TGRT Haber Tv’deki Ankara’nın Gündemi programına konuk olan Osman Pepe, Türkiye’nin 2006 kışında daha az yağış almasına rağmen sıkıntı yaşanmayacağını söyledi. Pepe, “Ancak, enerji israfımız cari açığımızın dörtte birine ulaşıyor. Bu kaynağı yatırımlara aktarsak Türkiye şaha kalkar” dedi.

İhlas Medya Ankara Grup Başkanı Nuri Elibol ile TGRT Haber Tv Ankara Temsilcisi Murat Odabaş’ın hazırlayıp sunduğu ve TGRT Haber Tv’de yayınlanan ‘Ankara’nın Gündemi’ programı, Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe’yi konuk etti. Kısa adı UÇES olan AB Entegre Çevre Uyum Stratejisi Belgesi hakkında bilgi veren Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, AB müzakere sürecinde 8 başlık haricindeki başlıkların açılabileceğini söyledi. Bakan Pepe şöyle konuştu: “Bunlar içinde yer alan çevre başlığı en çok zorlanacağımız başlıklardan biri. Çünkü büyük maliyetler gerekiyor. Turizmden enerjiye her konuda çevreyle ilgili çok ciddi düzenlemeler yapmamız lazım. Biz AB’ye 2014 -2015’te üye olabileceğimizi öngörüyoruz. Biz yatırımlarımızı ne zaman yapacağımızın, mevzuat değişikliklerinin nasıl gerçekleşeceğinin planlarını, yol haritasını yaptık. Olaya sağlıklı bir çevrede yaşamak en temel insan hakkıdır gözüyle bakıyoruz.”

Kamu-özel iş birliği
AB çevre müktesebatının karmaşık ve uzun bir mevzuat olduğunu dile getiren Bakan Pepe şöyle devam etti: “Türkiye AB’e gireceği için değil kendi insan ve çevre sağlığı bu yatırımları bizden beklediği için yapmamız lazım. Mevzuatımızı 2010’a kadar AB’ye uyumlaştıracağız. Değişikliğin 2010’a kadar sürmesinin sebebi ise şu: Uygulanmayacak mevzuat değişikliğinin anlamı yok. İlgili kurum ve kuruluşların değişikliği hazmetmesi lazım. Sektörler arası entegrasyon da önemli. Her şeyi devletten bekleyen anlayış değişmeli. Kullanan, kirleten ödemeli. Kamu-özel sektör iş birliği gelişmeli.” Uyum sürecinin bir anlamı olması için vatandaşların da bu sürece katılmasının şart olduğuna işaret eden Bakan Pepe; “Mesela İstanbul’da çöpleri ayrıştırıp toplamanın adımlarını atıyoruz. Evlerde ayrım başlamalı. Bunun yönetmeliğini bir ayda hazırladık. Sahada da vatandaşlar bunu uygulayacak bilinç düzeyinde olmalı. Kâğıt üstünde yapılan mevzuat değişikliği meseleyi çözmüyor. Vatandaşın da sahip çıkması lazımdır” dedi. Türkiye’nin her şeye rağmen dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinden daha az kirli olduğunu, sanayinin tamamlanmasına paralel olarak bu rakamın daha yukarı çıkacağını hatırlatan Bakan Pepe, “Temel önceliğimiz, toplumsal katılımı temin edip kolektif aklı harekete geçirmek. Medyanın desteği de çok önemli. Çevre uyum stratejisi herkesi kapsıyor” diye konuştu.

Su zengini değiliz
Türkiye’nin dünya ile eşzamanlı olarak küresel ısınmayı tartıştığına dikkat çeken Bakan Pepe sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sene başında birinci ulusal raporumuzu, Uluslararası İklim Değişikliği konferansından önce açıkladık. Orada Türkiye’nin yol haritasını ilan ettik. Türkiye’nin röntgenini çekip verdik. Dünyada en iyisinden, en kötüsüne onlarca senaryo var. En kötü senaryoya göre Türkiye için 2-3 derecelik bir artış öngörülüyor. Böylece Türkiye’de verimli pek çok toprak verimliliğini kaybedecek. Daha az kar yağacak. Barajlar daha az dolacak. Az enerji üretilecek. Cazip bölgelerde turizm, tarım düşecek. Bunlara karşı tedbirler almalıyız.” 21. yüzyılda su bakımından zengin olmayan ülkelerin çok etkileneceğini vurgulayan Osman Pepe, küresel ısınmanın sebeplerini ise şöyle özetledi: “Karbondioksidin atmosferde sebep olduğu örtü güneş ışığını içinde hapsediyor ve bu da küresel ısınmaya sebep oluyor. Biz Türkiye olarak sulak alanlarımızı koruyamazsak önümüzdeki dönemde sıkıntılarla karşı kaşıya kalabiliriz. Türkiye’de bugün kişi başına 1800 ton su düşüyor. Su fakiriyiz. Kişi başına 10 bin ton, 20 bin ton su düşen ülkeler var.” Bakan Pepe, suyla ilgili olarak bazı yerlerde yüzde 60’a ulaşan şehir su şebekelerindeki kayıplar olduğunu ve bunun önüne geçilmesi gerektiğini söyledi. Pepe, sanayinin suyunun da arıtılarak tekrar kullanıma döndürülmesinin zaruretini dile getirdi.

