Özel çevre alanlarının sayısınını artırılması gerektiğini belirten Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, “Türkiye’nin 14 özel çevre alanı var. Bu alanları mutlaka korumamız lazım. Bunun için özel çevre alanına atık su, arıtma tesisleri, çöp bertaraf tesisleri, düzenli depolama tesisleri yapıyoruz” dedi. Çevre ve Orman Bakanlığı Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı tarafından İstanbul Üniversitesi (İÜ) Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü’ne yaptırılan “Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi Kıyı ve Deniz Alanlarının Biyolojik Çeşitliliğinin Tespiti Projesi”nde konuşan Bakan Pepe, denizaltında muhteşem bir dünya olduğunu belirterek, yer altı ve yer üstündeki zenginliklerin hoyratça kullanılması sonucu yok olmaya yüz tuttuklarını söyledi.
Araştırma gemisi
Swissotel’de düzenlenen toplantıda Pepe, Özel Çevre Koruma Kurumu tarafından İstanbul Üniversitesi’ne yaptırılan çalışmanın, bu güzellikleri kalıcı kılmayı sağlamak amacıyla gerçekleştirildiğini anlattı. Türkiye’nin tarihi, doğal ve kültürel değerler açısından dünya ölçeğinde önem arz eden bir ülke olduğunu söyleyen Pepe, ancak yoğun kentleşme, turizm ve sanayinin baskıları altında kalan ve mutlaka korunması gereken alanların, Bakanlar Kurulu marifetiyle “Özel Çevre Alanı” olarak ilan edildiğini dile getirdi.
Pepe şunları söyledi: “Türkiye’nin 14 özel çevre alanı var. Özel çevre alanlarının sayısını artırmamız gerekiyor. Dünyada korunan alanların ülke yüz ölçümüyle orantısına bakılarak o ülkenin ne kadar gelişmiş olduğu anlaşılıyor. Biz, 4 yılda bu konuda gerçekten ileri adımlar attık ve atmaya devam edeceğiz. Sadece milli park, tabiat parkı ilan etmek yetmez. Bu alanları mutlaka korumamız lazım, geleceğine sahip çıkmamız lazım. Denize sahili olan özel çevre alanlarıyla alakalı gerek evsel atıklar, gerekse atık su, gerekse katı atıklarla ilgili olarak bertaraf tesisleri yapımı noktasında, 2007 yılından sonra özel çevre alanlarının tamamında bu kirlilikler ortadan kalkacak. 14 özel çevre alanında atık su, arıtma tesisleri, çöp bertaraf tesisleri, düzenli depolama tesislerini yapıyoruz.”
Balık çiftlikleri
Yapılan yasal düzenlemeler sonucunda özel çevre alanlarındaki balık çiftliklerinin tamamının taşınmasının planlandığını dile getiren Pepe, bundan sonra balık çiftliklerinin bakanlığın standartlarında ve gösterilen alanlarda faaliyet göstereceğini bildirdi. Bakan Pepe, özel çevre koruma alanlarıyla ilgili önemli özel çevre alanlarından olan Tuz Gölü’nde, Akdeniz ve Ege’de çalışmaların sürdürüldüğünü kaydetti. Pepe, Türkiye’nin Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz olmak üzere bütün denizlerini mutlaka kontrol etmesi, izlemesi gerektiğine dikkat çekerek, bu nedenle Karadeniz’de 69 noktada ölçümler yaptıklarını anlattı.
Türler kayıt altında
Gökova Biyolojik Çeşitlilik Projesi Yürütücüsü Yrd. Doç . Dr. Ahsen Yüksek de, projeyle ilgili bilgiler verdi. Projenin 2 yıl sürdüğünü ve 306 kilometre karelik deniz alanının toplam 75 günde tarandığını ifade eden Yüksek, bu çalışmada 249 noktada dalışlarla biyolojik çeşitlilik tespitinin gerçekleştirildiğini bildirdi. Gökova’da yapılan biyolojik çeşitlilik çalışmalarında, 19 sistematik gruba ait toplam 723 makroskobik türün tanımlandığını belirten Ahsen Yüksek, bu türlerden 33’ünün Türkiye, 8’inin de Ege kıyıları için ilk kayıt olduğunu kaydetti. Yüksek, bu çalışma sonucunda Gökova’nın uluslararası sözleşmelerce koruma altına alınmış 34 türe ev sahipliği yaptığının saptandığını belirterek, ayrıca çalışma sahasında 26 yabancı deniz türünün tespit edildiğini, 6 tanesinin Ege Denizi için ilk defa kaydedildiğini ifade etti. Çalışmada “Kum Köpek Balığı”nın Akdeniz’de bilinen tek yavrulama alanının özel çevre koruma bölgesi kapsamında, Boncuk Koyu olduğunun anlaşıldığını anlatan Yüksek, Boncuk Koyu’nun bu sebeple balıkçılığa kapatıldığını bildirdi.