Su Vakfı Genel Başkanı Prof. Dr. Zekai Şen, Dünya Su Günü dolayısıyla dün vakfın genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya İstanbul Büyükşehir Belediyesi Proje Değerlendirme Koordinasyon Takip Kurulu Üyesi İnşaat Yüksek Mühendisi Selami Oğuz ve basın mensupları katıldı.
Yol haritası çizilmeli
Dünya gündeminin ilk sıralarında yer alan küresel ısınmanın Türkiye’ye etkileri konusunda bilgiler veren Su Vakfı Başkanı Prof. Dr. Zekai Şen şunları söyledi: “Küresel ısınma, sera gazlarının etkisi ve iklim değişikliği ülkemizde hazır internet bilgileriyle değerlendirilmektedir. Türkiye için gerçek verilerden yararlanılarak, her bölge için ayrı ayrı yorumlar yapılmaktadır. Su Vakfı’nda 2100 yılına kadar olabilecek uluslararası iklim senaryoları verileri incelenerek bunların gerçek ortamda Türkiye meteoroloji, iklim, su, arazi kullanımı verileriyle karşılaştırılması yapılmaktadır. Bu yolla 2100 yılına kadar ortaya çıkabilecek sel, taşkın, kuraklık, su sıkıntısı gibi doğal olaylar hesap edilmektedir. Bu olumsuzlukların sosyo-ekonomik etkilerinin belirlenmesi ve bir yol haritası çıkarılması şarttır. Bu yol haritası hidroelektrik enerji üretimi, tarım, orman, arazi kullanımı ve çevre konularında Türkiye’nin AB’ye giriş sürecinde akılcı tekliflerle ülke kalkınmasına katkıda bulunacaktır.”
Su savaşları çıkabilir
GAP Bölgesi sularının her zaman olduğu gibi iklim değişikliği senaryolarının yazıldığı bugünlerde de gündeme geleceğini ifade eden Şen şöyle devam etti: “Bugünkü yapılaşmaya göre, özellikle GAP Bölgesi sularının orta ve uzun vadede çok önemli gündem maddesi olacağı ufukta görülmeye başlamıştır. Böylesi bir su meselesinde Suriye ve Irak’tan ziyade perde arkasında başka güçlerin bulunabileceği, tarihin iyi incelenmesiyle çok daha açık olarak anlaşılacaktır. Bir bahane ile su savaşları her an çıkabilir. Orta Doğu’da en problemli bölge Filistin, Ürdün, Lübnan ve İsrail’dir. Bu ülkeler arasında su sıkıntısı doğabilir. Bu ülkeler arasındaki su savaşlarının kuzeye kaydırılarak, Türkiye’yi içine alabilecek şekilde genişletilmesi, sömürgeci devletlerin işine gelmektedir. Onların bu istekleri iklim değişikliği bahanesiyle daha da artabilecektir.”
Musluklar boşa akmasın
Türkiye’nin gelecekte kuraklık yaşamaması için tedbirler alınması gerektiğine işaret eden Su Vakfı Başkanı Prof. Dr. Zekai Şen, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Su kaynaklarının verimli kullanılması ve tasarrufa gidilmesi zaruri bir hal almıştır. Bunun dışında Ülke su kaynaklarının yerüstü ve yeraltı envanterlerinin çıkarılarak, geleceğe dönük tahminler yapılmalı ve bu bilgiler sürekli güncelleştirilmelidir”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Proje Değerlendirme Koordinasyon Takip Kurulu Üyesi İnşaat Yüksek Mühendisi Selami Oğuz ise su kaynaklarının verimli kullanılmamasından yakındı ve vatandaşlara da bu konuda görev düştüğünü hatırlattı. Oğuz şunları söyledi: “İstanbul’da yaşayan halkımız su kaynaklarının bir gün mutlaka azalacağını düşünerek suyu tasarruflu kullanmalıdır. Duşu terkedip kurnada yıkanmamız gerekir. Muslukları boşuna akıtmayacağız. Okul, hastane gibi toplu kullanım alanlarında büyük su israfı yapılmaktadır. Buralardaki bütün musluklar optik gözle çalışan, kullanıldığı anda akan özellikte olmalıdır. Otomobillerimizi hortumla değil, kovayla yıkamalıyız. Sifonların içine pet şişe ile bir litre su eklersek büyük bir sarfiyatı önleriz. Abdest alırken de israftan kaçınmalıyız. Tesisatlarımızdaki kaçakları mutlaka önlemeliyiz. Su tüketiminde mutlaka tasarrufa gidilmelidir, aksi takdirde susuz günler bizi bekliyor.”
Su mu tarih mi?
Selami Oğuz ayrıca tarihi eserleri korumak uğruna Türkiye’de su kaynaklarının yeterince kullanılmadığına da dikkat çekti ve buna Ilısı Barajı ile Hasankeyf’in karşı karşıya getirilmesini örnek gösterdi. “Ilısu Barajı’nda olay, ‘Hasankeyf sular altında kalacak burayı kaybedeceğiz’ noktasında kilitlenmiştir” diyen Oğuz şöyle devam etti. “Şimdi Ilısu Barajı yapılırsa yılda 3.8 milyar kw/saatlik enerji üretir. Bundan daha önemlisi hemen yakınındaki Cizre Barajı Projesi’ni de hayata geçirirsek oradan da yılda 1.2 milyar kw/saat enerji gelir ve toplam 5 milyar kw/saat ülkemiz enerji kazanır. Ondan da önemlisi Cizre ve Silopi ovalarındaki 150 bin hektar alanın sulanması sağlanır. Ancak Hasankeyf’i kurtaralım diye Ilısu ve Cizre Barajı’nın bugüne kadar yapılmayışının ülkeye kaybı tam 80 milyar kw/saattir. Bu yüzden ülke 80 milyar dolar kaybetmiştir. Şimdi bu kayıpları siz oturup Hasankeyf’in faydalarıyla yan yana koyun. Oysa ki bugün 50-100 milyon dolar harcayarak Hasankeyf’i suyun üzerine çıkarırsınız. Biz her ikisini de yapacağız. Hasankeyf’i su üstüne çıkaracağımız gibi Ilısu Barajı’nı da yapacağız” diye konuştu.
YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamış
Bütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!

