Geçen çarşamba günü İstanbul Belediyesi’nin Boğaz’ın birbirinden güzel bazı semtlerine yüzer marina yapma kararını eleştirirken, belediyeden kıyı manzarasını engelleyen yüksek güverteli gezi teknelerin sahillere bağlanmasını önlemesini istemiştim.
Belediye duyarlılık göstermiş ama yine yanlış teknelere savaş açmış. Görüntü kirliliğinin asıl kaynağı lüks gezi teknelerini kaldıracağına garibanın balık ekmek teknesiyle uğraşmış.
Gerek sorunun asıl kaynağı gezi teknelerinin, gerek balık ekmek teknelerinin yürüyüş yollarından uzak, görüntü kirliliğine yol açmadan bağlanabilecekleri yerler de var, belediye bu teknelere buralarda yer gösterebilir.
Belediye aynı gün Bebek-Aşiyan sahil şeridini genişletme çalışmasına da başlamış.
Yüzer marina sürprizi nedeniyle diken üzerinde olan Bebek ahalisi, sahile çakılmaya başlanan kazıklarla hop oturup hop kalkıyor.
Hemen belirteyim, sahil şeridini 9 metre genişletecek projeye ben sıcak bakıyorum.
Ancak projenin kapsamı hakkındaki bilgiler söylentilerden ibaret olduğu için kuşkularım da var tabii ki.
Eğer proje, saçma yüzer marina projesinin bir uzantısı değil de, bağımsız bir projeyse belediyeyi yermek değil alkışlamak gerekir.
Tabii eğer; amaç genişleyen sahili balıkçı terörü ve donla denize girenlerin istilasına açmak değil de vatandaşın gezi alanı haline getirip, burada mini kafeler açmaksa...
Ah bir de ne iyi olurdu İstanbul Belediyesi bu konularda açık olsa, projeleri daha henüz oluşma aşamasında halkla paylaşıp, gelecek fikirlerle oluştursa, bu son örneklerde olduğu gibi son anda dayatmasa...
Yüzer marina konusunda bu şans hálá var. Yüzer marina oldu bittisiyle karşı karşıya kalan Bebek, İstinye, Tarabya ahalisi ile bu semtlerin ziyaretçisi tüm İstanbullular belediyeden gelecek anlayışlı adımları bekliyor.