Haberler

Arkeoloji Müzesi'nde bir İstanbul belgeseli

Tarih: 13 Ağustos 2007 Kaynak: Cumhuriyet Yazan: Esra Aliçavuşoğlu
İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde hemen herkesin ilgisini çekecek müthiş bir sergi var. Aslında iki sergi demek daha doğru! İlki, hâlâ kazıların sürdüğü, Marmaray Projesi'nde ortaya çıkan buluntuları kapsayan "Gün Işığı, İstanbul'un 8000 Yılı. Marmaray, Metro, Sultanahmet Kazıları" ; ikincisi ise "Kalanlar. 12. ve 13. Yüzyıllarda Türkiye'de Bizans". Her iki sergiyi de izlerken heyecanlanacağınıza, müthiş bir keyif alacağınıza emin olabilirsiniz... Kentsel mirasa ilişkin bu türden sergilerin kamuoyunun ilgisini çekmemesi gerçekten üzücü. Müzeye gitmeyen izleyicinin yanı sıra özellikle Marmaray projesi sırasında ortaya çıkan buluntulara çok az yer veren, verse de bunu kısık sesle söyleyen medyanın bunda payı büyük sanırız.
Arkeoloji Müzesi'ndeki sergiler asıl olarak İstanbul'un ve Anadolu'nun Bizans dönemi yapıtlarını içeriyor. Müze'de daimi olarak sergilenen Bizans yapıtlarını bir yana bırakırsak aslında uzun zamandır açılan ilk Bizans sergileri bunlar. Unutmamak gerekiyor ki Bizans uzun süre tehlikeli bir alan olarak görüldü ülkemizde. Örneğin geçen Haziran ayında Arkeoloji Müzesi'nde gerçekleştirilen Sevgi Gönül Bizans Araştırmaları Sempozyumu bundan 11 yıl önce yapılmak istenmişti. Sempozyumun tüm ayrıntıları tamamlanmış hatta izleyiciler katılım ücretlerini bile ödemişlerdi ki, etkinlikten son anda vazgeçildi ve herkesin parası iade edildi. Öğrenci olduğumuz o yıllarda bunu pek sorgulamamıştık... Sempozyumun iptal nedeni hâlâ meçhul. Demek ki Bizans ile "barışmak" için bu günleri beklememiz gerekiyormuş. Bu kentin daha önce bir Bizans şehri olduğunu nedense hep unutuyoruz, unutmayı yeğliyoruz; oysa İstanbul'un bir mozaik olduğunu gururla söylerken neredeyse en büyük paya sahip uygarlık değil mi Bizans? Kötü restorasyonlarla ya da terk ederek Bizans'ın varlığını nasıl silebiliriz ki bu kentten; daha doğrusu kimin gücü yetebilir buna.

24 Batık Gemi
Arkeoloji Müzesi'ndeki "Gün Işığı" sergisi bir kez daha kentin belleğinin asla silinemeyeceğini; ne yapılırsa yapılsın bir gün mutlaka tekrar günyüzüne çıkacağını kanıtlıyor adeta. Sergi, Marmaray Projesi çerçevesinde yapılan kazılardaki buluntuları kapsıyor dedik yukarıda; yüzlerce küçük obje, binlerce kırık keramik parçası, mücevherler, mimari elemanlar, mezar steli parçaları, sikkeler sadece Bizans değil, Osmanlı, özellikle de İznik tabakları vs... Tabii bu serginin en önemli ve büyük buluntusu projenin Yeniköy ayağında kısmen ortaya çıkarılan Theodosius Limanı . Burada öteden beri bir limanın varlığı zaten bilinmekteydi. Bu liman döneminde dünyanın sayılı limanlarından da biriydi.

