Ankara'nın susuz kalmaması için gerekli önlemleri almamakla suçlanan Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'i zora sokacak bir resmi belge daha gün yüzüne çıktı. Dönemin Ankara Valisi Yahya Gür'ün, 2004'te Gökçek'i, Kızılırmak suyunun, havzadaki kirliliğin sürmesi ve önlem alınmaması durumunda içilemeyeceği konusunda uyardığı anlaşıldı.

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Ankara Milletvekilleri Yılmaz Ateş ve Nesrin Baytok ile birlikte dün TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Kılıçdaroğlu, "Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında gerekli işlemi yapmayarak görevini ihmal ettiği" gerekçesiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında soruşturma önergesi hazırladıklarını ve pazartesi Meclis Başkanlığı'na sunacaklarını belirtti.

Zehirlemek demek
Ateş de 64 sanayi kuruluşu ve 5 yerleşim biriminin atıklarının, Gökçek'in içme suyu olarak getirmeye çalıştığı Kızılırmak nehrine arıtılmadan verildiğini anımsattı. Gür'ün başkanlığında 5 Mayıs 2004'te yapılan Ankara İl Koordinasyon Kurulu toplantısında su kaynaklarının kirliliğinin konuşulduğunu açıklayan Ateş, o zaman acilen havza kirliliğinin önlenmesi kararı alındığını bildirdi.

Ateş, Gür'ün imzasını taşıyan ve 30 Haziran 2004'te gereğinin yapılması için Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na, bilgi için İçişleri Bakanlığı'na gönderilen yazının fotokopisini dağıttı. Yazıda şu uyarılar yer alıyor: "Hirfanlı ve Kesikköprü barajlarında DSİ görevlilerince yapılan kontrol ve ölçümler sonucu günümüz itibarıyla kirlilik oranları çok ileri boyutlardadır. Acil önlemlerin alınmaması durumunda, yakın gelecekte Ankara'nın içme ve kullanma suyunun temin edilmesi planlanmış bulunan Kesikköprü baraj göletinden temiz su elde etmede büyük güçlüklerle karşılaşacağı kaçınılmazdır."

'Başka kaynak'
Yazının ekinde gönderilen kararlarda, Kayseri, Kırşehir ve Sivas'ın ilçe ve köylerinin tamamının atıklarını Kızılırmak nehrine verdiği, Kesikköprü Barajı'nda ana kirlilik unsurunun fosfor olduğu belirtilirken, şöyle denildi: "Ankara'nın 2027'den sonraki içme ve kullanma suyu ihtiyacının Kızılırmak nehrinden karşılanması planlanmaktadır. Ancak, Kızılırmak havzasındaki kirlilik durumu bu seviyede devam ettiği ve bu konuda önlem alınmadığı takdirde içme suyu kaynağı olarak kullanılamayacaktır."