Siyasi yönetimin en yetkilisi yine büyük bir iş yapmış olmanın verdiği gururla açıklıyordu! Karayolları arsasının satışı İstanbul'daki taşınmaz değerlerini iki kat artırmıştır. Sanki asıl iş arsa sahiplerine getirim (rant) sağlamakmış da bu başarılmış gibi. Gerçekten öyle olmuş mudur? Yoksa Hazine'ye yüklü bir para girmiş olmasının verdiği coşku mudur bunları söyleten.
Yoksa siyasi yönetimce, yarım asrı geçen bir süredir şu veya bu nedenle imar verilmemek ya da şehrin yeşil alan dengesinin bozulduğu gerekçesiyle (özellikle Çamlıca, Beylerbeyi, Üsküdar ve çevresinde imarsız gecekondu anlayışıyla yükselen lüks apartmanlara, dar gelirlinin kapısından geçemeyeceği villaların inşasına göz yu-mulurken) imar planlarında sosyal donatı alanı gösterilmek suretiyle sahiplerince kullanımı engellenen ne kadar arsa varsa hepsine üzerine burgulu gökdelenler, akıllı binalar inşa etme hakkı sağlayacak imar izni verme kararı mı alındı? Nedir bu değerin yükselmesine sebep olan. Yoksa ekonomiye yeni doktrinler mi kazandırılıyor.
Ülke yönetiminde bulunanların bin düşünüp bir söz söylemeleri öteden beri gelen yerleşik bir anlayıştır. Bu, devlet adamlığının gereğidir de. Çünkü halk onların ağzına bakar sürekli. Devlet adamlarının her konuştukları gündem ve kamuoyu oluşturur. Bu sözleri dinleyen vatandaş daha önce bir milyon YTL istediği İstanbul'daki bir taşınmazına şimdi iki milyon YTL isteyecektir. Bir günde taşınmazında meydana gelen bu değer artışını alıcısına anlatamayacak, taşınmazı elinde kalacak, her geçen gün zarar edecek, 'bu böyle değildir, olmaz' denildiğinde de vatandaş 'sen ülkeyi yönetenlerden daha iyi mi biliyorsun' deyip karşısındakini paylayacak.
Bir taşınmazın değerini artıran nedenler bu piyasanın içindekilerce iyi bilinmektedir. Elli bin metrekare arsanız sekiz yüzmilyon YTL ederken, iki yüz bin metrekare arsanız yüz milyon YTL dahi etmeyebilir. Çünkü siz elli bin metrekare arsanın üzerine iki yüz bin metrekare alanlı bir inşaat yapabilirken, iki yüz bin metrekare arsanızın üzerine on bin metrekare dahi inşaat yapamaya-bilirsiniz. Bu tamamen imar izni ile ilgili bir durumdur. Bunu konuşanlar da eski görevlerinden dolayı bu durumu çok iyi biliyor olmalılar aslında. Ama işte o içe sığmayan coşku var ya kontrollü konuşmaya her zaman izin vermemektedir.
Özellikle İstanbul'da imar sorunları yaşayan arsa sahibi olan kooperatifler bu sözlerden daha çok etkilenebilirler. İlgili belediyelerden yıllarca olağan bir imar izni dahi alamadıkları için üyelerinin konut gereksinimlerini karşılayamayan, çaresizlik içinde kalan, arsayı satıp kurtulmaktan başka çözüm üretemeyen kooperatif yönetimleri bilinçli davranamayan üyelerine nasıl anlatabilirler şimdi bu değer karmaşasını. Arsalarının imarsız olduğunu, imar sorununun çözümü için gerekli ancak üyelerinin karşılayamayacağı kadar yüklü bir parayı bulamayacaklarını unutup sadece Karayolları arsasının satışı dolayısıyla arsalarının değerinin iki kat arttığını söyleyip duracaklardır. Anlatın anlatabilirseniz.