Fakat İş Kuleleri yokken, Gökkafes İstanbul siluetine henüz lök gibi oturmamışken, yani ben küçükken, o koyu renkli bina Amerika’dan ışınlanmış gibi gelirdi.
Dallas başlarken ekranda beliren gökdelenlere benzetirdik, yanından her geçişimizde hayran hayran seyrederdik.
800 milyon dolara satılan araziyle ilgili gelecek planları yapılırken o binanın yerinde kalacağını sanmıyordum.
Kapısından adımımı atmadığım, açıkçası hiç estetik olmayan binayı özleyecek miyim diye düşünüyordum ihaleden beri.
"Özlemesem bile eksikliğini hissedeceğim" diye kendi kendime içlenirken Ekonomi Müdürü Vahap Munyar’la karşılaştım.
"Ne o apaçi? Gamlı Baykuş modeli geziniyorsun?" dedi.
"Sorma müdür, Karayolları binasının akıbetini merak ediyorum. N’olacak ilk gökdelenimizin hali?" dedim.
İki gündür bu konuyu açtığım hemen herkesin "Aaaa, hakikaten gökdelen diye severdim ben o binayı, n’olacak acaba?" tepkisini verdiğini söyledim.
"Yerine yapılacak binaya anısını yaşatmak için -belki binayı biraz daha görkemli gösteren- maketi konabilir: ’Yolcu, burada İstanbul’un ilk gökdeleni dururdu, unutma’ yazılabilir" diye zırvaladım.
Vahap Müdür, seri saçmalamamı içime su serpen şu açıklamayla sona erdirdi: "İlk gökdelen olduğu için tarihi eser kontenjanından koruma altına alındı, satılmıyor ve yıkılmıyor. Git yüzünü yıka, açılırsın..."
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!