Kuraklık olacak mı?
2006 kışının bütün dünyada kurak geçtiğine işaret eden Bakan Pepe, Türkiye’nin önceki yıllar ortalamasına göre yüzde 16 az yağış aldığını söyledi. Türkiye genelinde tarımsal anlamda bir sıkıntı olmadığını, en büyük enerji üreten barajlarda geçen sene ile aynı seviyede su bulunduğunu ifade eden Çevre ve Orman Bakanı Pepe şu bilgileri verdi: “İçme suyunda Kocaeli’nde sıkıntı var. Bursa’da Nilüfer barajı devreye giriyor. Mart, nisan ve mayıs aylarında yağış bekliyoruz. Ankara’da şu anda 7-8 aylık bir su var. İstanbul’da sıkıntı yok. Ancak biz de vatandaş olarak Türkiye’nin her yerinde suyu ekonomik kullanmalıyız. Kızılırmak suyu ile ilgili söylenenler doğru değil. 6 ay içinde Kızılırmak’tan başkente su getirilebilecek.” Enerjiyi ve suyu tasarruflu kullanmak zorunda olduklarını anlatan Bakan Pepe, “Bu konuda ev hanımından öğrenciye herkese görev düşüyor. Enerji israfımız cari açığımızın dörtte birine ulaşıyor. Halbuki bunu yatırımlara aktarsak Türkiye için büyük kazanç. Türkiye enerji ve suyu iyi yönetmek zorundadır. Bugün AB’de nükleer enerji tartışılıyor. AB üyesi ülkelerde yeni nükleer santraller ya yapılıyor ya da planlanıyor. Türkiye güneşi, rüzgârı, jeotermali kullanabilir. Türkiye bugün sularının yüzde 36’sını enerji için kullanabiliyor. Tamamını devreye soksak daha az emisyon yayarız ve dışa bağımlılığımız da azalır” dedi.

Tek çare ormanları korumak
Küresel ısınmadan daha az etkilenmek için yüzde yüz etkili bir formül olmadığını kaydeden Bakan Pepe, ormanların geliştirilip, korunmasının hem su rejiminin düzenli olmasını hem su rezervlerinin korunmasını hem de karbondioksit emisyonunun azaltılmasını sağladığına işaret etti ve tek çarenin ormanlar olduğunu belirtti. Geçen sene 7 bin hektar orman yandığını buna karşılık 400 bin hektarlık alanın ağaçlandırıldığını anlatan Bakan Pepe, yangınlarla mücadele için hem karadan hem de havadan müdahale için gerekli ekipman ve eğitimli personelin artışının sürdüğünü, ağaçlandırma için özel sektörün de teşvik edildiğini sözlerine ekledi. Bakan Pepe 177 yangın ihbar hattı sayesinde yangınlara erken müdahale yapıldığını, Türkiye’nin dünyada ormancılığı en iyi yapan ülkelerden biri olduğunun yabancı yayınlarda da ifade edildiğini, önümüzdeki 4 yılda Trakya büyüklüğü kadar bir orman alanını Türkiye’ye kazandırmak istediklerini de ifade etti.

Orman işgalleri
İstanbul’da lüks konutlardan oluşan bir siteyle ilgili alınan yıkım kararını değerlendiren Bakan Pepe şöyle devam etti: “Türkiye’de herkes kurallara uymalı. Bu hukuk devleti olmanın bir gereğidir. İstanbul’un yüzde 45’i orman. Ormanlar kuzeye sıkışmış durumda. Bu ormanları korumalıyız. İstanbul’un akciğerleri bunlar. Türkiye’nin pek çok yerinde yıkım yapılıyor. Bunlar medyada ancak yıkılan mülk meşhur birilerine ait olursa yer alıyor. Kendi seçim bölgemde 26 yer yıkıldı. Daha yıkılacak yerler var. AK Parti hükümeti popülizm yapmıyor.”

