Haberler

Bereketli Topraklar

Tarih: 30 Temmuz 2007 Kaynak: Birgün Yazan: Ersoy Soydan
Bu hafta doğa ve tarihin buluştuğu Tirilye'deyiz. Etrafı uçsuz bucaksız zeytinliklerle kaplı olan Tirilye'de iki ya da üç kaüı Rum evleriyle, tarihi yapılar mimari dokuyu oluşturuyor. SİT alanı ilan edildiği için de 20.yüzyıl başındaki durumunu korumaktadır, yani zamanın durduğu yer neresidir diye soracak olursanız, işte orası Tirilye'dir.

Tirilye (doğru söylenişi Tirilya) adının kökeniyle ilgili olarak birkaç söylence var. Tirilya sözcüğü, Yunanca'da buralarda bolca avlanan barbunya balığı anlamına geliyor. Anadolu'da salgın bir hastalık haline gelen isim değiştirme furyasından Tirilye'de nasibini almış. 1963 yılında adı Zeytinbağı olarak değiştirilmiş, ancak bu değişiklik kabul görmemiş, halk ısrarla Tirilye diyor. Hatta Belediye Meclisi kasabaya yeniden eski adının verilmesi için karar almış.KARDEŞÇE BİR ARADA YAŞAMIŞLAR

1908 yılında 399 Türk ve 3657 Rum'un yaşadığı Tirilye'de, 1 cami ve 7 kilise varmış. 20.yy başında Türklerle, Rumlar kardeşçe bir arada yaşıyormuş. Bunu laf olsun diye söylemiyorum. Gerçekten de barış içinde bir arada yaşadıklarını ve birbirlerini çok sevdiklerini biliyoruz. Mübadele sırasında Rumları almaya gelen gemiye Tirilyeli Türkler de binmiş ve komşularına Tekirdağ'a kadar eşlik etmiş, ağlaşa-rak gemiden inmişler. Mübadele onları birbirinden koparmayı başaramamış, uzun yıllar boyunca mektuplaşmaya devam etmişler. Tirilyeli Rumlar, Halkidiki Yarımadası'nda Nea Triglia (Yeni Tirilye) kasabasını kurmuşlar. Yine Tirilye'den göç etmiş Rumların yaşadığı Rafınas kenti de 2000 yılında Tirilye'yi kardeş kent ilan etmiş. Bu sıcak ilişki günümüzde de sürüyor, Tirilyeli Rumların torunları atalarının evlerini görmeye geliyor ve büyük bir misafirperverlikle ağırlanıyorlar.

Tarihe Bakmıyorlar Bile
Bir film platosunu andırması nedeniyle yapımcıların gözdesi olan kasabada son yıllarda Melekler Adası ve Sev Kardeşim gibi birkaç televizyon dizisi çekildi. Bu nedenle birdenbire tanındı, kasabaya organize turlar düzenlenmeye başlandı. Birçok vatandaşımız gerek otobüsler, gerekse özel araçlarıyla bu mekânları görmek için kasabaya gelmeye başladılar. Oyuncuların gittiği berberi, yattığı yatağı merak edip tavaf eden vatandaşlarımız, maalesef tarihi yapıları görmeden kasabadan gidiyorlar.

Tirilye trajikomik bir olaya da ev sahipliği yapıyor. Mübadeleden sonra Tirilye'deki kilise ve manastırların tümü özel mülkiyete geçmişti. Mal sahipleri yasal bir engel bulunmadığı için Bizans dönemine tarihlenen kiliseleri satışa çıkardı. Duyduğuma göre Yunanistan'dan kiliseleri ücretsiz onarma teklifi gelmiş, ancak onlarda tarihi yapıların kamulaştırılmasını şart koşmuşlar. Düşünün bizim topraklarımızda bulunan tarihi yapıları başka bir ülke onarmak istiyor, bizimkiler ise kılını kıpırdatmadığı gibi, satışına da seyirci kalıyor. Yalnız Tirilye'de-kiler değil, komşu köy Kumyaka'daki (Siği) kilisede satışa çıkarılmış. Mal sahibi kiliseyi sanatsever bir müşteriye 400 bin dolara satmak istiyormuş. 8.yy yapısı bir tarihi eser dünyanın neresinde satılabilir ve nasıl kimse tepki göstermez anlamakta güçlük çekiyorum.

