Haberler

Antalya’ya 10 yıldızlı otel yapılıyor...

Tarih: 16 Nisan 2007 Kaynak: Akşam Yazan: Salih Çene
Güvenilir kaynaklardan aldığımız haberlere göre; Antalya’nın göbeğinde, Fevzi Çakmak Caddesi’nde, eski Antbirlik’in yerine, Arap sermayesi ile 10 yıldızlı ve belki de 11 yıldızlı bir ‘gökdelen otel’ yapılıyor. Antalya turizmine yeni bir ivme kazandıracağı düşünülen otelin her odası 100 m2 olup, odalarda sauna, hamam, jakuzi, 2,5/2,5 m ebadında “imparator-size” yatak, 150 inch LCD/Plazma combi TV, Amerikan mutfak, uydu bağlantılı internet ve telefon, stereo HiFi müzik ve sinema düzeni, altın kaplama musluk armatürleri, otomatik yıkama ve sıcak hava üflemeli klozet, tüm elektirik, elektronik ve mekanik sistemi tek panelden kumanda eden otomasyon sistemi; 2000 m2 Spa ve Fitness alanı, botanik ve egzotik peyzaj, altın varaklarla süslenmiş, 16. Lui antika mobilyalarla dekore edilmiş Lobby ve salonlar vs. vs. vs....

Başlığım, eminim bir çoğunuzu bu yazıyı okumaya iten en önemli etken oldu. Giriş parağrafını okuduktan sonrada, aklınızda belirgin olarak kalanlar “10-11 yıldızlı çok lüks bir otel”, “Antalya’nın merkezi”, “gökdelen” ve “Arap sermayesi” olmuştur. Neler düşündünüz kimbilir! Ancak, bir süre sonra hepsini kabullenip, çevrenizde bu otelden bahsetmeye başlıyacağınızdan şüphem yok.... Ancak, ‘adres’ ve ‘bir otel yapıldığı’ haricindeki bilgilerin hepsi benim uydurmalarım.

İşte toplumsal sorunumuz da burada yatıyor... Önümüze bilgi olarak getirilenleri irdelemeden, araştırmadan ve belki içimizden bir ses “Hadi oradan! Amma abartmışlar” dese dahi, çoğu kez bunu bile dışımıza yansıtmadan; kabulleniyoruz. Sonuç? Yanlış bilgilerle harmanlanmış ve üstelik daha önce sorgulamadığı bu bilgileri kendininmiş gibi savunmaya kalkan 70 milyonluk bir toplum.

Bilinçli enjekte edilen bu bilgi kirliliği sonucunda karışan akıllarımızla, tepkisiz ve duygusuz bir millet olma yolunda hızla ilerliyoruz.

Ülkenin önemli bölgeleri, çoğu kez hasır altından, birilerine pazarlanıyor. Bu birileri, çevrelerine saygı gösterme ihtiyacı bile duymadan, bazen “Çevre sakinlerine vereceğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz” yazılı bir kağıdı dağıtmayı yeterli görerek, bu rahatsızlığı giderecek hiçbir şey yapmadan, “Bu yatırım sayesinde bölgeniz değerlenecek” gibi ifadelerle, bir de bölgeye fayda sağladıklarını iddia ederek, aylarca ve bazen yıllarca çevrede yarattıkları her türlü kirliliğe insanların katlanma zorunluğu olduğunu düşünüyorlar. Ne yazık ki insanlarımız da bunu kabulleniyorlar. Yukarıda verdiğim adreste de bu durum yaşanmakta, yaratılan bölge ve ses kirliliğine kimse müdahale etmemekte veya edememekte. Evde beslenen köpekten, dinlenen müziğe kadar, komşuların rahatsızlığını öne sürerek, karışabilen belediyeler ve çevre müdürlükleri, çok daha yüksek desibelde rahatsızlık veren ve çevreyi kirleten, bu inşaatlara nedense karışmazlar. Bu da maalesf bizim medeniyet ölçülerimizin çarpıklığına anlamlı bir örnektir. Hiçbir medeni ülkede, şehrin ortasında, çevreyi yaşanmaz hale getirerek , birileri böyle açık inşaatlar yapamaz, aksi halde çok ağır cezalarla karşılaşırlar.

Gelelim işin turizm cephesine... Son bir kaç yıldır “7 yıldız” furyasıdır gidiyor. Bunu da marifetmiş gibi, tüm medya kullanıyor. Daha da acısı, turizimci yazarlarımız ve internet gazetelerimiz bile hiç düşünmeden “7 yıldızlı” otellerden bahsediyorlar ve bu konudaki tek yetkili Turizm Bakanlığı’ndan hiç ses çıkmıyor. Peki kim veriyor bu yıldızları? Bu konuyu düzenleyen “Nitelikler Yönetmeliği”nde böyle bir kategori var mı? Varsa, 5’ten, 7’ye nasıl atladık? Aradaki 6’ncı yıldız nereye gitti? Bunları kimse sorgulamıyor ve herkes sansasyon ğruna, bile bile lades diyor... Bu isnadsız iddia ve açıklamaların aslında haksız rekabet yarattığını ve yönetmeliklere göre de Belge iptalini gerektiren bir suç teşkil ettiğini hatırlayan yok! Ülkemizde kabul edilmiş, 5 yıldızın üzerinde bir sınıflama yok ve işin garip tarafı, bundan zarar gören 5 yıldızlı tesislerdende hiç bir bir reaksiyon yok!

İşte Türkiye’nin bütünündeki bu bilgi kirliliğinden ve vurdumduymazlıktan, turizme düşen paya bir örnek. Diğer tarafta, “Turizmi şöyle kurtaracağız... Böyle patlatacağız” diyerek “mangalda kül bırakmayan” bir sürü yetkili.

Bu kafalarla Turizmi ve ülkeyi halen batıramamışsak, yatıp kalkıp insanlarımızın bazı genetiksel hasletlerine şükredelim...

Turizme gönül verenlerden ricam; hiç değilse turizmle ilgili çevre ve bilgi kirliliğine zamanında, etkin tavır koymaları ve yine hiç değilse bu yolla çok daha medeni ve gelişmiş bir yaşamı hakkettiğine inandığım toplumumuza katkıda bulunmaları...

Bu vurdumduymazlığımız devam ederse, kendimizi çok daha sıkıtılı bir yaşamın içinde bulacağız... Benden söylemesi...

Sevgiyle kalın...
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.