Proje çerçevesinde yapılan kazılarda ortaya çıkan 24 adet batık gemi en önemli buluntu olma özelliği taşıyor. Hatta dünyanın, bu sayıda batık gemiyi bir arada bulunduran tek limanı. Bu gemilerin içindeki yüklerle birlikte battığını hatırlatmakta fayda var. Bir bakıma, batıkları daha da ilgi çekici hale getiriyor bu kuşkusuz.

MS 5.yy ile 11. yüzyıl arasına tarihlenen bu batıkların bulunduğu limanın en önemli işlevlerinden birinin büyük gemilerle İskenderiye'den getirilen tahılın burada inşa edilen ambarlarda depolanması olduğu söylenebilir. 11. yüzyıldan sonra nispeten etkinliği azalan bu limanın şiddetli bir fırtına sonucu kum ve mil ile dolduğu kazılarda ortaya çıkan buluntulardan anlaşılıyor. Limanın Osmanlı döneminde balıkçı kayıklarının barındığı küçük bir koy olarak kullanıldığı ise döneme ait gravürlerden görülebiliyor. Batıkların yanı sıra bu kazılarda ortaya çıkan buluntuların kentin gündelik yaşamından ticaret ilişkilerine değin pek çok bilginin güncellenmesine, karanlıkta kalan noktaların aydınlatılmasına katkı sağladığı açık.

İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Dr. İsmail Karamut 'un kazı başkanlığını yürüttüğü projenin buluntularının kazı sürerken sergilenmesi ise çok alışık olduğumuz bir durum değil. Zaten sergilemede de, kazıdan çıkan kimi yarı değerli buluntular, sergi tasarımının bir parçası olarak kullanılıyor. Sergiyi dolaşırken, kafanızı kaldırdığınızda mavi sandıklara istiflenmiş binlerce keramik parçasını, dip kalıntılarını görebiliyorsunuz. Bir nevi açık depolama gerçekleştiriliyor böylece.

Doyurucu Bir Sergi Daha...
Müzedeki ikinci sergi de en az diğeri kadar ilgi çekici... Bizans sempozyumunun müzede gerçekleştirilmesi karşılığında Koç Vakfı tarafından yenilenen Konferans ve Geçici Sergi Salonu'nda izleyebilirsiniz "Kalanlar. 12. 13. Yüzyıllarda Türkiye'de Bizans" sergisini. Sempozyumun içeriğiyle paralel kurgulanan sergi Anadolu'daki çeşitli müzelerin önemli Bizans parçalarını bir araya getiriyor. Serginin, Anadolu'nun farklı bölgelerinde aynı tarihlerde gerçekleştirilen sanatsal üretimi karşılaştırma olanağı sunduğunu söyleyebiliriz. Kısaca, çok yönlü, ilginç ve bir o kadar da doyurucu bir sergi "Kalanlar" . Ayrıca uzun zamandır Arkeoloji Müzesi'ne gitmediyseniz müzenin daha önce görmediğiniz bölümlerini göreceğinizi de söylemeliyiz. Arkeoloji Müze'nin bahçesinde çay içmek ve bu iki serginin kapsamlı kataloglarını incelemek ise ayrı bir keyif... Diğer yandan, bir devlet müzesi sergisi için oldukça pahalı sayılabilecek katalogları alamayanlar için küçük bir sergi broşürü yapılmamış olmasını eksiklik olarak değerlendirebiliriz. Hoş, geçen yıllarda Avrupa'nın en iyi müzesi seçilen Arkeoloji Müzesi'ne ait bir broşürün olmaması da ayrı bir konu...

YorumlarYorum Sayısı: Henüz hiç yorum yapılmamışBütün yorumları forumda okuyun!
Bütün yorumları forumda okuyun!
Takvim
<<Haziran 2011>>
Pzt Sal Çar Per Cum Cmt Paz
    1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30      
Haber Bölümleri
Haber Kategorileri
Yayınlanan haberlere günlük olarak yukarıdaki takvimden, haberlerin kategorilerine ise aşağıdaki listeden ulaşabilirsiniz.