Herkes sorumlu
Küresel ısınmayla ilgili sadece devlete değil herkese rol düştüğünü vurgulayan Osman Pepe, vatandaşları duyarlı olmaya davet etti. Küresel ısınmanın Türkiye için zor bir mesele olduğunu ifade eden Bakan Pepe şunları söyledi: “Küresel ısınmayla ilgili sadece strateji belgesinin değil bütün kurumların bir sorumluluğu var. Herkese rol düşüyor. Mesela tarımda damlama sulamaya geçeceksiniz diyoruz. Enerjide yenilenebilir enerjiye geçmek gerekiyor. Enerji tasarrufu yapmalıyız. Yenilenebilir enerji kanunu için kanun çıkardık. Türkiye’nin yıllık enerji israfı yılda 5-7 milyon ton petrole eşit. Türkiye Çevre Kanunu’nu çıkartabildiyse bunda tek parti hükümeti olmasının büyük payı var.”

Kirliliğe izin yok 
Çevre Bakanlığı tarafından Türkiye’nin 81 vilayetine 94 adet ‘Hava Kalitesi İzleme Cihazları’ yerleştirdi. Sistem sayesinde havayı kirletenler anında tespit edilerek, gerekli müdahale gecikmeden yapılacak.

Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Türkiye’nin 81 ilinde kurulan 94 adet ‘Hava Kalitesi İzleme Ağı’ sayesinde artık kimsenin ‘gizli’ veya ‘aşikar’ olarak havayı kirletemeyeceğini belirterek, “Kontrol elimizin altında. Artık anında müdahale etme şansına sahibiz” dedi.

Anında izlenecek
Türkiye’nin en önemli çevre problemlerinden biri olan hava kirliliği ile ilgili, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından örnek bir projeye İstanbul’da Swissotel’de düzenlenen toplantı ile imza atıldı. Dünyada birkaç örneği bulunan, “Hava Kalitesi İzleme Ağı” projesi sayesinde; Türkiye’nin her ilinde, her an hava kalitesi verilerine ulaşılarak, gerekli tedbirler anında alınabilecek. 81 ilin hava kalitesi verileri bütün detaylarıyla kesintisiz ve şeffaf bir şekilde otomatik olarak www.havaizleme.com adresinden her saat başı izlenebilecek. Bakanlık, Valilik ve ilgili birimlerin yanında vatandaşlar da bu sayede soluduğu havanın kalitesini anında görebilecek. Projenin tanıtım toplantısında konuşan Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, 2005 yılında başlatılan ve iki yılda bütün illere yayılan çalışmanın toplam 10 milyon Euro’ya mal olduğunu bildirdi. Proje sayesinde havayı kirleten kurum ve kuruluşlara anında müdahale imkanı sağlandığını belirten Pepe şöyle devam etti: Projemizin ikinci ayağı ise, 2014 yılına kadar 27 milyon Euro’luk bir yatırımla bu sayının 209’a çıkarılması öngörülüyor. Bunun için de çalışmalar hızla devam ediyor” dedi.

Ağır cezalar geldi
Pepe, sadece İstanbul’da 13 Mayıs 2006’da ‘Çevre Kanunu’nun çıkmasından sonra bugüne kadar 15 trilyon liralık ceza kesildiğini belirterek, “Yeni kanunla bir kamyon hafriyatın kanunsuz yere boşaltılması durumunda 24 milyar lira ceza kesiliyor. Eğer kamyon bir şirkete ait ise 72 milyar ceza kesiliyor. Ceza işte böyle kesilir. Yoksa çay parası gibi ceza kesilerek caydırıcılık olmaz. Bu kanunla Türkiye’de herkesin takkesini önüne koyup düşünmesini sağladığı gibi ona göre de hareket etmesine zorluyor. Aksi halde çok ciddi yaptırımlar sözkonusudur” diye konuştu.

Köylüye güneş enerjisi
Orman köylüsünün ormandan değil güneşten ısındığını belirten Pepe, “Türkiye’de orman köylerinde yaşayan 15 bin aile, ormandan bir tek çalı almadan, bir kilo kömür almadan evlerinde sadece güneş enerjisi ile hayatını sürdürüyor” diye konuştu. Pepe, Türkiye’nin en sıcak illeri ile en soğuk illerinde güneş enerjisi ile soğutulup-ısıtılması çalışmalarına hız verdiklerini bildirdi.