Ege Çevre ve Kültür Platformu'nun (EGEÇEP) İzmir Çeşme'de gerçekleştirdiği 7. Bölge Toplantısı'nda, Çeşme Yarımadası'ndaki turizme tahsis edilen toprakların ekolojik dengeyi bozacağı vurgulandı. Toplantının ana gündemini "Turizm Tahsisleri ve Korumacı Turizm" oluştururken, tahsisler ile ilgili Çeşme Belediyesi Kültür Merkezi'nde bir panel düzenlendi.
Panel öncesi bir açılış konuşmasını yapan EGEÇEP Dönem Sözcüsü Arif Ali Cangı, EGEÇEP olarak Çeşme Yarımadası'ndaki turizm tahsislerine karşı birçok dava açtıklarını ve bu davaların yarısında yürütmeyi durdurma kararı aldırdıklarını ifade etti. Cangı, Anayasa Mahkemesi'nin de, tahsislere imkân tanıyan Turizm Teşvik Yasası'nın Ana-yasa'ya aykırı olduğuna karar verdiğini hatırlattı.
Bürokrattan 'Bürokrasi' Yakınması
Panel öncesinde konuşan İzmir Çevre ve Orman İl Müdürü Osman Tatar, kendisinin bir bürokrat olarak, çevrenin korunmasında bürokrasinin önemli engeller çıkardığını düşündüğünü vurgulayarak, "Çeşme'yi turizm bölgesi olarak görmek istiyorsak öncelikle çevresel yatırımları yapmalıyız. Bir yandan Çeşme'nin turizmi derken, öte yandan betonlaşmaya, doğal yapının bozulmasına göz yummamalıyız" dedi.
Açılış konuşmalarının ardından başlayan panelde söz alan Avukat Ömer Erlat ise, toplam 260 kilometrekare yüzölçümüne sahip olan Çeşme Yarı-madası'nın 112 kilometrekarelik kısmının turizm tahsis alanı olarak belirlendiğini söyleyerek, bunun anlamının söz konusu genişlikte bir alanda mülkiyet hakkının tanınması olduğunu belirtti. Erlat, devlete ait bu arazilerde sulak alanlar, sit alanları ve ormanların bulunduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: "Bu alanlar nasıl tahsis edilir anlamak zor. Ana-yasa'nın 163. maddesine göre ormanların mülkiyeti devredilemez. 112 kilometrekarelik alanın 23 kilometrekaresi orman arazisi, 40 kilometrekaresi ise doğal sit alanı. Devlet, kültür ve tabiat varlıklarını korumakla yükümlüdür. Örneğin Akdeniz foku koruma alanları, Alaçatı Barajı koruma alanları tahsis kapsamında. Ayrıca Çeşme'ye 14 adet golf sahası yapılması planlanıyor. Bu da yılda 200 bin kişinin toplam su tüketiminin bu sahalarda harcanması demek. Çeşme'de zaten su sıkıntısı olduğu bilinen bir gerçek, bir an önce bu durumun önüne geçilmelidir."
'Hedef Korumacı Turizm'
Panele, Alaçatı Koruma Derneği adına katılan İbrahim Topal ise, Alaçatı'nm korunmuşluğunun bölgeyi çekim merkezi haline getirdiğini Alaçatı'nm 500 yatak kapasitesi ile yılda 15 milyon YTL civarında turizm cirosu yaptığını söyledi. Çeşme'de, turizm tahsisleri ile birlikte 75 bin yatak kapasitesine ulaşılmasının beklendiğini ifade eden Topal, "Bu 75 bin yatak bizi turizm gelirinin düştüğü 'her şey dahil turizm'e götürecek. Oysa biz korumacı turizmden yanayız. Doğa ve tarihin bize sunduğu zenginlikler varken suni yatırımlara, golf sahalarına gerek yok" diye konuştu.
'Pürüzsüz Pazarlama Alanı'
Panelin son konuşmacısı Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Tolga Çilingir de planlama alanında kaotik bir ortam olduğunu ve Çeşme Yarımadası'nın 'pürüzsüz bir alan' olarak pazarlan-mak istendiğini belirtti. Yarımadanın planlamasında, bitki örtüsünün 'zorunlu durumlarda' bozula-bileceğinin belirtildiğine dikkat çeken Çilingir, "Acaba bu zorunluluk ile golf sahaları mı kastediliyor? Çeşme'de eşsiz bir doğa parçası ile karşı kar-şıyayız. Doğa temelli bir yaklaşım, yaklaşımlarımızın merkezinde olmalı. Koruma kurulları, ulusal ve uluslararası sermayenin talepleri karşısında büyük sorumluluk taşıyor" dedi. Panelin ardından devam eden EGEÇEP 7. Bölge Toplantısı, ikinci gün gerçekleştirilen toplantılar ile sona erdi.