Haberler

Yapı denetimi var mı?

Tarih: 19 Nisan 2007 Kaynak: Milliyet Yazan: Yaman Törüner
"Bu ülkede, Bayındırlık Bakanlığı var; belediyeler var; yapı denetim firmaları var. Ama, yapı denetimi diye bir şey yok." Haklı olarak, böyle diyor Y. N. Gerçekten de, bizde "yapı denetimi" mefhumu gelişmemiş. Belediyeciler, "Bedelini bir biçimde öderseniz, ne isterseniz yapabilirsiniz" diyorlar. Hatta, size süre veriyorlar. "Şu tarihe kadar yapacağınızı yapın, ondan sonra ciddi denetime başlanacak" diyorlar. Tabii, denetim filan başlamıyor; sadece "göz yumma bedelleri" yükseliyor.

İnanılır gibi değil ama yapı denetim firmaları, paralarını denetimini yaptıkları müteahhitlerden alıyorlar. "Siz hem adamın inşaatını denetleyip orayı sök, burayı yık düzelt diyeceksiniz hem de o adamdan para alacaksınız" diyor iletisinde, adını açıklamak istemeyen bir inşaat mühendisi. Doğal olarak Türkiye'de, denetim firması olarak, müteahhidin işine müdahale ettiğinizde, size ya ödeme yapılmıyor veya yapılsa bile burnunuzdan getiriliyor.

Resmi işlerde bile, kontrol mühendisi müteahhitle ters düşemiyor. Ters düşerse, hemen idareye şikâyet ediliyor. İdare de gereğini yapıyor. Hakedişi imzalanmayan kontrol mühendisi, birçok uygulamada işten çıkarılıyor. Bu korkuyla çalışan mühendisler de baskılara boyun eğmek zorunda kalıyorlar.

Birim fiyatlar açıklanıyor
Bir müteahhidin yanında çalışan mühendisler ise onun her şeyine seyirci kalmak zorunda. Yoksa, o da işinden olur. Bayındırlık Bakanlığı her yıl maliyet hesabı yapıp birim fiyatlar açıklıyor. Bu fiyatlar, o işin "yapılabilir" fiyatı. Ama, ihaleler birim fiyatın çok altında gidiyor. Müteahhit, 100 liralık işi "60 liraya yaparım" diyor. İdare de mecburen, işi en düşük yapana veriyor. Tabii, müteahhit inşaatı hem 40 lira ucuza çıkarmak hem de kâr etmek istiyor. Sonuçta, bir biçimde kaliteden çalmak kaçınılmaz oluyor.

İhale, yasal olarak "en ekonomik fiyatı veren" firmaya gidiyor. Bürokrat, bunun tersini yaparsa, hakkında "görevi ihmal"den soruşturma açılıyor. Yani, suçlu ne müteahhit ne kontrolör ne de idare. Yasalar, çürük inşaat yapılmasını özendiriyor.
Türkiye deprem kuşağında. Buna rağmen, neredeyse bütün yapılar çürük. Çürük olmayanların da planları bozuk. En pahalı işyerlerinin bile yeterli otoparkı yok. Belediyeler, "dışı camla kaplı" tüm binaları "lüks" sayıp inanılmaz emlak vergisi alıyorlar. Ne planına ne yolu olup olmadığına ne de değerine bakılıyor. Ülkenin Başbakanı, "Ruhsatsız, iskânsız yerleri yıkın" diye fetvalar veriyor. Göstermelik yıkımlar yapılıyor. Oysa, binaların hemen hepsi, sorunlu. Ama, bu işin "sorumlusu" yok.

Çürük binaların kredileri
Gayrimenkul kredisi sistemini (mortgage) yasalaştırdık. Bazıları, Faizler düşmedikçe sistem çalışmaz" diyor. Aslında, çalışır. Ama, bu çürük, plansız, altyapısız inşaatlara verilecek kredilere yazık. Yarın, bir deprem olursa, çöken çürük binaların kredileri nasıl geri ödenecek? Kredinin teminatı, bir anda yok olacak.

Bazı bankalar, daha planları bile olmayan, yani ne yapılacağı bile belirlenmemiş inşaatlara kredi veriyorlar. Sonra da, hiç olmazsa, arsa tapusunu kendilerinde tutmak için, kredi alan kişilere tapu verilmesini engelliyorlar. Bu inşaatlar, bu bankalar ve bu müteahhitler maalesef denetlenmiyor.

Denetim sistemi çalıştırılmadan, mortgage sistemi yürürlüğe girmemeli. Aksi takdirde, Türk gayrimenkullerine yatırım yapan yabancı şirketler de uyanıp kaçacak. Sermaye Piyasası Kurulu'nun en önemli işi, mortgage kredisi alan inşaatlar için, "yapı denetimi" sistemini getirmek olmalı.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.