorlar.

Dönüşüme Karşı 9/8'lik Alternatif
Sulukule'de yapılması gereken, diğer dönüşüm alanlarında yapılması gerekenden farklı bir şey değildir. Sorun, İstanbul bütününde aynıdır. Sorunu bütüncül değerlendirip lokal çözümler, uygulamalar üretmek, kentsel ölçekte eddleşimi sağlayabilmek bugün daha da önemlidir. Sulukule'nin Roman yapısı ve özellikleri bir potansiyel olarak değerlendirilebilir. Bu kapsamda "müzik", bu alanın kendi dışındakilerle olan etkileşiminde kullanılabilecek en etkili araç olabilir. Bugün Sulukule Derneği'nin düşündüğü müzik okulu projesi, Sulukule'de önemli ölçüde dönüştürücü bir etki yaratabilir. Çocuklarının su bidonlarıyla ritm çalarak oyun oynadığı bir yerde, böylesi bir proje, oradaki pek çok sosyal probleminde çözümlenmesinde ön ayak olacaktır. Bu okul, içeriği itibariyle İstanbul ölçeğinde de talebini yaratacak ve Sulukule'nin roman kimliğiyle yarattığı içerisi-dışarısı sınırlarının yumuşamasına kolaylık sağlayacaktır. Sulukule'de müziğin dönüştürücü etkisi, bu alanın planlanmasında göz ardı edilmemesi gereken Roman kültürüne ait özelliklerden biridir. Ancak belediye, tüm bunları göz ardı edip, iki katlı lüks Osmanlı tipi villaların emlak değerleri üzerindeki dönüştürücü etkisini, kendi siyasal çizgisine yakışır şekilde daha cazip bulmuştur.

Bu Süreçte 'İstanbul ne Yapıyor?
Popüler kültürde çokça kullanılan bir malzeme olan "roman kimliği" pek çok sanatçıda, oyunda, dizide, albümde pazarlama aracı olarak kullanılmış ve kamuoyu tarafından alıcısını da bulmuştur. Roman dansını, 9/8'lik müziğini, kendilerine has konuşma tarzlarını seven ve tüm bunları popüler kültür içinde tüketen "kamuoyu", yok edilmek istenen Sulukule'ye basit bir albüm kadar ilgi göstermemiştir. Gerçek İstanbullu olan, Sulukule ve diğer projeler için kayıtsız kaldığı sürece; yaratılmak istenen "yeni İstanbulluyu" kabullenmekten başka çaresi kalmayacaktır.

Bütün İçin Genel Bir Yaklaşım
Kentte çoğulculuğun gerçek anlamda oluşturulması için her grubun kendi özgül kimliğine kapanmak yerine, ortak kamusal alanda kentin bütünüyle etkileşim içinde olması gerekir. Türkiye'de, toplumsal bilincimizde yer alan ön yargılar ve tabulardan dolayı bu etkileşim sağlanamamış ve bu durum siyasal bir rant olarak değerlendirilerek, bunun üzerinden ucuz kimlik siyaseti yapılmıştır. Sulukule'de Roman kimliği üzerinden, Gazi'de Alevi kimliği üzerinden, bir başka yerde Kürt kimliği üzerinden yapılacak olan kentsel mücadele, kent mekanındaki ayrışmaların sınırlarını ve kırmızı hatlarını derinleştirir. Planlama denilen hegemonik aracın, katılımcı olması gerekliliğinin dillerde sakız olmasının nedeni de buradan doğar. Katılım "kamu"yu eğiten bir araç olacaktır. Bireyin yaşadığı çevreye dair düşünmesi, onu sorgulaması ve üretilen kararlar içinde yer alması, kendini kentin bütününe ait hissetmesine neden olur.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.