Tirilye sahip olduğu tarihi yapılar ve evler nedeniyle adeta bir açık hava müzesi gibidir. Örneğin Fatih Camisi, Bursa çevresinde özgün yapısını korumuş en eski Bizans yapısıdır. Orijinal adı Hagios Stephanos olan yapı, Tirilye'nin fethinden sonra camiye çevrilmiş. Son olarak 2005 yılında restore edilen kubbeli yapı camiye çevrilirken batı cephesi bir duvarla kapatılarak, girişi güneye alınmış ve minare eklenmiştir. Caminin yanındaki Osmanlı dönemi hamamı ise artık kullanılmıyor.

İkinci Bizans yapısı Panagia Pantobalissa Kilisesidir. 8.yy'a tarihlenen yapı dış cephesindeki destek payandaları nedeniyle halk arasında Kemerli Kilise olarak adlandırılıyor. Kilisenin duvarlarıyla, kubbesi sağlam durumda. Ancak batı cephesinin üst örtüsüyle, batı haç kolunun tonozu yıkılmıştır. Kilisenin duvarlarını süsleyen freskler son derece kötü durumdadır. Halk arasında dünyada duvarlarına resim yapılan ilk kilisenin burası olduğuna inanılır. Ancak bu doğru değildir, zira çok daha önceki yıllarda resimlenmiş kiliselerin olduğu bilinir.

Tirilye'nin siluetindeki en belirgin unsurlardan biri de Taş Mektep'tir. Şimdilerde bir viraneye dönüşen Rum okulunda eski Kıbrıs Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios da okumuş. 1988'e kadar ilk ve ortaokul olarak kullanılan bina Uludağ Üniversitesi tarafından onarılıyor.

Kiliseyi Bile Satılığa Çıkardılar
Okulun yanında Dündar Evi olarak bilinen Hagios Ioannes Rum Kilisesi var. 19.yy yapısı kilisenin üç katlı batı cephesi konut olarak kullanılıyor. Ancak kilise yıkılmış, yalnızca dört duvarı kalmıştır. Kiliseyi 650 bin YTL'ye satmaya çalışan emlakçı internette yer alan açıklamalarında yapının tapuda ev olarak geçtiğini ve alıcının restorasyon yaparak kiliseyi kullanabileceğini yazmış.

Kasabadaki bir diğer kilise ise halk arasında yemekhane olarak adlandırılan Hagios Basileos Rum Kilisesidir. Düğün salonu olarak kullanılan yapının içinde yada dışında kilise olduğunu hatırlatacak bir iz yok.

Tirilye'nin dışında da geçmişi Bizans'a uzandığı bilinen üç Rum manastırının kalıntısı bulunuyor. Bunlardan ilki kasabanın çıkışında Eşkel köyü yolu üzerindeki Hagios Sergios Manastırı. İlk olarak 8.yy'da kurulduğu bilinen ve çiftlik olarak kullanılan manastırın yalnızca duvarlarıyla, görkemli giriş kapısı günümüze ulaşmış.

Manastıra Denizden Ulaşın
İkinci manastır kalıntısı ise kasabanın yaklaşık 5 km. uzağında. Karayoluyla gitme şansınız pek yok, zira herhangi bir tabela olmadığı için bulma şansınız zayıf. Halk arasında da Ayani Çiftliği olarak bilinen manastıra denizden gitmek daha mantıklı. Ancak görmek için sahiplerinden izin almak gerekiyor. 709 yılında kurulduğu ve 1922 yılına kadar faaliyet gösterdiği bilinen Hagios Ioannes Theologos (Pelekete) Manastırının günümüze yıkılmış kilisesi ve duvar kalıntıları ulaşmış. Üçüncü manastır kalıntısı ise halk arasında Aya Sotiri olarak adlandırılan mevkideki Batheos Rhyakos Soteros Manastırıdır. Büyük ölçüde yıkılmış durumda olan manastırın bazı binaları mülk sahibi tarafından barınak olarak kullanılıyor.

Kasabanın zeytini ve zeytinyağı çok ünlü. Bursa yöresine özgü bir hamur işi olan cevizli lokumunda tadına bakmalısınız. Bunun için 180 yıldır yalnızca sabahları açık olan simitçi fırınına uğramanız gerekiyor. Tirilye'de kalabileceğiz birkaç hesaplı otel ve pansiyonda var. Deniz kıyısındaki balık lokantalarında Armutlu'nun ışıklarını seyrederek bir akşam geçirmenizi ve Tirilye'nin çiçeklerle dolu sokaklarında dolaşıp tarihi keşfetmenizi öneriyorum.
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.